Urla'nın meşhur zeytinyağı! Yağhane şehir içinde sıkıştı

Ege’nin dağlarından yağ, ovalarından bal akan merkezlerinden biriydi. İlk zeytinyağı onun köylerinde üretilmişti. Zeytinlikler villalarla dolmadan önceydi. Hasat toplanır, buraya getirilir, sıkım yapılırdı. Adım başı yağhane vardı. Şimdi son biri kaldı, direniyor

İzmir’in Urla’sı, üzümü, zeytini, zeytinyağı, yağhaneleriyle ünlüydü. Bugün artık TV dizilerinin, belediye başkan adaylarının, mimar müteahhitlerin, emlakçıların gözde mekanı. Ünü yayıldıkça dışardan aldığı göçle birlikte sokaklarındaki dükkan, kafeterya, lokantalar da inşaatlar da arttı. Bunlar arasında biri var ki, sessiz sakin yeni akıma meydan okuyor! Arastanın hemen yanıbaşında, Çeşmebaşı’ndan yukarı çıkarken bir fabrika tabelası göreceksiniz. İsmini de modaya uyup yabancı sözcüklerden seçmemiş, Ercanlar Yağ Fabrikası.

TAPUSUNDA YAĞHANE YAZAR

Fabrika, Urla’daki ilk kontine zeytinyağı üretilen yer. Sahibi Bilgehan Ercan, hikayesini anlattı. “Biz 1986’dan beri bu işi yapıyoruz. Tapusunda bile ‘Yağhane’ yazıyor buranın. Ara sokaklarda falan irili ufaklı yağhaneler vardı, hepsi kapandı. Biz de direnenlerdeniz… Urla'nın şartlarında artık şehir içinde kaldık. Bu yoğunlukta bu işleri yapmak tabii ki zorlaşıyor.”

  • Ne gibi zorluklar yaşıyorlar acaba? Çevreyi mi kirletiyor? Gürültü mü yapıyor?

Hiçbiri değil, izinleri, ruhsatları tamam fakat trafikten rahatsız oluyormuş çevredekiler… “Durum bu! Memleket kalabalıklaşıyor. Memleket kalabalıklaştıkça her geçen gün şikayetler çoğalıyor” diyor Bilgehan Bey ve ekliyor: “Bu ürün zeytin, bu memlekette olduğu sürece bu işletmelerin burada olması lazım. Burada çalışıyoruz ama şikayetlerle uğraşmaktan işimizi yapamıyoruz. Ova dediğimiz bölgede şimdi villalar mantar gibi bitti. Hayvancılık ve tarım yapılan bir yer iken, insanlar ‘burası gübre kokuyor’ diye belediyeye şikayet ediyorlar. Nereye geldiniz kardeşim? Önce onu bir irdeleyin, ama durum bu…”

PERAKENDE SATIŞ TERCİHİ

Bu koşullarda devam eden üretim süreciyse şöyle: “Genellikle müstahsile çalışıyoruz. Biz burada değirmen hakkıyla çalışırız, yani çıkan yağdan değirmen hakkı alırız. Sonra da onu sınıflandırır, satışa sunarız. Marka tescilimiz var, ama kendi ürettiğimiz yağı perakende tüketebiliyoruz. Perakende satış yapma hakkımız var, marka tescilimizi çok kullanmıyoruz.”

Ercanlar, 86 yılından beri aktif üretim yapıyor. Günlük 40 tona kadar kapasiteleri olsa da yıldan yıla zeytinin durumuna göre yağın miktarı da değişiyor. Örneğin, bu yıl zeytin azalmış, hatta geçen yılın 6’da 1’ine kadar inmiş.

“Sonuçta dışarıda yetişen bir ürün olduğu için hava şartları kumanda ediyor işe. Geçen sene tam çiçekteyken aşırı sıcak, ardından yağış olunca çiçek bozuldu. Çoğu yerde zeytin tutmadı. Çıktığı yerde de zeytinyağının çoğu dışarıya gitti. Son olarak zeytinyağı ihracatı yasaklandı, ama teneke bazında ihraç ediliyor yine.”

GAYRİMENKUL EL DEĞİŞTİRDİ

  • Urla’ya dönüyoruz, zeytinciler zeytinden vaz mı geçti? Buraya yeni göç eden nüfus zeytinle, tarımla ilgilenmiyor mu? Merak ediyoruz.

“Gayrimenkuller el değiştirdi. Ziraat yapmak için alanlar da var tabi, gerçekten ziraat yapıyorlar. Bir de yatırım olsun diye alanlar var ki, zeytinin yanından bile geçmiyorlar. Öte yandan üretimle beraber Urla'daki ağaç sayısı da her geçen gün azalıyor. Evler oldukça zeytin kesiliyor! Urla’nın tarihçesine baktığınızda ‘ovalarından bal dağlarından yağ akan memleket’ diye geçer. İzmir limanı olmadan önce buradan gemilerle işte üzüm, zeytinyağı gider gelirmiş. Karantina Adası dediğimiz yer, o yüzden kurulmuş zaten. Biz de bu işten vazgeçmiyoruz. Burada veya şehir dışında devam edeceğiz.”

Bilgehan Ercan, bu gidişata karşı üretimde ısrarlı. Şehir içinde üretim yapmakta direniyor, direnemediği noktaya gelirse şehir dışında fabrikasını taşıyacak, ama yine işine devam edecek. Bu zeytin, burası da zeytin memleketi, dedi ya. Zeytin olduğu sürece zeytinyağı da ü-re-ti-le-cek!

ZEYTİNYAĞININ TURU

Üç ayda oluyor bitiyor her şey. Zeytin geldiği zaman hepsinin sıkılması lazım, yağın kaliteli olması için beklememesi lazım.
  • Biz zeytin memleketiyiz. Zeytinyağının kilosu nasıl oldu da 500 liralara dayandı? Kötü hava koşulları mı sadece?

“Bizde üretilen zeytinyağının 5 ya da 6’da 1’i Türkiye’de tüketiliyor, geri kalan zaten ihracata gidiyor. Avrupa'da bir menşei yasası çıkardılar. Ürünün nereden geldiğini ambalajın arkasına yazmak mecburiyetindeler. Buradan dökmeye, tankerlere dökülüyor. Oradan Cebelitarık'tan çıkıp İspanya'ya girdiği zaman menşei İspanya! Yağ, İspanya'nın yağı olmuş oluyor. Bizde hala geçen seneden 180 bin ton stok var deniyor. Bu işler arz talep meselesi, serbest piyasa yasası işliyor. Zeytinyağının borsası var, günlük zeytinyağı fiyatlarını takip edersiniz. Orada toptan fiyatları vardır, bir de perakende var ki, onun biraz üstünde vitrinde bulunabilir.”

İLK KEZ CHP’Lİ BELEDİYE İMARA AÇTI

Urla’da zeytin alanlarının imara açılması, ilk kez CHP’li Belediye Başkanı Bülent Baratalı dönemine denk geldi. 1976-1998 yıllarında en uzun süre belediye başkanlığı yapan Baratalı’nın görev süresinde kent dokusu değişti. Bir görüşe göre “Urla’nın gelişmesi ve kalkınmasında rol oynadı”. Diğer görüşe göre, “Özal dönemi liberal ekonomiden payını aldı. Zeytinlikler önce istimlak edildi, daha sonra imara açılarak satışa çıkartıldı.”

Sonraki Haber