Ustabaşının azarladığı işçiye kıdem tazminatı müjdesi

Yargıtay iş yerinde ustabaşının, "Neden işinizi düzgün takip etmiyorsunuz, yaptığınız işin içine... boşuna mı para alıyorsunuz?" şeklindeki sözleriyle azarlanan işçinin işten ayrıldıktan sonra kıdem tazminatı talebini reddeden yerel mahkeme kararını bozdu.

Bir iş yerinde 29 Kasım 2004 ile 16 Mayıs 2014 tarihleri arasında çalışan işçi, iş yerindeki çalışma koşullarının zorlaştırılması ve ekip başının uyguladığı baskıcı tutum, kaba ve sert tavırlar nedeniyle haklı nedenle işten ayrıldığını ancak işçilik alacaklarının ödenmediğini ileri sürerek, kıdem tazminatı ile hafta tatili, yıllık izin, fazla mesai ve genel tatil ücreti alacaklarının ödenmesi için dava açtı. İş Mahkemesinde görülen davada davalı iş yerinin avukatı, davacının 2 Ekim 2006 tarihinde iş yerinden istifa etmek suretiyle ayrıldığını, sonra yeniden çalışmaya başladığını ancak yeniden kendi isteği ile işine son verdiğini, davacının bir alacağı bulunmadığını beyan ederek davanın reddini istedi.

YEREL MAHKEME KARARI BOZULDU

Tarafların beyanları, toplanan deliller ve bilirkişi raporunun ardından yerel mahkeme davanın kısmen kabulüne karar verdi. Yerel mahkemenin verdiği karar davacı işçinin avukatı tarafından temyiz edildi. Temyiz incelemesini tamamlayan Yargıtay 9. Hukuk Dairesi, davacı işçinin 15 Mart 2007 ile 16 Mayıs 2014 tarihleri arasında geçen ikinci döneme ilişkin hizmeti bakımından kıdem tazminatı talebinin kabul edilmesi yerine reddedilmesini hatalı görüp yerel mahkeme kararını bozdu.

'DOSYANIN DELİL DURUMU İLE UYUMLU DEĞİL'

Yargıtay 9. Hukuk Dairesi kararının gerekçesinde, "Somut uyuşmazlıkta davacı vekili davacı işçinin iş yerindeki çalışma koşullarının zorlaşması ile ekip başının kendisine yönelik baskıcı tutumu, gururunu kırıcı tavır ve davranışlarda bulunması sebebi ile haklı nedenle işten ayrıldığını ileri sürerken, davalı vekili ise davacının iş yerinde 29 Kasım 2004 - 2 Ekim 2006 ile 15 Mart 2007 - 16 Mayıs 2014 tarihleri arasında olmak üzere iki ayrı dönemde çalıştığını, her iki çalışma döneminde de davacının kendi isteği ile istifa etmek suretiyle işine son verdiğini ve kıdem tazminatı talep edemeyeceğini savunmuştur. Mahkeme tarafından; davacının, davalıya ait iş yerinde iki ayrı dönemde toplam 9 yıl 4 gün kıdem süresinin olduğu, her ne kadar davacı iş yerinde kendisine manevi baskı uygulandığını ve bu yüzden işten ayrılmak zorunda kaldığını iddia etmişse de bu konudaki iddiasını ispatlayamadığı gibi 2 Ekim 2006 ve 16 Mayıs 2014 tarihli belgelerin sahteliğinin iddia edilmediği ve belge üzerindeki imzanın inkar edilmediği gerekçesiyle davacının kıdem tazminatına dair talebinin reddine karar verilmiştir. Ne var ki, mahkemenin bu değerlendirmesi dosyanın delil durumu ile uyumlu bulunmamaktadır." denildi.

DAVACI İŞÇİNİN TANIK OLARAK VERDİĞİ İFADE

Yargıtay kararında ayrıca doğrudan bilgi sahibi olan davacı işçinin tanığının ifadelerine de yer verildi. Buna göre davacı işçinin tanığı ifadesinde, "Davacının ustabaşısının baskısına maruz kaldığı, son olarak iş makinesinin kasnağı koptuğunda davacının bir kusuru olmamasına karşın ustabaşının davacıyı sorumlu tuttuğu ve 'neden işinizi düzgün takip etmiyorsunuz, yaptığınız işin içine... boşuna mı para alıyorsunuz?' şeklinde konuşarak azarladığını" beyan etti. Yargıtay kararında, "Davacıya yönelik ustabaşısı ve amiri konumundaki kişi tarafından sataşma mahiyetinde rencide edici tavrın varlığı ortaya konulmuş olduğu gibi, davacının 16 Mayıs 2014 tarihli dilekçesinin içeriğinde kıdem tazminatı talebine engel mahiyette özel bir nedenden bahsetmemiş olduğu da anlaşılmasına göre; davacının 15 Mart 2007-16 Mayıs 2014 tarihleri arasında geçen ikinci döneme ilişkin hizmeti bakımından kıdem tazminatı talebinin kabulü yerine reddi hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir." ifadelerine yer verildi.

Sonraki Haber