Uyuşturucuyla mücadelede bağımlı anneleri

Uyuşturucuyla mücadeleye, bağımlı anneleri de katıldı. Onlar uyuşturucunun ne ‘özgürlük’, ne ‘çağdaşlık’, ne ‘modernlik’, ne ‘başkaldırı’, ne de ‘eğlence’ olmadığını en iyi bilen, bu acıyı en derinden yaşayanların başında geliyor. Çünkü onların çocukları, uyuşturucuyu her kullanmaya başlayan gibi bağımlı olmayacaklarına inanarak, bağımlılar gibi ‘güçsüz, zayıf, sorunlu’ olmadıklarını düşünerek kullanmışlardır.

Bağımlılık bir süreç içinde gelişir. Kimse bağımlı olmak için uyuşturucu kullanmaya başlamaz. Merak ettiği, sorunlarla başa çıkamadığı, ‘herkes kullandığı’ ya da ‘farklı olduğu’ için kullanır. Uyuşturucuyu deneyenlerin bir kısmı etkisini sevmez ve kullanmaya devam etmez. Bazıları ise uyuşturucunun zihinde yaptığı değişiklikten hoşlanır. Bu kişiler kullanmaya devam eder. Kullanmaya devam etmek bağımlılığa giden süreci doğurur. Bağımlılık beyin hastalığı gelişmesi demektir. Bağımlılık uyuşturucuyu denemeyle başlayan sürecin son halkasıdır.

Bağımlılık çok yıkıcı bir beyin hastalığıdır. Sadece kullanan değil ailesi, çevresi, toplum için yıkıcıdır. Bu yüzden bağımlı annelerinin sesini duymak önemlidir.

BIRAKMA ARZUSU

Bağımlılık aynı zamanda tedavi edilebilir bir beyin hastalığıdır. Düzelen, ancak iyileşmeyen bir hastalıktır. Tedavi süreci meşakkatlidir. Kendi istemediği sürece kimse bir bağımlıya uyuşturucuyu bıraktıramaz. O zaman tedavinin ilk aşaması bağımlının bırakma arzusunu harekete geçirmektir. Bu aşamanın geçilmesinde aile desteği çok değerlidir.

Bırakma arzusu ile tedavi başlar. Önce arındırma, sonra ayık yaşamın inşası aşaması gelir. Ayık yaşamın inşası en az iki yıl sürer. Bu süreçte tedavi devam etmelidir. Tedaviyi maratona benzetecek olursak, arınma ancak ilk 100 metredir. 100 metre koştuktan sonra koşu bitmez, yeni başlıyordur. Uzun ve çaba gerektiren bir yoldur.

AMATEMLER

Uyuşturucu ile mücadelenin bir ayağı birincil önleme, yani kullanıma hiç başlamama ise, bir ayağı da tedavidir. Bağımlılar suçlu değil hastadırlar. Her hasta gibi tedaviye ulaşma hakkı vardır. Türkiye’de bağımlılık tedavisinde çok değerli uzmanlar, merkezler, AMATEM’ler bulunmaktadır. Bu nitelikteki merkezlerin ülke çapında yaygınlaştırılması önemlidir.

Bağımlılık tedavi politikalarının geliştirilmesine, yatak sayısının artırılmasına, özelleşmiş -kadın, ergen- tedavi olanaklarının oluşturulmasına, tedavi seçeneklerinin artırılmasına ihtiyaç olduğu göz ardı edilemez.

Bağımlı anneleri, başka çocuklar bağımlı olmasın diye tüm gövdeleriyle bu mücadeleye girmişlerdir. Onlara hoş geldiniz ve bu mücadelede birlikte daha güçlüyüz diyoruz.

Sonraki Haber