Uzman diyetisyen uyardı: Ramazanda zayıflama değil, kilo alma olasılığı daha yüksek! İşte dikkat edilmesi gerekenler...

Ramazanda diyet yapılıp yapılamayacağının kişisel olarak değerlendirilmesi gerektiğini ifade eden uzmanlar, günlük yaşantıda alınan toplam kalori iftar ile sahur arasında alınır ve buna hareketsizlik de eklenirse ramazanda kilo almanın daha olası olduğunu söylüyor.

Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Hastanesi Beslenme ve Diyet Uzmanı Hülya Yiğit, ramazanda sağlıklı beslenme konusunu değerlendirdi.

ORUÇ TUTARKEN DİYET YAPILABİLİR Mİ?

Beslenme ve Diyet Uzmanı Hülya Yiğit, “Oruç tutarken diyet yapılabilir mi?” sorusunun cevabının merak edildiğini dile getirerek, “Bu soruyu kişiye özel olarak değerlendirmek gerekir.

Hülya Yiğit

Eğer normalde 3 ana öğün tüketen ve sürekli bir şeyler atıştıran, şekerli beslenen bir bireyseniz bu ayda, besin alımı sınırlanacağı için kilo vermeniz mümkündür. Ancak günlük yaşantınızda aldığınız toplam kaloriyi iftar ile sahur arasında alırsanız, tek öğünde karbonhidratlı besin alımı yüksek olursa ve bir de buna hareketsizlik eklenirse aksine kilo almanız daha olasıdır.” dedi.

“SAHUR MUTLAKA YAPILMASI GEREKEN BİR ÖĞÜN”

Sahurun günün ilk öğünü olarak düşünüldüğünde iftara kadar uzun bir süre aç kalınacağını ifade eden Beslenme ve Diyet Uzmanı Hülya Yiğit, “Sahur mutlaka yapılması gereken bir öğündür. Aksi taktirde baş ağrısı, gün içinde tansiyon ve kan şekeri dengesizlikleri ile karşılaşılması mümkündür.

Eğer uykunun bölünmesi kişiyi daha çok zorluyorsa yatmadan 1 saat öncesinde yumurta, peynir gibi proteinden ve kalsiyumdan zengin bir öğün tüketilebilir. Ancak en azından sahur saatinde uyanıp su tüketmek kişileri gün içinde daha iyi hissettirecektir.” diye konuştu.

SAĞLIKLI BİR SAHUR VE İFTAR ÖĞÜNÜ NASIL OLMALI?

Beslenme ve Diyet Uzmanı Hülya Yiğit, yeterli ve dengeli bir şekilde oluşturulacak sahur ve iftar menülerinin metabolizma hızını canlı tutacağını belirterek, “Öncelikle sahurda, oruç tutarken daha çok susamaya sebep olacak börekler, salam, sosis gibi işlenmiş besinler, kızartmalar veya tuzlu zeytinleri tercih etmemek gerekir. Bunların yerine daha doğal ve sade beslenmeyi öneririm. Organik yumurtalar, az tuzlu peynirler, tuzsuz ayranlar, organik ekmekler bu öğün için çok daha uygundur.” dedi.

HIZLI YEMEK TÜKETİMİNE DİKKAT!

İftarda mümkünse yemek süresinin en az 15 dakika olmasının sağlanması gerektiğini ifade eden Beslenme ve Diyet Uzmanı Hülya Yiğit, “Hızlı yemek yemek fazla kalori alımına ve mide sorunlarına sebep olabiliyor. Bu nedenle yemeğe önce çorba ve salata ile başlamak yemek yeme süresini uzatacaktır. İftar masalarında birden çok ana yemek tercih etmemeye çalışmayı tavsiye ediyoruz.

Çorba, etli/tavuklu veya baklagilli tek bir ana yemek, uygun porsiyonda zeytinyağlı bir yardımcı yemek, yoğurtlu bir meze ve salatadan oluşan bir iftar öğünü oldukça sağlıklıdır.

İftar sonrası ara öğün olarak meyveler ve kuruyemişler, şerbetli tatlılara alternatif olarak tercih edilebilir.” diye konuştu.

YEMEK SONRASI SODA

Sodanın normal suya karbondioksit veya bikarbonat katılmasıyla elde edilen bir içecek olduğunu söyleyen Beslenme ve Diyet Uzmanı Hülya Yiğit, “Özellikle hızlı yemek yiyen bireyler fazla miktarda hava yutar. Sodadan gelen ekstra gaz girişi ile midede sıkışan havanın dışarı çıkması sağlanır. Böylece midedeki gerginlik hissi azalmış olur. İçinde sindirime yardımcı bir enzim yoktur. Yani sadece mekanik bir rahatlama sağlar. Tavsiyem soda tüketimini alışkanlık haline getirmemek, vücudun işleyişine yapay bir müdahalede bulunmamak yönünde.” dedi.

ŞEKERLİ İÇECEKLER YERİNE AYRAN İÇİN!

İftar ve sahur dönemlerinde yapılan hatalardan birinin de susuzluğu gidermek için asitli ve şekerli içeceklerin sıklıkla tüketilmesi olduğunu kaydeden Hülya Yiğit, “Özellikle asitsiz olduğu için iftar sofralarında sıkça yer alan hazır limonatalar, soğuk çaylar ve şerbetler de boş kalori alımına sebep oluyor. Bu içecekler çok değil, yemekten 1 saat sonrasında aç hissedilmesine sebep olur. Bunların yerine ev yapımı şekersiz kompostolar, limonatalar ve ayran çok daha uygundur.”

KİMLER ORUÇ TUTMAMALI?

Diyabet, hipertansiyon, kalp rahatsızlığı gibi kronik bir hastalık, gebelik durumu veya sürekli bir ilaç kullanımı olan bireylerin oruç ibadetini gerçekleştirmeden önce doktorlarına mutlaka danışmaları gerektiğini dile getiren Yiğit, “Doktorunun uygun görmesi durumunda bir beslenme uzmanına danışılmasıyla süreç yönetilebilir. Doktor izni olmadan tutulacak oruçların ya da doktor izni olmasına rağmen yanlış beslenme yöntemlerinin uygulanması kişinin sağlığında önemli tehlikelere yol açabilir. Söz konusu sürecin, doktor ve beslenme uzmanı kontrolünde yürütülmesi en sağlıklı seçenektir.” diye sözlerini tamamladı.

Sonraki Haber