Uzmanlar dikkat çekti: Bu hastalık her geçen gün artıyor! Yüzde 55 artış bekleniyor! Korunma yolları nelerdir?

Dünya genelinde kanser vakalarının 2020'ye kıyasla 2040'a kadar yüzde 55 artması bekleniyor.

Türkiye'de nisanın ilk haftasının "Kanserle Savaş Haftası" olması dolayısıyla AA muhabiri, kanserle ilgili verileri derledi.

Dünya Sağlık Örgütünün (DSÖ) verilerine göre, habis tümör veya ur olarak da adlandırılan kanser hastalığında oranların sabit kalması ve nüfus artışı ile yaşlanmanın son döneme paralel sürmesi halinde, 2040'a kadar dünya çapında her yıl 28 milyon yeni vaka görüleceği tahmin ediliyor.

Bu tahminlere göre, 2020'ye oranla 2040'a kadar kanser vakalarında yüzde 54,9'luk artış yaşanması, bu artışın erkeklerde yüzde 60,6 ile kadınlardan (yüzde 48,8) daha yüksek olması bekleniyor.

İkinci en sık ölüm nedeni görülen kanser hastalığının her yıl 734 bin kişiye teşhisi konuluyor, dünya genelinde 2020'de her 6 ölümden biri kanser nedeniyle gerçekleşti.

Son verilere göre dünyada 2020'de 19 milyon 292 bin 789 kişiye kanser teşhisi konulurken 9 milyon 958 bin 133 kişi kanser yüzünden hayatını kaybetti.

Kanserin en çok görülen türleri erkeklerde akciğer, prostat, kolorektal, mide ve karaciğer, kadınlarda ise meme, kolorektal, akciğer, rahim ağzı ve tiroit olarak biliniyor.

Öte yandan, dünyada her yıl yaklaşık 400 bin çocuğa kanser teşhisi konuluyor.

Hastalığın dünya genelinde artmaya devam eden fiziksel, duygusal ve ekonomik külfeti, orta gelir seviyesi ve altındaki birçok ülkede yönetilmesi fazlasıyla zor bir durum ortaya çıkarıyor.

Bunun yanı sıra önemli oranda hasta da zamanında teşhis ve tedaviye erişemiyor.

ERKEN TEŞHİS VE TEDAVİLER

Kanser kaynaklı ölümlerin yüzde 30 ila 50'si erken teşhis ve etkili tedaviyle önlenebiliyor.

Sağlık sisteminin güçlü olduğu ülkelerde kanser hastalarının hayatta kalma oranı, erken teşhis ve kaliteli tedavi gibi etkenler sayesinde yükseliyor.

Tüm kanser türlerinde ve hastalarında etkili tedavi yöntemi henüz bulunamamış olsa da türüne göre değişmekle birlikte ortalama yüzde 50 civarındaki iyileşme oranları giderek artıyor.

Ameliyat, kemoterapi, radyasyon terapisi ve kemik iliği nakli gibi tedaviler, kanserin en yaygın tedavi yöntemleri.

Bunların yanı sıra immünoterapi, hormon tedavisi, hedefli ilaç tedavisi ve radyofrekans ablasyon yöntemleri de kanser tedavilerinde uzun süredir uygulanıyor.

Söz konusu tedavi yöntemleri, tek başına veya birleştirilerek uygulanabiliyor.

Bu arada, kanserin mümkün olan en iyi tedavi planı tümör tipi, hastalık evresi, klinik ve diğer faktörlere bağlı.

Bu yöntemlerle kanseri tedavi etmek, hastanın ömrünü olabildiğince uzatmak ve yaşam kalitesini yükseltmek hedefleniyor.

KANSER VAKALARINDA ASYA ÜLKELERİ ÖN PLANDA

Uluslararası Kanser Araştırma Ajansının (IARC) verilerine göre, 2020'de kanser teşhisi konulan 19 milyon 292 bin 789 kişiden 9 milyon 503 bin 710'unun bulunduğu Asya, kanser vakalarında başı çekiyor.

Kanser teşhisi konulanlardan 4 milyon 398 bin 443'ü Avrupa, 2 milyon 556 bin 862'si Kuzey Amerika, 1 milyon 470 bin 274'ü Latin Amerika ve Karayipler, 1 milyon 109 bin 209'u da Afrika'da yaşıyor.

Küresel çapta nüfusa oranla kanserin en sık görüldüğü ülke, her 100 bin kişide 468 vakayla Avustralya olurken onu 438 vakayla Yeni Zelanda takip etti.

Bu ülkeleri her 100 bin kişide 373 vakayla İrlanda, 368 vakayla Macaristan, 352 vakayla ABD ve 345 vakayla Belçika izledi.

KANSER RİSKİNE KARŞI ALINABİLECEK ÖNLEMLER

1-Sigara içmemek

Kanserden ölümlerin %30’ undan, akciğer kanseri vakalarının % 87’sinden sigara sorumludur. Ayrıca sigara; ağız, gırtlak, yemek borusu, karaciğer, pankreas, mide, böbrek, idrar kesesi kanserine de yol açmaktadır. İçinde 100’e yakın kansere yol açan madde içeren bu sigaradan uzak durmak kanserden koruyucu önlemler arasındadır.

2-Alkol almamak ya da miktarını sınırlamak

Alkol ağız, boğaz, gırtlak, yemek borusu, karaciğer, kalın bağırsak, pankreas ve meme kanserinin bilinen sebeplerindendir. Özellikle sigara ile beraber alkol almak kanser riskini oldukça artırmaktadır.

3-Radyasyondan uzak durmak

Güneş ışığına yani ultraviyole B ışınlarına uzun süre maruz kalmak deri kanserine yol açmaktadır. Uzun süre solaryuma girmek de kanser riskini artırmaktadır. Yaz aylarında 11.00- 16.00 saatleri arasında doğrudan güneş ışığından uzak kalınmalı ve koruyucu kremler kullanılmalıdır.

4-Enfeksiyonlardan korunmak

Dünyada tüm kanserlerin 1/5’i kronik enfeksiyonlara bağlıdır. Human Papilloma virüsü rahim ağzı kanserine, Hepatit B virüsü karaciğer kanserine neden olmaktadır. Ayrıca AIDS hastalığı olanlarda birçok kanser daha fazla görülmektedir. Güvenli bir cinsel yaşam ve aşılanma ile bu enfeksiyonlardan ve kanserden korunulabilir.

5-Sağlıklı beslenmek

Kanser riskini artıran gıdalardan uzak durmak, kısa zamanda yüksek ateşte pişirme gibi yöntemlerden kaçınmak önemlidir. Kanserle savaşan besin ögeleri içeren gıdalar tüketilmeli, günde en az 2-2.5 litre su içilmelidir. Sucuk, salam, sosis gibi işlenmiş et ürünlerinden uzak durulmalıdır. Günde 2-3 gramdan fazla tuz tüketmemek gerekir. Fazla kırmızı et tüketimi, kalın bağırsak kanseri riskini artırdığı için haftada en fazla yarım kilo kırmızı et tüketilmeli, bunun yerine; balık, tavuk, hindi gibi beyaz etler tercih edilmelidir. Bakla, kuru fasulye, nohut, börülce, mercimek gibi bitkisel proteinler sofralardan eksik olmamalıdır. Şeker ve yağ tüketimine de dikkat edilmelidir. Günde en az 5 porsiyon sebze ve meyve yenilmelidir. Ispanak, kara lahana, brokoli, pazı, marul gibi koyu yeşil; domates, pancar, nar gibi koyu kırmızı; havuç, bal kabağı, kayısı gibi koyu sarı-turuncu; kırmızı lahana, patlıcan gibi mavi-mor; sarımsak, soğan gibi beyaz sebzeler meyveler ile beslenilmeli yani sofralar renkli olmalıdır. İşlenmiş tahıl ürünleri yerine tam buğday, tam çavdar, tam yulaf tercih edilmeli yani kanserden koruyucu besinleri almak için “tam” beslenilmelidir.

6-Egzersiz yapmak

Her gün düzenli olarak en az 30 dakika egzersiz yapanlarda; meme, kalın bağırsak, rahim ve prostat kanseri daha az görülmektedir.

7-Kilo dengesini korumak

Aşırı kilolar başta meme kanseri olmak üzere; kalın bağırsak, rahim, yemek borusu, böbrek, pankreas, prostat ve yumurtalık kanseri ile çok yakın ilişkilidir. Kilo vermek ile kanser riski belirgin olarak azalmaktadır.

8-Kanserin erken belirti ve bulgularını bilmek

Açıklanmayan kilo kaybı, ateş, halsizlik, ağrı, deri değişiklikleri, bağırsak ve idrar alışkanlıklarındaki değişiklikler, beklenmedik ve anormal kanamalar ile akıntılar, iyileşmeyen yaralar, vücutta ele gelen kitleler, şişlikler, yutma güçlükleri, hazımsızlık ve ses kısıklığı kanserin belirtileri olabilir. Bu belirtiler fark edildiğinde en kısa zamanda doktora başvurulmalıdır.

9-Kanser riskini bilmek ve kanser tarama programlarına girmek

Kişide herhangi bir şikayet olmasa bile, belli yaşlarda yapılan tarama testleri ile kanser erken evrede saptanabilmektedir.

10-Stresle başa çıkmak

Stres, dolaylı olarak kanseri tetikleyebilmektedir. Egzersiz, meditasyon, danışmanlık ve konuşma tedavileri, grup terapileri, sosyal destek, depresyon ve anksiyete giderici ilaçların kullanımı gibi yaklaşımlar stresle başa çıkmak için önemli yöntemlerdir.

Sonraki Haber