Uzmanlar uyardı: Türkiye derhal terörü temizlemeli

Suriye’de 13 yıl boyunca emperyalist planlara ve saldırılara direnen Esad yönetimi, 7 Aralık’ı 8 Aralık’a bağlayan Heyet Tahrir Şam (HTŞ) ve beraberindeki muhalif güçlerce düşürüldü. Suriye’nin başkentini HTŞ’nin ele geçirmesinin ardından HTŞ Lideri Cevlani, İdlib’deki Kurtuluş Hükümeti’nin sivil yönetim Başkanı Muhammed el Beşir’i Suriye Geçici Hükümeti Başbakan’ı olarak atadı. El Beşir kamuoyuna, görevinin mart ayına kadar sürdüreceğini açıkladı. Mart ayından sonra nasıl bir Suriye olacağı ise şu an meçhul.

Türkiye’nin sınırında parçalanmış, bölünmüş bir Suriye’nin bölgeye etkilerini Emekli Tuğgeneral Prof. Dr. Fahri Erenel, Vatan Partisi MKK üyesi, Emekli Hava Kurmay Albay İhsan Sefa ve Siyaset Bilimci Doç. Dr. Ali Fuat Gökçe ile konuştuk. Uzmanlar, federasyon kurulması halinde, ABD ve İsrail’in “Büyük Orta Doğu Projesi”nin Suriye ayağının tamamlanacağına dikkat çekerek, bir sonraki hedefin Türkiye olacağını işaret etti.

‘TÜRKİYE SINIRLARINI GÜVENCEYE ALMALI’

Emekli Tuğgeneral Prof. Dr. Fahri Erenel, Beşar Esad yönetiminin ardından HTŞ’nin iktidara geldiğini belirterek, Türkiye’nin kendi sınır bölgesini güvence alması gerektiğine vurgu yaptı. Erener şöyle konuştu:

“Herkes Esad’ın gidişine sevinirken, dünyanın terörist olarak kabul ettiği bir örgüt, Şam’da yönetimi ele geçirdi ve herkes bunu izliyor. Bu durumu elbette ABD ve İsrail birlikte takip ediyorlar. Şimdi hep birlikte görüyoruz, İsrail, Golan tepelerinde ilerleyişi, PKK ile bir koridor oluşturma tasavvuru… Bunu dikkate almak gerekiyor. Türkiye bu süreçte kendi sınır bölgesini mutlaka güvence altına almalıdır. Tel Rıfat ve Münbiç’te bu başladı. Bir sonraki süreçte Kobani (Ayn el Arab) bölgesi, daha doğuda Kamışlı bölgeleri bir şekilde güvence altına alınmalıdır.”

‘CENEVRE’DE DAHİ ANAYASA OLUŞTURULAMADI…’

“Şu anda sahada düzeni sağlayacak aktör yok. HTŞ, 30-35 bin kişiden oluşan bir grup. Fakat tek, homojen bir yapıda değil. Çok sayıda altyapı ve grupları var. Birçok terör örgütlerinden ve yapılardan oluşan bir grup. Süreç biraz daha rayına oturduğunda, bu gruplar arasında ciddi bir güç mücadelesi başlayacaktır. Gerek etnik gerek mezhepsel anlamda gruplar arasında ayrışmalar başlayacaktır.

"Mevcut süreçte dahi Cenevre’de bir anayasa oluşturulamadı. Şimdi bu süreçte yeni bir anayasa nasıl yazılacak, hangi yapı üzerine kurulacak… Hiçbir şey belli değil. Ayrıca, HTŞ gitti İdlib’deki adamı Başbakan yaptı. Böyle olmamalıydı. Ortak bir hükûmet kurulmalıydı. Geçiş süreci hükûmeti bir koalisyon ile olmalıydı. Şu anda iktidar tek başına terör örgütü HTŞ gözüküyor.

"HTŞ ne kadar el Kaide’den uzaklaştım dese de sonuçta selefi bir örgüt. Anayasaya silah zoruyla İdlib’in kuzeyi bize özerk bir bölge diye Anayasa’da bir madde oraya koyarlarsa, ne olacak? Bu Türkiye açısından çok büyük bir sorun. İdlib ve kuzeyindeki yapılar ne olacak bunun adının koymak lazım. O yapılar orduya mı entegre edilecek ne olacak? Bu belirsizlik süreci Türkiye açısından ciddi sonuçlar doğuracaktır.”

‘TERÖR TEMİZLENMELİ’

“Bölgede kurulabilecek ilk devletin Dürzi devleti olacağını düşünüyorum. İsrail’in Golan Tepelerine yaptığı hamlenin temel nedeni bu. Belki de Suriye'nin yeni anayasal yapısının devreye girmesinden evvel adı konulmuş ilk yapı bu olacaktır. İkincisi de buna paralel olarak yine İsrail-Amerika işbirliği ile zaten şu an da adı da konulan Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi. Bu iki devlet dışında diğer kurulabilecek olanlar sorunlu.

Çünkü Suriye Ulusal Koalisyonu Başbakanı Abdurrahman Mustafa da katıldığı bir televizyon programında HTŞ ile hiç görüşmediklerini belirttiler. Bunlar çok riskli konular. Bu sebeple Türkiye kuzey hattını tam anlamıyla tesis etmeli. Yani Kobani ve Kamışlı bölgelerinin kontrolünü ele almalı.

Bu süreçte Suriyelilerin geri dönüşleri de plansız olmamalı. ‘Hadi size kapıları açtık’ şeklinde gönderilmemeliler. Aksi takdirde, Suriye’ye dönenlerin yeniden sınırımıza geri gelebilecekleri durumda oluşabilir. Planlı bir geri dönüş sağlanmalıdır.”

‘HAREKÂTA ABD ENGELİ ÇIKABİLİR’

Siyaset Bilimci Doç. Dr. Ali Fuat Gökçe, ABD engeline dikkat çekti. Gökçe şu ifadeleri kullandı:

“Federasyon kurulma ihtimali yüksek. Türkiye PKK/YPG'ye alan açmamak ve bölgede devletleşmemesi için politikalar üretiyor. Ancak son gelişmeler bunun tersine gidiyor. Hükûmetin son açıklamaları ve sahada olanlar bunun ilk sinyali olarak görülüyor.

"Fırat’ın batısı temizlendi ancak doğusunda PKK ve destekçisi ABD için Haseke ve Deyrezor gibi kritik yerler var. Bu bölgelerde yapılacak harekâtta ABD engeli çıkabilir. Türkiye'de iç siyasetteki gelişmeler ve son olarak Suriye'deki gelişmeler ile yabancı basındaki yorumlar bölgede PKK terör devletinin kurulması yönünde zımni olarak anlaşıldığını gösteriyor.”

‘IRAK’TA DA AYNI PLAN…’

Vatan Partisi MKK üyesi, Emekli Hava Kurmay Albay İhsan Sefa’da ABD ve İsrail’in Türkiye’yi içine çektikleri tuzağı anlattı. Sefa, şöyle konuştu:

“Anlaşılıyor ki ABD ve İsrail’in “Büyük Orta Doğu Projesi’nin Suriye ayağı tamamlanıyor. Bundan sonra hedef Türkiye. Şimdi Türkmenlere de bir özerk bölge verilebilir gibi planlar ortaya atılıyor. Bunlar Türkiye için tuzaktır. Suriye hiçbir şekilde parçalanmamalıdır. Suriye parçalandığı an PKK meşruluk kazanacak, devletini kuracaktır ve BOP haritasında gördüğümüz şeyler yavaş yavaş gerçekleşecektir. Türkiye’nin buna kesin müdahale etmesi gerekmektedir.

Vatan Partisi Lideri Sayın Doğu Perinçek dikkat çekti, İsrail güçleri Şam’a 15 km yaklaşmışlar. Ne yapıyor İsrail güçleri orada? Lübnan doğudan kuşatıldı. Şam’a girildi. Zaten esas amaç Lübnan’ı da yutmak. Sonuç olarak ABD ve İsrail, Suriye’yi bölmek için devreye girdi. Özellikle petrol ve gaz sahası bölgesi ABD ve İsrail’in elinde parçalanmış bir Suriye kurulmak isteniyor.

"Türkiye’de de Esad’ın devrilmesine sevinenler aslında bu plana sevinmiş oluyorlar. Suriye’de bir bayram yok, bu Türkiye için bayram değil. Hükümet burada zayıf davranıyor. Derhal Suriye ve Irak’tan PKK/YPG temizlenmelidir.

"Türkiye, komşusu Suriye’nin toprak bütünlüğünün ve siyasal birliğinin sağlanması için bütün olanaklarını kullanmalıdır. Suriye’de özerklik ve federasyon, ABD ve İsrail’in planlarıdır. ‘Türkmeneli’ gibi kurgular, bu planı uygulamak için oltaya takılan yemdir. Irak’ta da aynı plan tezgâhlandı, sonuçlarını görüyoruz.”