‘Çocuğunuza rol model olun’
Bugün karneler alınıyor. Öğrencilerin heyecanla beklediği yaz tatili başladı. Ancak uzun bir senenin ardından 3 aylık dinlenme sürecinde gençler ve çocukların ekran bağımlılığı büyük bir tehlike oluşturuyor. Pedagog Şenbabaoğlu, yaz tatilinde ailelere çocuklarıyla vakit geçirmenin değerini anlattı
Okullarda 20 milyon öğrenci karne alıyor. 2023-2024 eğitim öğretim yılı acısıyla tatlısıyla noktalandı. Öğrencilerin hevesle beklediği yaz tatili sonunda geldi. Kimisi bütün yazı şehrinde, evinde geçirecek kimisi ailesiyle birlikte tatile çıkacak kimisi de aile büyüklerini ziyaret edecek. Aileleri tedirgin eden konu ise ekran bağımlılığı… Yaz tatilinde oluşan boş vakit çocukları ve gençleri telefona, tablete ve bilgisayara yöneltiyor. Afyonkarahisar Pedagoji Merkezinden Doktor Pedagog Emrah Şenbabaoğlu, ailenin çocuğa daima rol model olması gerektiğini vurguladı. Şenbabaoğlu, ayrıca ekran bağımlılığına karşı ve çocukların verimli bir yaz tatili için öneriler yaptı.
‘TATİL DİNLENMEK DEMEKTİR’
- Çocuklar ve gençler uzun süren okul döneminden sonunda çıktı. Bu yaz döneminde ebeveyn ve çocuk arasındaki iletişim nasıl olmalı?
Uzun ve meşakkatli bir eğitim-öğretim yılının daha sonuna geldik. Çocuklar için bol sınavlı, bol çalışmalı bir dönem olduğu kadar veliler için de zorlayıcı ve zahmetli bir dönemdi. Eğitim öğretim yılının bitmesiyle beraber bu durumlar da noktalandı. Haliyle şu an tatil döneminde bunların düşünüldüğü, sınavlara hazırlanıldığı ve eğitim-öğrenim süreçlerinin devam ettiği bir dönem değil çocuklar için. Öncelikle ebeveynlerin bu noktayı tam anlayabilmesi gerekiyor ki çocuğuna aktarabilsin. Tatil, tatildir. Tatil dinlenmektir. Ve en önemlisi birlikte gerçekleştirilecek aktivitelerin, dinlencelerin olduğu bir dönemdir. Ebeveynler bu bilinci elde ederse çocuk bu güvenle beraber tatili dolu dolu geçirecektir.
‘TATİLDE DERS ÇALIŞMAYIN’
- Yaz tatilinde çocuklar ders çalışmalı mı?
Hayır, tatil dönemi demek ders çalışma dönemi değil tam manasıyla dinlenme ve bu yeni eğitim öğretim yılına hazırlanma dönemidir. Sınava girecek dahi olsa arkadaşımız bu dönemde enerjisini toplayacak ailesiyle kaliteli zamanlar geçirecek, sosyal çevresiyle eğlenip gülecek sonra yeni eğitim öğretim yılında derslere tekrardan başlayacaktır.
‘GERÇEK BAŞARIYI ÇOCUKLARA GÖSTERİN’
- Günümüz gençlerinde teknolojiye en başta da sosyal medyaya bağlılık şiddetli derecede arttı. Ekran bağımlılığı, okullar kapanınca da önü alınmazsa daha da artacak. Bunun için neler yapılabilir?
Teknoloji günümüzün vazgeçilmezi. Ne teknoloji ile yapabiliyoruz ne de teknolojisiz yapabiliyoruz. Keşke bu konularla alakalı okullarımızda daha çok üzerinde durulsa ama ebeveyn olarak şimdi ne yapabileceğimize bir bakalım; Öncelikle teknolojinin faydalı yanlarına çocuklarımızı odaklandırabiliriz ve kendilerine dair alanlar açıp o alanlarda var olmalarını sağlayabiliriz. Belli bir yaşa kadar bunu anne baba kontrolünde yaparken ergenlik dönemi sonrasında olabildiğince çocuğun otokontrollerine süreçleri bırakmanızı tavsiye ediyorum. Ve burada yapmamız gereken kendi süreçlerimizle beraber çocuğa kontrol duygusunu vermek.
Yani anne baba sınırsız elinde tablet, telefonla vakit geçiriyor ise burada çocuklarının bağımlılığını desteklemiş olacaktır. Burada yapılabilecek en güzel durumlardan bir tanesi çocuğa rol model olmaktan geçiyor. Ve bir çocuğun güncesine meşgul olacağı bir şey koyamıyor iseniz veya o bulamıyor ise muhakkak o telefona ya da tablete yönelecektir. Ve en önemli diğer süreçlerden bir tanesi de bağımlı hale getiren oyunlardan çocuklarımızı uzaklaştırmak gerekiyor, içeriklere bu yönüyle bakmalarını ebeveynlere tavsiye ediyorum.
Gerçek başarıları ve gerçek özgürlüğü çocuklara gösterirsek bağımlılıkları uzaklaştırmış oluruz. Çocuk psikolojisi kitap okumaya, sosyal aktivitelere karşı bazen dengeyi sağlayamayabilir. Yeni deneyimlere alışık olmadıkları için sosyal ortamlar ona itici gelebilir, ya da kitapta keşfedeceği maceraları ön yargılı bir şekilde reddediyor olabilir. Öncelikle çocuğun psikolojisini anlayarak burada sosyal çevrenin önemini ve kaygısıyla, endişesiyle baş edebileceği ve sosyal ortamda özgüveni ortaya çıkartabileceği alanları göstermek veya tattırmak gerekiyor.
EBEVEYN KİTAP OKURSA ÇOCUK DA OKUR
- Kitap okumayı artırmak için ebeveynler neler yapmalı?
En önemlisi eğer siz kitap okuyarak örnek bir anne baba oluyor iseniz çocuk bunu görerek aslında kitapların bir maceralı keşif olduğunu veya bilgi keşfi olduğunu fark edecektir. Öncelikle rol model olmak burada çok önemli, anne babanın elinde kitap gören çocuk muhakkak okuyacaktır. Bir diğer en önemlisi de birçok yayın kuruluşu ve birçok içerik mevcut artık. Çocukların sevebileceği ya da çocukların kendini tam manasıyla hissedebileceği kitaplar tercih etmek lazım. Birkaç defa deneyimi olmuş olabilir çocukların ama yılmadan tekrardan denemeleri için üzerine gitmek gerekiyor. Günümüzde bol kitap fuarlarının olduğu ve şiir, masal, öykü dinletilerinin olduğu günler/aktiviteler olabiliyor, çocuklarımızla beraber oraları keşfederek yeniden sevdirme kapılarını aralayabiliriz.
‘ÇOCUĞUNUZA GÜVEN VERİN’
- Her gün çocuğuyla bir şeyler yapmak isteyen ve onu 7/24 yalnız bırakmayan aile mi? Yoksa çocuğundan manevi anlamda uzak olan aile mi? İki aile tipinin de çocuğa vereceği zararlar neler olur?
Aile, yetişkin ve çocukların etkileşimde bulunduğu, birbirlerini etkiledikleri bir birimdir. Ailenin çocuğun bedensel, zihinsel, sosyal alanlar gibi pek çok alandaki gelişimi üzerinde önemli bir etkisi vardır. Bu nedenle anne baba ve çocuk ilişkisi, temelde anne ve babanın tutumlarından etkilenmektedir. Anne baba tutumları, baskıcı ve otoriter tutum, serbest ve aşırı hoşgörülü tutum, tutarsız/kararsız tutum, koruyucu tutum, ilgisiz/reddedici tutum, güven verici, destekleyici/demokratik tutum olmak üzere sınıflandırılmaktadır.
Burada da biz sadece demokratik, destekleyici, güven verici tutumu ebeveynlerden görmek istiyoruz. Eğer ebeveynler bu konularda eksikliği hissediyor ve bilinçlenme istiyorsa muhakkak kitaplara başvurması ve bu konuda kendilerine uygun yeni bir aile disiplin anlayışı, kural anlayışı, anne-baba rolleri belirlemesi gerekiyor. Eğer çocuk baskıcı bir tutum içerisinde büyürse çekingen ve istediklerini ifade edemeyen, serbest ve aşırı hoşgörülü tutum içerisinde büyür ise bencil olur. Söz dinlemeyen, şımarık ve sosyal ilişkilere girmekte zorlanan, tutarsız-kararsız anne baba tutumlarında büyürse duygu durum bozukluğu ortaya çıkar. İlgisiz-reddedici anne baba tutumunda büyür ise aileden uzaklaşır, ilgi ve sevgiyi dışarıdaki kişilerde aramaya meyillenebilir.
Güven verici, destekleyici anne baba tutumları ile yetiştirilen çocuklar, çevresine değer veren, kendine güvenen ve saygılı davranış özellikleri sergileyen çocuklar olarak yetişirler. Sınırlarını bilen, kendi duygu ve düşüncelerini savunan, kendisi ve çevresi ile barışık, sorumluluk alabilen, sevildiğinin ve değerli olduğunun farkında olan başkalarını seven ve değer veren bireylerdirler.
Son olarak da ailelere çocuk yetiştirmede bazı öneriler vermek istiyorum. Lütfen çocuklarımızı tanımaya ve anlamaya çalışalım. Çocuklarımız sürekli büyüme ve gelişim içindedirler.
- Teşekkür ederiz.
YAZ TATİLİ DENİZ-KUM-GÜNEŞ ÜÇLÜSÜYLE SINIRLI DEĞİL
- Maddi zorluklardan dolayı bu sene yaz tatilinde şehir dışına çıkamayan ebeveynler, kendi şehirlerinde çocuklarıyla nasıl aktiviteler yapabilir?
Öncelikle şunu belirtmek gerekiyor ki tatil sadece tatil beldelerinde geçirilen zaman değildir. Bu bağlamda Pedagog olarak ailelerin kendi şehirlerinde yapabilecekleri aktiviteleri sıralayalım; Öncelikle şehirlerimize kütüphanelere ziyaret gerçekleştirebiliriz ve çocuklarımızla geleneksel oyunları oynayabileceğimiz alanlar açabiliriz. Mesela Afyonkarahisar’da benim ailelere tavsiye ettiğim doğal güzellikleri birlikte keşfedebilecekleri, daha önce hiç gitmedikleri alanlar var. Türkiye’mizin bir çok alanında bu güzellikler muhakkak var. Birlikte bir keşif haritası evde oluşturabilir ve yakın yerlere, yürüme mesafesindeki yerler bile olsa ‘birlikte keşif yapma’ adı altında bir aile etkinliğine dönüştürerek birlikte geçen zamanı kaliteli hale getirebiliriz. Muhakkak haftanın belirli günlerinde yerel köy pazarlarına birlikte giderek, varsa imkanınız birlikte meyve toplama etkinliği yapabilirsiniz.
EVDE TEK KALAN ÇOCUKLAR İÇİN ÖNERİLER
- Çoğu anne-baba işe gidip geliyor. Evde tek kalan çocuk için neler önerirsiniz?
Evet günümüz ekonomik şartları bazen anne-babaların da daima çalışmalarına neden oluyor. Bu bağlamda belirli bir yaştan sonra çocuklarımız evde tek kalabiliyor, diğer türlü küçük yaş grubu bakıcıda, anneanne-babaannede kalıyor. Eğer çocuk tek kalıyor ise bu konuda sosyal aktiviteye yönlendirilebilecek alanları daha yoğunlaştırmamız gerekiyor. Belediyelerin veya derneklerin açmış olduğu ücretli-ücretsiz kurslar veya aktivite etkinlik alanları var. Çocuklarımızı bu tarz yerlere yönlendirebiliriz. Uzun süre bir çocuğun evde tek başına kalmasını ruhsal ve bedensel sağlığı açısından tehlikeli bulduğumu ifade etmek isterim. Eğer bu konularda da bulunduğunuz yerde bu tarz aktivite merkezleri yok ise; çocuğunuza gün içerisinde yapabileceği etkinlikleri ve evde geçireceği zamanı planlayıp organize edebileceği bir haftalık çizelge oluşturabilirsiniz.
‘SINAV BASKISINDAN VAZGEÇİN’
- Türkiye’de milyonlarca çocuk LGS-YKS gibi sınavlarda sınandı. Bu çocuklar diğerlerine göre daha zorlu bir yılla savaştı. Onların dinlenebilmesi için neler yapılabilir?
Zorlu bir sınav döneminden geçtiler ve streslerini yoğun yaşadılar. Bu stres hem rekabet hem gelecek kaygısı hem de emeklerinin, çabalarının karşılığını alma süreçleriydi. Onlar bu tatil döneminde dinlenmeyi en çok hak edenlerden. Ama maalesef bizim toplumumuz sınav döneminden çıkmış arkadaşlarımız için baskılara devam ediyor, sınavın nasıl geçtiğini soruyorlar, sonuçlarını soruyorlar. Tüm akrabaları, eşleri, dostları o noktaya odaklanmış oluyor ve daha misliyle stresi genç arkadaşlarımıza yaşatıyorlar. Bu bağlamda sınava girmiş genç arkadaşın annesi-babası aranarak veya kendisi aranarak sınavın nasıl geçtiği sorulmaz, sınav sonucu sorulmaz, yerleştirilme sonucu sorulmaz, kendisi anlatırsa dinlenir ama burada genç arkadaşlara saygı duymak ve en önemlisi de destekçi olmak gerekmektedir. Ve arkadaşlarımızın da bu tarzdaki toksik insanlardan uzaklaşması tatillerini daha iyi geçirmelerine neden olacaktır. Arkadaş aralarında da aynı şekilde sınav süreçlerini konuşmayı bırakmalarını tavsiye ediyoruz. Yeni süreçlere hazırlık içinde olabildiğince uzmandan destek alarak veya tecrübesine bilgisine güvendiği akrabalarına sorarak hazırlanabilirler.