Uzun süre ekrana bakmak boyun fıtığına neden olabilir
Bilgisayar ve tv karşısında uzun süre oturmak, egzersiz yapmamak ve soğuk klimaların olduğu ortamda bulunmak boyun fıtığının başlıca nedenleri arasında.
Ailesel etkenlerin de önemli olduğu boyun fıtığı, ev hizmetlerinde çalışanlarda, şoförlerde, bankacılarda ve bilgisayar başında yapılan işlerde mesleki hastalık olarak da görülür.
Günlük yaşamda sabit bir planda ve ayakta yapılan ya da dik durmayı gerektiren faaliyetler, omurgaya aşırı yük binmesine yol açar ve omurgalar arasındaki güç dağılımını olumsuz etkileyerek sinirsel bazı bulguların ortaya çıkmasına neden olur.
Omurlar arasında birbiri üzerine yük binmesini engelleyen ve disk adı verilen destek yastıkları bulunur. Bu diskler, aynı zamanda omurlara hareket kolaylığı sağlayarak omurganın yaşlanmasını geciktirirler. Üst üste dizilmiş omurların gövdesindeki deliklerin oluşturduğu kanaldan omurilik denilen ana sinir ağı geçer. İnsan boynunda yedi adet omur vardır ve bunların sadece beş tanesinin arasında disk bulunur. Disklerin içi jelatin kıvamlı bir madde (çekirdek- nükleus pulpozus) ile doludur; dışı ise sert bir doku (kılıf- anulus fibrosus) ile sarılıdır ve çevresinden de ligament veya kaslar gibi çeşitli bağ doku elemanları tarafından desteklenir.
Yedi boyun omurundan ilki olan ve “atlas” (C1) adı verilen omur, kafatası ile temas halindedir ve başın öne arkaya hareketlerini sağlarken, hemen onun altında bulunan ve 'aksis' (C2) adı verilen ikinci omur, atlas ile yaptığı eklem sayesinde başa rotasyon (dönme) hareketini yaptırır. Boyundaki toplam yedi omurun arasından 8 çift sinir kökü çıkar. Omurlarda meydana gelen değişiklikler, bu sinirlere direkt olarak veya kanal üzerinde baskı oluşturarak çeşitli sinirsel belirtilerin ortaya çıkmasına neden olabilir. Ayrıca bu değişikliklerden omurlar arasındaki diskler de zarar görebilir.
TRAVMA, HAREKETSİZLİK VE YAŞLILIK
Travmalar, zorlanmalar, uzun süre hareketsizlik ve diskin yaşlılığa bağlı su kaybetmesi sonucu disklerde aşınma ve fonksiyon kaybı meydana gelir. Diskin dış kılıfı aşınarak veya yırtılarak içindeki jelatinöz çekirdek, omur ve omurilik kanalına doğru sızar ve etrafındaki sinirlere, omuriliğe baskı yapar. Bu klinik tabloya boyun fıtığı (servikal disk) denir. Disk normal özelliğini zamanla kaybeder ve kireçlenir. Fıtıklaşan bölgede şekillenen değişikliklere vücut yangısal (iltihabi) bir yanıt verir. Bu olayların sonucunda kişide boyun fıtığına özgü belirtiler ortaya çıkar.
Boyun bölgesindeki fıtıklaşma genellikle disklerin dış kılıfının daha ince olduğu arka ve yan taraflarda meydana gelir.
GENETİK ETKİ
Başlıca boyun fıtığı nedenleri arasında boynu uzun süre hareketsiz tutarak bir noktaya bakmak, bilgisayar ve tv karşısında uzun süre oturmak, egzersiz yapmamak ve soğuk klimaların olduğu ortamda bulunmak olarak sayılabilir. Bazen sorun sadece yapısal olarak ortaya çıkabilir. Boyun fıtığında ailesel faktörler de (herediter) önemlidir. Kişinin ailesinde boyun fıtığı varsa kendisinde de ortaya çıkma olasılığı artar. Boyuna alınan darbeler ve geçirilmiş kazalar da boyun fıtığına yol açabilir. Ayrıca boyun fıtığı, meslek hastalığı olarak da karşımıza çıkabilir. Ev hizmetlerinde çalışanlarda, şoförlerde, bankacılarda ve uzun süre bilgisayar ile çalışılması gereken meslekleri yapanlarda boyun fıtığı sık görülür.
BELİRTİLERİ
Kişide boyun fıtığı gelişimi ile birlikte çeşitli belirtiler meydana gelebilir:
- Boyun, sırt, kol ve omuzlarda ağrı
- Kollarda uyuşma ve his kusuru
- Kollarda karıncalanma
- Kollarda güç kaybı
- Reflekslerde azalma
- Kollarda incelme
TANI YÖNTEMLERİ
Tanısında çeşitli biyokimyasal tetkikler ve manyetik rezonans görüntüleme (MRI), bilgisayarlı tomografi (CT) ve elektromiyografi (EMG) gibi testlere gereksinim duyulabilir. Bu tetkiklerde boyun fıtığının yeri, şiddeti ve sinirlerin etkilenme oranı belirlenebilir.
Biyokimyasal laboratuvar testleri boyun fıtığı şikayetleri ile başvuran kişilerde altta yatan herhangi bir romatolojik ya da kanser gibi kötü seyirli bir hastalık bulunup bulunmadığının ekarte edilmesinde etkili olabilir.
Radyografi, boyun fıtığı tanısı amacıyla istenebilecek ilk radyolojik tetkiktir. Omurgayı oluşturan kemiklerin dizilimi ve bu kemiklerde herhangi bir dejenerasyon olup olmadığı konusunda x-ray grafiler fikir verebilir. Kemiklerin yapısı için en hassas radyolojik tetkik bilgisayarlı tomografidir. CT ile aynı zamanda fıtıklaşan bölgedeki kalsifikasyon (kireçlenme) gibi kimyasal değişiklikler de tespit edilebilir.
MRI, özellikle fıtıklaşmanın meydana geldiği bölgedeki yumuşak doku değişiklikleri ve fıtığın tam olarak görüntülenmesi için ideal bir radyolojik tetkiktir. Sinir kökünün çıkış noktasının da incelenmesine olanak sağlayan MRI, fıtığın detaylı analizi için de çok önemlidir.
Radyolojik yöntemler dışında elektro tanısal işlemler olarak sınıflandırılan EMG ve sinir iletim çalışmaları adı verilen tetkiklerden de boyun fıtığı tanısında yararlanılabilir. Bu testler özellikle servikal radikülopati gelişen hastalarda tanısal öneme sahiptirler.
Boyun fıtığına tanısal yaklaşımın ilk aşamasında, hastanın şikayetlerinin ne olduğunun irdelenmesi, bu şikayetlerin ne zaman başladığı, belirtileri arttıran ve azaltan faktörlerin neler olduğu, kişinin şikayetleri arasında radiküler (yansıyan) ağrı belirtilerinin olup olmadığı ve geçmişte bu konuda herhangi bir tedavi alıp almadığı sorgulanır.
Boyun fıtığında alarm belirtiler olarak isimlendirilen çeşitli durumlar mevcuttur: Ateş, üşüme, titreme, gece terlemeleri, açıklanamayan kilo kaybı, hastanın öyküsünde kanser, eklem iltihabı ya da tüberküloz, HIV gibi bir enfeksiyöz hastalığın bulunması, çeşitli sağlık sorunları ya da organ nakilleri sonrasında kullanılan bağışıklığı baskılayıcı ilaçların kullanımı, ağrının hiçbir şekilde hafiflememesi, fizik muayene esnasında hekimin vertebralar üzerine dokunması sonrası hassasiyet hissedilmesi, boyun bölgesinde yer alan lenf bezleri ile ilgili problemlerin eşlik etmesi.
BOYUNLUK KULLANIMI
Tedavinin ilk önceliği hastanın eğitimidir. Hastaya doğru duruş ve oturma pozisyonu öğretilir. Ağır yük taşımaktan kaçınmak gereklidir. Hastalar tedavi süresince lokal ısı tedavisinden büyük fayda görürler. İlaç tedavisi olarak ağrı kesiciler ve kas gevşeticiler kullanılır. Seanslar halinde fizik tedavi de konservatif (ilerlemeyi engelleyici) tedavi planlaması içerisinde yer alabilir. Akut (erken dönem) dönemde ilk üç gün boyunluk kullanımı hastayı rahatlatabilir. Daha uzun süre boyunluk kullanımı boyun kaslarını zayıflatabileceği için tavsiye edilmez. Boyun omuru çevresindeki kasları güçlendirmek için boyun fıtığı egzersizleri önerilir.
Egzersizlerin hekimin bilgisi ve önerisi olmadan gerçekleştirilmesi, mevcut problemi kötüleştirebileceği için bilinçsizce uygulanmamaları önerilir. Bu egzersizlerin amacı fıtıklaşma bölgesindeki kan akımını arttırmak, stresi azaltmak ve güçlenmeyi sağlamaktır.
Bunların dışında boyun bölgesinde aşırı bir baskı oluşturacak koşma, zıplama, ağır kaldırma ve ani hareketler içeren aktivitelerden kaçınmak da boyun fıtığı hastalarında iyileşme sürecinin olumsuz etkilenmemesi için önem arz eder. Bu tarz zararlı aktivitelerin sonuçlarını kişi ömrü boyunca yaşayabileceği için dikkatli olunmalıdır.
Boyun fıtıklarının büyük çoğunluğu ameliyatsız iyileşir. Hastanın kol ve ellerinde ilerleyici güç kaybı varsa ve hasta diğer tedavilere cevap vermiyorsa cerrahi düşünülebilir. Boyun fıtığı ameliyatı, beyin cerrahları tarafından yapılan bir ameliyattır. Boyun fıtığı hastalarının yaklaşık olarak yüzde 10’unda cerrahi müdahale gereksinimi meydana gelebilir. Bu ameliyatta amaç, diskin sinire baskı yapan kısmının çıkarılmasıdır.
Sorularınızı bekliyoruz:
Uzman hekimler, sağlık alanında okurlarımızın sorularını yanıtlıyor. Sorularınızı hekimimesoruyorum@aydinlik.com.tr adresine gönderebilirsiniz.