Perinçek: Esad ile görüşmede üçüncü ülkeye ihtiyaç yok

Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek, Türkiye-Suriye ilişkilerinin normalleşmesiyle dünya dengelerinin değişeceğini ifade etti. Türkiye'nin Esad'ı davet etmesi gerektiğini kaydeden Perinçek, görüşmede üçüncü bir ülkeye ihtiyaç olmadığını dile getirdi

Vatan Partisi Genel Başkanı Dr. Doğu Perinçek, Ulusal Kanal'da yayınlanan Çıkış Yolu programında gündemdeki önemli konulara dikkat çeken değerlendirmeler yaptı.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad arasında olumlu mesajları değerlendiren Perinçek şunları söyledi: “Bu Suriye'de yeni bir başlangıçın ötesinde, Batı Asya'da yeni bir başlangıç, Asya'da yeni bir başlangıç, dünyada yeni bir başlangıçtır. Yani bu Suriye'nin kuzeyinde Amerika güdümlü terör örgütlerine yani hem PKK, PYD ve YPG gibi ikinci İsrail planına hizmet eden Amerika gödümlü terör örgütlerini hem de İslam bayrağı altında İslam'a ve İslam milletlerine karşı mücadele eden DEAŞ gibi terör örgütlerini bitirme olayı sonuç itibariyle Amerika'nın oradaki bastığı zemini ortadan kaldırıyor. Bu Filistin'e çok büyük bir dayanışma Rusya'yı Ukrayna'da o savaşta çok rahatlatan sonuçlar doğurur, Suriye'nin toprak bütünlüğünü sağlar, Türkiye'nin terörle mücadelede problemlerini halleder ve Türkiye'nin Asya kapısından o kapıyı büyüterek girmesi sürecini hızlandırır. Dünya çapında dengeleri değiştiren bir olay, o bakımdan çok çok önemli. Vatan Partisi olsa Sayın Beşer Esad'ı doğrudan doğruya biz Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti olarak davet ederiz. Putin dostumuz, Rusya dostumuz ama davete Rusya'yla birlikte davet etmeye Türkiye'nin ihtiyacı yok. Suriye bizim komşumuz ve biz Suriye Arap Milleti ile bin yıldır beraber yaşıyoruz. Bin yıldır beraber yaşıyoruz. 11. yüzyıldan beri aynı coğrafyaları paylaşıyoruz. Beraber yaşıyoruz. Ta Selçuklulardan bu yana... Burada bizim Suriye ile ilişkilerimizi geliştirme ve oradaki terör örgütlerini temizlemede iki ülkenin bir üçüncü ülkeye görüşmelerde ihtiyacı yok. Burada dünya çapında bir cepheleşme var. Burada Rusya'nın desteği, İran'ın katılımı, destekleri falan, Irak, Lübnan bunların hepsi çok önemli ama Beşar Esad'la görüşmede bizim özgüvenle Sayın Beşar Esad'ı davet etmemiz daha isabetli olurdu.”

TÜRKİYE'NİN EN BÜYÜK PARTİSİ

“Vatan Partisi bugün hükümette değil ama ne oluyor? Suriye politikası, Vatan Partisi'nin politikası” diyen Perinçek partisinin iktidara ilerlediğini vurguladı. Perinçek şöyle devam etti: “Vatan Partisi'nin stratejisi, siyasetleri bir bir Türkiye'nin gündemine geliyor. Mesela Şangay İşbirliği Örgütü... Vatan Partisi'nin programında 'Vatan Partisi Şangay İşbirliği Örgütü'ne girecek' yazıyor. Başka bir partide var mı? Yok. Uzun süre herkes Şangay İşbirliği Örgütü'ne soğuk baktı. AK Parti dahil... Şimdi bizzat Türkiye'de hükümette olan AK Parti, MHP falan Şangay İşbirliği Örgütü'nün kapısını çalıyor Hatta en son Sayın Cumhurbaşkanımız 'Biz böyle gözlemci üye değil Teşkilata girmek istiyoruz. Teşkilatın kapısında bir konum kabul etmiyoruz. Teşkilatın içine girmek istiyoruz' diyerek Vatan Partisi'nin programını AK Parti hükümeti benimsemiş oluyor. Bizim programda yazılı. Onlar hiçbir zaman böyle bir programa sahip değillerdi. Hatta geçmişe baktığımız zaman AK Parti'nin Asya'ya, Şangay İşbirliği Örgütü'ne soğuk baktığı ve Atlantik politikaları uyguladığı bir uzun dönem var. Vatan Partisi neyi anlatıyordu? Dünya ekonomisinin ağırlığı artık Asya'da, Pasifik'te. Dünya, Çin sayesinde, Hindistan sayesinde büyüyor. Hindistan ve Çin dünyanın en çok üreten ülkeleri haline geliyor. Büyüme hızları da herkesin ilerisinde. Şimdi hükümet de, bizim Cumhurbaşkanımız da Vatan Partisi'nin analizlerini kabul etmeye başladılar. Bütün bunlar Vatan Partisi'nin Türkiye'nin en büyük partisi olduğunu, Türkiye'nin geleceğini Vatan Partisi'nin gördüğünü gösteriyor. Vatan Partisi ile beraber Şangay İşbirliği örgütünü savunan Suriye'nin kuzeyinde Suriyeli silahlı işbirliğini savunan veya Asya'ya yönelişi savunan ikinci bir parti yok. Vatan Partisi Türkiye'de önümüzdeki 3-5 yıl içinde göreceksiniz iktidar ortağı olacaktır. Türkiye'nin geleceğini şimdiden belirlemeye başlamıştır.”

'FETÖ'YE KARŞIYSAK NİYE NATO TARAFTARIYIZ?'

NATO'nun Rusya'yı ve Çin'i tehdit kabul eden ve ona karşı silahlı hazırlıklar içerisinde olduğunun altını çizen Perinçek “Türkiye'nin yeri NATO'da mı? Türkiye için NATO bir zincir. Nerede bunu yaşadık? 15-16 Temmuz'da, NATO bize darbe yaptı. Eğer NATO Türkiye'nin dostuysa, müttefikse biz niye NATO yandaşı generalleri hapse attık? Şu anda Türkiye'nin hapishanelerinde FETÖ'nün generalleri var. FETÖ generalleri kim? NATO generalleri. Şimdi NATO'nun generallerini, FETÖ'cüleri hapse atıyoruz. Ondan sonra da NATO'yu müttefik ilan ediyoruz. Bu Türkiye'nin büyük çelişmesi... 12 Eylül 1980 darbesini yaşadık, bir NATO darbesi. 1971 12 Mart darbesini yaşadık, NATO darbesi. Yani NATO Türkiye'de Gladyo'yu kullanarak ne yapıyor? Türkiye'yi kendi istediği şekilde yönlendiriyor. Hizadan çıktığı zaman Türkiye'yi hizaya sokuyor. 12 Mart 1971'de yaşadık, 12 Eylül 1980'de yaşadık, 15-16 Temmuz'da başarısız oldular ama yaşadık. 2008'den 2014'e kadar devam eden Ergenekon-Balyoz operasyonları neydi? Bir NATO, Amerika operasyonuydu. NATO operasyonuydu. Onu da FETÖ gladyosuyla yaptılar. Biz FETÖ'ye karşıysak o zaman niye NATO'ya taraftarız? Ve niye NATO'yu müttefik olarak ilan ediyoruz? Bu Türkiye'nin içindeki büyük çelişki. NATO'nun içinde Türkiye'nin ne ekonomisini düzeltme şartısı var ne de güvenliğini sağlama şansı... Çünkü NATO ne yapıyor? Bütün Yunanistan kıyılarına Amerika getirmiş üslerini kurmuş, işte Dedağaç, Kavala, Selanik, Larissa, Stefanoviç, Girit'in kuzeyi, Kıbrıs'ın güneyi, Suriye'nin kuzeyi, Irak'ın kuzeyi... Namlular Türkiye'ye dönüyor. Doğu Akdeniz'de NATO manevralar yapıyor. Kim? Amerika, İsrail, Yunanistan. Hedefte kim var? Türkiye var. NATO bize düşman ama biz NATO'yu müttefik olarak görüyoruz. NATO PKK'yı besliyor, PKK'yı destekliyor, PKK'ya silah veriyor. Ondan sonra bizim Cumhurbaşkanımız da diyor ki NATO niye terörle mücadelede bizimle beraber değil? Zaten sana karşı kurulmuş NATO, seninle nasıl beraber olacak?”

Borç dilenme

Ekonomideki son gelişmeleri değerlendiren Perinçek şunları kaydetti: “Türkiye'nin 500 milyar dolar dış borcu, kamu borçları ve bütçe açıkları var. Burada klasik, bu bunalımı halkın sırtına yükleyecek çözümlerden başka bir çözümleri yok. Bir de borç dilenme var. Londra kapılarında, New York kapılarında borç dilenme var. O da zaten en sonunda halkın sırtına biniyor. Alınan borçlar yüksek faizle, sonuç itibariyle gelecek kuşakların sırtına bugünkü bunalımı yükleyen siyasetlerdir. Diğer taraftan vergileri arttırmak, zamlarla kamu hizmetinin fiyatını yükseltmek çeşitli zamlarla ve bununla beraber diğer piyasadaki bütün malların fiyatlarında da artış oluyor. Çünkü siz zam politikası yaptığınız zaman enflasyonu yükseltiyor ve enflasyonla beraber maliyetler yükseliyor ve bütün tarım ürünlerinde sanayi ürünlerinde de yükselişler oluyor. Dolayısıyla hükümetin bu politikaları sonuç itibariyle enflasyonu körükleyen büyüten politikalardır. Buna zamcılık diyelim... Bir de bu Cumhuriyet Halk Partisi'nin ve diğer partilerin temsil ettiği zamlara karşı olmak. Yani zam yapanlarla zamlara karşı olan ama zamlara karşı olanların stratejileri ve programları da AK Parti'den farklı değil. Atlantik sistemi içinde hatta Atlantik sistemi içinde biz daha iyisini yaparız diyor Cumhuriyet Halk Partisi. Sen para bulamıyorsun, ben gider Batı'dan daha iyi para bulurum. Efendim sen Asya'ya yöneliyorsun ben Türkiye'yi Avrupa Birliği'ne sokacağım diyor. Türkiye'nin buradan tek bir çıkışı var, o da üretim devrimiyle, üretimi arttırarak. Yani onun dışındaki siyasetlerle çıkış yok. Üretimi nasıl arttırabiliriz? Tasarrufu ve yatırımı arttırarak.”

Sonraki Haber