Doğu Perinçek: Oy toplayarak, seçim yoluyla yapamayacağınız işler vardır!

Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek, 'ABD Derin Devletinin hükümet projesinde kayıtlı CHP yöneticileri olmak üzere, bütün PKK ve FETÖ severler bilmelidir ki, Oy toplayarak, seçim yoluyla yapamayacağınız işler vardır' ifadelerini kullandı.

Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek

Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek, partisinin İstanbul İl Merkezi’nde bir basın toplantısı yaparak, CHP yönetimine oy toplayarak yapamayacağı işleri hatırlattı.

Perinçek, Devletin ve milletin, vatan ve devlet bütünlüğünün seçim yoluyla yıkıma uğratılmasına kesinlikle izin vermeyeceğini vurguladı. Bölücülüğe özgürlük tanıyan ve iktidar olanakları sunan bir demokrasi bulunmadığına dikkat çeken Perinçek, özetle şunları belirtti:

Başta ABD Derin Devletinin hükümet projesinde kayıtlı CHP yöneticileri olmak üzere, bütün PKK ve FETÖ severler bilmelidir ki, Oy toplayarak, seçim yoluyla yapamayacağınız işler vardır!

DEM Partisi ve HDP, PKK’nın silahlı gücünü arkasına aldı ve seçim yoluyla ayrılıkçı yerel yönetimler oluşturdu. İkiz İhanet Yasalarını da kullanarak bölgesel yönetimler kurma peşinde. ABD emperyalizmi, Irak’ın ve Suriye’nin kuzeyinde silahla yaptığı gibi, Türkiye topraklarında da PKK marifetiyle devletçik inşa etmeyi hedefliyor. PKK’nın güdümündeki DEM Partisi ve HDP gibi siyasal partiler iç cephede en büyük desteği CHP yönetiminden alıyorlar. Buna karşılık seçimlerde CHP’yi desteklediler.

Bu gerçek ortada, herkes görüyor. DEM Parti yöneticileri de “CHP’nin seçim kazançlarında biz varız.” diyorlar. CHP Genel Başkanı Özgür Özel de 31 Mart 2024 seçimleri sonrasında aldıkları oyların CHP seçmeninden ibaret olmadığını, “Kürt demokratların” da destek verdiğini, birlikte “Türkiye İttifakı” oluşturduklarını ilân etmişti. CHP belediyelerinde DEM Partililerle kurulan ortaklıklar, yarının hükümet projelerine hazırlık oluşturuyor.

İşte Vatan Partisi, bu koşullarda PKK’nın eli ayağı olan DEM Partisi ve HDP ile eylem ve seçim işbirliği içinde bulunan CHP yöneticilerini uyarmıştır: PKK güdümlü partilerle işbirliği yoluyla oy toplayarak, seçim yoluyla iktidar olamazsınız!

Bölücü partilerle veya Cumhuriyet düşmanı sahte İslamcı partilerle işbirliği yaparak oy toplamak, bugün Türkiye siyasetinin temeline konan dinamitlerdir. Anayasanın ve Siyasal Partiler Kanunu’nun parti kapatmayı öngören hükümlerini uygulamayan Anayasa Mahkemesi ve bu sürece katkıda bulunan iktidar ve muhalefet ağır sorumluluk taşımaktadır.

ABD güdümlü PKK Bölücülüğüyle ve FETÖ türünden yine ABD güdümlü sahte dinci örgütlenmelerle işbirliği, demokrasi adına, seçim kazanma adına meşrulaştırılmakta ve kurumlaştırılmaktadır. Bu sahte demokrasi uygulamalarına dur demenin zamanı gelmiştir.

'OY TOPLAYARAK VE SEÇİM YOLUYLA
YAPAMAYACAĞINIZ İŞLER'

Şimdi bütün ilgilileri uyarıyoruz:

Oy toplayarak, seçim yoluyla yapamayacağınız işler vardır!

1. Türkiye’yi oy toplayarak, seçim yoluyla bölemezsiniz!

2. Oy toplayarak, seçim yoluyla PKK’yı DEM Partisi’ni, HDP’yi ve benzerlerini hükümet ortağı yapamazsınız!

3. Oy toplayarak, seçim yoluyla Yerel Yönetimler Avrupa Özerklik Şartı’nı uygulayamaz, Özerk Yönetimler oluşturamazsınız!

4. Oy toplayarak, seçim yoluyla FETÖ’yü kurtaramaz ve iktidar ortağı yapamazsınız.

5. Oy toplayarak, seçim yoluyla padişahı ve halifeyi geri getiremezsiniz!

'SEÇİM YOLUYLA YAPILAMAYACAK İŞLER
ANAYASANIN BAŞINDA YAZILIDIR'

Hemen belirtelim: Oy Toplayarak ve Seçim Yoluyla yapılamayacak işler, Anayasanın 4. Maddesinde de yazılıdır:

“Madde 4 – Anayasanın 1. maddesindeki Devletin şeklinin Cumhuriyet olduğu hakkındaki hüküm ile, 2. maddesindeki Cumhuriyetin nitelikleri ve 3. maddesi hükümleri değiştirilemez ve değiştirilmesi teklif edilemez.”

Cumhuriyet esası, Cumhuriyetin nitelikleri, devlet ve milletin bölünmez bütünlüğü ile devletin dilinin Türkçe olması, oy toplayarak da seçim yoluyla da değiştirilemez. Türkiye Cumhuriyeti Devletinin temel kurumlarını yıkmanın biricik yolu, PKK ve FETÖ’nün yaptığı gibi silaha başvurmaktır. Bu nedenle Devletin silahlı yaptırım gücünü karşılarında bulmuşlardır ve bundan sonra da bulacaklardır. Silahı olmayan bir halk ayak altında kalır.

'BUGÜNKÜ CHP YÖNETİMİ NİÇİN İKTİDAR OLAMAZ'

CHP merkez yönetimi, Devletin bağımsızlığına, milletin birliğine, vatan bütünlüğüne ve doruğunda Atatürk’ün bulunduğu Türk Devrimine ve Altı Ok’la temsil edilen CHP geleneğine, ne yazık ki sadakatini kaybetmiş olan bir konumdadır. Öyle hale düşmüştür ki, Tunceli’yi Dersim yapmıştır, Atatürk yönetimine silah sıkan Seyit Rızaların heykelini dikmiştir ve kamuoyuna açıklamalarını o heykelin altında yapmaktadır.

Onlara hatırlatmak durumundayız.

Bu hatırlatmalar, aynı zamanda CHP’nin vatansever örgüt yöneticilerine ve üyelerine çağrıdır:

1. ABD’nin Derin Devlet Raporunda kayda geçmiş rolleri üstlenerek iktidar olamazsınız!

Bütün Dünyada “Gölge CIA” ya da ABD’nin “Derin Devleti” olarak anılan RAND Corporation’ın 2020 yılı Ocak ayında yayınladığı “Türkiye’nin Milliyetçi Rotası” başlıklı 276 sayfalık raporda, CHP’nin baş rolde olduğu bir iktidar projesi açıklanmıştır. CHP’nin “kader ortağı” ise, PKK ve güdümündeki yasal partilerdir. (Raporun özeti için bkz. Doğu Perinçek, ABD Yol Ayrımında, Kaynak Yayınları, Eylül 2021, s.137-156.)

ABD’nin Yunanistan kıyılarında Türkiye’yi hedef alan üsler kurması ve Doğu Akdeniz’de İsrail ve Yunanistan ile birlikte Noble Dina ve Nemesis tatbikatları yapması da RAND Raporunu uygulama amaçlıdır. Plana göre, Türkiye’de PKK-CHP işbirliğiyle tezgâhlanacak renkli kalkışmalar, ABD silahlı kuvvetlerinin yardıma çağrılmasıyla iktidar hedefine ulaşacaktır. Yerel Seçimden sonra Van, Diyarbakır, Tunceli gibi illerimizdeki yakıp yıkma eylemlerinde ve 1 Mayıs’ta Taksim yollarında bu planın provaları yapıldı.

CHP yönetimi ABD projelerinde roller üstlendiği için iktidar olamaz. Çünkü ABD’nin Türkiye’de hükümet tayin ettiği dönem arkada kalmıştır. İkincisi, ABD Batı Asya’da gerileyen güçtür. Suriye’nin kuzeyindeki ABD-İsrail koridoru ve PKK/PYD Devletçiği Türkiye-Suriye silahlı işbirliğiyle tasfiye edilecektir.

2. Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik Şartını kabul ederek, Türkiye’nin bölünmesi planına teslim oldunuz ve iktidar olmaktan vazgeçtiniz!

CHP, 16-17 Ocak 2016 tarihli 35. Olağan Kurultayı, Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik Şartını kabul etmenin ötesinde Türkiye’nin koyduğu şerhleri kaldırmaya oybirliğiyle karar verdi. Bu karar, Türkiye’yi bölme kararıdır, Devletin tekliğine son verme kararıdır ve bölücülükle ittifak zeminidir.

Aynı karar, CHP’nin 2018 Seçim Beyannamesi’nde de yinelendi.

Bu kararı alanlar, bu kararı uygulama fırsatını ele geçiremez, Türkiye’de hükümet olamaz!

3. PKK güdümlü DEM Parti ve HDP ile işbirliği yolundan iktidar olamazsınız!

Türk Devleti ve Türk milleti, PKK’nın ortak olduğu bir iktidar planına kesinlikle izin vermeyecektir. ABD ve İsrail dahil hiçbir güç, bu planı oy toplayarak seçim yoluyla başarıya ulaştırma yeteneğine sahip değildir. PKK ve ABD silahı karşısında Türkiye Cumhuriyeti Devletinin silahlı gücü vardır. Afganistan’da yenilen ABD’nin Türkiye’de başarı kazanma şansı yoktur.

4. FETÖ ile işbirliği yaparak iktidar olamazsınız!

Bugün FETÖ artıklarının her yerde ve her alanda CHP yönetimini desteklediği ortadadır. CHP Genel Başkan Yardımcısı, FETÖ mensupları için “haklarında kesinleşmiş yargı hükmü bulunsa dahi, dosyaları yeniden ele alacaklarını” ilân etmiştir. Yapılan “Adalet Yürüyüşünde” Ankara’dan İstanbul’a kadar cezaevindeki PKK ve FETÖ tutukluları ve bütün “mağdurlar” için yola koyulduklarını açıklamışlardır. Bütün kampanyalar birlikte yürütülüyor. CHP yönetimi, FETÖ’nün umudu haline gelmiştir. FETÖ ile işbirliği CHP için bir güç kaynağı değil, yenilgi kaynağıdır.

5. Türk Devrimine ve Atatürk’e ihanet ederek iktidar olamazsınız!

ABD Derin Devletinin RAND Raporunda da öngörüldüğü üzere, CHP “Kemalist Milliyetçilikten temizlenme” sürecine sokulmuştur. Bu süreçte CHP yönetimi, 1930’ların Atatürk yönetimini Kürt halkı üzerinde şiddet ve zorbalıkla suçladı. Bu arada Altı Ok’u terk etme yönünde hazırlıklar başladı ve en son Genel Başkan Özgür Özel’in beyanatıyla, Altı Ok’a “mor ve yeşil oklar” ekleme girişimi tezgâha kondu.

Türkiye, iki yüzyıllık Millî Demokratik Devrimini Üretim Devrimiyle tamamlama sürecine girmiştir. Bu koşullarda CHP, Türk Devriminden ve Atatürk’ten vazgeçerek iktidar olamaz.

6. Atlantik Sistemine Bağlanarak İktidar Olamazsınız

ABD, Avrupa Birliği ve NATO’ya tam bağlılığını Genel Kurultaylarda ve her fırsatta ilân eden CHP yönetimi, Asya uygarlığının yükselen güçlerini Batı’daki müttefikleri gibi “otoriter ve diktatör” olarak suçlayarak, yükselen ekonomik güçler BRICS ve ŞİÖ’yü hedef alarak Batının finans merkezlerine bağlanarak, Filistin’de İsrail siyonizmini dize getiren HAMAS’ı terör örgütü ilân ederek, komşularımız Rusya ve İran’a düşmanlık politikaları sergileyerek, Azerbaycan’dan Libya’ya kadar Türkiye’nin milli adımlarını ve doğal müttefik birikimini hedef alarak iktidar olamaz. CHP, çürüyen ve dağılan Atlantik kampının temsilcisidir.

7. Çürüyen Atlantik Sisteminin LGBT kültürünü savunarak iktidar olamazsınız!

CHP belediyeleri LGBT’nin propaganda kampanyalarında en öndedir. CHP Genel Başkanı, LGBT taleplerine yanıt vererek, Cinsiyet Bakanlığı kuracaklarını vaat etmektedir. Küresel çürümeye o boyutta teslim olmaktadırlar ki, CHP Meclis Grup Başkan Vekili Ali Mahir Başarır, LGBT’nin “Türkiye’nin Aydınlık geleceği için mücadele verdiğini” söyleyebilmektedir.

Türk halkı ve gençliği, cinsel eşitsizliklere, çocuk istismarına, şiddete, uyuşturucuya, alkolizme ve intiharlara zemin yaratan LGBT propaganda ve örgütlenmesine cepheden karşıdır. CHP, Türk Devriminin değerlerini yıkıma uğratan ve toplumu çürüten LGBT’ye elini uzatarak, iktidar hedefine veda etmektedir.

'LİBERALİZMİN VE SOSYALDEMOKRASİNİN
DEMOKRASİNİN YIKIMINA YARDIMCI OLAN GAFLET DERSLERİ'

Hitler ve Mussolini’yi de seçimle iktidara getirdiler. Kamuoyunda görüyoruz. Seçim kazanarak Millî Devleti, vatan bütünlüğünü, Türk Devriminin kurumlarını ve değerlerini yıkıma uğratmayı hoşgören bir propaganda yürütülüyor. Aslında en sonunda demokrasiyi katleden programlar, demokrasi kılıfı altında savunuluyor.

Oysa demokrasiler, Hitler ve Mussolini tecrübesi yaşadı. 1930’lu yıllara Mussolini İtalya’da ve Hitler Almanya’da üst üste seçimler kazanarak iktidara geldiler ve hem kendi ülkelerini felâkete sürüklediler hem de insanlığa büyük acılar yaşattılar. Bu büyük acıların sorumlusu, demokrasi adına, seçim adına Mussolini ve Hitler’e özgürlük tanıyan Liberal Sistem ve Sosyal Demokratlardı.

Bu tecrübelerden sonra Kamu Hukukunda da Loewenstein’ın deyişiyle “Ateşe ateşle karşılık verme” anlayışı boy verdi. “Hürriyeti yok etme hürriyeti” büyük felâketlere zemin hazırlamıştı.

Bugün de Türkiye’de “Altı milyon oy aldığı” söylenerek, PKK güdümündeki siyasal partilerin özgürlüğünü savunan gafiller var. Hitler ve Mussolini de o liberal ve sosyaldemokrat gafiller sayesinde iktidara gelmişlerdi.

Bugün Anayasa Mahkemesi çoğunluğunun PKK güdümlü partileri kapatma kararı almayışı, hatta PKK partilerine iki yılda 1 Milyar 140 Milyon TL Hazine yardımı yapılması, ağır sorumluluktur, hatta suçtur. Anayasa Mahkemesi’nin bu sorumsuzluğu, CHP yönetimi tarafından PKK ile işbirliği imkânı olarak yorumlanmaktadır.

Bölücülük, bugün Türkiye’de “demokrasi” perdesi altında yürütülmektedir. Oysa bölünen Türkiye’de demokrasi olmaz!

Yunanistan kıyıları ve Doğu Akdeniz’den ABD+İsrail+Yunanistan ittifakının tehdit ettiği Türkiye, bu gafleti kaldıramaz ve kaldırmayacaktır.

Bölücülüğe demokrasi olmaz!

Bölücülüğe özgürlük olmaz!

SİLAHA SARILAN BÖLÜCÜLÜK
DEVLETİN SİLAHLI YAPTIRIM GÜCÜNÜ
GÖREVE DAVET ETMİŞTİR

Türkiye’nin oy toplayarak ve seçim yoluyla bölünemeyeceğini en iyi PKK Terör Örgütü biliyor. O nedenle en başından beri silaha sarılmıştır.

Silahlı bölücülük, Türkiye’nin silahlı yaptırım gücünü göreve davet etmiştir.

Türkiye’yi silahlı bölmeye kalkanlar, Türk Ordusu ve Polisinin silahıyla tanışmayı göze almışlardır ve tanışmışlardır.

PKK Terör Örgütünün ancak silahla ezileceği açıktır.

DEM Partisi, HDP, BDP gibi sözde yasal partiler, seçim yolu, oy toplama, yerel yönetimlerin ele geçirilmesi, bunların hepsi silahlı bölücülüğün hizmetindedir.

Türkiye’yi bölme amacını güden ABD’nin stratejik piyonları, Türkiye’ye silahlı hesaplaşmayı dayatmıştır. Bunun sonuçlarına katlanmaktadırlar ve önümüzdeki dönemde Türkiye-Suriye silahlı işbirliği sayesinde barınacak bir alan da bulamayacaklardır.

Bu koşullarda bölücülüğe karşı mücadelede silah belirleyicidir.

Hiç kimse PKK destekli oylarla, PKK destekli seçim kazanımlarıyla iktidar olamaz!

Hiçbir güç, PKK’yı Türk Ordusunun ve Türk Polisinin elinden kurtaramaz!

Sonraki Haber