Vatan Partisi Genel Başkanı Dr. Doğu Perinçek: Çözümsüzlükler içinden çözüm üretme dönemi
Perinçek, 'Seçmen PKK ve FETÖ'yle işbirliği yapan bir muhalefete rağmen Erdoğan'a güçlü bir destek vermedi. AK Parti hükümetinin bir çözüm olmadığı gözüküyor. Türkiye, çözümsüzlüklerden çözüm üretecek bir sürece girdi. Vatan Partisi'nin programı ve siyasetleri Türkiye için biricik çözümdür.' dedi.
Ulusal Kanal ekranında seçim sonuçlarını değerlendiren Vatan Partisi Genel Başkanı Dr. Doğu Perinçek, zorlukların arttığını çözümün ise sistemin dışında olduğunu söyledi. Seçim sonuçlarının açıklanmaya başlanmasının ardından önceki gece 23.00'te Ulusal Kanal'da Seda Anık ve Can Karadut'un sorularını yanıtlayan Perinçek programda özetle şunları söyledi:
"Değişen tek şey zorluklar artıyor. İkinci turda diyelim ki, Sayın Tayyip Erdoğan
seçimi kazandı. Ancak Erdoğan, AK Parti'nin izlediği siyasetler, uyguladığı stratejiyle Türkiye'nin sorunlarını çözemiyor. Krizin derinleşeceği bir sürece girdik. Ve bu arada
karşı güçlerin, Atlantik güçlerinin de birtakım kışkırtmalar içinde olduğu gözüküyor. İşte o meşhur CIA şefi Rubin'in attığı tweetler... Ki o Amerika Birleşik Devletleri'nin tweetidir.
KAYBEDECEK ZAMAN YOK
"Olumlu olan şu, FETÖ ve PKK ile kol kola girenler hayal kırıklığına uğradı, kaybettiler. Öte yandan seçmen, AK Parti'ye de HÜDA PAR'la yaptığı işbirliğinin faturasını kesti. Bu politikalarla Türkiye'nin sorunlarını çözecek bir hükümet gözükmüyor. Önümüzde hem ekonomide hem güvenlikte krizler var. Türkiye çözümünü aramaya devam edecek. 14 gün sonraki süreç çözüm arama dönemi...
“Tayyip Erdoğan kazanırsa 'Geride kalan 21 yılı devam ettireceğim.' diyor. 21 yılı devam ettirecekse tablo ortada... Seçmen, karşısında PKK ve FETÖ'yle işbirliği yapan bir muhalefet olmasına rağmen Erdoğan'a güçlü bir destek vermedi. Hatta parti oylarında düşmeler de var. Ukrayna'daki yanlış siyaseti, Suriye'nin kuzeyindeki yanlış siyaseti, üretim ekonomisi inşa etme konusundaki tamamen aciz, zayıf adım atamayan, girişimde bulunamayan siyasetleri... Bunların hepsini topladığımız zaman AK Parti hükümetinin bir çözüm olmadığı gözüküyor. Türkiye, çözümsüzlüklerden çözüm üretecek bir sürece girdi. Vatan Partisi'nin programı ve siyasetleri Türkiye için biricik çözümdür. Türkiye Atlantik sisteminden kopup Avrasya'ya yerleşmek zorunda. Bu bir mecburiyet. Asya'ya yerleşen Türkiye, Asya iklimi içerisinde ekonomik ve güvenlik sorunlarını çözer. Bu program önümüzdeki aylarda kaçınılmaz olarak bulunacaktır. Türkiye'nin zaman kaybetmeye hiçbir şekilde tahammülü yok.
'BİR İKİ YIL İÇİNDE KÖKLÜ ÇÖZÜMLER VAR'
"Toplumlar, halklar, öncüler gibi değil. Öncüler, bilimi kılavuz edinmişlerdir. Önündeki süreci görür. Mustafa Kemal Atatürk, 1905'lerde çözümü görüyordu. Ama 15 sene o deneyler, o tecrübeler yaşandıktan sonra Türkiye Cumhuriyeti sorunlarını çözme girişiminde bulundu. Aslında 23 Nisan 1920 cumhuriyetin kuruluşudur. O Cumhuriyet, Türkiye'yi kurtardı. Ama Türkiye o çözümü bulana kadar çeşitli tecrübelerden geçti.
"Bugün yaşadığımız süreçte de çok önemli tecrübeler yaşadık. Artık son perde. Türkiye'nin önünde bir iki yıl içinde büyük köklü, devrimci çözüm duruyor. Türkiye halkı kendi tecrübelerini değerlendirerek o köklü çözüme yönelecek. Kitlelerin öncüden farkı bu... Halk, tecrübelerle öğrenmek durumunda... Bu seçim de bir tecrübedir. İşte gördük, sistem içi iki tane seçenek var. İkisi de yüzde 50'nin altında kaldı. Ama sonuç itibariyle her ikisinde de bir çözüm yok. Bir tanesi tamamen Amerika Birleşik Devletleri'nin aleti... Kemal Kılıçdaroğlu, çözümsüzlüğün ötesinde kaosu temsil ediyor. Tayyip Erdoğan ise Amerika'dan korkusu nedeniyle köklü, devrimci çözüme adım atamıyor. Türkiye'nin onu beklemeye tahammülü yok. Tayyip Erdoğan önümüzdeki süreçte tamamen siyasetlerini, programını değiştirecek, daha büyük ihtimal de Vatan Partisi'nin önümüzdeki dönemde yükselişi Türkiye'nin önüne çözümleri getirecek."
'ARTIK ABD'NİN SEÇENEKLERİ GEÇERSİZ'
Batı'nın desteğini alan Altılı Masa ile kazanacağından emin Kemal Kılıçdaroğlu'na ve tavizkar AK Parti'ye rağmen ABD'nin iktidarı belirleyememesine ilişkin değerlendirmesi sorulan Perinçek şöyle konuştu: "ABD'nin esas oğlanı Altılı Masa, bu seçimi kazanamadı. Öte yandan ABD, diğer seçenek olan Tayyip Erdoğan'ları az çok kontrol ettiğini düşünüyor. Biraz da kontrol ediyor. Hele son zamanlarda ABD ile uzlaşan siyasetlere yöneldi. Şu tespiti yapabiliriz: Türkiye, ABD'nin seçeneklerinin geçerli olmadığı bir sürece girdi. Atlantik sistemi içinde Türkiye'ye çözüm yok. Atlantik sistemi içinde borca battık. Batmaya devam ederiz. Atlantik sistemi içinde bölünme tehdidiyle ve terörün artışıyla karşı karşıya kaldık.
“Bu sistem içinde terör meselesine de, vatan bütünlüğü meselesine de güvenlik meselesine de bir çözüm gözükmüyor. Dolayısıyla Atlantik Sistemi içinde çözüm yok. Bu çözüm Kılıçdaroğlu marifetiyle daha büyük felaketler getirirdi. Tayyip Erdoğan üzerinden de Amerika bir çözüm üretecek konumda değil. Burada çözümsüz olan Amerika'dır ve Amerika'nın tepesinde bulunduğu sistemdir. Sistemin dışına Tayyip Erdoğan'ın çıkma cesareti olmadığı, AK Parti içerisinde Amerika'nın kuvvetli bir gücü olduğu apaçık ortada. Ve Tayyip Erdoğan'ın da onlardan kurtulacak adımları atamadığını görüyoruz. Bazen devrimcilikten falan söz ediyor ama o yalnız dudakların arasında lafta kalıyor. O devrimci adımları atamadı.
'SANDALYE HESABI ÇÖZÜM DEĞİL'
"Şimdi bütün televizyonlar Meclis'teki sandalye sayılarını konuşuyor. Bunların hiçbir önemi olmadığını önümüzdeki süreçte göreceğiz. Bütün sandalyeler şu anda sistemin içindedir. Televizyonlar Türkiye halkını makaraya sarıyor. Sistemin içindeki sandalye alışverişleri hiçbir şeyin değişmediğini gösteriyor. Türkiye'nin bunu konuşması lazım. Ve bunu konuşacak göreceksiniz. Sistemin dışına çıkarak umutlarımızı göğerteceğiz. Bunu İstiklal Savaşı'nda da yaşadık, padişahlık sistemi vardı. Hep onun içinde çözümler aranıyordu. Atatürk de arkadaşlarını Anadolu'da meclisin toplanmasına ikna edemedi. İstanbul'da topladılar. İngiliz geldi meclisi bastı, ondan sonra mecburen 23 Nisan 1920'de meclis Ankara'da toplandı. Sistemin dışındaki çözüm başladı. 23 Nisan'a gelene kadar Atatürk'ün bütün 19 Mayıs'tan sonraki adımlarını izlersek hep sistemle, Anadolu ile İstanbul'daki padişahlık sistemi arasındaki çarpışmayı görüyoruz. Padişahlık sistemi içinde bir kurtuluş olmadığını o kısa süreçte toplum anladı, sonra Türkiye'nin önü açıldı. Şimdi buna benzer bir süreçteyiz. Sistemin içinde şu sandalye, bu sandalye, o çıktı, bu indi. Bu çabaların da etkisiz kalacağı bir döneme giriyoruz.”