Vatan Partisi: Mehmetçiğe kurşun sıkan Türkistan İslam Partisi’nin terör örgütü olduğunu gizleyemezsiniz!

Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek’in söylediği ‘Doğu Türkistan İslami Partisi’i neyse PKK odur’ sözlerinin bazı basın-yayın kuruluşları tarafından çarptırılması nedeniyle Vatan Partisi Basın Bürosu'ndan bir açıklama geldi.

Vatan Partisi Basın Bürosu'ndan yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi:

Habertürk’te 15 Aralık 2020 günü, Kübra Par’ın sunduğu Açık ve Net programında, Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek’in, Türkiye’nin terör örgütü olarak tanıdığı Türkistan İslami Partisi (TİP) hakkındaki sözleri, bazı basın – yayın kuruluşlarınca çarpıtılmış; “Perinçek Uygur Türkleri İle PKK’yı bir tuttu” gibi uydurma başlıklar atılmıştır. Konuyla ilgili yanıt ve düzeltmemizi aşağıda bilgilerinize sunuyoruz.

Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek, söz konusu programda gündeme gelen Uygur meselesiyle ilgili “PKK ne ise Türkistan İslam Partisi, diğer adıyla Doğu Türkistan İslam Hareketi de odur. ABD tarafından eğitilen, CIA tarafından fonlanan örgütler bunlar. PKK da Türkistan İslam Partisi de Fırat Kalkanı harekâtında Mehmetçiğe kurşun sıktılar. IŞİD içinde 10 bini militan, 20 bini de aileleri olmak üzere, 30 bin Uygurlu var. Suriye’nin kuzeyinde çatıştırılıyorlar. MHP’nin yöneticileri de bu tespiti yaptı. Milli Savunma Bakanlığında, Genelkurmay’da da bunun bilgileri var. İddia değil, gerçek. Bunlar Suriye'de Türk askerine kurşun sıkan adamlar” demiştir. Bunun üzerine, programın diğer konuğu Hilmi Daşdemir, Genel Başkanımızın sözlerini “Uygurların terörist olarak gösterilmeye çalışıldığı” şeklinde çarpıtmıştır. Doğu Perinçek ise Daşdemir’i düzelterek, “Uygur Türkleri değil Doğu Türkistan İslami Partisi neyse PKK odur diyorum. Tıpkı Kürtler ile PKK’yı bir tutmadığım gibi, Uygur Türkleri ile de Türkistan İslami Partisi’ni bir tutmuyorum ” ifadelerini kullanmıştır.

Türkistan İslam Partisi’yle ilgili tartışma götürmeyecek gerçekleri bir kez daha hatırlatmakta fayda görüyoruz.

CIA’NIN ORTA ASYA’DAN SURİYE’YE MİLİTAN DEVŞİRDİĞİ ÖRGÜT

1997’de ABD tarafından Çin’e karşı kurulmuş bir örgüt olan Türkistan İslam Partisi (TİP), doğrudan CIA tarafından silahlandırılmakta ve fonlanmaktadır. Amerikan projeleri kapsamında, Çin’in Sinciang Uygur Özerk Bölgesi ile Pakistan, Afganistan, ve Suriye’de terör faaliyeti yürütmektedir. TİP, CIA’nın Orta Asya’dan militan toplayıp, Suriye’ye ihraç ettiği yobaz terör gruplarının başına geliyor. Türkiye; Rusya, Çin, Kazakistan, Kırgızistan ve Suriye ile birlikte TİP’i terör örgütü olarak tanımıştır (2017). Ayrıca TİP, Birleşmiş Milletler’in terör örgütleri listesine aldığı bir örgüttür. (1)

FIRAT KALKANI’NDA PKK İLE BİRLİKTE SALDIRDILAR

Suriye’de IŞİD saflarında çatışmaya başlayan TİP, sayıları 10 bini aşacak seviyeye ulaşmıştır. 2016 Ağustos’taki Fırat Kalkanı harekâtında, PKK ve IŞİD’le savaşan Türk Ordusu’nun karşısında yer almışlar ve Mehmetçiğe kurşun çıkmışlardır. Bu harekâtta 67 askerimiz şehit olmuştur.

ORTAK DEVRİYE SIRASINDA TÜRK ASKERİNİ ŞEHİT ETTİLER

Soçi mutabakatı kapsamında, Rus askerileriyle birlikte devriye gezen Türk askeri 27 Mayıs 2020’de yine TİP’in hedefi oldu. Türk askeri konvoyuna yönelik patlamada bir askerimiz şehit edildi. Rusya’nın Suriye’deki Tarafları Uzlaştırma Merkezi Başkanı Oleg Juravlyov, saldırının sorumlusunun TİP olduğunu açıkladı. (2) Örgüt, İdlib ve çevresini terörize eden HTŞ ile yakın işbirliği içinde.

KUŞAK YOL HATTINDA TERÖRÜ ARTIRMAK

ABD’nin stratejik hedeflerinden biri, Kuşak Yol Girişimi’nin en önemli kavşağı Uygur Özerk Bölgesi’ndeki ayrılıkçılığı ve terörü kışkırtmaktır. ABD’nin TİP’i beslemesinin nedeni budur. Çin hükümeti, TİP’in düzenlediği, yüzlerce insanın hayatını kaybettiği bombalı saldırılardan sonra son yıllarda terör örgütüne ağır darbeler indirdi. Öte yandan CIA bir süre önce, Suriye’deki TİP teröristlerinin bir kısmını, yine Kuşak Yol Girişimi hattındaki Wakhan Koridoru’na (Afganistan, Pakistan, Tacikistan ve Çin arasında) taşıdı. Amaç, bu bölgeyi güvensiz hale getirmektir. Buna uygun olarak da ABD geçen Kasım’da, Türkistan İslam Partisi’ni terör örgütü listesinden çıkardı. Bu kararın, teröristlerin uluslararası hareketini ve finansman teminini kolaylaştırdığını biliyoruz.

TÜRKİYE VE ÇİN’İN ARASINI BOZMAYA ÇALIŞMAK

ABD’nin TİP’i ve diğer Uygur örgütlerini kullanarak, Türkiye-Çin dostluğunu bozmaya çalıştığı çok açık görülmektedir. Türkiye’deki sözde Uygur savunucuları da Amerikan kampanyasına hizmet etmektedir. TİP’le birlikle Suriye’de Türk ordusuna silah sıkan PKK’nın siyasi kolu HDP de Meclis’teki Uygur araştırma önergelerine, CHP ve İYİ Parti’yle birlikte evet oyu vermiştir. PKK – HDP’yle yan yana, CIA’nın “Uygur mevzisine” girenlerin milliyetçilik yaptığını kimse ileri süremez.

Sonuç olarak; Türkistan İslam Partisi adlı terör örgütünün, bırakalım Uygurları temsil etmesini, bu örgüt, hem Türkiye’nin hem de Uygurların düşmanıdır. Eğer samimi olarak Uygurların Çin’de huzur ve barış içinde yaşamasını istiyorsak, öncelikle CIA güdümlü ayrılıkçı hareketlere desteğin kesilmesi ve Uygur Türklerinin terör gruplarının kucağına itilmesine son verilmesi gerekir. CIA yalanlarının peşine takılarak Çin düşmanlığı yapmak, Uygurlara da Türk milletine de yapılan büyük bir kötülüktür. Uygurların haklarını korumak ve ilerletmek de Türkiye – Çin ilişkilerinin gelişmesine bağlıdır. Türkiye’nin de başı dik, birleşmiş ve müreffeh olması hedefinde, Çin ile ilişkilerimiz kritik önemdedir.

UCM ‘UYGUR SOYKIRIMI’ SUÇLAMASINA DAVA AÇMADI

Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM), Çin’in Uygurların insan haklarını ihlal ettiği gerekçesiyle Çin yöneticilerinin cezalandırılması isteğiyle açılan davayı kabul etmediğini açıkladı.

ABD destekli Uygur ayrılıkçıları tarafından Temmuz 2020’de Çin aleyhinde dava açılması isteğiyle UCM’ne içinde kanıtlar bulunduğunu ileri sürülen bir başvuru yapıldı. Suçlamada, “insanlığa karşı işlenen suçlar kapsamında bir milyondan fazla Uygurun ‘yeniden eğitim kamplarında’ tutulduğu ve kadınlara işkence, cinsel istismar ve zorla kısırlaştırma yapıldığı” ileri sürülüyordu.

UCM Başsavcısı Fatou Bensouda'nın ofisi, dava açılması isteğini, işlendiği ileri sürülen suçların UCM’yi tanımayan bir devlet olan Çin topraklarında işlenmesi ve yeterli sağlam kanıtlar olmadığı gerekçesiyle reddetti. UCM Başsavcılık Ofisi 15 Aralık 2020 tarihli yıllık raporunda "Mahkemenin bölgesel yargı yetkisini kullanmasına yönelik bu ön koşul, iddia edilen suçların çoğuyla ilgili olarak yerine getirilmiş görünmüyordu ve davanın devam etmesi için kesin bir dayanak yoktu” denildi.

Dosyada Uygurların Tacikistan ve Kamboçya'dan Çin'e zorla sınır dışı edildiğine dair iddialar da vardı ancak UCM Savcılığı, bunları takip etmek için de yeterli veri olmadığını açıkladı.

Sonraki Haber