Vatan Partisi Üretim Devrimi Kurultayları ile çözümü üretti

“Üretimi geliştiren her siyaset ve uygulama doğrudur. Üretimi baltalayan her uygulama yanlıştır. Üretme işi, üreticiyle yapılır. En büyük üretici güç insandır. O nedenle günümüzün temel sloganı Üretici baş tacı!”

Tarımda zor bir yıldı. Bir taraftan kuraklık bir taraftan dünyayı etkileyen ekonomik kriz. Yüksek maliyetlerle üretim yapan köylü, ürününü istediği fiyata satamadı. Aradaki maliyetler ise tüketiciye yansıdı. Zarar eden üretici, üretmek için kullandığı kredilere yüksek faiz ödemek zorunda kaldı. Kazanamayan üretici, borcunu ödeyemedi, faizler üreticinin sırtında kambur oldu. Kiminin traktörü kiminin de tarlası haczedildi.

‘Üretim ekonomisi’ diyen Cumhuriyet, üreticiyi, köylüyü‘milletin efendisi’ ilan etmişti. 80’den sonra uygulanan ekonomi politikaları ise üreticiyi kambur ilan etmiş, ülkeyi üretimden kopararak ithalata yönlendirmişti. Üretmeyen, dışarıdan alan, üretimi merkeze koymayan politikaların da sonuna gelindiği, dolar ve faiz sisteminin bittiği, başta Cumhurbaşkanı olmak üzere yöneticiler tarafından da itiraf edildi.

‘DİNLENMEYEN ÜRETİCİ

KALMAYACAK’

Ülkenin her yerinden aynı ses geldi: “Ekemiyorum, üretemiyorum, kazanamıyorum, borçlarımı ödeyemiyorum, bu böyle gitmez…” Feryadı duyan ve seferber olan Vatan Partisi yöneticileri, ‘Türkiye’nin gidilmedik yeri, dinlenmedik vatandaşı’ kalmayacak, diyerek ülkenin dört bir yanına dağıldılar. Mardin, Trabzon, Ardahan, Balıkesir, Antalya, Mersin, Bursa, Konya, Diyarbakır, Yozgat, Adana, Hatay, Denizli, Aydın, İzmir, Samsun… Köy köy, kasaba kasaba 100’e yakın Üretim Devrimi Kurultayı toplandı, Kurultaylarda sorunlar dinlendi, çözümler tartışıldı.

PROGRAM HAZIR

Vatan Partisi, bu zorlu dönemde ekonomi ile güvenliğin iç içe geçtiğini saptadı: “1980’den beri var olan borçlanmaya, faiz ve dolar saltanatına dayanan ekonomik sistem, bağımsızlığımızı ve temel ihtiyaçlarımızın güvenliğini tehdit edecek kadar ayak bağı haline gelmiştir.” Vatan Partisi bu koşullarda,“Türkiye, zorlukları ancak köklü çözümlerle aşabilir” dedi ve çözümü,‘Üretim Devrimi’ olarak adlandırdı. 81 maddeden oluşan programın, ‘Milli Direnme Ekonomisi’yle uygulanacağı vurgulandı.

Özetle,‘Tasarruf,Yatırım,İstihdam,Üretim ve Adil Paylaşım’a dayanan bir ekonomi modeli. Stratejik alanlardaki hizmetlerin, devlet eliyle verilmesini garanti eden bir tür savaş ekonomisi... 5 temel esasa dayanıyor: “Gıda Güvenliği, Güvenliğin Güvenliği, Enerjinin Güvenliği, Sağlığın Güvenliği, Eğitimin Güvenliği”.

Vatandaşı dinlemeye, sorunları yerinde görmeye giden Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek ve parti yöneticileri, 1980 sonrasında Türkiye’yi bölme programına teslim olarak, borç bulanların hükümet olduğunu belirttiler, Vatan Partisi’nin iktidar formülünü ise şöyle açıkladılar: “Üretim ekonomisini kuranlar ve Türkiye’yi birleştirenler iktidar olacak. Üretim ekonomisini kurma işi üreticilerin hükümetiyle başarılır. Üreticilerin hükümeti, millidir. Başlıca görevi milletin bütün üretici sınıflarını kucaklayan Üretim Devrimi’ne önderlik etmektir.”

SEYİT ONBAŞI PROGRAMI

Perinçek, gittiği her yerde üreticileri iktidar olmaya, Meclis’te söz sahibi olmaya çağırdı, Balıkesir Havran’dan şöyle seslendi: “Türkiye’yi kurtaracak program Seyit Onbaşı programıdır. Zorluklarda zorlu modeli uygulayacağız. Kuvvetli bir devlet, kuvvetli bir hükümet, Meclis’e dayanan bir hükümet, halka dayanan bir Meclis. Üreticilerin katıldığı, Vatan Partisi üzerinden, üreticinin hükümette yer aldığı bir hükümet modeli. Nasıl Seyit Onbaşı mermiyi kaldırdı… O mermi kalkacak, mermiyi siz kaldıracaksınız.”

Ankara Polatlı’da da “Yeni sistemi faizciyi denize dökerek kuracağız” diyen Perinçek, halıya basanların değil, toprağa basanların hükümet olacağını ilan etti.

ÜRETİCİ SINIFLARIN DEVRİMİ

İşçi, çiftçi, esnaf, zanaatkâr, sanayici ve tüccardan oluşan üretici sınıfların devrimi… Üretim Devrimi, ülkeyi ve üretimi, emperyalist dayatmalardan kurtaracak ve içte üretimi baltalayan faizci, sıcak para komisyoncusu, dolar vurguncusu ve rantçı zümreleri tasfiye edecek.

Yozgat Boğazlıyan’da vatandaşa seslenen Perinçek, kaynakları tek tek açıkladı: “Bu sene bankaların kâr ve faiz gelirleri, toplam 80 milyar lira. Bankalardan, bir sefere mahsus olmak üzere 72 milyar lira alacağız, çiftçinin borçlarını sileceğiz. Bir yıl erteleyeceğiz ki çiftçi eksin, geriye kalanı da 5 yıl taksite bağlayacağız. Boş vaatte bulunmuyoruz, bir kaynağa bağlıyoruz.”

Vatan Partisi lideri, DEDAŞ’ın elektrik kesintileri nedeniyle mağdur olan Güneydoğulu çiftçilere de Mardin’den şöyle seslendi: “Elektrik üretimi ve dağıtımı, kamu görevidir ve devletleştirilmelidir. Çiftçi batacağına DEDAŞ batsın.”

ÜRETİCİ BAŞTACI!

Devletin, bu zorlu dönemi aşmak için güçlü olmasına vurgu yapan programa göre; ekonomiye yön veren kararlar, milleti seferber ederek uygulanacak. Bütün bunları başarabilmek için önümüzdeki dönemde güçlü yürütme gerekir. Üretime odaklanmak dönemin tek çözümüdür.

Üretim Devrimi programının sloganı ise ‘Üretici baş tacı’ oldu. Çünkü, “Üretimi geliştiren her siyaset ve uygulama doğrudur. Üretimi baltalayan her uygulama yanlıştır. Üretme işi, üreticiyle yapılır. En büyük üretici güç insandır. O nedenle günümüzün temel sloganı Üretici baş tacı!” Slogan, üreticiler tarafından her yerde alkışlarla karşılandı.

ZORLUKLAR PAYLAŞILACAK

Üretim Devrimi’nin başarılması için zorlukların da paylaşılması şart. Kriz, emekçi kesimin sırtına yıkılamaz. Kurultaylardaki en önemli vurgulardan biri de devlet yöneticilerine tasarruf ve sade yaşam çağrısı oldu: “Şatafata son, ülkeyi yönetenler 30 arabayla gezemez. Tasarruf yapacak ki yatırım yapabilelim. Yöneticilerin arkasındaki o arabaların mazotları, traktörlere doldurulacak.”

Tarımsal girdi maliyetlerinin artması, kurultaylarda en çok konuşulan başlık oldu. Vatan Partisi yöneticileri, komşularla iyi geçinerek hem güvenliğin hem de enerji ihtiyacımızın karşılanacağını vurguladılar.

NASIRLI ELLER YÖNETECEK

En önemli vurgu ise bu programı uygulayacak, yumruğunu masaya vuracak güçlü bir hükümet… Perinçek, Eskişehir Bozan’dan şöyle seslendi: “Bu milletin bağrından çıkan kararlar vereceğiz. Siz; ekmek, biçmek, hayvan otlatmakta varsınız. Ben sizi hükümet yönetmekte arıyorum. Ülkenin bağrından çıkan, eli nasırlı insanlarla kurulan meclisler doğru kararlar alır. Bu sesin, Meclis’e girmesi lazım. Vurguncular değil alın teri dökenler yönetsin. Bu ülkeyi vatan yapanlar yönetsin. Sizden kuvvet alıyoruz ve aldığımız bu kuvvetle Ankara’ya gidiyoruz. Umutla bakalım, buradan başarıyla çıkacağımıza inanıyorum.”

Sonraki Haber