Vatan Partisi ve İTT’den fıs raporuna tepki: İsviçre PKK’ya adeta kalkan oluyor

İsviçre Federal İstihbarat Servisi (FIS) yıllık raporunu yayınladı. Özellikle Rusya, Çin ve İran’ın hedef alındığı raporda, İsviçre’de eğitim kampları olduğu bilinen PKK’nın faaliyetlerine ise neredeyse hiç değinilmedi.

Raporu Aydınlık Avrupa’ya İsviçre Türk Toplumu Başkanı Suat Şahin ile Vatan Partisi İsviçre Temsilcisi Hasan Kemahlı değerlendirdi.

Terör örgütü PKK’nın Avrupa’daki merkezlerinden sayılan İsviçre’de; Federal İstihbarat Servisi (FIS), yıllık raporunu tanıttı. Haziran ayı sonunda FIS Başkanı Christian Dussey tarafından tanıtılan raporda ise terör örgütü PKK kısacık yer aldı. Raporda terör örgütünün ülkede bağış topladığı ve yürüttüğü propagandalarla yeni kadrolar eğittiği açıklandı. Özellikle aşırı sol kesimler tarafından destek aldığı belirtilen PKK’nın Türkiye Cumhuriyeti dış temsilcilikleri, Türk dernek ve camilerine yönelik saldırılar düzenleyebileceğine dikkat çekildi. Ancak raporda yer alan ifadelere karşın PKK’ya ayrılan kısmın kısalığı dikkat çekti. İsviçre’nin PKK’yı terör örgütü olarak görmediğini hatırlatan İsviçre Türk Toplumu (İTT) Başkanı Suat Şahin, “Bütün dünyanın bildiği bir terör örgütünü İsviçre ısrarla terör listesine almıyor. Bu bakımdan PKK, İsviçre’de her türlü etkinliği rahatlıkla polis korumasıyla yapabiliyor, bir nevi destekleniyor. Ayrıca PKK yandaşı derneklere çeşitli projeler adı altında resmen maddî destek sağlanıyor” diye konuştu.

ÖRGÜT YANDAŞLARI CESARETLENDİRİLİYOR

PKK’nın İsviçre’de kamp kurduğunu da hatırlatan Şahin, terör örgütünün faaliyetlerini şu sözlerle özetledi: “İsviçre, PKK’nın eğitim aldığını yeni açıklasa da bizler yıllardır destek aldığını biliyoruz. İsviçre devletinin yapılan eylemlere göz yumması örgüt yandaşlarını cesaretlendiriyor. Her yıl düzenli olarak özellikle Kürt esnaftan zorla para toplayarak örgüte maddî destek sağladığını biliyoruz. Birçok Kürt vatandaşın haraç vermek istemediğini biliyoruz fakat tehditlerle korkudan verdiklerini dile getiriyorlar. Özellikle Kürk kökenli örgüte yakın siyasetçiler Bern Parlamentosunda çok etkili oluyorlar. Rahatlıkla şunu söyleyebilirim; İsviçre,Kandil’in arka bahçesi gibi, Türkiye’den örgüte katılımların azaldığı dönemde o açığı iltica talebiyle İsviçre’ye gelen PKK yandaşlarını eğiterek, buradan Kuzey Irak’a göndererek gideriyor. PKK’lı olan herkese bütün imkanları sunuluyor.”

Hasan Kemahlı

İsviçre devletinin PKK’yı insan hakları çerçevesinde değerlendirdiğine işaret eden Şahin, terör örgütünün bu kapsamda her türlü destek aldığına dikkat çekti. “Daha açık konuşursak Türkiye muhalifi kim varsa İsviçre devleti onları hem besliyor, hem kolluyor, hem de eğitimlerini kolaylaştırıyor” diye uyaran Şahin, “İsviçre’nin PKK’yı tehdit olarak gördüğünü düşünmüyorum. Onlar için Sayın Erdoğan destekçileri daha tehlikeli” dedi.

23 NİSAN SALDIRGANLARI CEZASIZ KALDI

Terör örgütünün 2022’de Basel’de düzenlenen 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı kutlamalarına saldırdığını hatırlatan Şahin, İsviçre yönetimine ayrıca çağrı yaptı. “Çocuklara saldıran PKK yandaşları yakalandıkları halde hiçbir ceza vermeden serbest bıraktılar” diyen Şahin, sözlerini şöyle sürdürdü: “Yıllardır İsviçre’de faaliyet gösteren PKK yandaşlarının eylemlerinin istihbarat raporuna girmesine çok şaşırdım açıkçası. Şayet samimilerse somut önlemler alınmalı. İsviçre bugün PKK için adeta koruyucu kalkan gibi. Ancak buna rağmen istihbarat raporuna girmesi önemli bir gelişme. İsviçre devleti bu anlamda bir an önce PKK’yı terör listesine resmî olarak almalı, haraç toplayan ve tehdit edenlere caydırıcı cezalar vermeli.”

GÜÇLÜ BİR HÜKÜMET BASKI YAPAR

FIS raporuna yönelik bir değerlendirme de Vatan Partisi İsviçre Temsilcisi Hasan Kemahlı’dan geldi. “PKK terör örgütü, İsviçre tarafından terör örgütü olarak tanımlanmadığı için son derece sığ ve yüzeysel değerlendirilmiş” diye konuşan Kemahlı, “Terör örgütü, İsviçre için bir tehdit olarak değerlendirilmemiş ve hatta PKK’nın saldırabileceği olası örgütlere karşı yapabileceği saldırılar bir hak gibi değerlendirilmiş” dedi. Kemahlı ayrıca Türk toplumu ve Türkiye hükümetine de çağrı yaptı: “İsviçre’de yaşayan Türk toplumu, İsviçre’nin bu tutumunu bulabildiği her fırsatta gündeme getirerek eleştirmesi, protesto etmesi gerekmektedir. Ayrıca yapılabilecek olası saldırılara karşı toplumumuz sürekli uyanık olmalıdır. Ancak ana görev, Türkiye Cumhuriyeti devletini yöneten hükümete düşüyor. Hükümetimiz konuyu mutlaka gündeme getirmeli ve tepki göstermeli ve İsviçre hükümetine baskı yapmalıdır. Güçlü bir hükümet İsviçre’yi tutumundan vazgeçirebilir. Vatan Partisi bunun için görevlere hazırdır.”

Kemahlı ayrıca Halkların Demokratik Partisi (HDP) hakkındaki kapatma davasının hala çözülememiş olması ve PKK’nın Yeşil Sol Parti ile yeniden Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne girdiğini de hatırlattı. Bu sayede terörle kararlı mücadelenin sadece söylem olarak kaldığını vurgulayan Kemahlı, “TBMM’de terör örgütünün yandaşlarını besleyen, onlara propaganda yaptıran bu anlayışın geldiği nokta son derece sorunludur. HDP mutlaka kapatılmalı, Yeşil Sol Parti’nin etkisine karşı da etkin bir mücadele verilmelidir” diye konuştu.

 ‘Türkiye, Rusya ve Çin’le ilişkilerini güçlendirecek’

İsviçre Federal İstihbarat Servisi’nin (FIS) 26 Haziran’da yayınladığı raporda dünya düzenine yönelik önemli bilgiler de yer aldı. Dünyanın ABD ve Rusya-Çin eksenlerinde iki kutupluluğa gittiğinin ifade edildiği raporda, ülkenin adeta bir istihbarat üssü haline geldiği belirtildi. Özellikle Rus, Çinli ve İranlı istihbarat kadrolarının hedef alındığı raporda, ABD’nin de İsviçre’de neredeyse Rusya ile eşit sayıda ajana sahip olduğu bilgisine yer verildi. Raporda, “İsviçre'de ABD ve Rusya arasındaki istihbarat operasyon seviyesi sürekli yükseliyor. Ülkede süper güçler arasındaki rekabet giderek kızışıyor. İsviçre tarafsız kalmaya devam ederken istihbarat örgütleri ülkeyi ajanların savaş alanına çeviriyorlar” ifadeleri de yer aldı. Dikkat çekici bir değerlendirme de Türkiye hakkında paylaşıldı. Türkiye’nin bölgesel bir güç olarak faaliyet alanını artıracağı tahminin yürütüldüğü raporda, “Türkiye Batılı ülkelerle Çin ve Rusya arasında denge politikası izliyor. Bölgesel güç olan Türkiye'nin faaliyetlerini Akdeniz ve Suriye'de yoğunlaştırması bekleniyor. Türkiye bu bölgelerde kendisine yeni fırsatlar yaratacak girişimlerde bulunacaktır. Ülkenin Batı dünyasıyla ilişkilerini devam ettirmesi beklenirken aynı anda Rusya ve Çin'le mevcut ilişkilerini ekonomik çerçevede güçlendireceği düşünülmektedir” değerlendirmesi paylaşıldı.

Sonraki Haber