Vatan Partisi'nden Büyük Birlik Partisi'ne yanıt: CIA’nın Uygur yalanlarını çürüten lider Doğu Perinçek’tir.

Vatan Partisi Merkez Basın Bürosu'ndan Büyük Birlik Partisi Genel Başkanı Mustafa Destici'nin sözlerine yanıt geldi.

Vatan Partisi Basın Bürosu imzasıyla yayınlanan açıklama şu şekilde;

Büyük Birlik Partisi Genel Başkanı Mustafa Destici, 10 Aralık 2020 günü, Haber Global’de Jülide Ateş’in sunduğu 40 programında ve 11 Aralık 2020’de Akit TV’de Muharrem Coşkun’un programında, Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek’e, Çin’in Uygurlara soykırım uygulamadığını söylediği için karalamalarda bulundu. Sayın Destici’ye yanıtımızı aşağıda sizlerle paylaşıyor ve partimizin bu konudaki duruşunu bilgilerinize sunuyoruz.

Mustafa Destici’nin, Genel Başkanımız için, “Kızıl Çin'in Türkiye'deki savunucusu” ifadesi, CIA patentli bir karalama şablonudur. Partimizin açıkladığı gerçekler karşısında söylenecek söz kalmadığında, bu tür saldırı kalıpları kullanılmaktadır.

Türkiye’nin milli kuvvetlerini, “milli ve ulusalcı” diye ayrıştırmak vahim yanlıştır. Kimin milli olup olmadığı konusuna gelince; millilik veya milliyetçilik, kuru lafla değil, her zaman olduğu gibi Türkiye için verilen mücadelelerle ispatlanır. Türk milleti, milliğin notunu, Ermeni Soykırımı yalanıyla mücadelelerde, Ergenekon kumpaslarına karşı çarpışmalarda, 15 Temmuz gecesi FETÖ’ye meydan okumalarda çoktan vermiştir. Doğu Perinçek, 50 yıldır Atlantik sistemiyle ve onun Türkiye’deki adamlarıyla savaşan tek liderdir. Türkiye’nin nasıl savunulacağını da uluslararası başarılarıyla herkese göstermiştir.

Genel Başkanımızın, ülkemizin, gerek Çin ve diğer Asya ülkeleriyle ilişkilerinde, gerekse de Avrupa ve ABD’yle ilişkilerinde Türkiye’nin menfaatlerini koruma ilkesiyle yaklaştığı, tecrübelerle ortadadır.

Doğu Perinçek, Uygur meselesiyle ilgili her zaman Türkiye’yi aydınlatan gerçekleri anlatmıştır. CIA’nın Türkiye kamuoyunu etkilemeye yönelik ürettiği “Uygur yalanları”, Doğu Perinçek tarafından her dönemde çürütülmüştür. Genel Başkanımızın bu konuda sunduğu bütün bilgiler ve tespitler; yaşananlara, gözlemlere, kanıtlara dayalı olarak ispatlıdır. Doğu Perinçek, Sinciang Uygur Özerk Bölgesi’ni bu zamana kadar beş kez ziyaret etmiştir.

VATAN PARTİSİ’NİN UYGUR BÖLGESİNE ZİYARETLERİ

Son olarak 26 Şubat 2019’da Doğu Perinçek’in başkanlığında, Avukat Faik Işık, eski CHP Milletvekili Birgül Ayman Güler ile Karadeniz Teknik Üniversitesi Türkoloji Bölümü Başkanı Prof. Dr. Kemal Üçüncü’nün de katıldığı bir heyetle, Çin’in Uygur bölgesine gittik. Hem son ziyaretimizde hem daha öncekilerde, Sinciang Uygur Özerk Bölgesi’nin başkenti Urumçi ve diğer illerinde, buralara bağlı kasabalarda, köylerde gözlemlerde bulunduk. Çin’i, Batı medyasından öğrenenlerin ezberlerinin aksine, Uygur gerçeği özetle şöyledir:

UYGURLARIN İBADET ÖZGÜRLÜĞÜ

Uygurların dillerini konuşma, yazılı eserler üretme, ibadetlerini yerine getirme, geleneklerini yaşatma konusunda bir özgürlük iklimi hâkimdir. Özellikle İslam dinine karşı bir baskının olmadığına, Urumçi’de yüzlerce Müslüman Uygur’un namaz kıldığı sırada yaptığımız cami ziyaretimizde şahit olduk. Oradaki cami imamı ve ibadetlerini yapan Uygurlarla sohbet ettik.

Çin Hükümeti, İslamiyet adına yapılan çalışmalara da özel bir değer veriyor ve bu çalışmaların enstitü düzeyinde yapılmasını sağlıyor. Enstitülerin başında, Sinciang İslam Enstitüsü Başkanı İmam Abdürrakib Tömürniyas gibi eğitimlerini Mısır’ın ünlü El Ezher Üniversitesi’nde almış olan nitelikli alimler var. Bu isimlerle görüştük ve onlardan Sinciang Uygur Özerk Bölgesi’nde İslamiyet pratikleri, imam eğitimi ve genel olarak Çin Devleti’nin din politikası hakkında bilgi aldık. Dini faaliyetler konusunda Uygurların sahip oldukları hakları yerinde gözlemledik.

SİNCİANG’DA CAMİ - NÜFUS ORANI TÜRKİYE’NİN İKİ KATI

Çin’de toplam 35 bin camii, dindar vatandaşlara ibadet alanı sunuyor. Müslüman nüfusa oranladığınız zaman, her 500 kişi için bir cami var. Türkiye’de ise her cami, ortalama 1000 kişiye hizmet veriyor.

UYGUR BÖLGESİNDEKİ KALKINMA

Uygur bölgesi ekonomik ve toplumsal kalkınma açısından çok hızlı ilerlemektedir. Köylerden kentlere kadar refah düzeyi şaşırtıcı derecede artmıştır. 2015’teki Çin temaslarımızda yaptığımız Turfan bölgesi köy ziyaretlerimizde, bu ilerlemeye bizzat şahit olmuştuk. Yar köyünde bir ailenin misafiri olarak, buradaki kırsal kalkınmanın geldiği noktayı köylülerden dinledik.

TOPLAMA KAMPLARI İDDİASI VE GERÇEKLER

Batı ve Türkiye medyasında “toplama kampları” olarak lanse edilen, Çin’in aşırıcılıkla mücadele kapsamındaki eğitim kamplarını ziyaret ettik. 2019 Temmuz’da, Aydınlık Gazetesi Genel Müdürü Tunç Akkoç’un başkanlığındaki heyet söz konusu merkezlere girdi; hangi şartlarda nasıl bir çalışma yapıldığını doğrudan gördük ve eğitim alan Uygurlardan dinledik. Buradaki eğitimler en başta meslek edinme, ulusal dil, spor, sanat, bilgisayar eğitimleri. Hangi sınıflara girip, kiminle görüşeceğimize biz karar verdik. Hepsinin ortak noktası şuydu: Bölücü ve aşırıcı yasa dışı eylemlerde bulunmaları, yasa dışı örgütlerle temas kurmaları... Eğitim kamplarında, Çin Anayasası, Çin Medeni Kanunu, Çin dili konusunda eğitimler verilmekte, mesleki beceriler geliştirilmektedir. (1)

EĞİTİM MERKEZLERİNİN BAŞARISI, TERÖRÜN YOK EDİLMESİ

Konuştuğumuz kişilerin hepsi yaptıklarından pişmandı. Onları etkileyen yasa dışı örgütlerin amaçlarının ne olduğunu burada öğrenmişler. Kurslardan, özellikle de meslek eğitiminden geçmiş olmaktan dolayı çok mutluydular. Eğitim merkezlerinin başarısı ortada… Bu okullardan mezun olanların, aşırı dinci aşırılıkçı eylemlerden kurtuldukları resmi rakamlara yansımış. ABD destekli Doğu Türkistan İslam Hareketi’nin terör saldırıları 2009’da zirve yapmıştı. 2014 – 2019 arası 1588 terör amaçlı hücre yok edilmiş, 12 bin 995 terörist tutuklanmış, 2 bin 52 patlayıcı ele geçirilmiş, 4 bin 858 yasa dışı aşırı dinci faaliyet nedeniyle 30 bin 645 kişi cezalandırılmış. Çin’de yüzlerce insanın ölümüyle sonuçlanan terör saldırıları son yıllarda neredeyse sıfırlandı.

A HABER: NE KADAR HATA YAPTIĞIMIZI GÖRDÜK

Çin Uygur bölgesine giden Vatan Partisi dışındaki kuruluşlar da bizimle aynı tespitleri yapıyor. Hükümete yakınlığıyla bilinen A Haber’in ekibi, 2019 Ocak’ta, altı ülkeden çeşitli medya kuruluşlarıyla birlikte “İpek Yolu'nda Çin” etkinliğine katıldı. Sinciang Uygur Özerk Bölgesi'ndeki Kaşgar Mesleki Eğitim Merkezi'ni ziyaret eden ATV muhabiri Murat Karaçay, şu ifadeleri kullandı: “"Batı medyasına göre hareket edip pozisyon alıyoruz. Ne kadar hata yaptığımızı gördük."(2)

DERNEK BAŞKANI DİKMEN: SONUNDA MESLEK EDİNİYORLAR

Yine aynı programa katılan İzmir Gazeteciler Derneği Başkanı Misket Dikmen, ziyaretle ilgili şunları söyledi: "Bu merkezlere ilişkin oluşan bir düşünce vardı, bu da aslında (eğitim merkezlerinin) asimilasyonun bir parçası olduğu yönünde. Ancak dün gördüğümüz o çok büyük kampüs içerisindeki öğrencilerin bir rehabilitasyon ve eğitim sürecinden geçtiğini ve bunun bir seçenek olarak sunulduğunda da kendilerinin gönüllü olduğunu bizzat kendilerinden duyduk. Dolayısıyla buna ilişkin verilen eğitim ve eğitim süreci sonunda meslek edinmiş olmaları yani artık üretime geçiyor olmaları, görüştüğümüz bütün öğrenciler (bunlardan) çok olumlu söz ediyor. (Eğitim merkezlerinde) koşulların olumlu olduğunu da gördük." (2)

CIA’NIN UYGUR ÖRGÜTLERİ

Kuşak Yol Girişimi’nin en önemli kavşağı Uygur Özerk Bölgesi’ndeki ayrılıkçılığı ve terörü kışkırtmak, ABD’nin stratejik hedeflerinden biri. 1990’lı yılların başından itibaren Uygur ayrılıkçılarını ülkesinde besleyen, Dünya Uygur Kongresi (DUK) çatısı altında örgütlenmelerini sağlayan ABD, CIA eliyle bu faaliyetlere büyük kaynak ayırmaktadır. CIA’nın yan kuruluşu Amerikan Demokrasi Vakfı (NED), DUK’a, 2016 – 2019 yılları arasında toplamda 2 milyon 738 bin 698 dolar verdi. (3) ABD son yıllarda, Uygur meselesini uluslararası yaptırım konusu haline getirmek için zorluyor. Özellikle Birleşmiş Milletler’de (BM) verdiği “Çin soruşturulsun” önerileri, bu zorlamanın en somut örnekleri. ABD’nin son hamlesi Doğu Türkistan İslam Hareketi’ni terör örgütü listesinden çıkarmak oldu. Böylece ABD, Çin’e karşı terör saldırılarına daha fazla destek vereceğini ilan etmiş oldu.

ABD’NİN HEDEFİ: TÜRKİYE – ÇİN DOSTLUĞUNU BOZMAK

ABD’nin Uygur ayrılıkçılığını geliştirirken ana hedefi, Çin’i zayıflatmak olduğu kadar Türkiye – Çin dostluğunu bozmaktır. Bu nedenle, ABD’de yaşayan sözde “Uygur aktivisti” CIA provokatörleri son bir yılda Türkiye içindeki çalışmalarını yoğunlaştırdı. DUK’un Başkan Yardımcısı Erkin Ekrem, Gelecek Partisi’nin toplantılarında baş konuşmacı olarak boy gösteriyor. Diğer CIA provokatörü Ruşen Abbas da geçen Kasım’da Uygur ayrılıkçılığını körüklemek için CHP, İyi Parti, Saadet Partisi, Gelecek Partisi ve Deva Partisi yöneticileriyle buluştu. İsmi geçen partiler de ne yazık ki CIA’nın maaşlı provokatörlerine tam destek sundu. CHP, CIA’nın Uygur yalanlarını resmi rapor haline getirmek gafletine düştü.

MECLİS’TEKİ UYGUR ÖNERGESİNE 'EVET' DİYENLER: CHP – İYİ PARTİ – HDP

Meclis’te İYİ Parti’nin Uygurlar konusunda 20 Haziran 2019’daki (4) ve 31 Ekim 2018’deki araştırma önergesini (5) AK Parti ve MHP kabul etmezken, CHP’yle birlikte HDP-PKK’nın önergeye “evet oyu” vermesi uyarıcı olmalıdır. PKK’nın Uygur ayrılıkçılığı savunuculuğunu da “Türklük davasına” hizmet olarak açıklayacak kimse var mıdır?

Öte yandan, Doğu Türkistan İslam Hareketi’nin silahlı kolu Türkistan İslam Partisi (TİP), Suriye’deki cihatçı militanlarıyla ABD’ye hizmete devam ediyor. Hatırlanacağı gibi TİP, Fırat Kalkanı Harekâtı sırasında Mehmetçiğimize kurşun sıkan bir terör örgütüydü. Bu harekâtta 67 Türk askerimizi şehit verdik. O zaman şu soruyu bir kez daha soruyoruz: Mehmetçiğe kurşun sıkan yobaz terör örgütleriyle ve PKK’yla aynı safa girerek Çin düşmanlığı yapmak, nasıl bir milliyetçiliktir?

UYGURLARIN HAKLARINI KORUMAK İÇİN YAPILMASI GEREKEN

Uygurların huzur ve barış içinde yaşamasını ve Çin’de daha fazla hak elde etmelerine samimi olarak yardım etmek istiyorsak, öncelikle arkasında CIA’nın olduğu ayrılıkçı hareketlere desteği kesmek ve Uygur Türklerini terör gruplarının kucağına itmeye son vermek gerekir. CIA yalanlarının peşine takılarak Çin düşmanlığı yapmak, Uygurlara da Türk milletine de yapılan büyük bir kötülüktür. Türkiye’nin başı dik, birleşmiş ve müreffeh olması için Çin ile ilişkilerimiz kritik önemdedir. Uygurların haklarını korumak ve ilerletmek de Türkiye – Çin ilişkilerinin gelişmesine bağlıdır. Vatan Partisi’nin Çin’le kurduğu temaslar ve o bölgeye yaptığı ziyaretlere ilişkin saptamalarını Türkiye ile paylaşması, Uygurların geleceği için çok önemlidir.

  1. https://www.aydinlik.com.tr/aydinlik-gazetesi-gitti-gordu-gercegi-uygurlardan-dinledi-ozgurluk-meydani-temmuz-2019-3#4)
  2. https://tr.sputniknews.com/turkiye/201901171037152401-atv-muhabiri-sincan-uygur-bolgesinde/
  3. https://www.ned.org/wp-content/themes/ned/search/grant-search.php?organizationName=World+Uyghur+Congress+&region=Asia&projectCountry=&amount=&fromDate=&toDate=&projectFocus%5B%5D=&search=&maxCount=25&orderBy=Year&start=1&sbmt=1
  4. https://teyit.org/cinin-dogu-turkistan-politikalarinin-arastirilmasi-onergesinin-ak-parti-oylariyla-reddedildigi-iddiasi
  5. https://www.aydinlik.com.tr/iyi-parti-nin-dogu-turkistan-onergesi-akp-mhp-oylariyla-reddedildi-politika-aralik-2018-1#1
Sonraki Haber