Batı’ya karşı askeri anlaşma
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, KDHC Devlet Başkanı Kim Jong-un ile Kapsamlı Stratejik Ortaklık Anlaşması imzaladı. Putin, anlaşmanın taraflardan birine yönelik bir saldırı durumunda karşılıklı yardımlaşmayı öngördüğünü belirtti
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, önceki gece Kore Demokratik Halk Cumhuriyeti’ne (KDHC) gitti. KDHC Devlet Başkanı Kim Jong-un mevkidaşını Pyongyang’da havalimanında karşıladı. İkili arasındaki görüşmeler öncesinde yaptığı açıklamada Koreli lider Kim, "Rus hükümeti, ordusu ve halkının mücadelelerine tam destek ve dayanışması
nı" dile getirerek özellikle Moskova'nın "kendi egemenliğini, güvenliğini ve toprak istikrarını korumak için" yürüttüğü savaşa işaret etti. Kim sözlerine şunları da ekledi:
"Durumlar karmaşık ve sürekli değişken olmaya devam ediyor ancak bu vesileyle (Rusya) liderliğiyle stratejik iletişimi güçlendirmeye ve yakından ilgilenmeye devam edeceğimizi yinelemek isterim." Putin de yaptığı açıklamada "Rusya, hain, tehlikeli ve saldırgan düşmana karşı mücadelelerinde, bağımsızlık, kimlik ve kalkınma yollarını özgürce seçme hakkı için mücadelelerinde Kuzey Kore'yi ve kahraman Kore halkını sürekli destekledi ve destekleyecektir" ifadelerini kullandı.
ANA GÜNDEM ASKER İŞBİRLİĞİ
Görüşmede en çok konuşulan nokra iki ülke arasında liderlerin imzaladığı Kapsamlı Stratejik Ortaklık Anlaşması oldu. Putin, Pyongyang'da Kim Jong-un ile görüşmenin ardından yaptığı açıklamada, Rusya ve KDHC arasındaki anlaşma ile ilgili, "Bugün imzalanan kapsamlı ortaklık anlaşması, diğer hususların yanı sıra, bu anlaşmanın taraflarından birine yönelik bir saldırı durumunda karşılıklı yardımlaşmayı öngörüyor." ifadelerini kullandı. Devlet Başkanı, Rusya'nın imzalanan anlaşma uyarınca KDHC ile askeri-teknik işbirliğini göz ardı etmediğini belirtti.
Bu bağlamda Rus lider, ABD ve diğer NATO ülkelerinin Ukrayna'ya Rus topraklarına saldırılar için uzun menzilli hassas sistemler, F-16 uçakları ve diğer silah ve teçhizat tedarikine ilişkin açıklamalarına dikkat çekti. Putin, "Bu sadece bir açıklama değil, halihazırda yapılıyor ve tüm bunlar Batılı ülkeler tarafından çeşitli uluslararası yükümlülükler çerçevesinde alınan kısıtlamaların ağır bir ihlalidir" dedi.
‘ANLAŞMA DÜNYA BARIŞINA HİZMETTİR’
KDHC lideri Kim de anlaşmayı imzaladıktan sonra yaptığı açıklamada, anlaşmanın barışçıl ve savunma amaçlı olduğunu, çok kutuplu bir dünya inşa etme amacına hizmet ettiğini ve iki ülkenin dünya sahnesindeki değişen statüsünü karşıladığını söyledi. Kim, "Bu güçlü anlaşma... iki ülke halklarının temel çıkarlarını korumak ve desteklemek üzere tasarlanmış, gerçekten yapıcı, ileriye dönük, yalnızca barışsever ve savunmacı nitelikte bir belgeden başka bir şey değildir. Çok kutuplu yeni bir dünyanın yaratılmasını hızlandıran itici bir güç olacağından hiç şüphem yok." ifadelerini kullandı.
Anlaşmanın yeni dönemde iki ülke arasındaki ilişkilerin stratejik niteliğini karşıladığını kaydeden Koreli lider, "Zaman değişti. KDHC ve Rusya Federasyonu'nun dünya jeopolitik yapısındaki konumu da değişti." diye ekledi.
UKRAYNA KONUSUNDA TAM DESTEK
Kim Jong-un ülkesinin "Rusya Federasyonu'nun dünyadaki stratejik istikrar ve dengenin korunmasındaki önemli misyon ve rolünü takdir ettiğini" söyledi. Pyongyang'ın "Ukrayna'daki özel askeri operasyonu yürüten Rus hükümetini, ordusunu ve halkını tamamen desteklediğini ve onlarla dayanışma içinde olduğunu" vurguladı. KDHC lideri ayrıca Moskova'nın ileriye dönük politikalarını destekleme sözü verdi. Putin de mevkidaşına tutarlı desteği için teşekkür etti.
‘BATI ENDİŞELENDİ’
Duma Dış İlişkiler Komitesi Başkanı Leonid Slutsky, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in KDHC'ye yaptığı ziyaretin Batı'yı endişelendirdiğini, Rus liderin çok kutuplu ve adil bir dünya düzeni yaratma çizgisini sürdürdüğünü ve ABD'nin "hegemonik kalıplarını kırdığını" söyledi. Telegram kanalında yaptığı paylaşımda Slutsky, "Rusya Devlet Başkanı'nın KDHC'ye yaptığı ziyaret ve Rusya-KDHC ilişkilerinin gelişmesi Batı'yı büyük ölçüde 'heyecanlandırdı'. Ana akım medya hemen bir 'şer ekseni' oluşturma kampanyası başlattı ve bir başka Rusya karşıtı 'korku tellallığını' tekrarladı." ifadelerini kullandı. Slutsky, Rus liderin çok kutuplu ve adil bir dünya düzeni yaratma çizgisini sürdürdüğünü, "hegemonik klişeleri, diktasıyla ABD'nin neo-kolonyal politikasını, 'yaptırım sopasını' ve 'güç hakkını' kırdığını" kaydetti.