Vibrafon ile Caz

“BİR Başına” projesi ile Türkiye tarihinde ilk kez solo vibrafon ile caz çalan Can Tutuğ, “Caz müziğin derinliğini gördükçe, insan daha hayran oluyor” dedi.

Vibrafon sanatçısı Can Tutuğ, önceki gün Kadıköy Yeldeğirmeni Sanat Merkezinde solo bir caz konseri verdi. Vibrafon ile hayata geçirdiği solo caz projesi “Bir Başına”, Türkiye tarihinde bir ilk olma özelliği taşıyor. Can Tutuğ ile müzik hayatı üzerine konuştuk.

  • Müziğe nasıl başladınız?

Müziğe 5 yaşımda, ailemin bana hediye ettiği bir elektronik piyano ile başladım. Daha sonra gitar, tenor saksafon gibi farklı enstrumanlar çaldım. Kendimi bildim bileli bir şekilde bir yerlerde sahne alıyorum, müzik yapıyorum. Ama son 10 yıldır Türkiye sahnesinde vibrafon çalıyorum, yirmili yaşların başından beri diyebiliriz. Öncelikle müziği dinlemeyi çok sevdim, bir kere dinleyici olarak başladım. En çok yaptığım şey müziği dinlemekti. Ama gerçekten çaldım, sahnedeydim diyebileceğim enstrümanım vibrafon oldu.

SADECE CAZ DİNLİYORUM

  • Vibrafon ve caz ile tanışmanız nasıl oldu?

Vibrafon benim için çok eskiden, çocukluk dönemimde dinlediğim kayıtlarda, Modern Jazz Quartet’te Milt Jackson’ın çaldığı bir enstrumandı. Onu dinledikçe, o enstrüumana sahip olup cümleleri o enstrümanla çalabilmeyi arzu ettim. Caz ise şu anda hayatta olmayan dedemin sevdiği bir müzik türüydü ve bir şekilde ondan bana fikir ekimi oldu diyebiliriz. Erken yaşta caz dinlemeye başladım ve uzun zamandır da sadece caz dinliyorum. Caz dışında pek bir müzik türü dinlemiyorum. Bu da asla diğer müzik türlerini hor görmek gibi anlaşılmasın. Çok nadiren dinlediğim bazı klasik müzik eserleri vs var ama caz dışında pek bir şey dinlemiyorum. Çünkü caz müziğin ne kadar fersah fersah derin olduğunu gördükçe, insan daha hayran oluyor içinde olduğu müziğe, bu müziğin bir parçası olmaya daha da fazla gıpta ediyor ve emek veriyor.

TÜRKİYE’DE BİR İLK

  • Ne gibi projeleriniz var?

Bir Başına” benim ilk solo vibrafon projem. Daha önce Yunanistan’da da solo vibrafon sahnelemiştim. Nardis caz klübü, Bova, Badau gibi mekanlarda da solo vibrafon eserleri seslendirdim. Fakat o konserler, ikili, üçlü ya da dörtlü gruplarla çaldığımız konserlerdi ve diyelim sekiz parça çalıyorsak, bunların bir tanesini tek başıma çalıyordum. Youtube’da da okurlarımız bu dinletilerimizi bulabilirler. Ancak bu proje, albümden sonra da içimde yer eden ve salgın döneminde şekillendirdiğim bir proje; adı “Bir Başına”. Türkiye tarihinde ilk kez solo vibrafon ile caz çalınacak.

Onun dışında bambaşka projelerim de oldu. Örneğin 1957’de Sonny Rollins’in Village Vanguard kayıtlarının “tribute”unu çaldım. Sonny Rollins’in cümlelerini alıp, biraz eğip bükerek sahneledim. Monk trio adında bir grupla salgın öncesine kadar, birkaç yıl sadece Monk besteleri çaldım. Bu grup salgın sonrasında da tekrardan buluşma ümidi taşıyor. Kırklareli Caz Beşlisi adlı bir grubumuz var. Evrim Özşuca da bizlerle birlikte şarkı söylüyor.

Ve tabi benim vazgeçilmezim Can Tutuğ Quartet. Kendi bestelerimi seslendirdiğim, İstanbul’da çeşitli caz klüplerinde, konser salonlarında sahnelediğim grubum. Ama tabi salgın dönemi insana yeni uğraş ve projeler de gösterecek gibi duruyor. Zaman gösterecek.

TÜRKİYE VE AVRUPA'DA FESTİVALLERE KATILDI

İTÜ MİAM’da Amy Salsgiver ile vibrafon, Tony Miceli ile caz armonisi ve doğaçlama çalışan Can Tutuğ, 2015 yılında kurduğu “The Cold Vibes” adlı caz grubuyla 22. Uluslararası İstanbul Caz Festivali’nin Genç Caz yarışmasını kazandı ve ardından Türkiye’de ve Avrupada birçok caz sahnesi ve festivallerde yer aldı, kendi bestelerini seslendirdi. Geçen yıl “Huzursuzluk” adlı albümünü çıkaran Can Tutuğ elektronik midi mallet controller olan Xylosynth’in resmi artistidir.

Sonraki Haber