Washington'da endişe derinleşiyor Çin'den S. Arabistan'a 'stratejik' ziyaret
Çin Devlet Başkanı Xi Jinping, Suudi Arabistan’da. Dört günlük ziyarette Xi, Çin-Arap Ülkeleri Zirvesi ile Çin-Körfez İşbirliği Örgütü Zirvesi'ne katılacak. Şanghay İşbirliği Örgütü ve BRICS’in Arap ülkeleriyle genişlemesi ve milli paralarla ticaret ana gündem maddelerinden.
Çin Devlet Başkanı Xi Jinping, 7-10 Aralık tarihlerindeki resmi ziyaret kapsamında dün Suudi Arabistan’ın başkenti Riyad’a ulaştı. Çin medyasının haberlerinde, Xi’nin ilk defa düzenlenecek olan Çin-Arap Ülkeleri Zirvesi ile Çin-Körfez İşbirliği Örgütü Zirvesi’nde en az 14 ülkenin devlet başkanları ve dışişleri bakanlarıyla görüşeceği belirtildi.
Suudi Arabistan’ın resmi haber ajansı SPA, Çin liderinin, Kral Salman Bin Abdülaziz’in davetiyle ülkeyi ziyaret edeceğini yazdı. Ziyaretin “iki ülke arasındaki tarihi bağları ve stratejik ortaklığı güçlendirmek için” yapıldığı belirtilen açıklamada, ikili zirvelerde toplam 29,26 milyar dolar değerinde ön anlaşma imzalanmasının beklendiği kaydedildi.
ABD-KÖRFEZ ÇATLAĞI DERİNLEŞİYOR
Xi Jinping’in 6 yıl aradan sonraki Suudi Arabistan ziyareti, ABD-Körfez ilişkilerinin en gergin olduğu dönemde geldi. 1973 OPEC Petrol Krizi’ndeki kadar şiddetli bir kriz yaşanıyor.
ABD Başkanı Joe Biden, temmuz ayındaki Suudi Arabistan ziyaretinde, “Çin, Rusya ya da İran tarafından doldurulacak bir boşluk bırakmayacağız.” demişti. Buna rağmen ABD, Körfez ülkelerini Çin ve Rusya karşıtlığı çizgisine çekemedi.
Arap ülkeleri BM’deki Rusya karşıtı oylamalarda Batı’yı izlemedi veya çekimser kaldı. Atlantik açısından en sarsıcı gelişme, petrol zengini Körfez ülkelerinin, OPEC+’nın petrol üretiminde kesintiye gitme kararının arkasında durması oldu. “Riyad’ın hizadan çıkması”, ABD Kongresi’nde Suudi Arabistan’a karşı öfkeli yaptırım çağrılarıyla karşılandı.
Çin ise geçen hafta Katar’dan sıvılaştırılmış doğal gaz alımına dair 27 yıllık ve 60 milyar dolar tutarında çok önemli bir anlaşma imzaladı. Suudi Arabistan’ın geçen ay Çin’in Zhuhai Havacılık Fuarı’nda 4 milyar dolar değerinde Çin silahları alımı anlaşması yaptığı haberleştirildi.
‘ÇİNLİLER DERS VERMİYOR SAYGISIZLIK ETMİYOR’
İngiliz The Guardian gazetesi, bu bağlamda yapılan ziyaretin, “Washington’daki endişeyi derinleştirdiğini” yazdı. Haberde, Xi’nin ziyaret kapsamında Suudi Arabistan’la “stratejik bir anlaşma” imzalayacağı belirtildi. Gezinin, yılda 90 milyar dolara yakın ikili ticarete dönüşen onlarca yıllık işbirliğinin “doruk noktası” olduğu kaydedildi.
Gazeteye konuşan kıdemli bir Suudi yetkilisinin “Çinliler ders vermiyor ve saygısızlık etmiyor. Nasıl iş yapılacağını biliyorlar. Öte yandan Amerikalılar bizi taraf seçmeye zorladılar. Biz bunu reddediyoruz.” dediği aktarıldı.
ABD’nin önde gelen The New York Times gazetesi ise “Washington’daki yetkililerin gezi sırasında imzalanan anlaşmaların savunma ya da nükleer enerji gibi daha hassas sektörlerle ilgili olup olmadığını yakından izlediğini belirtti. NYT, “Suudi yöneticilerin, Çin’in kilit bir süper güç olduğu çok kutuplu bir dünya için uzun zamandır ABD dışındaki dünyayla ittifaklarını güçlendirmeye çalıştığını” söyledi.
YUANLA TİCARET GÜNDEMDE
En son 2019’da Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman Pekin’i ziyaret ettiğinde iki ülke arasında 10 milyar dolarlık bir petrokimya anlaşması imzalanmıştı. Bugün Çin, Suudi Arabistan’ın en büyük ticaret ortağı durumunda. Çinli şirketler, mega projeler, 5G altyapısı ve silahlı insansız hava aracı üretimi gibi konularda yoğun faaliyet yürütüyor. Suudi Arabistan ise Çin’in en büyük petrol tedarikçisi.
Suudi-Çin enerji ilişkileri özellikle bu yıl büyük gelişme gösterdi. Ağustos ayında Suudi Arabistan’ın devlet petrol şirketi Aramco ve Çin’in ikinci büyük petrol devi Sinopec petrol, karbon yutağı ve hidrojen konularında bir anlaşma imzaladı. Aramco ayrıca mart ayında Çin’de büyük bir rafineri kurmak üzere bir anlaşma imzaladı. Suudi Arabistan ayrıca Çin’e petrol satışlarını ABD doları yerine yuan üzerinden fiyatlandırmayı düşünüyor.
Financial Times gazetesi de Çin ve Suudi Arabistan’ın Xi’nin gezisi sırasında bir nükleer enerji anlaşması imzalayabileceğini bildirdi.
UYGUR MESELESİNDE SAĞLAM DURUŞ
İki ülke arasındaki ilişki, enerji işbirliği ve ticaretle sınırlı kalmadı. 2019 yılında Çin’e yaptığı ziyaret sırasında Muhammed bin Salman, Xinjiang’daki eğitim merkezleriyle ilgili “Çin’in ulusal güvenliğini korumak için terörle mücadele ve aşırılıktan arındırma önlemleri alma hakkına saygı duyuyor ve destekliyoruz.” ifadelerini kullandı.
Suudi Arabistan ayrıca Çin’in 2019 ve 2020’de Birleşmiş Milletler’e sunduğu iki Xinjiang siyaseti raporunu destekleyen ülkeler arasında yer aldı. Mısır, Fas, Katar, Suriye ve Birleşik Arap Emirlikleri gibi Arap ülkeleriyle birlikte, Çin’in talep ettiği suçluları iade etti.
Çin Dışişleri Bakanı Wang Yi, ekim ayında Suudi mevkidaşı Faysal bin Ferhan bir araya geldiğinde, Tayvan, Hong Kong ve Xinjiang bölgesindeki gelişmelere atıfta bulunarak Suudi Arabistan’ın siyasi konularda Çin’e verdiği istikrarlı desteği övdü.
HEGEMONYACILIĞA KARŞI ORTAK TAVIR
Xi’nin ziyaretinden günler önce, Çin Dışişleri Bakanlığı, “Yeni Dönemde Çin-Arap İşbirliği” başlıklı bir rapor yayımladı. Yaklaşık 19.000 kelimeden oluşan raporda isim verilmeden ABD, “Orta Doğu’da güç boşluğu teorisi adına yaygara koparmakla” eleştirildi. Çin’in “güç boşluğu” iddiasını reddettiği belirtilirken Batı Asya ve Kuzey Afrika halklarının bölgenin geleceğinin ve kaderinin efendileri olduğu, uluslararası toplumun bölgedeki ülkelerin ve halkların efendilerinin statüsüne saygı duyması gerektiği vurgulandı.
Hem Çin hem de Arap ülkelerinin egemenlik, bağımsızlık ve toprak bütünlüğüne saygı, karşılıklı saldırmazlık, birbirlerinin iç işlerine karışmama, eşitlik ve karşılıklı yarar ve barış içinde bir arada yaşamayı savunduğu vurgulanan raporda, her iki tarafın da dış müdahaleye ve her türlü hegemonyacılık ve güç politikasına karşı çıktığı ifade edildi.
Çin Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Mao Ning de dün yaptığı açıklamada, Xi’nin ziyaret programının “Çin Halk Cumhuriyeti’nin kuruluşundan bu yana Çin ile Arap dünyası arasındaki en büyük ölçekli diplomatik faaliyeti” temsil ettiğini söyledi.
ŞİÖ VE BRICS GENİŞLİYOR
Gündemdeki en önemli konu başlıklarından birisi de Şanghay İşbirliği Örgütü (ŞİÖ) ve BRICS’in Arap ülkeleriyle birlikte genişlemesi. South China Morning Post gazetesi, “Xi Jinping’in Suudi Arabistan ziyareti ŞİÖ’nün Ortadoğu açılımında yeni bir adım mı?” başlığıyla bu konuya değinen bir makale yayımladı. Suudi Arabistan’ın ŞİÖ’de mevcut “diyalog ortağı” statüsünü “gözlemci”ye yükseltmek istediği, üyeliği tartıştığı hatırlatıldı.
Güney Afrika Cumhurbaşkanı Cyril Ramaphosa, Riyad ziyareti dönüşü Muhammed bin Selman’ın Suudi Arabistan’ın Brezilya, Rusya, Hindistan, Çin ve Güney Afrika’dan oluşan BRICS ittifakına katılma niyetinde olduğunu açıklamıştı. Mısır medyası, Cumhurbaşkanı Abdülfettah El-Sisi’nin Xi Jinping ile görüşeceğini yazdı. Mısır, ŞİÖ ve BRICS’te tam üyelik isteyen gelişen Arap ülkelerinin başında geliyor. Xi Jinping’in dört günlük ziyaret kapsamında yaptığı görüşmelerde Suudi Arabistan’ın ŞİÖ ve BRICS üyeliğiyle ilgili de sonuç alması bekleniyor.
İLİŞKİLERDE DÖNÜM NOKTASI
Çin Komünist Partisi’nin İngilizce gazetesi Global Times’ın “Editörler Kurulu” imzasıyla yayımladığı makalede, Xi’nin katılacağı iki zirvenin, “Çin-Arap ülkeleri ilişkileri tarihinde bir dönüm noktası” olacağı ve “işbirliğini yepyeni bir düzeye taşıyacağı” vurgulandı. Arap dünyasında, Çin’e karşı istisnasız şekilde ortak bir dostane tutumun ve işbirliğine yönelik güçlü beklentilerin uzun süre devam etmesinin “nadir görülen bir durum olduğu” tespitine yer verildi.
Bunun ardında, 2. Dünya Savaşı’ndan bu yana jeopolitik çatışmaların pençesinden kurtulamayan ve yakın tarihte “Arap Baharı’nın ağır etkilerini yaşayan” bölge ülkelerinin “istikrarlı bir ekonomik büyüme ile siyasi çalkantılardan kurtulma” yönünde ortak bir arzuya sahip olmasının yattığı belirtildi. Çin’in “Orta Doğu’ya tepeden ve jeopolitik odaklı bir bakışla giren bazı güçler”in aksine “Arap ülkelerinin ulusal kurtuluş mücadelesinde yaşadıkları zorlukları paylaştığına” dikkat çekildi.
‘İKİ KADİM MEDENİYET ÇIKARLARINI BÜTÜNLEŞTİRDİ’
Makalede, Çin-Arap işbirliğinin dayandığı güçlü temelin, ticari ve ekonomik işbirliğinin ötesinde, “iki kadim medeniyetin mirası” olduğu ifade edildi. Çin’in ve Arap dünyasının, “medeniyetlerin üstünlüğü” ve “medeniyetler çatışması” gibi teorilerin yeniden canlandığı bir ortamda benzer görüşlere sahip olduğu vurgulandı. “Yıllar içinde olgunlaşan karşılıklı güven ve çıkarların bütünleşmesi, ilişkilerindeki en değerli kaynaktır.” denildi. Global Times editörleri, makalenin son cümlesinde Çin-Arap dünyası ilişkilerini bozma hedefiyle analizler üreten ABD ve Batı elitlerine, “Birkaç sinek vızıltısı Çin ve Arap ülkelerini her iki tarafın da yararına olan doğru şeyleri yapmaktan alıkoyamayacaktır.” sözleriyle seslendi.
ÇİN EN BÜYÜK TİCARET ORTAĞI
Resmi Suudi Basın Ajansı, krallığın 2005-2020 yılları arasında Arap dünyasındaki Çin yatırımlarının yüzde 20’sinden fazlasını aldığını ve “bu dönemde Çin yatırımlarını alan en büyük Arap ülkesi olduğunu” söyledi. Rusya indirimli petrol sunarak Çin’e ham petrol ihracatında Suudi Arabistan’ı geride bırakmış olsa da Suudi Arabistan güçlü bir toparlanma göstererek Ekim 2022’de 7,53 milyon ton petrol ihraç etti. Şu anda Suudi Arabistan, Çin’e en büyük petrol ihracatçısı.
2021 yılında Arap ülkeleri ile Çin arasındaki ikili ticaret hacmi, bir önceki yıla göre yüzde 35,28 artışla 319 milyar dolara ulaşarak 2021 yılının tamamındaki seviyeye yaklaştı.
Buna ek olarak, 20 Arap ülkesi Çin’in liderlik ettiği Kuşak ve Yol Girişimi’nin parçası olmak üzere Çin ile işbirliği belgeleri imzaladı. Çin-Arap işbirliğinin kapsamı, enerji alanından tarıma, dijital ekonomiye, uzay çalışmalarından nükleer gücün barışçıl kullanımına kadar genişledi. Çin-Arap zirvesinin tüm bu alanlarda daha büyük ilerlemelere vesile olacağı öngörülüyor.