Yabancı altını alıp gidecek Erzincanlı üretici ne yapacak?

Erzincan ekonomisi için hayvancılık en önde. Köylü, toprak ve su için endişe ediyor, yabancı şirketlerin otu, suyu tahrip ettiğini belirtiyorlar.

Erzincan’ın İliç ilçesi Çöpler Altın Madeni işletmesinde, 13 Şubat’ta ‘Liç Atığı’, Sabırlı Deresi Vadisi’ne doğru kayarak bir felaket yaşandı. 9 işçimiz akan çamur kütlesi altında kaldı.

Kemaliye-Divriği-İliç üçgeni içindeki alanın tamamında madencilik faaliyeti yürütülüyor. Çöpler Altın Madeni de Munzur dağlarının kuzey yamacında. En önemli akarsuyu ise Sabırlı Deresi. Munzur’dan doğuyor ve altın sahasının ortasından geçerek Karasu Nehri’ne kavuşuyor. Saha çevresinde çok sayıda bu dereye karışan kollar bulunuyor. Çöpler Deresi, Topraklık Dere, Palanbağı Dere, Merk Deresi… Maden sahası İliç Barajı’na da sınır… Fırat’ın yan kollarını besleyen yüzey ve yer altı sularıyla su havzasının gün geçtikçe kirlendiği uyarısı yapan Tıbbi Jeolog Dr. Eşref Atabey, olası bir deprem ve aşırı yağışın, kimyasal atıklı atık çamurunun hemen bitişiğindeki Karasu Nehri, İliç ve Bağıştaş Barajı’na karışacağını, buradan da sırasıyla Keban, Karakaya, Atatürk, Birecik ve Karkamış barajları hatta Suriye’ye kadar bütün canlı yaşamı olumsuz etkileyeceğini belirtiyor.

1000 SÜRÜ 100 SÜRÜYE DÜŞTÜ

Bölge insanı ise uyarılar karşısında tedirgin. Su kirlendi mi, toprak kirlendi mi? İliç halkı, maden işletmesi gelmeden önce hayvancılıkla geçiniyordu. Meşhur Erzincan tulumu, bu yörede yetiştirilen küçükbaş hayvanların sütüyle üretiliyor. Ama son yıllarda üretimde büyük düşüş var. Eskiden 1000 sürü varsa şimdi 100 sürü kalmış. İliçliler maden şirketinin altını tükettikten sonra tahrip edilmiş arazinin ve zehirlenmiş toprağın kendilerine kalacağını, tekrar bu topraklarda nasıl hayvancılık yapacaklarını düşünüyor, önlemlerin alınmasını istiyor.

DUTLAR OLMADI

M. Ali Dikkaya

Kemaliye Başbağlar Köyü Dernek Başkanı Mehmet Ali Dikkaya, “Neden madenlerimizi biz çıkarmıyoruz?” diye sordu, bölgedeki tarım ve hayvancılık faaliyetleriyle ilgili şu bilgileri verdi:

“Eğin’in dutu çok meşhurdur ve kalitelidir. Beyazı olur bizde. Geçtiğimiz yaz hiç ürün alamadık. Dut olmadı. Diğer meyve ağaçları da öyle. Hele elma hiç olmadı. Bu siyanür atmosfere gidiyor, yağmurla geniş bir çevreyi etkiliyor. Otumuz da havamız da insanımız da suyumuz da zehirleniyor. “Sebze meyve kendimize yetecek kadar var. İliç’te arkadaşlarım var. Son yıllarda meyvelerde azalma olduğunu söylüyorlar. Eskiden 3 tane elma bir kilo gelirdi ama 10 tane elma 1 kilo gelmiyor artık. “Erzincan’ın tulum peyniri meşhurdur ve büyük oranda İliç’te üretiliyor. Ama hayvancılık azaldı. Madene yakın bölgelerde ot kurudu. Madene uzak bölgelerde devam ediyor ama böyle devam ederse oralarda da biter.”

Madenlerimizin yabancı ülkeler tarafından işletilmesinin ve yurt dışına gidiyor olmasının üzücü olduğunu da belirten Dikkaya, şöyle devam etti: “Bu iş devlet eliyle yapılırsa tabi devlet kendi insanını düşünerek yapar ama bu küresel çeteler, bizi düşünmez. Sadece Kemaliye ve İliç’te değil Türkiye’nin her tarafındalar. Burada her yıl kapasite artırmaya gidiyorlar. Buna devlet eliyle tedbir alınması gerekir ve bölge insanının korunması gerekir.”

EKONOMİYİ HAYVANCILIK CANLANDIRIYOR

İbrahim Karakuş

Erzincan Damızlık Koyun Keçi Yetiştiricileri Birliği Başkanı İbrahim Karakuş, Erzincan ekonomisinin hayvancılığa dayandığını, hayvancılığın bölgeyi canlandırdığını belirtti. Karakuş, “Erzincan’ın tümünde 600-700 bin hayvanımız var. Bin 500 civarında da üreticimiz… Üreticinin en büyük geliri tulum peynirinden. Ama bu yıl sıkıntılar var. Fiyatlar üreticide düşük ama büyükşehirlerde çok yüksek. Piyasada istediğimiz gibi satılmıyor. En önemli sorunlarımızdan biri de çoban sıkıntısı. Taklit peynirler de piyasayı etkiliyor.” diye konuştu. Karakuş, maden işletmesinin bulunduğu ilçede 50 bin hayvan kaybı olduğunu da bildirdi. Karakuş, şöyle devam etti:

“İlçede 80 bin hayvan 20 binlere düştü. Bölgede zaten mera sıkıntısı vardı. Madenle birlikte sıkıntı daha da arttı, meraların büyük bölümü tahrip oldu, ot kalmadı. Maden sahasında açılacak işler, bölge insanı için daha rahat göründü, üretici sektörü terk etti. Maden gittiğinde tekrar hayvancılığa dönen olabilir de olmayabilir de.”

PEYNİRİMİZİ ALMAZLAR KORKUSU!

Erkan Karatepe de hayvancılıkla uğraşıyor. O da hayvancılığın azalmasından yakındı.

“Yıllardır hayvancılıkla geçiniyoruz. Gelir artık maliyetleri karşılamıyor, çiftçi tarlasını ekemiyor. Burada daha çok küçükbaş hayvancılık var. Ama şu anda hayvancılık iç açıcı değil, bitme noktasına geldi, azalma çok. Otlak alanlar azaldı. İnsanlar, hayvanlarını sattılar, işe girdiler. Maden bitince bu işçiler ne olacak, bilmiyoruz. Siyanürlü diye peynirimizi almazlar diye konuşanlar bile var.”

Meyvecilik çok gelişmiş bölgede. Elma, kayısı, dut, şeftali, kiraz üretimi yoğun. “Toprağımız çok zengin ama kirlenmesini de istemiyoruz. Geçen yıl kiraz da olmadı, kayısı da olmadı.” diyor Karatepe.

ÇARŞILAR SESSİZ CANLARIMIZI BEKLİYORUZ

İliç’te yaşanan felakette toprak altında kalan işçilerden birinin yakını S.E., 9 canın da kendilerinin canı olduğunu belirtti, “Tek isteğimiz onlara bir an önce ulaşmak.” dedi.

Devletin tüm birimlerinin sahada olduğunu belirten S.E., Aydınlık’a yaptığı açıklamada, “Yıllardır bu şirket burada, nasıl böyle bir ihmal olur, aklımız almıyor. Toprağı fazla yığmışlar, bu yığıntı hep bu kadar fazlaydı, patlatma orada her gün 12.15’te oluyor. Eğer oradaki firmalar çekilmeseydi, kaybımız daha fazla olurdu.” diye konuştu.

Bölgede madende çalışan 3-4 köy olduğunu belirten S.E., “Şu anda milletin ağzını bıçak açmıyor. Çarşıda herkes sessiz, üzgün. Tek isteğimiz 9 canımıza ulaşmak.” dedi. Bölgenin hayvancılık açısından önemli bir ilçe olduğunu da değinen S.E., “Hayvancılık bitti, 1000 sürü 100 sürüye düştü. Bizim Boyalık’ta 250 hane vardı, kışın 5 ev kalıyor artık. Hayvancılığın yeniden yapılmasını istiyoruz, bizim için en iyi fabrika hayvancılık. Peynir bitmez, yoğurt bitmez, yağ bitmez. Ama yapacak adam da kalmadı.”

Sonraki Haber