Yaptırımlar altındaki Rusya'ya basın turu: Kendi üretim gücüyle zorlukları aşabilmek
Gezimiz şunu gösterdi: Rusya kendi ürettikleri için pazar arayışında. Tahıl, traktör, makine üretimiyle ve yenilikçi çalışmalarıyla 'Buradayım ve işbirliğine hazırım' mesajı veriyorlar. Ambargo uygulanan Rusya, bu durumdan da kendi gücüyle çıkmasını becerebiliyor
11-16 Aralık arasında Rusya'daydım. Rusya Dışişleri Bakanlığının yetkisi altında özerk bir Rus Federal Hükümet Kurumu olan Bağımsız Devletler Topluluğu İşleri, Yurt Dışında Yaşayan Yurttaşlar ve Uluslararası İnsani İşbirliği Federal Ajansı'nın (Rossotrudniçestvo) davetlisiydik. Birçok ülkeden 29 gazeteciyle beraber Rusya'nın tahıl özelinde tarımsal üretimi ve tarıma dayalı sanayisi konularında bilgilendirilmek, Rusya'nın dost ülkelerle yapabileceği işbirliği konularını öğrenmek için Moskova, St. Petersburg ve Novorossiysk şehirlerinde ziyaretlerde bulunduk. Bu 29 gazetecinin içinde Türkiye'den de benimle birlikte Anadolu Ajansı'ndan Ceyhun Alizade vardı.
Katılımcı ülkelere baktığımızda Avrupa ve diğer batı ülkelerinden hiçbirinin olmaması şaşırtıcı değildi çünkü Rusya, ABD'nin başını çektiği NATO ülkelerinden gelen çok büyük bir yaptırım ve ambargo dalgasıyla karşı karşıya. Rusya'nın şimdi ve ileride yapacağı olası işbirliklerinin ortaya çıkaracağı enerji ve fayda aynı zamanda batılı emperyalistler tarafından sömürülen, kıtlık çeken Afrika ve Asya ülkeleri için de büyük bir kazanç olacağı unutulmamalıdır. Türkiye ve Rusya gibi büyük bir üretim potansiyeli ve dinamikleri olan ülkelerle yapılacak işbirliği, dünyadaki sömürü düzenini yıkabilir ve dünyaya zenginlik ve refahı getirebilir.
GIDA GÜVENLİĞİ NASIL SAĞLANIR
Gezimizin ilk gününde “Rusya'nın dünya pazarındaki ihracat potansiyelini gerçekleştirmeye yönelik bir araç olarak tahıl” konulu bir toplantı düzenlendi. Toplantıda konuşmacı olarak Ulusal Araştırma Üniversitesi İktisat Yüksek Okulu, Dünya Ekonomisi ve Uluslararası Politika Fakültesi Dekanı Anastasia Borisovna Likhaçeva, Rossotrudniçestvo Ajansı Başkan Vekili Kirill Sergeevich, Sanayi ve Ticaret Bakanlığı Bilimsel ve Teknik Kalkınma Sanayi Planlama ve Koordinasyon Dairesi Başkanı Jabin Sergey Vyacheslavovich, Rosspetsmash Derneği'nin “Özel ekipman ihracatı” bölümünün koordinatörü Gamova Victoria Sergeyevna, Rossotrudniçestvo Ajansı Ulusal Politikası Dairesi başkanı Anton Chermensky katıldı ve basın mensuplarının sorularını yanıtladı.
Gıda güvenliğini sağlamak amacıyla Rusya'da yapılan çalışmaların anlatıldığı toplantıda konuşmacılar tarafından genel olarak:
- Tarım endüstrisi için özel ekipmanların, un ve ekmek üretiminin önemi.
- Dünyanın ortak gıda güvenliğinin sağlanmasının önemi ve şu anda bu güvenliğin sağlanamadığı.
- İklim değişikliği ve bu iklim değişikliğinin dünyanın her yeri için tehlike oluşturduğu.
- İklim değişikliğinin doğuracağı felakette hepimizin aynı gemide olduğu.
- Dünyanın bir yerinde açlık bir yerinde obezite yaşandığını ve bir bölgede yaşanan açlığın, dünyanın diğer bölgelerinin de sorunu olduğu.
- Rusya'nın, özellikle BRICS ülkeleri ve bu ülkelere katılmayı bekleyen, katılmak için başvuran ülkelerin oluşturacağı platform aracılığıyla küresel gıda güvenliğinde çok yaratıcı bir rol oynayabileceği vurgulandı.
PİYASACILIK AÇLIĞI ÇÖZEMEZ
Likhaçeva "Geçtiğimiz yıl dünya, öncekine göre yüzde 2 daha fazla gıda üretti, ancak aynı zamanda açlıktan ölen insan sayısı da yüzde 10 arttı. Bugün hiç kimse kuraklık, çekirgeler veya seller ile ilgili bir tahminde bulunamaz. Devletlerin, toplumun ve iş dünyasının çıkarları arasında bir dengeye ihtiyacımız var.” dedi. “Dünyada gıda güvenliğini sağlayabilecek ve açlığın önüne geçebilecek en önemli gücün serbest piyasacılığın değil devletçi adımların olduğu gerçeğini” vurgulaması açısından belki de en önemli ifadeydi. Likhaçeva, bu sorunun çözülmesinde BRICS+ platformunun çok iyi bir fırsat olduğunu da ekledi.
İkinci durağımız Skolkovo İnovasyon Merkezi oldu. Türkiye'de ve dünyada da örneklerini gördüğümüz teknokentler gibi burası da sürdürülebilir bir girişimcilik ve yenilik, bir başlangıç kültürü oluşturmak ve girişim yatırımlarını teşvik etmek amacını güden bir oluşum. Burada yapılan çalışmaların içinde yeni tahıl çeşitlerinin ıslahı da var. Özellikle dünyadaki iklim değişikliği göz önünde bulundurulduğunda bunun çok önemli bir çalışma olduğu ortada.
‘ATALARIN YAPABİLİYORSA SEN DE YAPABİLİRSİN’
Gezimizin ikinci gününde St. Petersburg'da bir traktör fabrikasını ziyaret ettik. Üretim Planlama Dairesi Başkanı Fettiakhetdinov Timur Rashidovich ve Eğitim Merkezi Başkanı Sokolov Alexander Anatolyevich bilgi verdi. Kırovets markası adı altında traktörler üreten Petersburg Traktör Fabrikası (PTZ), 1801 yılında Finlandiya Körfezi'nin kıyısında kurulmuş bir fabrika. İlk kurulduğunda dökme demir üretimi alanında çalışan fabrika toplar, top çekirdekleri, demir rayları gibi ürünler imal etmiş. 1924'te traktör yapmaya başlayan fabrika, o tarihten itibaren 600 bin traktör üretmiş ve bunun 11 binden fazlasını yurtdışına satmış. 200 bin metrekarelik alanda 240-420 beygir güce sahip, senede 3 bin adet traktör üreten fabrika, 2022 senesinde 4300 adet traktör üretmeyi başarmış. Akslar, dişli kutuları, çerçeveler, kabinler, döküm parçaları, elektrikli ekipmanlar gibi traktör parçalarının %80'ini kendisi üreten fabrika, %20 'sini ise diğer Rus işletmelerinden tedarik ediyor. Rusya'ya uygulanan yaptırımların kendilerini etkilemediğini kaydeden Anatolyevich böyle durumlar için her zaman 2 yerli-1 yabancı olacak şekilde 3 tedarikçiyle çalıştıklarını belirtti. Yabancı tedarikçinin bazı malları, yaptırımlar nedeniyle tedarik etmeyi reddettiği durumda fabrikanın yeni bir yabancı tedarikçi bulana kadar yerli tedarikçilerden alım miktarını arttırdığını söyleyen Anatolyevich böyle bir olayın geçmişte yaşandığını, Avrupalı bir tedarikçinin motorlarını kendilerine teslim etmeyi reddettiğini anlattı.
Bu fabrikayı Rusya için çok özel yapan önemli bir nokta ise; İkinci Dünya Savaşı sırasında meşhur Rus Tanklarının burada üretilmiş olması. Her alanda sanayileşmenin ne kadar önemli olduğunu anlatan bir örnek aslında bu. Bir ülkenin tarımsal sanayisini savaş anında tank ve benzeri ürünlerin üretiminde de kullanabilmesi çok hayati bir öneme sahip.
USTALAR MÜHENDİSLER KADAR ÖNEMLİ
Gezimizin üçüncü gününde yine St. Petersburg'da bulunan Tauras Fenix isimli bir fabrikayı ziyaret ettik. Şirket ilaç ve kimya endüstrisi için dolum ve paketleme makineleri yapmasının yanında, gıda için de makineler imal ediyor. 1987'de St. Petersburg'da genç bir Litvanyalı işadamı olan Sigitas Mickus tarafından kurulmuş. Bu fabrika ilk zamanlarında vakumlu kalıplama makineleri üretmek üzere yola çıkmış fakat 1991 yılında bir etkinlikte gördükleri İtalyan paketleme ekipmanları üzerinde dikkatlerini yoğunlaştırmış ve bu makinelerden üretmeye başlamış. İlerleyen senelerde tasarım bölümü, satış departmanı ve kendi atölyelerini oluşturan şirket çalışan sayısını da artırmış. Günümüze gelince şirket vakumlu kalıplama makinelerinin üretimini bırakmış, otomatik dolum ve paketleme makinelerinin üretimine yönelmiş. Şirket, toz ve serbest akışlı ürünler için paketleme makineleri, sıvı ürünler için paketleme makineleri, yatay paketleme makineleri, şekerleme ekipmanları, dozlama makineleri gibi birçok makinenin üretimini yapıyor. Su, meyve suyu, süt şişeleme, un, toz şeker, tuz, ekmek paketleme makineleri üretilen makinelerin sadece bir kısmı. Tauras Fenix'de bilgisayar başındaki tasarımcılardan daha fazla dikkati çeken ayrıntı ise atölyede çalışan ustalardı. Her hallerinden mahir oldukları belli olan işçiler, bilgisayarda tasarlanmış olan makine ve parçalarının hayata geçirilmesi için ortaya koydukları çalışmaları izlemeye değerdi. Hiç şüphesiz teori ile pratiğin, okul ile sahanın birleşiminden doğan sinerji o makineleri ortaya çıkarıyor. O anda Türkiye'deki, tek görüşte bir makineyi tasarlayıp yapabilen hatta bunun için makine fuarlarına girmeleri bile yasaklanan ustalar geldi aklıma. Bu ustalar da aslında bir ülkenin üretim dinamiğinin içinde mühendisler kadar önemli unsurlardır.
TAHIL DEVLET KONTROLÜNDE
Gezimizin son gününde çok uzun bir yol kat edip Karadeniz kıyısında bir liman kenti olan Novorossiysk'e geçiyoruz. Novorossiysk Tahıl işleme Tesisi'ni ziyaret ediyoruz. Burada bizleri Üretim Müdürü Yardımcısı Evgeniy Suchenkov ve Ticari Direktör Partsvania Givi Givievich karşılıyor ve firma hakkında bilgi veriyor. Burada 14,5 hektarlık bir alana kurulu işletmenin 9 adet silosunda 720 bin ton tahıl depolanabiliyor. Kırgızistan, Tacikistan, Türkmenistan ve Özbekistan gibi Orta Asya ülkelerinden, Azerbaycan ve Baltık ülkelerinden tren yoluyla gelen tahıl, deniz yoluyla iki liman terminalinden başta Türkiye, Suriye, Suudi Arabistan ve Mısır olmak üzere 20 kadar ülkeye gönderiliyor. Senede 8 milyon ton kadar bir tahıl da bu limanlardan ihraç ediliyor. Bu şirket ihracatçı değil, ihracatçılara tahıl sağlayan bir kurum. Bu şirketteki tahıl ürünlerinin içerisinde ağırlığın buğday olduğunu ve Türkiye'nin buğday üretiminin ortalama 20 milyon ton olduğunu söylersek bu işletmenin silolarından geçen tahıl miktarının rakamsal büyüklüğünü ve şirketin dünya tahıl piyasasındaki yerini daha iyi anlamış oluruz. Fakat yine burada üzerinde durulması gereken konunun bu şirketteki devlet iştiraki ve gıda güvenliğinin korunması amacıyla tarımsal emtiaların kontrolünün devlet tarafından bu şirket vasıtasıyla yapıldığı noktasıdır. Şirket, devlet müdahale fonunun tahılların korunmasını ve satışlarını Tarım Bakanlığı ve Hükümetin emriyle organize etme görevini yerine getiriyor. Bu çok önemli. Yani Rusya, tahıl gibi önemli bir konuyu tamamen serbest piyasanın eline bırakmamış. Rusya, tarihsel geleneğinden de kaynaklanan “gıda güvenliğinde devletçilik” ilkesiyle emin adımlarla üretmeye devam ediyor.
YAPTIRIMLARIN ETKİSİNİ ÜRETEREK AZALTIYOR
Dünya yeni bir düzene doğru gidiyor. Asya ve Afrika ülkeleri, Batı sisteminin üstten bakan, üretimi baltalayan, kaynakları sömüren ve gerektiğinde askeri, ekonomik ve siyasi silahlarını kullanmaktan geri durmayan anlayışı ile bezeli ikiyüzlü ilişkilerinden sıyrılmak istiyor. Mesela Afrika ülkeleri Fransız sömürgeciliğini topraklarından kovuyorlar. Sömürülmek değil beraber üretmek, ticaret yapmak ve refaha ulaşmak istiyorlar. İşte bu yeni dünya düzeninde BRICS'in rolü kuşkusuz çok önemli olacaktır. Bu gezimizde Rusya'nın verdiği mesaj önemlidir. Tahıl üretimiyle, traktör üretimiyle, makine üretimiyle, yenilikçi çalışmalarıyla "buradayım ve işbirliğine hazırım" mesajı vermektedir ve çok doğaldır ki aslında Rusya kendi ürettikleri için pazar aramaktadır. Kendisine ambargo uygulanan Rusya, bu durumdan da kendi gücüyle çıkmasını becerebiliyor gibi gözüküyor. Nasıl Türkiye'ye ambargo uygulandığında, insansız hava araçları ya da uçak motoru verilmediğinde biz kendi İHA ve SİHA'mızı yaptıysak Rusya da aynı şekilde üreterek bu yaptırımların ekonomik etkisini azaltmaya çalışıyor.