Yargıtay'a 'harekete geç' çağrısı

HDP'nin kapatılmasına ilişkin hukukçular, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının harekete geçmesi gerektiği vurgulandı. HDP'nin 6 milyon oyu olsa da Anayasa ve kanunları çiğneme haklarının olmadığı belirtildi.

HDP için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının re’sen (bağımsız olarak) harekete geçmesi istendi. Türkiye Barolar Birliği Başkanı Prof. Dr. Metin Feyzioğlu, HDP konusunun Türkiye gündeminde ilk sıralara yerleştiğini belirterek, Yargıtay C. Başsavcılığının gerekli adımı atmasını ve tartışmayı sonuçlandırmasını istedi. Eski İstanbul Barosu Başkanı Prof. Dr. Ümit Kocasakal, Anayasa ve Siyasi Partiler Kanununun uygulanmasını isteyerek, 6 milyon oy almış olmanın Anayasa ve kanunları çiğneme hakkı vermeyeceğini bildirdi. HDP Kapatılsın Platformu Başkanı eski Meclis Başkanvekili Hasan Korkmazcan da Anayasa ve yasaların uygulanmazsa hukuk devletinin tartışılır hale geleceğini vurguladı.

TBB Başkanı Metin Feyzioğlu Aydınlık’a yaptığı açıklamada, HDP ile ilgili tartışmaların artık bir noktaya kaydederek,

“Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının gazetelerde çıkan haberleri, yapılan açıklamaları, ihbar kabul ettiğini ve ön inceleme dosyası hazırladığını tahmin ediyorum. Yaşanan bunca tartışmadan sonra ön inceleme dosyası yüzde yüz açılmıştır diye düşünüyorum. Bunun ilerletilip ilerletilmeyeceği elbette Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının takdiridir.”

Konunun artık Türkiye gündeminde ilk sıralara yerleştiğini hatırlatan Feyzioğlu, “Bunca olaydan sonra HDP’nin kapatılması tartışması olumlu veya olumsuz bir şekilde sonlandırılmalıdır. Yasalarımızda kapatma dışında da cezalar öngörülmektedir. Nasıl bir karar verilir bilemiyorum. Ama bu tartışma ele alınmalı ve sonuçlandırılmalıdır” diye konuştu.

'KİMSE KAFASINI KUMA GÖMMESİN'

Eski İstanbul Barosu Başkanı Prof. Dr. Ümit Kocasakal da HDP’nin kapatılması konusunda şu değerlendirmelerde bulundu:

PKK ve PKK terörü, nasıl ki başta ABD olmak üzere küresel aktörler, emperyalizm ve bunların yerli işbirlikçileri olmadan konuşulamazsa, HDP’den ayrı olarak da ele alınamaz. Bu konuda kimsenin başını kuma gömme, 'top çevirme' hakkı da yoktur. Bu açıdan öncelikle belirtmek gerekir ki, 'şok edici', 'rahatsız edici' de olsa olabildiğince siyasi kanalları açık tutmak, siyasi partilere 'tahammül' etmek, fikri mücadeleyi öne çıkarmak esas ve parti kapatma son çare olmalıdır. Ancak bu “tahammül” ün de bir sınırı vardır ki o da Anayasa ve hukuk düzenidir. Aldığı oy oranı ne olursa olsun hiçbir siyasi partinin, Anayasayı ve kanunu, hukuku çiğneme hak ve yetkisi, özgürlüğü yoktur. Nitekim Anayasamızın 68. maddesinin 3.fıkrasına göre Siyasi partiler, Anayasa ve kanun hükümleri içerisinde faaliyetlerini sürdürmekle yükümlüdürler.

YENİSİ KURULUR TAVRI HUKUKİ DEĞİL

“Bu süreç, siyasi tepki ve etkilerin dışında, tamamen hukuki bir mecrada ve kendi dinamikleri içinde yürümeli ve yürütülmeli, her şey hukuka uygun ve adil bir biçimde cereyan etmelidir. Bu; AB veya bir takım odaklara, dışarıya bir şeyi ispatlamak, göstermek için değil, Türkiye Cumhuriyeti Devletine ve Türk Milletine bu yaraşacağı için böyle olmalıdır. Hukuki bir mesele olan parti kapatma, siyasi hesap ve planlamaların bir parçası haline getirilmemelidir.

HUKUK ÇIĞLIK ATMAZ

“Hukuk çığlık atmaz, kin ve öfkeyle hareket etmez, siyasi bir hesap gütmez, kendi dar, soğuk ve teknik kalıpları içinde sükûnetle, akılla hareket eder. Bu hem hukuk devletinin gereği hem de herkes için bir güvencedir. HDP'nin "legal" ve "meşru" bir parti olduğu söylemi dayanaktan yoksun olduğu gibi bir anlam taşımamaktadır. Bu hususta AİHM'nin BATASUNA kararını dikkatle okumakta yarar bulunmaktadır.”

KORKMAZCAN: ANAYASA VE KANUNLAR UYGULANMALI

“HDP Kapatılsın Platformu” Başkanı eski Meclis Başkanvekili Hasan Korkmazcan arık HDP-PKK bağının iyice açığa çıktığını vurgulayarak, bundan sonra yapılması gerekenin anayasa ve yasaları uygulamak olduğunu belirtti. Korkmazcan şunları söyledi:

“Biz HDP’nin kapatılması talebini ortaya koyarken yasaların uygulanmasını istiyoruz. Yasalar uygulanmazsa hukuk devletinin tartışıldığı bir tablo ortaya çıkar. Bu nedenle Yargıtay C. Başsavcılığı re’sen harekete geçmelidir. HDP kapatılırsa yenisi kurulur yaklaşımı doğru değildir. Ayrıca bu konuda yasal eksiklikler varsa onu yasama organı düşünür. HDP konusunda Yargıtay C. Başsavcılığı re’sen harekete geçerse hukuk devreye girerse, hukuka siyaset karıştı eleştirilerine fırsat verilmemiş olur. Hukukun işlediği güvencesi korunmalı, zayıflatılmamalıdır. HDP’nin faaliyetleri, yaptıkları ortada. Anayasa ve Siyasi Partiler Kanunu da yürürlükte. Bu durumda sesiz kalmak mümkün değildir. Yargıtay C. Başsavcılığının harekete geçmemesi hukukun askıda bırakılması demektir. Ayrıca en son yaşanan gelişmeler bu konuda adım atılmasını zorunlu kılmaktadır. HDP MYK’nın Gara Harekatı üzerine yaptığı açıklama ile PKK yöneticilerin açıklamalar arasındaki paralellik de HDP’nin PKK terörünün odağı haline geldiğin açık delilidir. Bu konudaki gecikme mevcut terör davalarını da olumsuz etkileyecektir.”

Sonraki Haber