‘Yaşlı evleri yaygınlaştırılmalı’
Doç. Dr. Barçın, ülkemizde nüfusun çok hızlı yaşlandığını ve sürece hazırlıksız yakalandığımızı söyledi. Uzun vadede sonuç alacak önlemlerin yanı sıra kısa zamanda yapılabilecek işler olduğunu belirtti. Yaşlılara, değeri ve hak ettikleri yaşam standardını sağlamak için yapılması gerekenleri anlattı.
Alzheimer Derneği Antalya Şube Başkanı Doç. Dr. Ebru Barçın, 1 Ekim Dünya Yaşlılar Günü dolayısıyla bir konferans verdi, ardından sorularımızı yanıtladı. Antalya Kent Konseyi Emekliler Meclisi’nin düzenlediği toplantının ana teması, bilinçli yaşlanma ve Alzheimer farkındalığıydı.
BİZDE GEÇ BAŞLADI HIZLI İLERLİYOR
Dünyada ve ülkemizde toplam nüfus içinde yaşlı nüfusun oranının hızla arttığını belirten Barçın, “Bilim ve teknolojideki gelişmelerin yaşam koşullarını iyileştirilmesi, bilinçli yaşama kültürünün yaygınlaşması, doğumların azalması, sağlık alanındaki gelişmeler sonucu erken ölümlerin ve çocuk ölümlerinin azalmasıyla birlikte doğumda beklenen yaşam süresi uzadı.” dedi. Barçın, gelişmekte olan ülkelerde yaşlanmanın geç başladığına ancak hızlı ilerlediğine ve hazırlıksız yakalanıldığına dikkat çekti:
“Bu süreç gelişmiş ülkelerde yüz yıldır sürmesine rağmen, bizim gibi gelişmekte olan ülkelerde son otuz kırk yılda hız kazanmıştır. Gelişmiş ülkeler süreci yüz yıldır yaşadığı için çalışan sayısını arttırarak, yasal düzenlemeler yaparak, iş yaşamı süresini uzatarak uzayan emeklilik yaşamının, artan sağlık ve bakım giderlerinin ekonomilerine zarar vermesini ve bunun yaşam standardını düşürmesini önlemeye çalışmışladır. Ancak bizim gibi ülkelerde süreç geç başladığı ve hızlı ilerlediği için hazırlıksız yakalanan devletler yeterli önlemi alamadılar. Genel nüfus içerisindeki oranı artan yaşlıların yaşam standardının düşmemesi, yaşlanan toplumda yaşlıların artan barınma, korunma, sağlık ve bakım giderlerinin toplumun sırtına yük olarak binmemesi için çözüm önerileri ortaya koymak ve farkındalık yaratmak gerekir.”
ANAYASA: YAŞLILAR DEVLETÇE KORUNUR
Doç. Dr. Ebru Barçın yaşlıların hayatlarının kolaylaştırılmasına ilişkin düzenlemeler yapılması gerektiğini belirtti ve şöyle konuştu:
“Yaşlılar bu günleri gerçekleştiren ve geleceği gerçekleştirmek üzere görevini gençlere ve devretmiş olan geçmişin liderleridir. Onların toplumda hak ettiği yeri ve değeri elde edebilmeleri, hak ettikleri yaşam standardında yaşamaları ve yaşam doyumu elde edebilmeleri gerekmektedir. Bunun için devlet, yerel yönetimler, üniversiteler ve sivil toplum kuruluşları yaşlıların temsilcilerini de aralarına alarak bir consensus (uzlaşma) oluşturmalı ve yaşlı yaşamının arzu edilen şekilde çağdaş uygarlık düzeyine çıkarılmasını sağlamalıdır. Anayasamızın 61. Maddesine göre ‘Yaşlılar Devletçe korunur. Yaşlılara devlet yardımı, sağlanacak diğer haklar ve kolaylıklar kanunla düzenlenir’ denmektedir.”
BASIT DÜZENLEMELER ÖNEMLİ SORUNLARI ÇÖZER
Ebru Barçın, basit düzenlemelerle çözülebilecek sorunlar bulunduğunu vurguladı ve önerilerini şöyle sıraladı:
Hastanelerden kolay randevu alabilmek ve doğru tedavinin uygulanmasına rehberlik edilmesi.
Çevre düzenlemesi yapılarak parklarda, otobüs duraklarında ve yol kenarlarında yapılabilecek basit düzenlemelerle yaşlıların rahat etmesinin sağlanması.
Toplu ulaşım araçlarında yaşlılara gerekli indirimin yapılması.
Şehirde yaşlıların geçici istirahat edebileceği, akranlarıyla iletişim kurabileceği, eğitim alabileceği ‘Yaşlı Evleri’ uygulamalarının yaygınlaştırılması
Emeklilere vize uygulamasının kaldırılması.
Ekonomik destek amacıyla yaşlılara devletin ve yerel yönetimlerin sunduğu hizmet ve ürünlerde indirim uygulanması (su, gıda ürünleri vs.) gerçekleştirilmeli.
Yaşlılara toplu ulaşımda, devlet dairelerinde, hastanelerde ve topluluklarda gereken ilginin ve saygının gösterilmesi gerekir.
ALZHEİMERDE YETKİN BAKIM ÖNEMLİ İHTİYAÇ
Doç. Dr. Ebru Barçın, Alzheimer bakımevlerinde yaşayan hastaların bakımlarında yeterli bilgi ve donanıma sahip, tecrübeli personelin şart olduğunu söyledi. “Yaşlı nüfus sayısı arttıkça Alzheimer hastalığı sıklığının özellikle gelişmekte olan ülkelerde arttığı görülüyor” diyen Barçın, şu rakamları verdi:
Türkiye’nin de yaşlı nüfusu her geçen gün artıyor. Nüfus projeksiyonlarına göre yaşlı nüfus oranı şöyle olacak: 2025 yılında yüzde 11; 2030 yılında yüzde 12,9; 2040 yılında yüzde 16,3; 2060 yılında yüzde 22,6 ve 2080 yılında yüzde 25,6.
Barçın, bakım evlerinin sayısını çoğaltmak, kaliteyi artırmak gerektiğini söyledi:
“Alzheimer hastalığı ile yaşamak hasta yakınları için oldukça zordur, bu nedenle gündüz bakım evlerinin ve hastalık hakkında yeterli bilgi ve tecrübeye sahip personel ve bakıcının varlığı önemli bir ihtiyaçtır. Gündüz ya da yatılı bakım evlerinin kurulması ve devamlılığı için belediyeler ve bağışçılar ile ortak çalışmak gereklidir. Türkiye’de İstanbul, Mersin, Konya ve Denizli gibi bazı illerimizde gündüz ve yatılı bakım evleri mevcut. Antalya’mızda da gündüz bakım evi için çalışmalara başlamış olmanın mutluluğunu duyuyoruz. Türkiye’de maalesef yeterli sayıda ve kalitede bakım evleri mevcut değildir. Sanırım bu konuda sağlıklı yol alabilmek için sağlık politikalarında pozitif yönde değişiklikler gerekli.”
ÖNLEYİCİ YAŞAM TARZI
Alzheimer hastalığı hakkında farkındalığı arttırmanın hastalığın erken teşhisi açısından kritik olduğunu belirten Barçın, bunun için hastalık hakkında bilgi paylaşımının yapıldığı seminerler, hasta yakını toplantıları gibi aktiviteler önerdi. Barçın şöyle konuştu:
“Alzheimer hastalığını önleyecek medikal bir tedavi henüz yok. Ancak yaşam şekli değişikliği yani fiziksel, zihinsel ve sosyal olarak aktif olmak ve şeker, yüksek tansiyon gibi hastalıkların erken dönemde kontrol altına alınması ile hastalığa yakalanma riskinizi yaklaşık yüzde 30 oranında azaltabilirsiniz. Dolayısıyla insanlarımızın sağlıklı yaşlanmasını sağlamak için onları farklı alanlarda aktif tutmak önemlidir. Türkiye’de bu konuya ne kadar önem verilebildiği tartışılabilir tabii ancak zaman içinde önemli derecede yol aldığımızı söyleyebilirim.”
Barçın ayrıca vatandaşlara uyarı da bulunarak, “Yaşa bağlı unutkanlık diye bir durumun olmadığı, Alzheimer hastalığının her yaşlıda görülmediği ve günlük hayatımızda daha önceden yapabildiğimiz becerileri yapmakta zorlanmaya başlamamızın erken haberci olduğunu bilmemiz ve bu konuda farkındalık yaratmanın gerekliliğini vurgulamak isterim” ifadelerini kullandı.