Yeni bir dünya doğarken Türkiye ne yapmalı?

Yazar Yalçın Büyükdağlı, yeni kitabında “Yeni bir dünya doğuyor.” tespitini yapıyor. Peki Türkiye, bu yeni dünyada nasıl bir modelle yerini alacak? Ne tür bir ekonomik sistem bizi hedeflerimize taşır? Ve geçmiş tecrübelerde çıkan dersler neler?

Bu çalışmada 1960 sonrası ekonomik gelişmeler, 1963-2023 döneminde uygulamaya konulan 11 adet Kalkınma Planı çerçevesinde ele alındı.

Büyükdağlı’ya göre ikinci, Üçüncü ve Dördüncü Kalkınma Planları ve uygulamalarının eleştirilecek yönleri, eksikleri ve yanlışları bulunmakla birlikte milli özelliktedir.

Ancak bu sürecin terse döndüğü bir dönem söz konusudur.

12 Eylül 1980’den sonra uygulamaya konulan Beşinci, Altıncı, Yedinci, Sekizinci, Dokuzuncu, Onuncu ve Onbirinci planlardaki hedef ise Cumhuriyetle yaratılan ekonomik, toplumsal ve kültürel temelin ortadan kaldırılmasıdır.

Özelleştirme Programı bu planlar döneminde gündeme alınmış ve uygulanmıştır.

Büyükdağlı, bu dönemi, “Türkiye’nin sürüldüğü karşı devrim bataklığında çırpınması” olarak tanımlıyor. Buna karşın, özellikle Çin, Hindistan gibi milli programlar uygulayan büyük ölçekli ülkelerin devasa bir ekonomik gelişme kaydettiğini anlatıyor.

Bugün yeni dünyada gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin girdiği yol ve oynadığı rol de bu kitaptaki inceleme konusu.

Çin’in ekonomik yarışta aldığı mesafe, BRICS ülkelerinin ön plana çıkması, mevcut süreci nasıl hızlandırıyor?

Yükselen Avrasya güç bloku karşısında, ABD girdiği kabustan kurtulabilir mi?

ABD hegemonyasının sonlanışı; halkçı, paylaşmacı, özgürlükçü bir sosyalist akımın fırtına haline gelerek dünyaya damgasını vurmasına mı yol açar?

Emperyalist ülkeler bu sürece nasıl bir cevap vereceklerdir?

Türkiye’nin bu süreçteki yeri ne olacaktır?

Kitap, bütün bu noktaları derinlemesine inceliyor. Emperyalist tertip ve saldırı altındaki Türkiye’nin çıkış yolunu berraklaştırmaya çalışıyor.

Büyükdağlı, beklenen gelişmeler için şu tespiti yapıyor: “Türkiye’nin milli bir iktidarla yaratacağı güçlü ekonomi, güçlü ordu, dünya ve bölge çapında ittifaklar, ulusal birlik ve moral gücüyle; genç dinamik nüfusunu, tarihi derinliğini, zengin kültürünü, uygun iklim koşullarını birleştirerek kamucu, halkçı bir uygarlık atağının eşiğindeki insanlığın öncü ülkelerinden biri olacağına inancımız tamdır.”

Türkiye’nin ve dünya ülkelerinin, ekonomik-politik kırılmalara nasıl uyum sağlayacağını ve pozisyon alacağını merak edenlerin okuması gereken bir kitap.

Sonraki Haber