Yeni çalışma türleri yeni yük getirebilir
Çalışma hayatında ortaya çıkan yeni modeller ve işveren eğilimlerinin çalışanlara hem olumlu hem de olumsuz etkileri gündeme geliyor. Giderek artan uzaktan ve düzensiz çalışma biçimlerinin sendikal örgütlenmeye etkileri akıllarda soru işareti oluşturuyor
Kovid-19 çalışma hayatını değiştirdi. Yaklaşık 3 yılın ardından, değişimlerin etkisi araştırmalara da yansıdı. KPMG’nin Kovid-19 salgınının devam eden etkileri ve ekonomil toparlanmaya ilişkin beklentiler araştırması, çalışma hayatında esnek bir gelecek inşa edildiğine işaret etti. Aydınlık, Türk-İş Birinci Bölge Temsilcisi Adnan Uyar’a esnek ve uzaktan çalışmanın örgütlü emek gücüne etkilerini sordu. Uyar, işverenin maliyetleri düşürme eğiliminin yeni ve güvencesiz modeller yarattığına işaret etti; örgütlenmeye etkisini değerlendirdi.
YÜZDE 24’Ü EN AZ İKİ GÜN EVDE
KPMG'nin “2021 Küresel CEO Araştırması” küresel salgının seyri boyunca düzenli olarak dünyanın dört bir yanındaki iş liderleriyle temasta bulunarak hazırlandı. Araştırmada 11 önemli pazardan 1325, Türkiye'den ise 25 CEO'nun gelecek ile ilgili öngörüleri alınarak dünya genelinde yaşanan gelişmeler ve değişen yaklaşımlar derlendi. Araştırmadan dikkat çeken bulgu çalışma hayatının esnek inşası oldu. Raporda şu ifadeler yer aldı:
“CEO'ların gelecekte hem işverenler hem de çalışanlar için uygun olan bir çalışma modeline karar vermesi gerekiyor. Katılımcıların sadece yüzde 37'si çalışanlarının büyük kısmının haftada en az iki gün uzaktan çalışacağını belirtirken yüzde 51'i ise ortak ofis alanlarına yatırım yaptıklarını söylüyor. Türkiye'de ise çalışanlarının haftada en az iki gün uzaktan çalışacağını belirtenlerin oranı yüzde 24. Bunula birlikte esnek çalışmaya uygun ortak ofis alanlarına yatırım yaptıklarını belirtenlerin oranı ise yüzde 40.”
‘SENDİKANIN GÜCÜ BİRLİKTE HAREKET ETME’
Türk-İş Birinci Bölge Temsilcisi Adnan Uyar, mevcut koşullarda da iş yerlerinde örgütlenmede zorluklar olduğuna dikkat çekerek, yeni modellerin yaratacağı tehlikeleri vurguladı. Uyar, şöyle konuştu:
“Aslında çalışma koşulları uzaktan da olsa 8 saatle sınırlı olmayan ve bir günün tamamını işverene vakfeden bir durum ortaya çıkacaktır. Türkiye’de bu konu hep suistimal edildiği için uzaktan çalışmanın karşılığı her saat işveren tarafından aranmaya da dönüşebilecektir. Başka ihlallere de yol açacaktır. Örgütlenmede insanları bulmak, temas etmek daha da zorlaşacaktır. Sendikanın gücü iş yerlerindeki arkadaşların birlikte hareket etme becerileriyle eş değerdir. Ortak tepki koymak, ortak kararlar vermek, ortak mücadele etmek… Uzaktan çalışmada bu da söz konusu olamaz. Bu birlikteliğin ortaya çıkması bu koşullarda çok zor. En başından sonuna kadar çalışma hayatında tek başına hiçbir şeyin halledilemeyeceğini söylüyoruz. Örgütlenmeyle ilgili problemlerin yanında, bu birlikteliğin olmaması içi boş bir sendikal durum da yaratacaktır. Çağın getirdiği çalışma koşulları, buraya doğru itse de bu kabul edilebilir değil.”
YENİ UNVANLA MALİYETLER DÜŞÜYOR
Uyar, şöyle devam etti:
“Bununla beraber çalışmayı kayıt içine alma durumu… Mevcut durumda ülkemizde zaten kayıt dışı oranı çok yüksek. Bu şartlarda özellikle salgının etkisiyle beraber yeni çalışma biçimlerinin çıktığını görüyorsunuz. Örneğin motokuryeler. O kadar acayip, kendi içinde kaos olan, kontrolsüz bir biçim ki. İşveren, çalışanı iş sahibi yaparak, Bağ-Kur’lu yaparak, onlara yeni bir unvan vererek sanki onlar kendi işinin patronuymuş gibi göstererek maliyetlerini düşürmeye çalışıyor. Başlarına gelebilecek kaza beladan tutun birçok şeyde kendine olan bütün maliyetlerden kaçmak için farklı farklı senaryolara gidiyorlar. Yarın, ekonominin içinde çalışan ama gözükmeyen bu biçimler, bize yeni bir yük getirecek.”
EMEKLİLİĞİ ETKİLER
Sosyal Güvenlik Uzmanı Melis Elmen de çalışma hayatında esnek bir gelecek inşasının çalışanın sosyal güvencesi üzerine etkilerini Aydınlık’a değerlendirdi. Elmen, “Örneğin haftada 3 gün işe gel.’ dediler. Bu durum çalışanların emeklilik günü doldurma süresini en az 3-4 sene ileri atacaktır. Bunun yanı sıra emekli maaşları da düşük olacaktır. Başka bir sosyal güvencesi yoksa, geriye kalan günler için genel sağlık sigortası borcu çıkacaktır.” dedi.
SÖZLEŞMEYLE BAĞLANMALI
İş güvenliği ve işçi sağlığı uzmanı Şenay Koçyiğit de, salgınla beraber artan uzaktan çalışmanın mutlaka belli bir sözleşmeye bağlı yapılması uyarısında bulundu. Koçyiğit, evde oluşabilecek kazaların da iş kazasına girdiğine dikkat çekerek bunun sözleşmede bulunması gerektiğini söyledi. İşverenin ergonomik açıdan iş yeri ortamını evde yaratmakla sorumlu olduğunu kaydetti. Evdeki riskler, iş yerine göre daha az olduğu için iş kazalarını azaltıcı yönde etkisinin olacağını bildirdi. Koçyiğit, bu durumun olumlu etkileri olsa da psikolojik açıdan bir süre sonra oluşabilecek sorunları da vurguladı.