Yeni Dünya kuruluyor ABD hegemonyası çöküyor!

ABD hegemonyacılığının saldırı ve yayılma aleti NATO ile kuşatılmasına karşı Rusya, güvenliği için karşı harekâta geçti.

Rusya’nın kararlılığına karşı Joe Biden ulusal sesleniş konuşmasında çok sert bir tonda Rusya’yı tehdit etti. ABD’nin bütün NATO coğrafyasını savunacağını ilan etti. Biden’in temsilcisi gibi çalışan Almanya Dışişleri Bakanı Annalena Baerbock BM önünde Rusya ve mevkidaşına karşı pervasızca konuştu.

BATI, SÖZÜNE GÜVENİLMEYECEĞİNİ İTİRAF ETTİ

Varşova Paktı’nın dağılması ile NATO’nun işlevi sona erdi. 1990’ların başında NATO’nun genişlememesi kabul edildi. Buna rağmen 1999’dan 2020 yılına kadar Doğu Avrupa’dan 14 ülke NATO’ya alındı. Rusya kuşatıldı. Rusya’nın savunma hamlesi, Ukrayna ve Gürcistan’ın NATO’ya alınma planını hedef aldı. Rusya’nın harekâtı sonrası Almanya’nın, haftalık gazetesi “Die Zeit” analizinde Batı’da eski söylemlerin modası geçti, “sözde kaldı” diye geçersiz sayıldı. Batı’nın sözüne güvenilmeyeceği önemli bir medya kuruluşu tarafından açıklandı. 2. Dünya Savaşı’ndan sonra ABD, NATO aracılığıyla 45 ülkede darbe, saldırganlık, bombalama vb. suçlarına katıldı. Varşova Paktı’nın dağılmasından sonra Afganistan işgal edildi, bunu başka ülkelere müdahaleler takip etti.

TURUNCU ‘KAHRAMAN’ ZELENSKİ VE İKİYÜZLÜ BATI

Ukrayna’da 2004 ve 2010 yıllarında seçimlerde yüzde 90 oy alarak seçilen Viktor Yanukoviç’e karşı darbeler yapıldı. 2014’te Maydan olaylarında Batı’nın bütün NAZİ artıkları, anarşistler, fonlanan LGBTİQ gruplarının çıkarttığı turuncu devrimle Zelenski başa geçti. Minsk Anlaşması’na göre Donetsk, Lugansk Halk Cumhuriyetleri kuruldu. Bağımsızlıklarını ilan etmelerine rağmen bu iki cumhuriyet tanınmadı. 8 yıl içinde Ukrayna yönetimince aralıksız saldırıya uğradı, sendika toplantıları basıldı, 100’e yakın insan diri diri yakıldı, yüzlercesi yaralandı. Bu dönem 14.000 insan katledildi. Rusya bağımsız Cumhuriyetleri tanıdı, saldırıları durdurma çağrılarına uyarak askeri yardıma başladı. Donbass’taki saldırıların başını NAZİ geleneğini sürdüren ırkçılar çekti. “İnsan öldürmekten zevk aldıklarını” söyleyen “Nazi Ukrayna İsyan Ordusu” ABD-Batı ve Ukrayna yönetimi tarafından doğrudan desteklendi. Donbass’ta yaptığı katliamlar Oliwer Stone tarafından belgesel haline getirildi. “Çok barışçı, ırkçılığa karşı” olan Batı, bu faşist gruplara her türlü desteği yapmaktadır. Almanya ve AB merkezlerinde Naziler defolun diye bağıranlar Rusya’ya saldırınca her türlü desteğe ve “kahramanlık” övgülerine layık görülüyor. Batı bütün cilasını, maskesini atarak gerçek yüzünü gösterdi.

BATI İNSANLIĞIN KÜLTÜR VE SANAT MİRASINA SALDIRIYOR

Batı, Fransız ve diğer Demokratik Devrimleriyle elde ettiği kültür-sanat-tarihsel değerleri çoktan terketti. Rusya’nın Batı saldırısına dur demesiyle birlikte AB’de “Pandora’nın kutusu” açıldı. İnsanlığa mal olmuş büyük Rus edebiyatçıları ve bestecileri yasaklanmaya başladı. Orkestra şeflerinin görevlerine son verildi. Tolstoy, Dostoyevski gibi İnsanlığın yetiştirdiği en büyük insanların kitaplarına engel konuluyor. Çaykovskiler yasaklanıyor. NAZİ’ler evlerden toplayabildikleri sınırlı sayıdaki kitabı yakmışlardı. Şimdiki Batı, kitapları kökten ortadan kaldırıyor. Batı, geçmişindeki devrimlerden dolayı nedamet getiriyor. Orta Çağın cadı avcılığını hortlatıyor. Almanya’nın tanınmış Başbakanlarından Gerhard Schröder afaroz edildi. Partisinden (SPD) çıkartılıyor. Onursal Başkanı olduğu Borrisiya Dortmınd’tan ihraç ediliyor. Almanya’da Rus öğrenciler okullardan çıkartılıyor. Batı, ırkçılığı o kadar ifrata vardırdı ki, Afganistan’da, Suriye’de savaş şartlarında insanların yaşadıkları acılar, mültecilerin çektiklerini gayet normal sayıyor. Ukrayna’da ise “sarışın, mavi gözlü, bizim gibi insanlara saldırılıyor” diye üstün ırk teorisi yapılıyor. ABD ve Batı Rusya’ya karşı akla gelen her yaptırımı uyguluyor. Ancak Rusya’ya yönelik yaptırımlar hep ters döndü ve yine Batı’yı vurdu. SWIFT gibi mali işlemler ağından çıkartmanın da bir faydası olmayacağı görülüyor. Rusya, Çin çoktan benzer sistemler geliştirdiler. Hindistan bu alanda çalışıyor. Bütün Asya ülkeleri, Afrika ve Güney Amerika arasında çok yönlü ekonomik, finans işlemleri ve kültürel ilişkiler son hızla yayılıyor. Tek kutupluluğun çökmesi ve hegemonyacılığın yıkılmasını Batı’nın kültürel çöküşü izlemektedir. Batı’nın kültürel açıdan çürüme ve kokmasını ibretle izlerken, dillerindeki “adalet, savaşa hayır, insan hakları, ırkçılığa hayır” söylemlerinin ne kadar aldatıcı olduğuna şahit oluyoruz.

Sonraki Haber