İş dünyasının 10 beklentisi

Yeni ekonomi yönetiminin önünde çözmesi gereken bir yığın mesele var. Bütün bu kabarık listeden ayrı olarak iş dünyası, enflasyonun tek haneli seviyelere düşürülmesini ve döviz fiyatlarının öngörülebilir olmasını istiyor.

Yeni ekonomi yönetimin çözmesi gereken birçok problem var.

  • Yüksek enflasyon Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın hem seçim hem de seçimin ardından defaatle ifade ettiği üzere birinci yakıcı sorun.
  • Bunun yanında aylardır hızla artan ithalat ve mayısa gelene kadar zayıf seyreden ihracat yüzünden ülkenin döviz ihtiyacının fazlalaşması ve bunun da ülkenin ödemeler dengesi üzerinde baskı yaratması söz konusu. Turizm gelirlerinin artması, enerji ithalatının azalması sayesinde yaz aylarında bu cephede bir rahatlama olacak fakat bir sonraki zorlu döneme kadar atılması gereken adımlar var.
  • Geçen dönemde kamu destekli kredilerin har vurup harman savrulması yüzünden bir israf meydana geldi. Daha sonra ekonomi yönetimi selektif kredi politikası ile ayrı bir kredilendirme anlayışı geliştirdi. Fakat öteden beri özsermayesini artırmak yerine yata kata ve sefaya para harcayarak kredi ile işlerini döndüren Türk burjuvazisi bundan hoşnut olmadı. Dolayısıyla Cumhurbaşkanı'nın daha önce iş dünyasının sesine kulak vererek faizleri aşağı çektiğini hatırlatalım. Kredi politikasında da bir gevşeme ve bankaların elinin rahatlatılması talepleri de söz konusu.

BÜYÜME NASIL FİNANSE EDİLECEK?

  • Ekonomi yönetiminin çözmesi gereken bir başka mesele ise seçimler nedeniyle izlenen ücret politikalarının enflasyon ve bütçe üzerinde yarattığı baskı. Hazine ilk dört ayda tarihinde hiç borçlanmadığı kadar borçlandı. Bütçe dört ayda önceki yılların tamamı kadar açık verdi.
  • Kahramanmaraş merkezli depremlerin yol açtığı 100 milyar doları aşan fatura da yeni ekonomi yönetiminin sırtına kalacak. Ülke ekonomisi depremin şokunu hızlı atlatmış olsa da yaralar kapanmış değil.
  • İktidarın geçen dönemde başlattığı milli sanayi hamleleri, milli paralarla ticaret, dijital para, alternatif ödeme sistemleri gibi konulardaki kazanımların devam ettirilmesi de ekonomi yönetiminin gündeminde olacak.
  • Vatandaşın yastık altına çektiği varlıklarını sisteme sokacak ve dövizi bir yatırım ve tasarruf aracı olmaktan çıkarak çalışmalara da yeni dönemde ihtiyaç var.
  • Esasen ülke ekonomisi öyle veya böyle büyümeyi başarıyor. Bu büyümenin finansmanı son dönemde biraz zora girdi. İlavet finansman ihtiyacı olduğu aşikar. Bunun yanında Türkiye'nin büyüme kompozisyonunu değiştirip ve üretimdeki yerli katma değeri artıracak esaslı bir kalkınma programına ihtiyacı var. Türkiye Ekonomi Modeli bir anlamda bu niyetle yola çıksa da birçok bacağı henüz eksik.

ENFLASYON VE KURDA İSTİKRAR LAZIM

Doğanlar Holding Yönetim Kurulu Başkanı Davut Doğan:

Enflasyonist ortamda fiyatların aşırı artması ile giderler de artıyor, bilançolar şişiyor. Reel bir duruma dönmemiz lazım. Tek haneli bir enflasyon istiyoruz. Konuşulanlara göre iyi bir ekonomi programını geleceğinden umutluyuz. Dövizin düşük olması yüzünden ihracatçılar sıkıntılı. İçeride artan maliyetler paralelinde kurun artması beklenir. Enflasyonun düşüp dövizin de ona paralel olması lazım. Kurlarda bir makası açıklığı var. Öngörülebilir bir ekonomi politikası izlenmesi, enflasyon ve döviz fiyatı en önemli iki konu. Yabancı yatırımcılar seçim sonuçlarını bekliyorlardı.

Yabancı ilgisini çekmek için de ekonomik istikrar lazım. Bir de hem mobilya hem de diğer sektörler özelinde kalifiye eleman ihtiyacı var. Daha fazla üniversite açmak yerine meslek liselerinin özendirilmesi gerekiyor.

MADEN BANKASI KURULMALI

Peki iş dünyası yeni ekonomi yönetiminden ne bekliyor?

Krom Üreticileri Derneği (KROMDER) Başkan Yardımcısı Mustafa Selçuk Çevik:

Madenlerin ruhsat güvencesinin sağlanmasını bekliyoruz. Bu sayede madenci finansman sorununu çözebilir. Ruhsatlar teminat gösterilip kredi alınabilir. Madencilik özel bir alan. Stratejik ürün olan madenlerin ekonomiye kazandırılmasını desteklemek için bir maden ihtisas bankası kurulması lazım. Ülkede çıkan madenlerin stratejik olanları dikkate alınarak, örneğin kromda dünya ihracatında ikinciyiz, küresel fiyatlar ekonomik değerin altına düştüğü zaman devletin madenciye yardımcı olarak o dönemlerde de üretimi sürdürmesini sağlaması lazım. Orman bedelleri, yeniden değerleme oranına göre yükseltildi. Fakat geçen dönemde döviz fiyatları neredeyse aynı kaldı. Türkiye'de madenciler olarak devlete yaptığımız ödemeler maliyetlerin yüzde 20-25'ini buluyor. Bu oran dünyada yüzde 3'ü geçmiyor. Bu yeniden değerleme oranları ele alınırken madenin stratejik bir ürün ve madenciliğin de yerli katma değeri en yüksek sektör olduğu dikkate alınmalı.

İHRACATÇI REKABETÇİ KURDAN YANA

Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Sektörler Konseyi Üyesi Ali Can Yamanyılmaz:

Ekonomide her şeyden önce KOBİ'lerin finansmana erişimde sorunlar var. Bunun çözülmesini istiyoruz. Yeni hükümetten beklenti finansman kaynağı bulunması.

İkincisi ise dövizin düşük seyretmesi yüzünden rekabetçiliğimizi kaybediyoruz. Uzun emeklerle elde ettiğimiz pazarları kaybediyoruz. Bütün girdi maliyetleri arttı ama döviz fiyatı aynı. Birçok sektör zararına çalışıyor. Bizim kur beklentimiz 24-25 bandında.

Bir de işçilere yeni bir zam yapılacak. Bu paraların bir de ödenmesi var. İşçi maliyetleri artıyor ama sigorta paylarını işveren ödüyor. Sigorta primleri tarafında da bir düzenleme yapılmasını istiyoruz.

BARINMA KRİZİ ACİLEN ÇÖZÜLMELİ

Tüketici Birliği Federasyonu Genel Başkanı Mehmet Bülent Deniz:

İlk önceliğimiz barınma sorunu. Çok yoğun şikayetler var. Yüzde 25'lik sınırın problemi çözmek yerine artırdığını gördük. Barınma sorunu bir kaosa dönüştü. Adil ve acil önlemler alınmalı. İkiden fazla konutu olanların emlak ve kira gelir vergi oranları artırılmalı. Biliyoruz ki bir grup insan kira geliri ile rantiye ile sermayedar haline geldi. Bunun önüne geçilmeli. İki veya üç konuttan sonrası için vergiler artırılmalı.

Market fiyatları çalışması yapan arkadaşlarımız fiyatları aldılar; mayısta ürünlerde fiyat artışı yok. Hatta bir miktar düşüş bile var. Ertelenen zamlar var bunların yavaş yavaş yapılması halinde paketli gıda ürünleri fiyatında sıçrama bekliyoruz. Marketteki fiyatla paketlenmemiş fiyatlarda dengesizlik var. Geçen sene 20 liraya tamir edilen ayakkabı bu sene 10 liraya tamir ediliyor ama pirinç fiyatı aynı. Kredi kartları ile ilgili de; hanehalkı borçluluğu arttığı için sonbaharda yasal takip süresi bitince büyük bir kısmın ekonomiden kopma tehlikesi var. Kredi kartları ve tüketici kredileri ile ilgili birikmiş borçlara ilişkin bir düzenlemenin yapılmasını istiyoruz.

FAİZİN TEKLEŞMESİ LAZIM

İstanbul Sanayi Odası (İSO) Meclis Üyesi, Bağlantı Elemanları Sanayici ve İşadamları Derneği BESİAD Mustafa Tecdelioğlu:

Seçimlerin neticesinde ülke sevgisinin ön planda olduğunu gördük. Düşüncesi ne olursa olsun herkes ülkenin kaderi için sandığa gitti. Şimdi herkesi kucaklayıp refah seviyesi nasıl artırılır, katma değeri üretime nasıl geçilir bunu konuşmamız lazım.  Kurları biraz serbest bırakıp, 24-25 bandı veya makulü neyse. Faizlerin de biraz yükselmesi lazım ki bankalar kredi versin. Kredilerin serbest bırakılması lazım. Faizin teklileşmesi ve enflasyona yakınsaması lazım.KOBİ sınırlarının iyi belirlenmesi lazım. 500 milyona çıkarıldı ama bundan 25-30 sene önce belirlenen KOBİ tanımı dar geliyor.

VİZE SORUNU ÇÖZÜLMELİ

Ege İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkanı Jak Eskinazi, yaptığı yazılı açıklamada, döviz kurlarındaki artışın girdi maliyetlerindeki yükseliş oranlarına yaklaşmaya başladığını bu gelişmenin ihracatçıların rekabetçiliğini olumlu etkilediğini aktardı. Öte yandan ihracatçıların kredi bulamadıklarını, ürünlerini pazarlamak için seyahatlerin vazgeçilmez olduğunu ancak Avrupa Birliğine ve Amerika Birleşik Devletleri’ne seyahat için vize almanın her geçen gün zorlaştığını dile getiren Eskinazi, “Krediye erişemediğimizde, seyahat için vize alamadığımızda ihracat artışında devamlılığı sağlamak mümkün değil. Yeni hükümetin öncelikli olarak bu konulara yoğunlaşmasını bekliyoruz.” dedi.

Ege Hazırgiyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği Başkanı Burak Sertbaş da, ihracatçıların bu aşamada müşteri ziyareti ve fuar katılımının hayati önem kazandığını, ihracatçı firmaların yöneticileriyle, ihracat, ithalat, tasarım, Ar-Ge departmanlarındaki çalışanların vize başvurularının hızlı ve öncelikli sonuçlandırılması gerektiğini vurguladı.

İş dünyasının vize sorunu yaşamaması için belli bir tutarın üzerinde ihracat yapan firma yetkililerine yeşil pasaport imkanı verilmişti.  

Sonraki Haber