Yeni harekât yeni fırsat
Suriye'nin kuzeyinde PKK'ya yapılacak harekâtın hedefinde Münbiç, Tel Rıfat ve Ayn el Arab var. Harekât, Adana Mutabakatı’nın güncellenmesi, Suriyelilerin dönüşünün planlanması ve Şam'la diplomatik ilişkileri yeniden kurmak için fırsat sunuyor.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın önceki akşam Bakanlar Kurulu toplantısından sonra Suriye sınırı boyunca “Güvenli bölge oluşturmak için başlatılan çalışmaların eksik kalan kısımlarıyla ilgili yeni adımların yakında atılacağı”nı açıklaması, üç yıl sonra yeni bir harekâtı gündeme getirdi. Peki TSK, hangi bölgelere harekat düzenleyebilir, olası harekatın hedefi ne ve neden bugün gündeme geldi?
1- OLASI HAREKÂT BÖLGELERİ
Türkiye, 24 Ağustos 2016 Fırat Kalkanı, 20 Ocak 2018 Zeytin Dalı ve 9 Ekim 2019 Barış Pınarı Harekâtları ile Suriye sınırındaki bölgeye üç kez kapsamlı operasyon düzenledi. Operasyonların temel hedefi, PKK/PYD terör örgütünün Irak’tan Akdeniz’e Türkiye sınırı boyunca uzanan bir koridor oluşturmasını engellemekti. Operasyonlar büyük ölçüde başarıya ulaştı ancak Barış Pınarı devam ederken ABD ve Rusya ile ayrı ayrı imzalanan mutabakatlara göre PKK/PYD, çekilmesi gereken Münbiç, Tel Rıfat ve Ayn el Arab’dan çekilmedi.
Barış Pınarı Harekâtı’nın sekizinci gününde Türkiye’ye gelen dönemin ABD Başkan Yardımcısı Mike Pence ile imzalanan mutabakatta örgütün Türkiye sınırından 32 kilometre güneye çekileceği taahhüt edilmişti. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin arasında 22 Ekim 2019’da imzalanan Soçi Mutabakatı’nda ise terör örgütünün sınırdan 32 kilometre uzaklaştırılmasına ek olarak Münbiç ve Tel Rıfat’ın boşaltılacağı özellikle belirtilmişti. Mutabakatların üzerinden 2,5 yıl geçti ancak terör örgütü Münbiç, Tel Rıfat ve Ayn el Arab ile Kamışlı’da varlığını sürdürüyor.
ABD desteğiyle Suriye topraklarının yaklaşık üçte birini işgal eden PKK/PYD, ülkenin kuzeyinde TSK kontrolündeki Azez, Mare, Bab, Cerablus, Afrin, Tel Abyad ve Rasulayn ilçelerini sık sık ağır silahlarla hedef alıyor. Bu saldırılar Fırat’ın batısında Türkiye sınırına 18 kilometre uzaklıktaki Tel Rıfat ve sınıra 30 kilometre uzaklıktaki Münbiç ile Fırat’ın doğusunda sınırın dibindeki Ayn el Arab bölgelerinden geliyor. Erdoğan’ın sinyalini verdiği harekâtın, öncelikli olarak Münbiç, Tel Rifat ve Ayn el Arab’ı hedef alması kuvvetle muhtemel. Ancak, Erdoğan’ın sınırlarını çizdiği güvenli bölge, söz konusu üç bölgenin temizlenmesiyle tamamlanmış olmayacak.
2- KAPSAMLI HEDEF NE
Cumhurbaşkanı Erdoğan, harekât sinyalini verdiği konuşmasında, “Ülkemize ve güvenli bölgelerimize yapılan saldırıların, tacizlerin, tuzakların merkezi konumundaki alanlar, harekât önceliğimizin başında yer almaktadır” dedi. Açıklamadan harekâtın hedeflerinden birinin PKK/PYD bölgelerinden yönelen terör tehdidini ortadan kaldırmak olduğu anlaşılıyor.
Daha zor ve daha kapsamlı hedef ise Fırat’ın batısındaki Münbiç’in batısından başlayıp Fırat’ın doğusundan Irak sınırına kadar uzanan 480 kilometrelik sınır hattının tamamının “güvenli bölge”ye dönüştürülmesi. Mevcut durumda, bu bölgenin yaklaşık 155 kilometrelik kısmı (Cerablus ve Tel Abyad-Rasulayn arası) TSK kontrolünde. Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu planı 24 Eylül 2019'da Birleşmiş Milletler kürsüsünden de gündeme getirdi, hedefin ilk etapta kurulacak bu alana 1-2 milyon Suriyeliyi yerleştirmek olduğunu söyledi. Erdoğan, bölgenin derinliğinin Rakka-Deyrizor hattına indirildiği takdirde ise Türkiye, Avrupa ve dünyanın diğer bölgelerinden dönecek Suriyeli sayısının 3 milyona kadar çıkabileceğini ifade etti. Erdoğan’ın bu konuşmasından 15 gün sonra TSK, Barış Pınarı Harekâtını başlattı ve Tel Abyad-Rasulayn arası terör örgütünden temizlendi ancak ABD ve Rusya ile varılan mutabakatlar gereği harekat sonlandırıldı.
3- NEDEN ŞİMDİ
Harekâtın daha 2019’da belirlenen hedefi, neden bugün yeniden gündeme geldiğini de açıklıyor. 3 milyon Suriyelinin sınır hattında oluşturulacak ve daha sonraki etapta güneye doğru genişletilecek güvenli bölgelere yerleştirilmesi planlanıyor. Sığınmacı sorununun Türkiye’nin içinde bulunduğu ekonomik krizle birlikte halkın temel gündemi haline gelmesi ve muhalefetin iktidarı sığınmacılar üzerinden sıkıştırılması, Ankaya’yı soruna çözüm bulmaya zorluyor. Şam ile diplomatik ilişkisi bulunmayan Ankara, güvenli bölge formülü ile Suriyeli sığınmacı yükünü hafifletmeye en azından yükü sınır dışına taşımaya çalışıyor.
Zamanlamada, Rusya’nın Ukrayna harekâtı da önemli bir paya sahip. Zira, tüm dünyanın özellikle Avrupa’nın dikkati bu bölgede. Ukrayna krizinde Rusya'yı doğrudan karşısına almayan ve yaptırımlara katılmayan Türkiye'nin olası bir harekat için dikkati Ukrayna’da olan Rusya ile uzlaşması kuvvetle muhtemel. İsveç ve Finlandiya’nın NATO üyeliği konusunda ABD ve NATO ülkeleri ile karşı karşıya gelen Ankara, harekat planını masaya koyarak elini yükseltmiş oldu. Erdoğan'’ın “Ülkemizin güvenlik hassasiyetlerine saygı gösterenler ile kendi çıkarları dışında hiçbir derdi olmayanların ayrımını bu süreçte bir kez daha görecek ve gelecekteki politikalarımızın referansı yapacağız” açıklaması da harekata karşı durma ihtimali olan ükelere mesaj niteliğinde.
ABD KARŞI ÇIKTI
ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Ned Price, Türkiye’nin Suriye’nin kuzeyine olası harekâtına karşı çıktı. Price, günlük basın brifinginde, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamasıyla ilgili bir soru üzerine, Suriye’nin kuzeyinde herhangi bir yeni operasyonun bölgesel istikrarı daha da baltalayacağını ve DEAŞ'a karşı yürütülen mücadeleyi riske atacağını ileri sürdü. Sözcü Ned Price, Washington’un, Suriye’nin kuzeyinde artan potansiyel askeri faaliyetlerden derin endişe duyduğunu ve NATO müttefiki Türkiye’nin Suriye’deki askeri eylemlerine ilişkin 2019 yılı Ekim ayında yayınlanan ortak bildiriye uymasını beklediğini söyledi.
YENİ HAREKÂT YENİ FIRSAT
Türkiye’nin sınırında terör örgütü ile mücadele etmesi en doğal hakkı. Ancak terörle mücadele hakkı, başka bir ülkenin sınırları içinde ilgili ülkenin oluru olmaksızın yeni yerleşim bölgeleri kurma ve nüfus yerleştirme hakkı tanımıyor. Şam yönetimi de Türkiye’nin kendisi ile anlaşmadan güvenli bölgeler inşa ederek Suriyelileri buraya yerleştirmesine karşı çıkıyor. Dış politikada Mısır’dan Birleşik Arap Emirlikleri’ne ve Suudi Arabistan’a “normalleşme” adımları atan Ankara, Suriye ile diplomatik teması bir an önce gündemine almalı. İlk adım, Türkiye’nin olası harekâtının hukuki altyapısını sağlamlaştırmak için Adana Mutabakatı’nın güncellenmesi olabilir. Suriyelilerin dönüşünün planlanması ve bu konuda atılacak hukuki, ekonomik ve sosyal alandaki adımlar diplomatik ilişkileri rayına oturtmak için fırsat sunuyor.
MGK BUGÜN TOPLANIYOR
Milli Güvenlik Kurulu (MGK), Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında bugün toplanacak. Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde yapılacak yılın üçüncü MGK Toplantısı'nda İsveç ve Finlandiya'nın NATO'ya üyelik başvurusu, Irak'ın kuzeyinde yürütülen Pençe-Kilit Operasyonu ile Yunanistan'ın silahlanma faaliyetleri başta olmak üzere birçok stratejik bölgesel ve ulusal güvenlik konusunun ele alınması bekleniyor.
Ege, Kıbrıs ve Doğu Akdeniz'deki gelişmelerin değerlendirileceği toplantıda, Türkiye ve KKTC'nin Doğu Akdeniz'de uluslararası hukuktan kaynaklanan haklarının korunmasına yönelik çalışmaların masada olması planlanıyor. Güney sınırlarında güvenli bölge oluşturulması kapsamında yürütülen çalışmaların da görüşüleceği toplanda, sınır ötesi yeni operasyonların masaya yatırılması bekleniyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, son Kabine Toplantısı'nın ardından yaptığı açıklamada, "Güney sınırlarımız boyunca 30 kilometre derinliğinde güvenli bölgeler oluşturmak için başlattığımız çalışmaların eksik kalan kısımlarıyla ilgili yeni adımları da yakında atmaya başlıyoruz. Ülkemize ve güvenli bölgelerimize sık sık yapılan saldırıların, tacizlerin, tuzakların merkezi konumundaki alanlar harekat önceliğimizin başında yer almaktadır. Türk Silahlı Kuvvetlerimiz, istihbaratımız, emniyet güçlerimiz hazırlıklarını tamamlar tamamlamaz bu operasyonlar başlayacaktır." ifadelerini kullanmıştı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, konunun MGK toplantısında tüm boyutlarıyla ele alınacağını dile getirmişti. n FERDİ TÜRKTEN - AA