İnşaat sektörünü değil dar gelirliyi kurtaralım

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ‘Cumhuriyet tarihinin en büyük sosyal konut hamlesini’ başlattıkları açıklaması üzerine görüşlerini dile getiren dar gelirli vatandaşlar, pek umutlanmış görünmediler.

TOKİ benzeri kurumların ‘sosyal konut’ yerine lüks konutlara yöneldiği, kuruluş amacı dışına çıktığı vurgulanıyor.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, önceki gün Kabine toplantısının ardından yaptığı açıklamada, “Cumhuriyet tarihinin en büyük sosyal konut hamlesini” başlattıklarını söyledi. Erdoğan “Hem inşaat sektörünü canlandırmak hem de insanımızın erişilebilir şartlarda konut sahibi olması için adım atıyoruz. Yeni sosyal konut projesinin detaylarını önümüzdeki ay duyuracağız.” dedi. Erdoğan projeyle ilgili hazırlıkların bitmek üzere olduğunu, ilk kez ev sahibi olacakların kira öder gibi taksitlerle ev sahibi yapılacağını ifade etti, bir amaçlarının da salgın döneminde daralan konut arzını hızla artırarak hem inşaat sektörünü canlandırmak hem de kiraların düşmesini sağlamak olduğunu vurguladı.

Çeşitli platformlarda görüşünü dile getiren dar gelirli vatandaşlar, proje dolayısıyla pek umutlanmış görünmediler, çoğu “biz ödeyemeyiz, ev sahibi olamayız” biçiminde konuştu.

İktisatçı Dr. Baki Demirel de haber üzerine attığı tivitte “Sosyal konutlar, aylık ödemeleri asgari ücretlinin ev sahibi olabileceği kadar, devletin büyük ölçüde sübvanse ettiği ve devlet tarafından yapılan konutlar olmalıdır. Yoksa sosyal konut adı altında batık inşaat sektörünü kurtarma projesi değil.” dedi.

Yapılan hemen her yorumda, TOKİ benzeri kurumların “sosyal konut” yerine lüks konutlara yöneldiği, kuruluş amacı dışına çıktığı vurgulanıyor. Sektör temsilcileri de TOKİ’nin yapması gerekenin vatandaşları ev sahibi yapmak olduğunu ifade ettiler, geçmişte lüks konut alanına girmesini eleştirdiler.

‘TOKİ MÜTEAHHİDİN RAKİBİ KONUMUNDA’

Anadolu Yakası İnşaat Müteahhitleri Derneği (AYİDER) Başkan Yardımcısı Ahmet Erkurtoğlu “TOKİ, Emlak Konut gibi kuruluşların esas işinin zaten konutu olmayan vatandaşları ev sahibi yapmak olduğuna, bunu yapmak için kurulduğuna inanan bir mimarım.” dedi. Erkutoğlu, şu değerlendirmeyi yaptı: “Maalesef TOKİ, Emlak Konut, Kiptaş, kendi olanaklarını kullanarak, kamu arazilerini ve yeşil alanları imara açarak, müteahhit piyasasının ciddi rakibi oldular. İstanbul’da yap-satçı, kat karşılığı bina yapan müteahhitlerin en büyük rakibi TOKİ ve Emlak Konut. İstedikleri gibi imar planını çıkarıyorlar, istedikleri gibi izni alıyorlar. Biz, milyonlarca lira harç parası ödüyoruz örneğin. Şimdi TOKİ, yapması gerekeni yapacak. ‘Yatay kent’ diyor Cumhurbaşkanımız ama toplu konutlarda yatay kent uygulanmıyor. 81 ilde buna girişmeleri, ilk kez ev sahibi olacaklara ucuz konut temin etmeleri tabii ki çok olumlu. Ama ticari amaçlı olmamalı, vatandaşı ev sahibi yapma amaçlı olmalı.”

‘UYDU KENTLER KURULABİLİR’

Ancak İstanbul, İzmir, Antalya gibi rantın yüksek olduğu yerlerde arsaların pahalı, ucuz konut üretiminin zor olduğunu belirten Erkutoğlu, buralarda uydu kentler kurulabileceğini, şehir merkezlerinde ucuz konut üretme olanağı olmadığını söyledi.

Peki toplu konut hamlesi fiyatları düşürür mü? Erkutoğlu şu yanıtı veriyor: “Belli yerlerde düşürür. Ama Sultanbeyli’de yapılan bir inşaatın Kadıköy’de bir etkisi olmaz. Değerini bulmuş, değeri sürekli artan yerler var. Depremden sonra Anadolu yakasında sahildeki evlerini satıp Çekmeköy’e, Reşadiye’ye yerleşenlerde geri dönüş başladı, fiyatlar yükseldi. Salgından dolayı gidenler de oralarda istedikleri sosyal yaşamı bulamadıkları için şimdi geri dönüyorlar.”

‘HER PROJEDE YENİ SORUN YARATILMASIN’

Ahmet Erkurtoğlu, 500 bin konut edindirme hedefinin geçen yılki eylem planında açıklandığını hatırlattı. 500 bin konutun, açığın boyutu dikkate alındığında yeterli bir sayı olmadığını belirten Erkutoğlu şöyle sürdürdü: “Her sene 100 bin hedefleri var… Bir de deprem gerçeğimiz var ve her yerde çürük binalar var. Kadıköy’de konutların yüzde 20’si yenilendi. Hadi bunların yüzde 30’u sağlam diyelim, yüzde 40-50’si duruyor. Avcılar’ı nasıl yenileyeceksiniz? Bitişik nizam, iç içe binalar. Hep parsel bazlı dönüşümden bahsediliyor. Ada, yani alan bazlı dönüşüme geçmeden gerçek bir kentsel dönüşüm yaptık diyemiyoruz maalesef. Fikirtepe’de 1.5 milyon metrekare araziyi heba ettiler, bir meydan yapılmadı. Planlamada yapılan hatalar sorun yaratmaya devam ediyor… Kentsel dönüşüm diyorlar, kente katkısı olmayan bir dönüşüm yapmaya devam ediyoruz. 10 katlı binayı yıkıp üstüne iki-üç kat koymak kentsel dönüşüm değil. Altyapıyı, yolları yenilemiyoruz, yeşil alanları korumuyoruz. Kamusal alanlar korunmuyor. Küçükyalı’daki yemyeşil Karayolları arazisine ‘Çin Seddi’ yapıldı. Beton yığını yapmaya devam ediyoruz.”

MÜTEAHHİTLERİN TALEBİ: BU İŞE ÖZEL SEKTÖRÜ DE KATIN

Yıllık yeni konut ihtiyacının 800 bin adet olduğu Türkiye'de, 2019'da dip yapan ruhsat izin adedi toparlanmaya başlasa da üretimin hâlâ istenen seviyeye ulaşamadığı ifade ediliyor. Son üç yılda yeni konut için alınan ruhsat izinlerinin ortalaması yıllık 550 bin adet oldu. Kimi sektör temsilcileri "Konut üretiminde arzın talebi geçmesinin" fiyatları düşürebileceğini ileri sürüyorlar. Müteahhitlerin talebi “bu işe özel sektörü de katın”.

  • Gayrimenkul Pazarlama ve Satış Profesyonelleri Derneği (GAPAS) Yönetim Kurulu Başkanı İsmail Özcan: Eğer TOKİ ve Emlak Konut'un yanı sıra özel sektör de işin içine dahil edilirse ve üretilecek konut sayısı 800 bin adet olan yıllık sıfır ev ihtiyacının üzerine çıkarsa hem satılık hem de kiralık fiyatlarda düşüş dahi sağlanacaktır. Konut şirketlerinin ellerinde arsalar var. Vergi kolaylıkları sağlanarak, ticari krediler verilerek, gerekirse KGF tahsis edilerek şirketlere bu arsalarda sosyal konut yapmaları çağrısında bulunulabilir. Hatta satış sürecini de yine kamu yürütür. Bu sayede hem vatandaş hem de şirketler kazançlı çıkar. Evler çelik karkas yöntemiyle yapılırsa, 6-9 ayda tamamlanır.
  • İstanbul İnşaatçılar Derneği (İNDER) Yönetim Kurulu Başkanı Nazmi Durbakayım: "Hükümetin ilgili birimlerinin, fiyat artışına neden olan etkenleri ortadan kaldıracağına, yaşanabilir konut, uygun maliyet, erişilebilir fiyat ve ihtiyaca uygun konut üreteceğine inanıyoruz. Hükümetin TOKİ kanalıyla gerçekleştireceği bu büyük proje, son 3-4 yıldır azalan konut arzı nedeniyle tırmanışa geçen fiyatlara gem vuracaktır. Hükümetin atacağı bu büyük adımın olağan dışı artan inşaat maliyetlerine de bir çeki düzen getireceğine inanıyoruz. Uygun kamu arazileri devreye alınarak yapılacak ve inşa edileceği bölgenin siluetini ve tarihi yapısını değiştirmeyen projelerin, özel sektörün yapacağı sosyal konutlara da örnek olmasını arzu ediyoruz. Özel sektörün de devreye sokulması ve bu konuda gerekli teşviklerin verilmesi gerekir.
  • Fuzul Grup Yönetim Kurulu Başkanı Mahmut Akbal: Know-how sahibi konut üreticilerinin de işin içinde, tecrübeleriyle yer alması sağlanırsa süreç daha hızlı ilerleyebilir.
  • MasterTürk Grubu Başkanı Gökhan Taş: Arz artışı, maliyetler dolayısıyla artmış fiyatları frenleyebilir ve son 10 yılda düşen ev sahipliliği oranını artırabilir.
  • Helmann Yönetim Kurulu Başkanı Selman Özgün: Ülke genelinde son 2 yılda 3 milyon adet civarında konut satıldı. Bu yılın ilk yarısında da 726 bin 398 adet konut el değiştirdi ve bu alanda rekor kırıldı. Ancak artan fiyatlar nedeniyle orta ve alt gelir grubunun konuta ulaşma ihtimali çok düşmüştü. Sosyal konut hamlesiyle hem fiyat artışları duracak hem de orta ve alt gelir grubu ev sahibi olacak. Kamuya ait arazilerde hızlıca sosyal konut yapılabilmesi için açık eksiltme usulü ihalelerle özel şirketler sürece dahil edilmeli.
Sonraki Haber