Yeni reform paketi 8 Mart’ta Meclis’te: Kadınlara yönelik suçların cezası artıyor

Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, ‘Sadece boşanan kadını, eşi veya kız kardeşi koruyan değil, bütün kadınlara yönelik hem yaralama hem de kasten öldürme eyleminde cezaları artırıcı, caydırıcılık fonksiyonu nedeniyle de önemli bir düzenleme getirilmektedir.’ dedi

Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, kadına şiddetle mücadele kapsamında hazırlanan yeni reform paketiyle bütün kadınlara yönelik hem yaralama hem de kasten öldürme eylemlerinde cezaların artırılacağını ve caydırıcılık fonksiyonu nedeniyle de önemli düzenlemeleri içeren paketin 8 Mart Dünya Kadınlar Günü'nde Meclise sunulabileceğini bildirdi. Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından açıklanan kadına karşı şiddetle mücadelede yeni reform paketine yönelik yeni düzenlemelerin ayrıntılarını Anadolu Ajansı’ndan (AA) Kemal Karadağ’a anlattı. Bekir Bozdağ'ın atılacak yeni adımlar ve yasa değişikliklerine ilişkin vurguları şöyle:

İYİ HAL İNDİRİMİ

“İyi hal indiriminin kanunun amacına uygun uygulanmadığı kanaatindeyiz. Esasında bu, kanun amacına uygun uygulanmış olsa bu tür sorunlar ortaya çıkmaz. İyi hal indirimini düzenleyen Türk Ceza Kanunu'nun 62. maddesinin ikinci fıkrası bakanlığımız tarafından ayrıntılı incelendi. Bu madde duruşma öncesi ve duruşma sırasındaki davranışları da iyi hal indirimi kapsamına alıyor. Burada pişmanlığı gösteren bir ifade yok. Yeni düzenlemede pişmanlığını gösteren davranışlar esas alınacak. Maddenin sonunda da "... gibi hususlar" diyor. Bu, "gibi hususlar" neler, onlar kanunda yazmıyor. Bu tamamen hakimin takdirine bırakılıyor. Şimdi bu düzenlemeyle "gibi hususlar" gibi ucu açık sınırsız takdiri indirime kapı aralayan ibareler kanun metninden çıkarılmaktadır. “Duruşma sırasında sadece yargılamayı yapan mahkemeyi etkilemek, hakimi etkilemek için yapılmış davranışların, duruşma sırasındaki rol yapmaların takdiri indirim nedeni sayılamayacağına dair de negatif bir hüküm gelmektedir. Kamuoyunda kravat takmak, el bağlamak, boyun bükmek ve benzeri hususlar nedeniyle indirim yapıldığı algısını ortadan kaldırıyor. Artık hakime bu gibi hallerle indirim yapamayacağına dair bir yasak getirilmektedir.

ISRARLI TAKİP

“Israrlı takip ilk defa Türk Ceza Kanunu'nda müstakil bir suç olarak düzenlenecek. Israrlı takip, fiziken ya da haberleşme ve iletişim araçlarını kullanarak, bilişim sistemlerini veya üçüncü kişileri kullanarak temas kurmak suretiyle bir kimse üzerinde ciddi huzursuzluk oluşmasına ya da kendisinin, yakınlardan birinin güvenliğinden endişe duymasına neden olan fiiller ısrarlı takip kapsamında suç sayılmaktadır. Esasında ısrarlı takip kadına tacizin farklı bir versiyonu olarak müstakil suç olarak düzenlenmekte bu suça 6 aydan 2 yıla kadar hapis cezası öngörülmektedir. Ayrıca suç çocuğa, ayrılık kararı alınan veya boşandığı eşe karşı işlenirse ya da mağdurun okulunu, iş yerini, konutunu terk etmesine, değiştirmesine yol açarsa, hakkında uzaklaştırma ya da konuta, okula, iş yerine yaklaşmama tedbiri verilen kişi tarafından işlenmiş olursa bu halde de ceza artırım nedeni olacaktır. Israrlı takip, bu şekliyle şikayete bağlı suç olarak düzenlenmektedir. Israrlı takip sadece boşanmış eşe karşı değil bütün kadınlara karşı işlenebilir nitelikte olan bir suç, bu nedenle de bütün kadınlarımızı, ısrarlı takip yoluyla taciz eden kişilere karşı onları koruyan, bu fiili işleyenleri cezalandıran yeni bir hüküm olarak hukukumuza girmektedir.

CEZALARIN ARTIRILMASI

“Kasten yaralama suçu toplumda çok işleniyor. Eğer eşse, kardeşse veya boşanmış eş ise bunlar hem öldürmede hem yaralamada suçun nitelikli halleri arasında yer alıyor. Mevcut ceza kanunu nitelikli haller arasında kardeş, kız kardeş, boşanmış eş ve eşe karşı işlenen suçu nitelikli hale getiriyor. Bu yeni düzenleme artık bütün kadınlara karşı işlenen kasten öldürme ve kasten yaralama suçlarını nitelikli hale getiriyor ve cezayı otomatikman artırıyor. Kasten öldürmede ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına, nitelikli hallerde de cezanın artırılmasına neden olacaktır. Sadece boşanan kadını, eşi veya kız kardeşi koruyan değil, bütün kadınlara yönelik hem yaralama hem de kasten öldürme eyleminde cezaları artırıcı, caydırıcılık fonksiyonu nedeniyle de önemli bir düzenleme getirilmektedir.

“Ayrıca Ceza Muhakemesi Kanunu'nda (CMK) tutuklama nedenlerini düzenleyen katalog suçlar var. Yaralamayla ilgili kısım bu katalog kısmına da alınmaktadır. Dolayısıyla pek çok yaralama hadisesinde hep rastladık, basit yaralama diye tutuklanmadan yargılanma süreçleri var, bundan dolayı da pek çok şikayet, mağduriyet var. Tutuklanmadığı için işlenen cinayetler var. Bütün bunlar hepimizin yüreğini sızlattı. Onun için de tutuklama nedeni varsayılan haller arasına kasten yaralamanın nitelikli hallerinin alınmış olması bu açıdan son derece önemli. Kadına karşı işlenen kasten yaralama suçu artık katalog suçlar arasında yer alacak ve tutuklama nedeni varsayılacak. Uygulayıcı hakim bunu değerlendirerek hüküm tesis edecektir. Bu da pek çok olumsuzluğun önüne geçecektir.

EZİYET VE İŞKENCE

“Eziyet ve işkence fiillerinin kadına karşı işlenmesi halinde de cezalar artırılmaktadır. Bunlar da tutuklama kapsamı içerisinde yer alıyor. Bunlarla ilgili de cezayı artırıcı adımlar attık. Sadece eşe değil, boşanmış eşe; kardeşe değil, bütün kadınlara karşı eziyet ve işkence fiillerinin cezaları da ayrıca artırılmaktadır. Bunun yanında eski düzenlemede kadınların şiddete uğradıkları zaman fiil 5 yıldan hapis cezasını gerektiriyorsa baro avukat görevlendiriyordu. Şimdi kadına karşı işlenen suçların hemen hemen tamamında şiddet suçu dahil ve diğer suçlarda avukat görevlendirilmesi zorunlu hale getirilmektedir.”

TAZMİNATI HEKİM DEĞİL DEVLET ÖDEYECEK

Adalet Bakanı Bekir Bozdağ sağlıkta şiddete ilişkin de açıklamalarda bulundu: “Hekimler tedavileri uygularken tazminat davalarını düşünürse karar vermekte cesur davranamaz. Sağlık Bakanlığımızın verilerine göre riskli branşları TUS'ta tercih edenlerin oranı oldukça azaldı. Özellikle cerrahi gerektiren bölümler, cerrahlar, kalp ve damar ve diğer pek çok önemli branşlarda tercihlerin azaldığını görüyoruz. Hekimlerin tazminat baskısı altında olmadan, kendinden emin ve güvenli bir şekilde karar vermeleri vatandaşımızın da menfaatinedir. Vatandaşımızın sağlığına erken kavuşmasına, tedavisinin sağlıklı yürütülmesine bu elbette büyük katkı verecektir. Hekimlere de hakimlerin güvencesinin aynısını getiriyoruz. Onlar da tıbbın gereklerine aykırı davrandıkları, bu suretle görevlerini kötüye kullandıkları sabit olursa o zaman onlara rücu etme veya etmemeye Sağlık Bakanlığının bünyesinde oluşturulan kurul karar verecektir. Tazminatı gerektiren bir durum olursa bu tazminatı devlet vatandaşımıza ödeyecektir. Hekimleri bunun baskısından kurtarıp, rahat ve güven içerisinde, kendinden emin bir biçimde hastaya şifayı erken vakitte ulaştırması için bir güvence getiriyoruz.

HEKİME ŞİDDETE TUTUKLAMA

(Sağlık çalışanlarına şiddet konusunda) “Aksaklıkları gidermek için biz esasında sağlıkla ilgili kanunda yer alan daha önce yaptığımız bir düzenlemeyi tutuklama nedeni var sayılan halleri içeren CMK'daki kataloğun içerisine alıyoruz. Gördük ki uygulamada hakimler ve savcılar bu kataloğa bakıyorlar, öbür tarafta zaman zaman ihmaller yaşanıyor. Bunu, buraya aktarmak suretiyle hekimlere karşı şiddet eylemine karışanlarla, şiddet uygulayanlarla ilgili daha etkin bir tedbir uygulamasının önünü açıyoruz. Böylelikle hekimlerle ilgili de son derece önemli bir düzenlemeyi hayata geçirmiş oluyoruz.”

Sonraki Haber