Yenidoğan çetesi davası 3. gününde: Bebeğin nasıl öldüğünü anlattı!
SGK'dan daha fazla para alabilmek için bebeklerin ölümüne neden olan ‘yenidoğan çetesi’yle ilgili davanın ilk duruşmasına bugün de devam ediliyor. Sanık kürsüsüne çıkan Cansu Akyıldırım, bebeğin nasıl öldüğünü anlattı. İşte duruşmada yaşananlar...
İstanbul'da, bebek acil hastalarını önceden anlaştıkları özel hastanelerin yenidoğan ünitelerine sevk edip ölümlerine neden oldukları ve haksız kazanç sağladıkları iddia edilen 47 sanığın dinlenilmesine duruşmanın 3. gününde de devam edildi.
Bakırköy 22. Ağır Ceza Mahkemesince, adliyenin konferans salonunda yapılan duruşmada, 22 tutuklu sanık, 20 tutuksuz sanık ve taraf avukatları hazır bulundu. Bazı tutuksuz sanıklar ise bulundukları şehirlerdeki adliyelerden Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile duruşmaya bağlandı.
ÇAĞLA DURMUŞ SANIK KÜRSÜSÜNDE
Yenidoğan çetesi lideri Fırat Sarı’nın sevgilisi Hemşire Cansu Akyıldırım’ın sorgusunun ardından çetenin en önemli isimlerinden biri olan Hemşire Çağla Durmuş sanık kürsüsünde.
Sanık hemşire Çağla Durmuş savunmasında “Herhangi bir örgüte üye değilim. Böyle bir örgütün varlığını ve böyle bir örgüt olduğunu da bilmiyorum. Hiçbir hastanın da ölümüne neden olabilecek davranışta bulunmadım. Suçlamaları kabul etmiyorum.” diyerek iddiaları reddetti.
Mahkeme başkanı, tapelerde geçen Çağla Durmuş'un "Bu aileler iyi sabrediyor. Ben yerlerinde olsam yerden yere çalardım." ifadelerini sordu. Çağla Durmuş "Dursun Bey çok fazla tıbbi terimler kullanıyordu. Aileler anlamıyor bana geliyordu şikayet için. Ona tepki gösteriyorum." diye cevap verdi.
İLKER'İN HABERİ OLMADAN EPİKRİZ DÜZENLİYORUZ
Üye hakimin, “Karakoç bebeği kim takip edecekti?” sorusu üzerine, Durmuş, “Dursun Bey.” cevabını verdi. Üye Hakim “Bebek hayatını kaybettiğinde neden doktor İlker ile konuşuyorsun ve epikriz raporunu neden o yazıyor?” dedi. Sanık Durmuş ise “Dursun Bey’in bilgisi vardı. O daha bilgili.” cevabını verdi. Üye Hakim’in “İlker’in haberi olmadan epikriz düzenleyemiyor musun?” sorusuna ise Durmuş “Düzenliyoruz.” diyerek itirafta bulundu.
‘BEN BİLGİSAYARDAYDIM’
Duruşma Savcısı da Durmuş’a Bakanlık raporunda geçen bulgulardan “Bebeğe vitamin verilmemiş, bu bebek neden beslenmedi?” sorusunu yöneltti. Sanık Durmuş “Beslenmesi yapıldı.” dedi. Savcının, “Kim besledi? Sen mi?” sorusu üzerine de sanık, “Ben değilim. Bebek beslemesi yapmıyorum. Kim beslediğini bilmiyorum.” cevabını verdi. Bu cevap üzerine savcı “Bebek zamanını geçirmiş, kusmuş ve bu yüzden hayatını kaybetmiş.” dedi. Sanık “Ben hemşirenin bakımını yaptığını biliyorum ama gözümle görmedim. Ben bilgisayardaydım.” dedi.
Mahkeme Başkanı, Çağla Durmuş’a Dursun Eryılmaz’ın kaşesini kullanıp kullanmadığını da sordu. Çağla Durmuş “Kaşesini kullanmadım, imzasını atmadım.” diye cevap verdi.
‘ÖLÜYOR MU NE YAPIYORSA YAPSIN’
Mahkeme başkanının “Karakoç bebek kötüleştiğinde ne yaptınız?” sorusuna Çağla Durmuş, "Karakoç bebek kötüleştiğinde hemşire beni çağırdı. Entübe ettik. Hastanın müdahalesine başlıyoruz, bu sırada İlker Gönen ve Dursun Bey’e haber veriyoruz. Dursun Bey damar yolu da açıyor ama hasta dönmedi. Aileye bilgi verildi. Aile zaten il dışındaydı. Epikriz raporunu Mehmet yazdı." diye anlattı.
İlker Gönen ile bir konuşmasında 'Artık bıraktım, ölüyor mu ne yapıyorsa' dediği ile ilgili soruya Çağla Durmuş, "Hastayı ihmal edecek şekilde bırakmak değil, serzenişte bulunuyorum burada." cevabını verdi.
BEBEĞİN NASIL ÖLDÜĞÜNÜ ANLATTI!
Kürsüye sanık Cansu Akyıldırım çıktı. Cansu Akyıldırım suçlamaları reddetti. Akyıldırım, "Nitelikli dolandırıcılık suçlamasını kabul etmiyorum. Maddi çıkarım yok. Maaşlı çalışan birisiyim. Ailemden aldığım maddi destek vardır. Örgüt ve çeteye üye olma suçunu da kabul etmiyorum. Böyle bir örgütün olduğunu da kabul etmiyorum." dedi.
Sanık Cansu Akyıldırım savunmasında, Kadan bebeğin nasıl öldüğünü anlattı.
"Kadan bebek bebek odasında bize geldi. Geldiğinde mosmordu ben en yakın olan kısma aldım. Oksijen verdim. O sırada Dursun Bey'i aradım ulaşamadım. İlker Bey'i aradım Dursun Bey'e ulaşacağını söyledi. Sonra 5 dakika içinde makineye bağladık. Bebeğin akciğer filmi istendi. Ben bebeği kaldırdığımda elime bir şişlik geldi. Ben bunu İlker Bey'e ilettim. Akciğer filmini çektik. Bebeğin kalbi durdu. Müdahale ettik ama ne yazık ki geri dönemedi. Çocuğa diyafram vermek istedi. Bebeğe 45 dakika müdahale ettik. İlker Bey'e akciğer filmini gönderdim. Bu olay olduğunda Birinci Hastanesi'nde çalışıyordum."
Kadan bebeğe müdahale edilirken İlker Gönen'in “Dönmüyorsa bırak” konuşmasının müdahalenin hangi dakikalarında geçtiği soruldu.
Sanık Cansu Akyıldırım, “30-35. dakikada olabilir. 45 dakika müdahale ettik.” cevabını verdi. “Bu bir talimat mıdır?” sorusunda “Talimat değil." dedi. Devamında daha önce bu şekilde bir talimat olup olmadığı sorusuna da "İlker beyi 2022’den beri tanıyorum. Hiç kulağıma böyle bir şey gelmedi.” diyerek cevapladı.
'BÖYLE BİR DOSYADA ADIM GEÇTİĞİ İÇİN ÜZGÜNÜM'
Sanık Cansu Akyıldırım, Fırat Sarı ile bir dönem ilişkisi olduğunu söyledi. Akyıldırım şunları söyledi:
"Fırat Sarı ile samimiyetimiz vardı. Bir dönem ilişkimiz oldu. 3 yıl kadar sürdü. 2022 – 2023 diyebilirim. Ben bu zamana kadar maaşlı çalışan birisiyim. Herhangi bir maddi çıkar elde etmedim. Böyle bir örgüte ve varsa çeteye üye olduğumu düşünmüyorum. 7 aydır tutukluyum ve artık bir şeyleri sonuçlanmasını istiyorum. Dosya medyada çok dallanıp budaklandı. Yanlış ithamlarda bulunuldu. Böyle bir dosyada adım geçtiği için üzgünüm."
Sanık Cansu Akyıldırım’a “İşten çıkarmalarla ilgili tavsiyede bulundu mu?” diye soruldu. Cansu Akyıldırım “Hakan Doğukan Taşçı, Hasan Basri Gök ve Hüseyin Günerhan’ın işten çıkarılması ilgi ilgili bir talebim oldu. Ya onlar ya ben dedim. Hiçbirini sevmezdim.” dedi.
EKSTRA ÜCRETLER SORULDU
Sanık Cansu Akyıldırım’a ekip liderlerine ve sorumlulara ekstra maaş dışı ödenen paralar soruldu.
Cansu Akyıldırım, “Fırat Bey'in danışmanlık verdiği yerler vardı. Ben Birinci için konuşabilirim orada çalıştığım için. Hastanede maaşlar düşük olduğu için Fırat Bey de ekip liderlerine ve sorumlulara ekstra ücretler verirdi. Bunlar 1.500 liralar gibi ücretler. Ekstra kıdem farkı diyebiliriz.” diye yanıtladı. “Motivasyon ücretleri hastane hesapları dışında neden dağıtılıyordu?” sorusunda da Sanık Cansu Akyıldırım, “Hastanelerde çalışan ücret düşük olduğun için veriliyordu. Yoksa insanlar o hastanelerde düşük ücrete çalışmazdı.” şeklinde cevap verdi.