Yenidoğan çetesi davası devam ediyor... 'Bize bu kadar güvenilmeyeceğini hiç düşünmedim'

Türkiye'yi derinden sarsan ‘Yenidoğan Çetesi’ davası bugün de devam ediyor. Şu ana kadar 22’si tutuklu 44 sanığın savunmaları alınan duruşmanın 11. gününde, üç tutuksuz sanığın ifadeleri alınıyor.

İstanbul'da SGK'dan daha fazla para almak için yenidoğan bebekleri önceden anlaştıkları özel hastanelerin yenidoğan ünitelerine sevk ederek en az 10 bebeğin ölümüne neden olan ve haksız kazanç sağlayan 'yenidoğan çetesi' davasına devam ediliyor.

18 Kasım'da başlayan davada 22 tutuklu sanık savunmasını yapmıştı. Sanıklar, usulsüzlükle ilgili bazı iddiaları kabul ederken, kasten öldürme gibi suçlamaları reddetmişti.

Bakırköy 22. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından adliyenin konferans salonunda 18 Kasım'da başlayan ve şu ana kadar 22’si tutuklu 44 sanığın savunmaları alınan duruşmada bugün üç tutuksuz sanığın ifadeleri alınıyor.

Tutuksuz sanık doktor Mehmet Gürül, "27 senedir çocuk hasta bakıyorum. Sanıkların yarısını tanıyorum. Ben çalışma hayatım boyunca sabit maaş aldım. Epikriz ile SGK'yı dolandırmam mümkün değil. 125 bin lira maaş alıyorum. Herhangi bir örgüte üye olmadım. Gıyasettin Mert, kendisi de anlattı. Tıp Merkezleri'nde hasta olduğunda bizi arardı. Hocam uygun mu vs. diye. Bizim de uygun olduğumuz ya da uygun olmadığımız zamanlar oldu" dedi.

'BİZE BU KADAR GÜVENİLMEYECEĞİNİ HİÇ DÜŞÜNMEMİŞTİM'

Kan gazını epikrize eklediniz mi sorusuna cevaben Dr. Mehmet Gürül, "Bize bu kadar güvenilmeyeceğini hiç düşünmemiştim" diye konuştu. "Taburculuğu uzattığına dair talimatın var" sorusuna ise Gürül, "Uzatmaya çalıştığım prematüre bebeklerdir. Anne baba bir an önce bebeği almak ister ama sıkıntı doğurur bu nedenle taburculuğu uzattım" dedi.

'FIRAT SARI'NIN AKIL HOCASI OLDUĞUN SÖYLENİYOR'

Sanık Hasan Basri'nin kendisiyle ilgili raporları değiştirdiği iddiası için doktor Gürül, "Ona ne kadar kızgın olduğumu biliyor. Yalan söylemiş" derken "Fırat Sarı'nın akıl hocası olduğun söyleniyor" suçlamasına ise, "Fırat Sarı'ya verdiğim tek akıl; 'Çoluk çocuğunla vakit geçir. Hemşirelerle bu kadar ne işin var' dedim" dedi.

'CİRONUN YÜZDE 15’İNİ ALMALARI İÇİN ANLAŞTIK'

TRG Hastanesi'nin genel müdürü olan sanık Murat Mantuş, sağlık sektörüyle ilgili eğitimi olmadığını söyleyerek, “Ben kimseye danışmadan karar almadım. Kimseyle yalnız görüşmedim” dedi. Danışmanlık için Fırat Sarı’nın kendisiyle konuştuğunu anlatan Mantuş, “Bu konuda yasal olmayan hiçbir şey yok dedi. İnsanların tedavi olacağı hastaneyi seçme hakları var dedi. Hukuk departmanına sorup deneyelim dedik” dedi. Cironun yüzde 15’i olarak Fırat Sarı ile anlaştıklarını anlatan sanık, “Bunun içinde hekimlerin ücreti de vardı. Kalanları o ödeyecekti. Hatta hekimler fazla isterse ne olacak dedim. Ben hallederim dedi. anlaştık ve 9 aylık bir çalışmamız oldu” dedi.

'ALDATILDIM KANDIRILDIM'

“Aldatılmış ve kandırılmışım” diyen sanık, “Tapeleri okuduktan sonra bunun nasıl olduğunu daha net anladım” dedi.

'KARAN BEBEĞİN ÖLÜMÜNE BİZİM İHMALİMİZ YOK'

Karan bebeğin ölümünden sorumlu tutulduğunu anlatan sanık, “Bu bebek rahmetli olurken hastanede bebek vardı. Doktor müdahale etti. Bizim bir ihmalimiz yoktur. Tıbben bir sorumluluğumuz olmasa da benim vicdanen bir sorumluluğum var. Bu suçlamayı kabul etmiyorum” dedi.

'İLAÇLARI GERİ İSTEDİM'

İlaç satışı ile ilgili sorulan soru üzerine savunma yapan sanık, “Hasan Basri Gök’ün benim adımı kullanarak hastaneden ilaç aldığını öğrendim. Fırat Sarı’yı arayarak bu işin hukuksuz olacağını eğer bu ilaçların geri gelemezse kendisi hakkında şikayetçi olacağımı da söyledim. Sonra ilaçlar geldi. Biz de yerine koyduk. Sonrasında daha sıkı takip ettik” dedi.

'KENDİ BABAMI YANLIŞ TEDAVİLER SONUCU KAYBETTİM'

Murat Mantuş’un ardından TRG Hospital başhekimi tutuksuz sanık Volkan Karataş savunma yaptı. Polis memuru babasını yanlış tedaviler sonucu kaybettiğini söyleyen Karataş söz konusu suçlamaları işlemediğini söyledi. Hastaneye doktor arayışına girdiği zaman danışmanlık hizmetlerinden haberdar olduğunu söyleyen Karataş, “Doktor bulamadığımız bir noktada Murat bey Fırat Sarı ile görüşme sağladığını söyledi. Ben görüşmedim. Hangi konularda nasıl anlaştıklarını bilmiyorum. O anlaşma sonrası Dursun Eryılmaz bizim hastanemizde işe başladı” dedi.

YENİDOĞAN ÇETESİ DAVASI

Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan 1399 sayfalık iddianamede, sanık doktor Fırat Sarı'nın elebaşı olduğu suç örgütünün sevk ve idaresini sanık doktor İlker Gönen ile 112 Acil Çağrı Merkezi ambulans şoförü Gıyasettin Mert Özdemir'in yaptığı belirtiliyor.

İddianamede, suç örgütünün esas amacının işletmesini devraldıkları yenidoğan yoğun bakım ünitelerinin 112 sevk sistemini bertaraf edip doluluğunu sağlamak, hastaların basamaklarıyla oynama yapıp, Sosyal Güvenlik Kurumundan (SGK) üst sınırda ödeme almak olduğu kaydediliyor.

Sanıklar tarafından hasta bebeklerin durumunun olduğundan daha ağır gösterildiği, olması gerekenden daha uzun süre yatışlarının sağlandığı belirtilen iddianamede, bu şekilde SGK'den yüksek ücret tahsil edildiği ve bazı hasta yakınlarından fazla para alındığı anlatılıyor.

Sonraki Haber