Yenidoğan çetesi davası devam ediyor: Bazı bebeklerin yaşama şansı vardı

Yenidoğan çetesi davasının ilk duruşmasının ikinci oturumuna bugün devam ediyor. 18 Kasım saat 10.00'da başlaması planlanan ilk duruşma, katılma taleplerinin yarattığı gerilim nedeniyle zamanında başlayamamıştı.

İstanbul'da yenidoğan bebekleri anlaşmalı özel hastanelerin yenidoğan ünitelerine sevk ederek, haksız kazanç sağlayan ve kusurlu davranışlarda bulunarak ölümlerine neden olan "Yenidoğan çetesi" davası bugün de devam ediyor. Davanın 2. gününde sanıklar duruşma salonuna getirildi. Fırat Sarı'nın kot ceketle duruşma salona girdiği görüldü. Çete lideri Fırat Sarı'nın en son sorgulanacağı öğrenildi.

Duruşmada ilk olarak tutuklu yargılanan hemşire Hasan Basri Gök'ün savunması alındı. Daha önce savcılık sorgusunda da itiraflarda bulunan Gök, bebekler üzerinden nasıl para kazandıklarını anlattı.

HEMŞİRE HASAN BASRİ GÖK SANIK KÜRSÜSÜNDE

Tutuklu sanık Hasan Basri Gök mahkeme başkanının 'Hakkında sahtecilik ve örgüt üyesi olmak suçlarından dava açıldı Savunmanı yapacak mısın?' sorusuna karşılık, "Resmi belgede sahtecilik, dolandırıcılık, suç örgütüne üye olma suçundan açılan dava hakkında, savcılık ve emniyette anlattım. Tekrar anlatmaya gerek yok gözümle gördüğüm bildiğim şeyler." dedi.

Sanık Hasan Basri Gök'ün ifadesi şöyle:

"Epikriz değiştirme olayı, hastanın bir egzersiz sistemi vardı, bebeklerin değerlerini girerdik, karşıdaki görevlinin verdiği bilgileri girerdik. Bu sistem savcılıkta var. Reyap, Silivri, Duygu hastanesinde çalıştım. 2019-2021 Reyap Hastanesinde çalıştım. Fırat Sarı’nın bir sene kadar normal hemşiresiydim. Son 6 ayda epikrize yardım ettim son zamanlarda da şöförlüğünü yaptım. Özel Reyap hastaneleri tam işletme gibi değildi. Avcılar, Doğa, Birinci, Silivri Kolon Hastanesi, Bağcılar Şafak, TRG Hastanesi gibi hastaneler. Bebek sevklerini Fırat Sarı ve 3 kişi daha yapıyordu. Esenyurt'ta Tıp merkezinde doğan bebek, araya 112 girmeden Fırat Sarı hastaneye sevkini yaptırıyordu. Aileye ise yakında bu hastane var oraya sevkini yapıyoruz diyorlardı.

Hasan Basri Gök

'AMAÇ SGK'DAN DAHA FAZLA PARA ALMAKTI'

"Sevkler 112 bilgilendirmeden yapılıyordu bu durumda doktorlar üzerinden yapılıyordu. Bu durumdan para kazanıyorlardı, ama gözümle gördüğüm birşey yok. Serdar, il dışı sevklerden 5 bin lira kazanıyordu. İlker ve Fırat zaten yöneticiydi.

Mehtap ile görüşmem konusunda ise denetimlerde Fırat Sarı’nın talimatı üzerine hareket ettik. Hasta üzerinden kullanılmış gibi gösterilen gaz ve ilaçlar vardı, onlarla ilgiliydi. Serdarova bebeğin ailesinden para istediğimiz konusunda ise Fırat Sarı aradı, sevk vardı ancak ailenin parası yoktu. Toplamda yaklaşık 40 bin lira para toplandı. Hastaneye parasını verdik, Fırat Sarı kendi komisyon ücretini aldı. Bana da yemek parası verdi. Amaç ise SGK’dan daha fazla para almaktı."

MEHTAP İLE 'ÇOCUĞU ÖLDÜR' MESAJLAŞMASINI SORULDU

Mahkeme başkanı, Hasan Basri Gök ve Mehtap Sayar arasında geçen, "Mehtap, 50 satürusyonlu çocuk mu olur, öldür" ifadelerine ilişkin, "Bebeklere bunu mu yapıyordunuz?" diye sordu. Gök, "Bebek 45 gün yaşadı. Bebeği görmedim bilmiyorum. Çirkin bir cümleydi. Diğerlerine göre yaşama şansı yoktu bebeğin. Bebeğin nabzı belli bir seviyede tutuluyordu. Bu da sürekli kalbinin durmasına neden oluyordu. Bebeği görmediğim için ya da bilgi sahibi olmadığım için bir şey söyleyemem." dedi.

'BEBEK SEVK OLDUĞU İÇİN ÖLDÜ'

Gök şöyle sürdürdü:

"Bebeğin sevk olmaması gerekiyordu ama sevk olduğu için öldü. Doğukan denetimde birileriyle konuştu ama kimlerle konuştu bilmiyorum. Birileriyle konuştuğunu ve hastanelere yönelik büyük gizli bir soruşturma olduğunu duyduğunu söyledi. Sağlıklı bebekler çok uzun süre yoğun bakımda kaldıkları için, entübe oluyordu. Entübe olunca da kendi hastanelerine sevki yapılıyordu. Bebeklere müdahale için normalde gece ve gündüz doktor olması gerekiyordu ancak doktor olmadığı zaman hemşireler bebeklere müdahale ederlerdi."

'BAZI BEBEKLERİN YAŞAMA ŞANSI VARDI'

Hemşire daha sonra şu çarpıcı itirafta bulundu: "Bazı bebeklerin yaşama sansı vardı. Fırat Sarı ne diyorsa onu yapıyordum. Kendi kafama göre basamak düşüşü yapamam. Fırat Sarı'dan 20-25 bin TL alıyordum."

'İLAÇLARI DOĞUKAN İLE BİRLİKTE SATIYORDUK'

İlaçları satıp nasıl para kazandıklarını ise Gök şöyle anlattı:

"20 yatışa uygun epikriz raporu yazılmasını hatırlamıyorum. Fırat Sarı düşük ücretler ödüyordu. Fırat Sarı, tüm sorumlulara para ödüyordu. Her şeyin bir ücreti vardı; doktora yardım etmek, epikriz raporu yazılması gibi işler. Basamak hastaneler doğru değildi. SGK’dan buna göre para alınıyordu. Önümüzdeki basamakları değiştiriyorduk. Hastanedeki ilaçları da Doğukan ile birlikte satıyorduk.

'40 BİN LİRA KAZANDIK'

"İlaç satışından 40 bin lira para kazandık. Hemşirelerden ilaç aldık. Fırat Sarı’nın bilgisi dahilinde aldım. Denetim var diye bir seferinde 24 kutu ilaç verdiler. İlaçları alırken hastanenin haberi vardı. Bu raporu zaten hastane başhekimi ve sahibi görüyor. Bunlar fark edilmeyecek ilaçlar değil; sistemden düştüğünde herkesin haberi olur. Sonuçta hastanenin birdenbire cirosu artıyordu.

Sonraki Haber