Yenidoğan çetesi lideri hakim karşısına çıktı: Fırat Sarı için hesap vakti

Haksız kazanç sağlamak için bebeklerin ölümüne neden oldukları iddiasıyla yargılanan yenidoğan çetesi davası devam ediyor. Çetenin lideri olduğu belirtilen Fırat Sarı hakim karşısına çıkarak savunma yapmaya başladı. Aydınlık Gazetesi davada yaşananları salondan anlık olarak aktarıyor...

İstanbul’da bebekleri anlaşmalı oldukları hastanelere sevk ederek haksız kazanç sağlama ve ihmalle 10 bebeğin ölümüne neden olma suçlamasıyla yargılanan Yenidoğan Çetesi üyeleri olduğu iddia edilen kişilerin savunmalarını alınmasına çetenin lideri olduğu belirtilen Fırat Sarı, savunması yaptı.

Fırat Sarı, savunmasının belli yerlerinde olayları gülerek anlattı. Çok rahat görünüyordu. Hakim karşısında da takım elbise ile değil, kareli gömlekle çıktı.

Kürsüye gelen Fırat Sarı’ya mahkeme başkanı iddia edilen suçları okuyarak savunma yapıp yapmayacağını sordu. Fırat Sarı savunmasını yapacağını söyleyerek savunma yapmaya başladı.

'TOPLUMU ÇOK SEVDİM HİZMET ETMEK İSTEDİM'

Sarı kendisini şu ifadelerle savundu. "Avukatım iki kez savunmayı erteleyelim dedi. Ben istemedim. Maddi gerçeğin ortaya çıkmasını istediğim için savunmamı yapmak istiyorum. Savcı tehdidinden sonra kamuoyundan gelen infial nedeniyle oldukça toplum etkilendi. Buraya gelmek çok istedim. Aslında hayattan bir beklentim de kalmadı. Yaptığım her şeyi anlatmak istedim.

"1992’de tıp fakültesini kazandım. Üniversite 2’de bir gösteriye katıldık. Terör örgütüne üyelikten ceza aldım. 5 yıl cezaevinde yattım. Örgüt denen yapıyı kimse bilemez. Ölüm orucu dönemlerini gördüm. Örgütten ayrıldım.

"Sonra İstanbul’da FETÖ kalkışmasından sonra devlette bağım koptu. Mesleğimi ve toplumu çok sevdim, hizmet etmek istedim. Ara görüşmede anlatmak istediklerim bu idi. İnsanı var eden ne kadar değer varsa hepsi üzerimden söküldü. Tıp fakültesini bitirdim. Medyada söylendiği gibi hiçbir şey de olmadı. Uzun dönem er olarak askerliğimi yaptım. Uğur Mumcu’nun yaptığı gibi yaptım.

'BİRÇOK HASTANEDEN TEKLİF ALDIM'

"Yenidoğan yoğun bakımının düzenini artırdım. Zorunlu hizmetlerden çok büyük başarılar kazandık. Hatta basına çıktık. Reyap Hastanesi’ne geçtim. Esenyurt İstanbul’un ne büyük ilçesi. Orada tıp merkezleri var. Halkın sosyoekonomik düzeyi düşüktü. 112’i ekiplerİ çok yetersiz. 112 ekiplerinin sevk süresi 4 ile 6 saat sürüyor. Yenidoğan için çok kritik bir süre. Orada tıp merkezleri var. Tıp merkezinden bebek aldık. Usulsüz sevk dedikleri bu. Reyap Hastanesi’nde iyi çalışınca bir çok hastaneden teklif aldım.

"İşletme denilen yapı böyle başladı. Yapıyı gördüm, mesleğimi aksatmadan yapabilir miyim diye baktım ve bu işe başladım. Sonra İlker Gönen’le tanıştım. İlker de o dönemde çalışmaya ara vermişti. İlker’le de kafamız uyuştu. Bu hasta sayısının artmasını biz teklif etmedik. İşimizi çok iyi yapıyorduk.

'BANA GÜVENİYORLARDI'

"Sevkler konuşuluyor. 112 dışı sevki denilen olay. Hekim bana güvendiği için, tıp merkezinde doğduğu için beni yakın buldukları için bana geliyorlardı. Ben hiç talepte bulunamadım. Dış alımlarda işletme var. Emrah ile anlaşmıştım, onunla anlaşma bozulunca Mert’le anlaştık.

HEMŞİRELERE NEDEN PARA VERDİĞİNİ SÖYLEDİ

"Hastaneler neden istiyor onu da anlatayım. Yenidoğanda çalışan personelin maaş sorunu var. Hemşirelerin maaşları da asgari ücretin biraz üstünde. Ama özellikle hemşireler o bölümlerde çalışmıyor. Hastanelerde bir kısım daha fazla para alınca iş barışı bozuluyor. Bunun için sordum.

'ÖZEL HASTANEDEN YANAYIM'

"Ben özel hastaneden yanayım ama orası sonuçta bir işletme ve hasta bulunmasını istiyorlar. Ve başlarına da iş gelmemesini istiyorlar. Bunun için de işi iyi bilen birisini istiyorlar. Ben çocuk hekimiydim. Destek verdim. Hastanelerle yaptığımı sözleşmelerde de, işbirliği sözleşmesi diyor. Her şey hastaneye aitti. Bunların ekstra ödemelerini biz aldık. Onun dışında bütün ödemeler hastane tarafından yapıldı. İşe alımlar insan kaynakları tarafından yapılıyor. Bu sistemi ben keşfetmedim. Bu zaten vardı ve biz de devam ettirdik.

'112 BİRİMİNE RÜŞVET VEREREK HASTA ALMADIK'

"112 dışı hasta alımıysa yine tıp merkezlerinden alınmıştı. Biz 112 birimine rüşvet vererek hasta almadık. Zaten mümkün değil. Siz 112’yi arasanız hangi hastaneye kaç hasta gönderdiklerini söylerler. 112’den hasta almamız mümkün değil. Biz tıp merkezlerinden aldık. Tabii aile rızası ile. Bize talepler ailelerden geliyor.

"İl dışı sevkleri de 112’yi aksatan bir şey değil. 112 illeri arıyor ve hastane bulmadığı zaman bizimle temasa geçiyor. Uygun yerimiz varsa biz alıyoruz. 112 sevkleri 112 dışı yapılan bir sevk değil. 112 sistemi doğru işleyen bir sevk değil. 4 tane yenidoğan nakil ambulansı ile ne yapabilirsiniz?

'TAPELERE İTİRAZIM VAR'

"Tapelere çok itirazım var. İki insan konuşuyor, ben burada konuşuyorum ve burada tedbirli konuşuyorum ve her şeyi söylemem. Olasılıkları söylerim ya da. Ama özel hayatınızdan bir kişiyle daha rahat konuşursunuz. Özel hayata geçen konuşmalar kamuya yansıdı. Tapedeki çeviriler de bozuk. Çeviri sorunu var. Vurgu düşüklüğü ve cümlenin anlamı da değişiyor.

'SAĞLIK SİTEMİ ÇOK İYİ İŞLİYOR'

"1990’lardan sonra özel hastaneler kuruldu ve herkes karşı oldu. Ama ben Trakya Üniversitesi’nde tıp fakültesinden okuduğum zaman Ahmet Saltık bizim hocamızdı. Sağlık haktır satılamaz deniliyordu o zaman ve bu doğru değildi. İstanbul’un yükünü kaldırıyor ve iyi işler yapıyorlar. İstanbul’un yüzde 70’inin yükünü özel sağlık sektörü karşılıyor. 1990’lardaki haberlerde yoğun bakımlarda yer beklerken ölen insanlar vardı. Şimdi sıradan hastalarımız 30 gün para alınmadan tedavi oluyor. Sağlık sistemi çok iyi işliyor."

‘GIYASETTİN MERT ÖZDEMİR BEBEK BAŞI BİR FİYAT LİSTESİ KOYDU’

Mahkeme başkanı, Gıyasettin Mert ile çalışıp çalışmadıklarını sorudu. Sarı, “Mert’le ile çalışıyorduk. Geldi bebek başı bir fiyat listesi koydu. Bin lira 700 lira gibi. Öyle bir anlaşmamız oldu.”

‘DEVLETTE ÇALIŞIYORUM SORUN OLUR’

Gıyasettin Mert Özdemir’in eşinin sigortalı olarak hastanelerinde çalışıp çalışmadığını soran mahkeme başkanına Sarı “Mert, devlette çalışıyorum ödemeyi bana yapman sorun olur. Eşimi sigortalı yap ona yatır dedi. Fiili olarak çalışmadı, bir iki kez geldi.” dedi.

'BİR RAPORLA ATEŞE ATILDIK'

"Hastane ciddi bir sitem ama tapelerde başka bir durum varmış gibi duruyor. Bir raporla ateşe atıldık. İçeride duydum 10’a yakın hastane kapatıldı ve binlerce insan işsiz kaldı. Sağlık sistemi de aksayacak. Sağlık Bakanlığı buradaysa Esenyurt’ta yenidoğanlara bakılsın ve yenidoğan ölüm oranları hastaneler kapatıldıktan sonrakiyle karşılaştırılsın.

KKTC BENZETMESİ

"Ben bir aydır haber izliyorum. Haber sesi bile beni travma ediyor. Alt yazıda Kıbrıs'ta 10 bebeğin alkol verilerek ölmelerine neden olunmuş. Bu olaya tepki gösterildi mi bilmiyorum ama bütün algı şu an burada bizim üzerimizde."

Mahkeme başkanı, Fırat Sarı’ya iddianamede geçen tapeleri sordu.

‘DOĞUKAN YUKARILARDAN BAĞLANTISI OLAN BİR ARKADAŞ’

Mahkeme Başkanı, Kaya Bebek öldükten sonra gelen denetimi sordu. Sarı, “Doğukan beni aradı, 'WhatsApp’tan bir şey attım, baktın mı?' dedi. Ben de bakmadım, yoldaydım. İşim bittiğinde baktım ama görüntüler silinmişti. Bu olayı bana Doğukan anlattı. Doğukan’ın bu olaydan haberdar olması ve onun aranması tuhaf. Doğukan ilginç bir çocuk. Bizim özel bilgilerimizi, aile bilgilerimizi bulurdu. Benim daha önce yargılandığım konuyu bilen, yukarılardan birileriyle bağlantısı olan bir arkadaşımız. Bazen HTS kayıtlarımı bile söylerdi. Bizi takip ettiğini söyleyen bir çocuk. Hatta 'Fırat Sarı’ya örgüt operasyonu yapacaklar' diye konuşması bile var."

‘FİŞİNİ ÇEK’ KONUŞMASI SORULDU

Mahkeme Başkanı, Fırat Sarı'ya “Fişini çek. Dedemin fişi” diyerek kahkaha atılan tapeyi sordu. Fırat, "Kimsenin fiş çektiği falan yok. Siz buradan duyunca irite oluyorsunuz, haklısınız ama bunlar muhabbet. Üstelik ben hastaları uzun uzun yatırmakla suçlanıyorum, neden öldüreyim?" dedi.

‘6 AYDIR TUTUKLUYUM YİNE DEĞİŞTİM’

Mahkeme başkanı, Sarı'ya “Sabıkana baktığımda eski sabıkalar görünüyor. En yenisi 2010. Diğerleri de var. Doğru mu?” diye sordu. Fırat Sarı, “Ben o zaman 19 yaşındaydım. 30 yıl geçti aradan. İnsan değişmez mi, değişir. 6 aydır tutukluyum, yine değiştim.” yanıtını verdi.

‘EPİKRIZLER UYGUNDU’

Savcı, Sarı’ya epikrizlerin hepsinin bebeklere uygun olup olmadığını sordu. Fırat Sarı, “uygundu” diye cevap verdi.

Savcı, Fırat Sarı’ya “İşletme dahilinde çalıştığından hastanelerin bilgisi var mıydı?” diye sordu. Sarı bu soru ya da “Hastanelerin haberi vardı” şeklinde cevap verdi.

Savcı, Sarıya çalışanlar üzerine neden şirket açmaya çalıştığını da sordu. Savcı, “Her şeyim legal diyorsun, neden başkasının üzerine şirket açmak istiyorsun?” dedi. Sarı, “GNZ dediğimiz şirkete bize çalışan hemşire arkadaşları sisteme katmak ve ödemeler yasal hale getirmek için, doktorlar da ortak olsun diye böyle bir teklif yaptım.” dedi.

Tapelerde Fırat Sarı hakkında geçen “Ben çocuk öldürmem. Hocanın dediği gibi ilacını kesmem.” konuşması soruldu. Fırat “Ben asla öyle bir şey demem.” dedi.

İLAÇ VERİP YOĞUN BAKIMA YATIRDIN MI?

Savcı, Fırat’a “Sağlıklı çocuklara ilaç verip yoğun bakıma alma durumu oldu mu?” diye sordu. Fırat Sarı, “Hayır asla. Bunu bir insan yapmaz.” cevabını verdi.

Savcı, Fırat Sarı’ya, 10 bebeğin ölümünde bir ihmalleri olup olmadığını sordu. Sarı soruya, “İhmal ve eksiklik olduğunu düşünmüyorum. Biz elimizden geleni yaptık.” dedi.

Sonraki Haber