Ambulans şoförü yönlendirme için para aldığını itiraf etti! 'Hastaneler onay verdi'
Haksız kazanç sağlamak için bebeklerin ölümüne neden oldukları iddiasıyla yargılanan yenidoğan çetesi davasında beşinci gün. Bebekleri 112'yi devredışı bırakarak anlaştığı hastanelere götüren ambulans şoförü itiraflarda bulundu. Hangi hastanede kimle anlaştığını açıkladı. Duruşmada yaşananlar...
Bebek acil hastalarını anlaştıkları özel hastanelerin yenidoğan ünitelerine sevk edip ölümlerine neden oldukları ve haksız kazanç sağladıkları iddia edilen 47 sanığın yargılandığı dava devam ediyor. İstanbul Bakırköy Adalet Sarayı’ndan yapılan duruşmanın 4. günde 47 sanıktan 17’sinin savunmaları alındı.
5. gün kendisini doktor Ahmet olarak tanıtarak 112 Acil merkezinden usulsüz yöntemlerle anlaştığı hastaneye bebek hasta alan ambulans şoförü Gıyasettin Mert Özdemir’in savunması alınarak başlandı.
ESKİ BAKAN DA SALONDA
Eski Aile ve Sosyal Hizmetler Eski Bakanı Derya Yanık da Yenidoğan Çetesi duruşmasını salonda takip etti.
Ambulans şoförü Gıyasettin Mert Özdemir, Doktor Ahmet adına hasta kabul ettiğini kabul ederek şu savunmayı yaptı: “Hasta kabulleri olmuştur bunu kabul ediyorum. 112 nakil biriminden hasta kabul etmek bir süreçti. Hasta kabulü yapılıyor, bilgileri alınıyor, sigorta sorgulaması yapılıyor, hangi hastaneden alınacaksa bakılıp, hasta oraya kadar gelip alıp, sonu kadar takip dilecek bir süreçtir. Bu süreci de doktorlar bir zaman kaybına uğramak istemiyorlar. Doktorlar ameliyata giriyor. 112’yi bekletip mağdur etmemek için hasta kabul etiğim doğrudur. Ben bu durumdan maddi kazanç elde etmedim.”
‘HASTA YÖNLENDİRMESİNİ HASTANENİN ONAYIYLA YAPTIM’
“Benim hasta yönlendirmesi için maddi kazanç elde ettiğimi söyledim zaten. Yönlendirme yaptığım için Birinci Hastanesi ve Bağcılar Şafak Hastanesi’nden ödeme aldım. Esenler Güney Hastanesi’nden yönlendirme için ücret alamdım. Birinci hastanesinden direkt muhasebe ile görüşüyordum ücret için. Hastane yönlendirmesi için Ali Aksu ile anlaştım. Medlife’te ise Fırat Sarı ile anlaştım. Bağcılar Şafak Hastanesi’nde de anlaşmayı Mustafa Kazan’la yaptım. Ben aylık 10 tane hasta yönlendirmesi yaptıysam hastanenin onayı ile yaptım.”
'SÜRE UZATMANIN İŞGÜZARCA OLDUĞUNU KABUL EDİYORUM'
Mahkeme başkanı, Gıyasettin Mert Özdemir’e, Fırat Sarı ile “Yarın 3 taburcu var ertesi gün 3 taburcu var en azından onları bir durdurmamız lazım” konuşmasını sordu. Özdemir, “Taburcu sürelerinin uzaması ile ilgili sürelerin uzatılmasını işgüzarca olduğunu kabul ediyorum.” dedi.
Özdemir'in tapelerde geçen “Taburcu süresi düşerse kazancımız düşer”, “Parasını alamadığımız hastayı neden tutuyoruz?” konuşmaları da soruldu. Sanık Özdemir “Gereksiz bir konuşmaydı.” diye yanıtladı.
ÖDEMELER ALDIM İTİRAFI
Sanık Özdemir “Senin Fırat Hoca’yla çalıştığını biliyorum, sana 10 bin lira vereceğim, destekle bizi,” şeklinde kendisine yöneltilen konuşmayla ilgili şunları söyledi: “Bu hastaneden ödeme aldım. Fırat Sarı ile işletme yaptığım dönemde başka hastanelerle de anlaşmalarım oldu. Parça parça 45-60 bin lira civarında ödemeler aldım ve hasta sevki yaptım.”
ARACILARI TEK TEK ANLATTI
Üye hakim, Özdemir'in bahsettiği aracıların kim olduğunu sordu. Gıyasettin Mert Özdemir, “Gaziosmanpaşa ve Florya Medikalpark Emrah Dulkaya, Asya Hastanesi’nden Şahin Bayraktar, Okan Üniversitesi Hastanesi'nden Serdar Yüksel” diyerek tek tek isim verdi.
SAVCIYA SATAŞTI
112 ambulans şoförü Gıyasettin Mert Özdemir’in, Savcı Yavuz Engin'i kastederek birkaç kez ‘Art niyetli savcı’ demesine mahkeme başkanı “Savcı neden art niyetli oluyor? Görevini yapmışsa bu art niyet mi? Görevini yapmak senin nazarında art niyet mi olmuş? Savcı bu işin üzerine gitmezse art niyet olur” diyerek yanıt verdi.
5 BEBEĞİN ÖLÜMÜYLE SUÇLANAN DOKTOR TAHLİYE TALEP ETTİ
“Suç işlemek amacıyla örgüte üye olma, resmi belgede sahtecilik, kamu kurum ve kurumlarının zararına dolandırıcılık, ihmali davranışla kasten adam öldürme” suçlamasıyla tutuklu yargılanan ve 10 bebekten 5’inin ölümünden sorumlu olduğu iddia edilen uzman doktor Dursun Eryılmaz savunmasını verdi.
Dursun Eryılmaz'ın avukatı soruşturma izni olmadığı gerekçesiyle sanık Eryılmaz'ın tahliyesini talep etti. Mahkeme heyeti konuyu değerlendirmek üzere 5 dakika salondan ayrıldı.
Mahkeme savunmalar alındıktan ve diğer eksiklikler giderildikten sonra tahliyeyi değerlendirme kararı verdi. Bunun üzerine Dursun Eryılmaz'ın savunması başladı.
Eryılmaz savunmasına bebeklerin ölümünde bir ihmali olmadığını savunarak başladı.
Üye hakim, Dursun Eryılmaz'a ‘Fırat Sarı ve İlker Gönen arasındaki, diplomasının hastane tarafından kullanıldığına dair konuşma’ soruldu. Eryılmaz, “Bana öyle bir teklif gelmedi.” diye yanıtladı.
KARAKOÇ BEBEĞİN ÖLÜMÜ…
Eryılmaz’ın savunmasında Karakoç bebeğin 16.00'da öldüğünü söylemesi üzerine üye hakim araya girdi. İlker Gönen ile Çağla Durmuş arasında geçen konuşmada, Çağla Durmuş'un saat 14.00’te İlker Gönen’i arayıp "Bebek eks oldu" dediği hatırlattı. Dursun Eryılmaz soruya “14.00’te kalbini alamadım, tekrar dinlediğimde kalbini duydum. 16.00’da eks oldu. İki saat sürdü” diyerek yanıt verdi.
Üye hakim, İlker Gönen’in, Çağla Durmuş’a neden "Dursun abiyle ağzınız bir olsun" dediğini sordu. Tapeye ilişkin Eryılmaz, “Polisler geldi diye. Zaten ağzımız birdi, farklı bir şey yok.” dedi.
‘EPİKRİZLERİ GÜNLÜK YAZMA ZORUNLULUĞUMUZ YOK’
Epikrizlerin nasıl yazıldığı ile ilgili soruya da Dursun Eryılmaz “Epikrizler çok konuşuldu. Ben günlük notlarımı alır, sonra onları bilgisayara girerim, daha sonra sisteme girerim ve daha da kimse değiştiremez. Günlük epikriz yazacağız diye bir kural yok. Günlük notlara yazarsınız. Bunu günlük de girersiniz, aylık da. Günlük girilecek diye bir kural yok. Notlarım da kaybolmaz. Dolabımda duruyor.”