Yenidoğanlar özel hastanelere mahkum edilmiş!

Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğünün yayınladığı 2022 verilerine göre, Türkiye’de toplam 13 bin 685 yenidoğan yoğun bakım yatağı var. Bunun 7 bin 330’u özel hastanelerde bulunuyor. Raporda, ‘Yenidoğan yoğun bakım hizmeti sunumunun iyi değerlendirilmesi ve denetlenmesi gereklidir.’ deniliyor

Yenidoğan Çetesi’yle patlak veren tablonun bir parçası da kamu idaresinin kararları ve uygulamaları. Sağlık Bakanlığı, yenidoğan bebekleri büyük ölçüde özel hastanelerin insafına terk etmiş durumda.

Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğünün yayınladığı 2022 verilerine göre, Bakanlığa bağlı hastanelerdeki yoğun bakım yataklarının yüzde 19,6’sı, üniversite hastanelerindekilerin yüzde 23’ü yenidoğana ayrılmış durumda.

Özel hastanelerde ise yenidoğan yoğun bakım yatakları toplam yatakların yüzde 41,5’ini oluşturuyor.

Türkiye’de toplam 13 bin 685 yenidoğan yoğun bakım yatağı var. Bunun 7 bin 330 adedi özel hastanelerde bulunuyor. Bakanlığın, yandaki grafiğe yansıyan 2024 verilerine göre de durum değişmemiş.

Sağlık Bakanlığı verilerine göre Bakanlık ve üniversite hastanelerinin toplam yenidoğan yatak sayısı, 2014 yılına kadar özel hastanelerin üzerinde. O tarihten sonra özel hastaneler öne geçiyor ve hızla yükseliyor.

ÖLÜMLERİN YÜZDE 35’İ PREMATÜRDE YÜZDE 40

Halk Sağlığı Genel Müdürlüğü’nün ‘Sağlık Bakanlığının Kuruluşunun 100. Yılında Türkiye’de Bebek Ölümleri Durum Raporu 2021’ yayınına göre ise sağlık kuruluşlarındaki bebek ölümlerinin yüzde 35,4’ü özel sağlık kuruluşlarında meydana geliyor.

TÜİK’in 2015 verilerine göre özel hastanelerdeki doğumlar, toplam doğumların yüzde 26’sını oluşturuyor. 2018 Türkiye Nüfus ve Sağlık Araştırması sonuçlarına göre ise 2013-2018 dönemindeki 5 yılda gerçekleşen doğumların yüzde 40,3'ü özel sektör sağlık kuruluşlarında gerçekleşmiş.

Halk Sağlığı Genel Müdürlüğü’nün Raporunda şöyle deniyor: “Bebek ölümlerinin nerede gerçekleştiği değerlendirildiğinde büyük bölümünün sağlık kuruluşunda (yüzde 90,2) gerçekleştiği görülmektedir.

Ölümlerin 715 tanesi ise (yüzde 0,9) ambulansta, hastaneye giderken yolda ya da kazalarda olay yerinde ve benzeri yerlerde meydana gelmiştir. Sağlık kuruluşlarında gerçekleşen ölümlerin yüzde 35,4’ü özel sağlık kuruluşlarında gerçekleşmiştir.”

Aynı rapora göre bebeğin prematüre olduğu durumlarda özel hastanelerdeki ölüm oranı yüzde 40’a yükseliyor. Raporda “Bu oran 32 haftanın altındaki küçük ve çok küçük prematürelerde yüzde 45,5’e çıkmaktadır” deniyor.

ÖZELDE UZMAN YETERSİZ

Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğü’nün raporunda ölümlerin meydana geldiği sağlık kuruluşları, donanım bakımından da incelenerek tablolar halinde yansıtılmış. 2012-2018 verilerine göre, ölümlerin meydana geldiği özel sağlık kuruluşlarının yüzde 98,8’inde (24 bin 54 hastane) yenidoğan yoğun bakım ünitesi var.

Ancak aynı hastaneler yenidoğan uzmanı varlığı bakımından incelendiğinde oran yüzde 64’e düşüyor. Raporda şu satırlara yer veriliyor: “Yukarıdaki veriler ışığında preterm bebeklerin yaklaşık yarısının özel sağlık kuruluşlarında kaybedildiği; buralarda neredeyse tamamında yenidoğan yoğun bakım ünitesi olsa da yenidoğan yoğun bakım uzmanı bulunma oranının yaklaşık 3’te 2 olduğu söylenebilir.”

‘TEMEL BAKIMLA YÜZDE 72’YE VARAN ORANDA AZALTILIR’

Raporun bebek ölümlerinin azaltılmasına ilişkin önerileri arasında yenidoğan bakımının önemi de vurgulanıyor. Raporda “Yenidoğan ölümlerini azaltabilmek için, yüksek teknolojiye dayanan, pahalı, uzman ağırlıklı, hastane bakımının yanı sıra temel yeni doğan bakım hizmetlerinin geliştirilmesi gerekmektedir. Tüm dünyada temel yeni doğan bakım uygulandığı zaman, yenidoğan ölüm hızlarının yüzde 41-72 arasında azalabileceği hesaplanmıştır” ifadelerine yer veriliyor.

Raporda “Ülkemizde yenidoğan yan dalı uzmanlığı yapmış çocuk sağlığı ve hastalıkları uzmanı sayısının yetersiz olduğu” da vurgulanıyor ve özetle şu satırlara yer veriliyor:

YENİDOĞAN BAKIMI İYİLEŞTİRİLMELİ

“Bakanlığımızca Türk Neonatoloji Derneği işbirliğinde çocuk sağlığı ve hastalıkları uzmanlarına yönelik ‘Yenidoğan Yoğun Bakım Programı’ başlatılmıştır. Bu eğitimi alan uzmanların yenidoğan yoğun bakım merkezlerinde görev yapması ve il düzeyinde yenidoğana doğru ve etkili müdahale olanaklarının geliştirilmesi hedeflenmektedir.

“Ülkemizde çocuk acil ile çocuk yoğun bakım uzman hekim sayısı yeterli değildir ve bu açığın kapanması uzun süreli bir iştir.”

“Ülkemizde gerçekleşen çocuk ölümlerinin nedenlerine bakıldığında yıllar içerisinde ölüm nedenlerinde özellikle prematürite ve ilişkili sorunlar ile konjenital kalp hastalıkları dahil konjenital anomalilerin ön plana çıktığı görülmektedir. Bu aşamada bebek ölümlerini azaltmak için yürütülen çalışmalar, daha çok konjenital anomalilerin önlenmesi ya da erken tanı ve müdahalelerin geliştirilmesi, prematüreliğin azaltılması ve prematüre bakımının iyileştirilmesi, yenidoğan bakımının iyileştirilmesi alanlarına yoğunlaşmalıdır.”

SAĞLIK ALTYAPISININ PLANLANMASI ÖNEMLİ

“Bu alanlarda eğitimli personelin çalışması sağlanmalı ve bu bebeklerin izlemleri riskli bebek izlem kapsamında yapılmalıdır. Bu amaçla riskli yenidoğan izlem merkez ve poliklinikleri kurulmalı, gelişimsel pediatri uzman sayıları artırılmalıdır.

“Yenidoğan transportu; hasta yenidoğanın donanımlı bir ambulans ve eğitimli bir transport ekibi ile üst düzey bir yenidoğan merkezine naklidir… Ülkemizde ölen bebeklerin yaklaşık yüzde 27’sinin kendi illeri dışındaki illerde öldüğü görülmüştür. Bazı illerde ölen bebeklerin yüzde 50-60’ı kendi bebekleri değil, çevre illerin bebekleridir. Bu durum bu illerin sağlık altyapısının planlanmasında önem taşımaktadır.
“Yenidoğan yoğun bakım yataklarının yüzde 50 den fazlası özel hastanelerdedir. Yenidoğan yoğun bakım hizmeti sunumunun iyi değerlendirilmesi ve denetlenmesi gereklidir.”

ÖZEL HASTANELERDEN MEMNUNİYET DİPLERDE

İstatistikler, vatandaşın özel hastanelerden memnun olmadığını da ortaya koyuyor. Yandaki grafikte görülen Yaşam Memnuyeti Araştırması 2009-2022 sonuçlarına göre, en alttaki koyu mavi çizgi, özel hastanelerden memnuniyeti gösteriyor. Çizgi, 2011’e kadar yükselmiş, o tarihten sonra düşüş eğiliminde.

Özelden memnuniyet, hiçbir zaman kamunun üzerine çıkmamış. Bu durum, vatandaşın özel hastanelere mahkum edilmesinin bir yansıması.

‘ERKEN TABURCU KÂRIN DÜŞMANI’

Sağlıkta ticarileşme, kârı, sağaltma idealinin önüne geçirdi. Özel hastaneler, boş yatağın ve erken taburcunun kârı azaltan etkenler olduğu ilkesiyle hareket etti. Gereksiz tetkiklerle hatta ameliyatlarla hastaları sömürdüler. Kimse de onlara ‘dur’ demedi. Yenidoğan Çetesi’yle ortaya saçılıp dökülenler ise artık bu sistemin sonuna geldiğimizin bir göstergesi.

İLACA ZAM GELDİ!

TOPLUM SERVİSİ

İlaç fiyatlandırmasında kullanılan sabit avro kuru, yüzde 23,5 oranında artırıldı. Cumhurbaşkanlığı tarafından hazırlanan ve Resmî Gazete'de yayımlanan karar, yarından itibaren yürürlüğe girecek. Karara göre, ilaçların fiyatlandırılmasında kullanılacak 1 avronun Türk lirası karşılığı, 2024 yılı Ekim ayında yüzde 23,5 artarak 21,6721 lira oldu.

ECZACI VE DEPOCU KÂR ORANLARI

İlaçların perakende satış fiyatlarında uygulanacak kar oranları da açıklandı. Depocu ve eczacı kâr oranları, fiyatlara göre şu şekilde belirlendi:

- 328 liraya kadar olan ilaçlar için depocu karı yüzde 8, eczacı karı yüzde 28.
- 328-657 lira arasındaki ilaçlar için depocu karı yüzde 6, eczacı karı yüzde18.
- 657 lira üzerindeki ilaçlar için depocu karı yüzde 3, eczacı karı yüzde 13.

Ayrıca, fiyat korumalı ürünlerde 74,72 lira, diğer ürünlerde ise 39,05 lira barem değeri güncellendi. Yeni belirlenen avro kuru, 2025 yılı boyunca da uygulanacak.

Sonraki Haber