İstanbul'a ders olacak deprem

1999'da büyük afet yaşayan Düzce, dün sabaha karşı 5,9 büyüklüğünde depremle sarsıldı. Vatandaşlar, sokakta sabahladı. Büyük depremin ardından Düzce'deki bina stokunun yenilendiğini hatırlatan uzmanlar, 'Bu, İstanbul'a ders olmalı!' dedi.

Türkiye, dün sabah depreme uyandı. Düzce'nin Gölyaka ilçesinde 5,9 büyüklüğünde meydana gelen depremde 80 kişi yaralandı. Bazı işyerleri ile ilk belirlemelere göre içlerinde Düzce Adliyesi'nin de olduğu 10 kadar binada hasar oluştu. Uzmanlar, kırılan fayın beklenen Marmara Depremi ile ilgili olmadığını ancak depreme hazırlık için bir uyarı olduğunu söyledi. Yüzde 80'i yenilenen Düzce depremi hafif hasarla atlattı. Düzce, Bolu, Sakarya ve Zonguldak'ta eğitime ara verildi.

Düzceliler, sabaha karşı 04.08'de merkez üssü Gölyaka olan sarsıntı ile uyandı. Deprem İstanbul, Ankara, Eskişehir'den de hissedildi. Depremin ardından evlerinden sokaklara çıkan vatandaşlar, Türk Kızılay ve AFAD ekiplerince dağıtılan battaniyelere sarılarak ve ateş yakarak ısınmaya çalıştı.

Cumhuriyet Caddesi'nde hasar gören 4 katlı apartmanın sakinlerinden Arzu Şentürk, 17 Ağustos 1999'da meydana gelen depremi yaşayanları daha iyi anladığını dile getirerek, "Şu an konuşamıyorum, konuşurken olayı yaşıyormuş gibi oluyorum." dedi. Bazı binalarda çatlakların oluştuğunu, buradaki insanlara yardım eli uzatılması gerektiğini söyleyen Şentürk, şunları anlattı: "O korkuyla eşim beni tuttu, 'Korkma, sakin ol.' dedi. İki çocuğum da ayrı odalarda kalıyorlardı. Onlar da 'Anne, baba' diye bağırdılar. Evde bazı eşyalarım kırıldı ama önemli olan cana gelmesin, mala gelsin."

8 BİN KONUTA İNCELEME

Helikopterle Düzce'ye giden İçişleri Bakanı Süleyman Soylu incelemelerinin ardından yaptığı açıklamada, "8 bin konutta özellikle Gölyaka'da hasar tespit çalışması yapılacak. Gerekli ekipler gönderildi. Valiliğin koordinasyonunda Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğünün koordinasyonunda gerekli taramalar yapılacak." dedi.

Düzce'nin yüzde 80'inin yenilenmiş olması afeti önledi.Jeoloji Mühendisleri Odası Deprem Danışma Kurulu Başkanı Prof. Dr. Okan Tüysüz de depremin 17 Ağustos 1999 depreminde önemli kısmı kırılan bir fayın kuzeydoğu ucunda, Karadere fay hattında meydana geldiğini ifade etti. Prof. Dr. Tüysüz, "Düzce, eğer yüzde 80'i yenilenmemiş olsaydı, çok büyük bir hasar alacaktı. Eğer bu deprem kentsel yenilenmeden önce olsaydı şimdi çok başka şeyler konuşuyor olurduk. Ama görüyorsunuz çok ciddi bir yıkım olmadı. Bu İstanbul'a ders olmalı." dedi.

'HIZLA ÖNLEM ALINMALI'

İstanbul'daki olası bir depremde çok farklı şeyler konuşulabileceğini, bu nedenle İstanbul'un, ayrıca fay üzerindeki diğer illerin de bir an önce depreme hazır olması gerektiğini vurgulayan Tüysüz, "İstanbul çoğu açıdan hazır değil. Bir deprem olduğu zaman yıkılacak bina sayısı çok fazla. 40-50 bin binadan bahsediliyor. Sokakta yaşaması planlanan kişi sayısı çok fazla. Bunlarla baş etmek çok zor. Onun için deprem öncesi tedbirlerde hızlı biçimde yol almak durumundayız." diye konuştu.

İçişleri Bakanlığı Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD), depremde yaralanan 80 kişiden 23'ünün tedavisinin sürdüğünü bildirdi. AFAD'dan yapılan açıklamaya göre, depremin ardından bölgede en büyüğü 4,3 olmak üzere toplam 138 artçı sarsıntı meydana geldi. Deprem nedeniyle Düzce'de 37, İstanbul'da 2, Zonguldak'ta 10, Sakarya'da 26, Bolu'da 1 ve Bursa'da 4 kişi olmak üzere toplam 80 kişi yaralandı, yaralılardan 23'ünün tedavisi hastanelerde sürüyor.

İlgili bakanlık, kurum ve kuruluşlardan toplam 2 bin 234 personel ve 444 aracın görevlendirildiği bölgeye, AFAD lojistik deposundan 10 bin battaniye, 20 genel maksat çadırı ile 489 aile yaşam çadırı, 480 yatak, 480 yastık-çarşaf seti ve 1200 ısıtıcı sevk edildi. Afet Psikososyal Grubu tarafından 1057 kişiye psikososyal destek hizmeti verildi. Afet Zarar Tespit Grubu da 20 personel ile bölgede çalışmalara başladı. Düzce ilinin bazı bölgelerinde kontrol amaçlı elektrik kesintisi yapılırken, 10 mobil baz istasyonu bölgeye sevk edildi. Ayrıca AFAD tarafından Düzce'ye gönderilen Acil Yardım Ödeneği 1 milyon lira oldu.

HENDEK'E DİKKAT

Jeoloji Mühendisi Prof. Dr. Doğan Perinçek, Düzce depreminin çevredeki fayları tetikleyebileceğini söyledi. Aydınlık'a konuşan Perinçek, "Bu, İstanbul'da beklenen Marmara depremini tetiklemez. Ancak ilçenin içinden geçen Hendek fayı var. Burada 1943 yılında 6,6 büyüklüğünde bir deprem olmuştu." dedi.

İSTANBUL'UN YÜZDE 10'UNU YIKARDI

5,9 büyüklüğündeki depremin İstanbul yakınında olması halinde sonucun çok farklı olacağını ifade eden Perinçek, sözlerine şöyle devam etti: "İstanbul'da yapı stokunun yüzde 35'inin acilen yıkılıp yeniden yapılması gerekiyor. Böyle bir deprem, İstanbul yakınında olsaydı binaların yüzde 10'u yıkılabilirdi. Binalar içinde acil yenilenmesi gereken yüzde 35'i hâlâ yenilemedik. Ayrıca kıyı kesimlerde alüvyal alanlar var. Bu bölgelerde, su yüzeye yakın olduğu için deprem anında su yüzeye doğru çıkıyor. Zeminin taşıma gücü azalıyor ve zemin sıvılaşması dediğimiz olay oluyor. Bina yıkılmasa bile devrilebiliyor ya da toprağın içine gömülebiliyor. Bakırköy, Küçükçekmece'nin alçak kesimlerinde zeminde bu risk var. Ama İstanbul'un yüzde 80'inin zemini sağlam. Çanakkale'nin yüzde 70'i alüvyal zemin üzerinde. Erzincan'ın önemli bir kısmı aynı şekilde. Erzincan, bu zeminden kurtulmak için faya doğru yaklaşıyor. Hakkari'nin Yüksekova ilçesi de yüzde 60 alüvyal zeminde."

‘HASARLI BİNAYA GİRMEYİN’

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, Düzce'nin 1999 sonrasında yapılan iyileştirmeler ve yapılan kentsel dönüşüm çalışmaları, tüm şehirde yapı stokunun yaklaşık yüzde 75'inin depreme karşı güvenli hale getirildiği bir süreçle depremi karşıladığını belirterek bu manada da şu an itibarıyla yıkılan hiçbir bina olmadığını bildirdi.

Kurum, Kağıthane Yahya Kemal Mahallesi'nde kentsel dönüşüm kapsamında yenilenen konutların kura çekimi töreninin ardından basın mensuplarına açıklamalarda bulundu. Kurum, "Hasar olduğunu gören vatandaşımızın binalara bizim tespitlerimizi bitirmeden girmemelerini rica ediyoruz çünkü olası artçı depremlerde az hasar veya orta hasar görmüş bir binamız daha fazla hasar alabilir." dedi.

10 KİLOMETREYİ ETKİLER

Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü Müdür Yardımcısı Prof. Dr. Ali Pınar, bu sabah 04.08'de meydana gelen depremin, 1999 depreminde kırılan fay segmentlerinden farklı bir hat üzerinde bulunduğunu söyledi. Prof. Dr. Pınar, depremin çevredeki diğer fay hatlarına etkisine yönelik şunları kaydetti:

"Bu 6 civarındaki depremin yarattığı gerilme değişimleri, yaklaşık 10 kilometre civarında bir alana etki eder. Bu fayın uzunluğu 10 kilometre ve yaklaşık bir fay boyu civarında, etrafında gerilme artışlarına sebep olmaktadır. Dolayısıyla o bölgede bilinmeyen bir fay varsa ve o fay üzerinde bir gerilme artışı meydana gelmişse ancak o şekilde bu depremle birlikte kırılan fay, komşu bir fayı tetikleyebilir. Ancak MTA haritasına baktığımızda bu fayın dışında başka bir fay gözükmemektedir. Karadere segmenti, Gölyaka-Kaynaşlı arasındaki fay segmenti, bunlar 1999 depreminde kırılmıştı. Yani üzerindeki sismik enerjiyi boşaltmıştı. Dolayısıyla bu kadar kısa süre sonra tekrar o fayların daha büyük bir deprem üretmesi genelde olmamaktadır."

Sonraki Haber