Altı bileşen deprem dirençli hale getirilmeli

TBMM Deprem Araştırma Komisyonu toplandı. Yer Bilimci Prof. Dr. Naci Görür, komisyon üyelerine yaptığı sunumda gündemin “depreme dirençli yerleşim alanları” olması gerektiğini söyledi.

Bir kenti oluşturan 6 bileşen üzerinde çalışılması gerektiğini anlatan Görür, şu sıralamayı yaptı; belediye başkanı ve valilerin eğitilmesi, halkın bilinçlendirilmesi, altyapıların elden geçmesi, yapı stoklarının incelenmesi, doğaya uyum sağlanması. Depremin Türkiye’nin ekonomik bağımsızlığını da tehlikeye soktuğunu söyleyen Görür, afet bakanlığının bütçesinin diğer bakanlıklardan fazla olması gerektiği değerlendirmesini yaptı.

Görür şöyle konuştu:

“Türkiye’nin depremden kurtulmasının tek yolu yerleşim alanlarını dirençli hale getirmek. Bu zor bir şey değildir. Geçmişten ders çıkartırsak biz deprem dirençli kentleri inşa edebiliriz. Bir kent 6 bileşene sahiptir. Bunlar; yönetim sistemi, halk, altyapı, yapı stoku, çevre, ekonomi. Bu bileşenleri deprem dirençli hale getirirsek kent de deprem dirençli hale gelir.”

AFET BİLEN YÖNETİM SİSTEMİ

“İlki yönetim sistemi. Kenti yöneten insanlar; belediye başkanı ve valinin deprem ile ilgili bilgi birikimi tecrübesi olmayabilir. Afet yönetimi bilmeyebilir. Halbuki depremden en fazla etkilenecek olan topluluk yöneticisinin de ona göre o işe ait birikimi olmalı. Yöneticiler atanmadan önce eğitimden, bilgilendirmeden geçirilmelidir. Bu temel bilgileri bilmeleri zorunludur. Yönetim bu işi yaparken elinde bir mikro bölgeleme kılavuzu olması gerekir. Maalesef bizde İstanbul hariç hiçbir yerde bu çalışma mevcut değil. Yapıyoruz denilenlerin çoğu masa başı dosya oluyor.”

HALKI EĞİTMEK ZORUNDAYIZ

“İkincisi halk. Bir kenti deprem dirençli yapmak için halkı deprem bilinçli ve kültürlü yapmak zorundasınız. Halk yöneticileri imar affına zorlamamalı. Depremde yanlışlara karşı halk olmalı! Bu da deprem kültürüyle olur. Halkı eğitmek zorundayız.”

KANALİZASYONLARDA YANLIŞ MALZEME UYARISI

“Üçüncüsü altyapı. Deprem bölgesine bakın… Neden yanlış yaptıkları için. Doğanın istek ve arzularına uygun yapılmadı. Deprem gelmeden önce onun altyapısını elden geçireceğiz. Bugün İstanbul’da deprem olması durumunda çok büyük ölçüde kanalizasyon şebekesi çökecek, yanlış malzeme kullanmaktan.”

YÖNETMELİKLERE UYULSAYDI PERFORMANS KÖTÜ OLMAZDI

“Dört yapı stoku. Önce kentin yapı stokunu incelersiniz. Dirençsiz binaya izin vermezsiniz. Bütün kentlerde yönetmeliklere uygun, malzemeden çalınmadan bina yapılsaydı kötü performans vermezdi.”

MOLOZ TEHLİKESİ SOFRAMIZA GELEBİLİR

“Beşincisi çevre. 100 milyon tok atık moloz var afet bölgelerinde. Deprem olmadan önce çıkabilecek molozları hesaplarsınız. Bunları ne yaparım sorusunun cevabı olur. Bunlar rastgele dökülürse sinsi tehlike olur, soframıza kadar gelir yıllar sonra. Bu molozların geri dönüşümü bile mümkün olabilir.”

EKONOMİK BAĞIMSIZLIK VURGUSU

“Son olarak da ekonomi. Deprem çok büyük bir ekonomi felaketi. Afet bölgelerini eski durumuna 15 senede getiremezsiniz. İstanbul Türkiye’nin yüzde 60’ının ekonomik faaliyet merkezi. Deprem olursa ekonomi çarkları durur. Bu çarkların durması demek Türkiye’nin ekonomik anlamda bağımsızlığının tehlikeye girmesi demek. Ekonomik bağımsızlık kaybedilirse, siyasi bağımsızlık da tehlikeye girer endişesindeyim. Türkiye ekonomik olarak diz üstü çökerse biz talimatla mı yönetileceğiz. Yoksa özgür ve bağımsız bir ülke olarak mı devam edeceğiz bunu düşünmemiz lazım.”

AFET BAKANLIĞI KURULMALI

“Tüm bu maddeleri nasıl yaparız derseniz. Afet bakanlığı kurulacak. O bakanlık bizim göz bebeğimiz olacak. En fazla gelir o bakanlığa verilecek. Liyakata dayalı ekip sistemi kurulup, yıllık planlar dahilinde yerleşim alanlarından işe başlayacak. Size temin ederim 20 yılda Türkiye’yi dirençli hale getiririz. Devlet bu işin arkasında olacak. Halka devletin şefkati ve güler yüzünü gösterecek.”

Sonraki Haber