Yerel yönetimler ve mekansal anayasa

Üretim ekonomisi ve planlı kalkınma için binalı binasız tüm arazilerin ülkemizin kalkınması ve halkın refahı yönünde planlanması, kullanılması, yönetilmesi ve yapılandırılmasında; mevcut yetki kullanan ve yeni yetkileri üstlenecek tüm unsurların tek çatı altında toplanması gereklidir.

Nüfusun 83 milyon oluğu ülkemizde, her üç kişiden birinin dört büyük şehirde, (İstanbul, Ankara, İzmir ve Bursa’da 28 milyon) sadece İstanbul’da da her beş kişiden birinin yaşıyor olması, hiç şüphesiz ülkemizin dengesiz geliştiğinin en temel göstergelerindendir. Bu dengesiz gelişmede (belediyeler, büyükşehir belediyeleri, bazı bakanlıklar, il özel idareleri ve TOKİ gibi) mekan planlama yetkilerini kullanan, birbirinden bağımsız olan kurumsal yapımızın mutlaka payı vardır ve bu pay azımsanmayacak ölçüdedir.

Planlama kavramına farklı perspektiflerden bakılarak, farklı ölçek ve amaçlarla, farklı içeriklerde planlar yapılabilir. 1960'lı yıllardan beri ülkemizde de; ekonomik kalkınmaya yönelik her beş yılda bir hazırlanan Kalkınma Planları ile çeşitli isimler altında, bölge gelişimini yönlendirmek amacıyla düzenlenen Bölge Planları ve yerel yönetimlerin uyguladığı İmar Planları yapılmıştır.

Planlama hiyerarşisi temelinde ülke>bölge>yerel ölçeklerde hazırlanan bu planlar içinde, yerel yönetimlerce uygulanan mekânsal planlar halkın nezdinde en önemli belgelerdir. Çünkü; 1/1000 ölçekte olan bu planlar, arazilerin hangi amaçla ve nasıl kullanılacağını belirlemekte, arazilerin yapılanması, biçimlenmesi, somut olarak bu planlar ile gerçekleşmektedir.

Ülkemizde; yerel yönetim olarak hizmet veren 1,389 belediye ve büyükşehir olmayan 51 ilimizde bulunan İl Özel idareleri tarafından 1/1000 ölçekte planların yaptırıldığı, uygulandığı ve değiştirildiği, ayrıca merkezi idare tarafından da bazı plan ve uygulamaların gerçekleştirildiği düşünüldüğünde, bu kadar çok sayıda parça parça hazırlanan planların, ülkemizin dengesiz gelişmesinde önemli rolü olduğu çok açıktır.

MEVCUT PLANLAMA PRATİĞİMİZ VE KURUMSAL YAPIMIZ

Kişisel bilgi ve deneyimlerimden yararlanarak mevcut kurumsal yapımız ve planlama pratiğimizin ülke ölçeğinde getirdiği sorunlar veya eksiklikler aşağıdaki şekilde özetlenebilir:

- Ulusal stratejik planlarda mekansal ilişkilerin kurulmamış olması,

- Planlama yetkisine sahip kurumların birbirinden bağımsız ve parçacı planlar üretmeleri,

- Kırsal kimliğini yitirmekte olan yerleşim ve üretim alanlarının planlanmasına hiç yaklaşılmamış olması,

- Planlama hiyerarşisi temelinde hem teknik, hem kurumsal etkin bir denetimin olmayışı,

- Yerleşim yerlerinde ihtiyacın çok üzerinde kentsel gelişme alanlarının planlanması, (saçaklı yapılanma)

- Saçaklı yapılanma nedeniyle kentsel maliyetlerin sürekli yükselmesi,

- Kent halkının giderek daha büyük zorluklara katlanmak zorunda kalması,

Sorun veya eksiklikler daha detaylı bir çalışma ile daha da geliştirilebilir. Ancak bu metin için yeterli olacak bu özet çerçevesinde bile ülkemizde yeni bir planla anlayışıyla yeni bir yapılanma modeli geliştirilmesinin zorunlu olduğunu söyleyebiliriz.

ÖNERİLER

Üretim ekonomisi ve planlı kalkınmayı gerçekleştirebilmek için binalı binasız tüm arazilerin ülkemizin kalkınması ve halkın refahı yönünde planlanması, kullanılması, yönetilmesi ve yapılandırılmasında; mevcut yetki kullanan ve yeni yetkileri üstlenecek tüm unsurların tek çatı altında toplanması gereklidir.

Bu gerekliliğin karşılanmasına için, halkla bire bir karşı karşıya olan 1400-1500 yerel yönetim erkinin tek çatı örgütüne bağlı olarak imar uygulamalarını nasıl yürütebileceği konusu, öneri geliştirebilmenin başlangıç noktası olarak seçilmiştir. Daha sonra hem planlama anlayışı, hem de kurumsal yapılanmanın hiyerarşik yapısı oluşturulmaya çalışılmış ve öneriler dört başlıkta derlenmiştir.

1- Kalkınma ve Planlama Bakanlığı (Ülke bütünü)

2- Bölge Kalkınma Üst Kurulları (Tanımlanacak her bölge)

3- (...) Kenti Mekansal Anayasası (Tüm kentler için)

4- Belediye Planlama Komiteleri (Tüm Belediyeler bünyesinde)

1-) KALKINMA VE PLANLAMA BAKANLIĞI

Öncelikle en az 20 yıl süre ile geçerli olacak “Ulusal Ekonomik Stratejik Kalkınma Planı” hazırlanması koşulu Anayasa’da yer almalıdır. Daha sonra Kalkınma ve Planlama Bakanlığı ismi ile yeni bir bakanlık kurulması gereklidir.

Bakanlığın görev alanı -mekan planlamaya dönük olarak- altı başlıkta tanımlanmıştır.

1.1. Bakanlık bünyesinde oluşturulacak “Ulusal Stratejik Planlama Bilim Kurulu”nun danışmanlığında “Ulusal Ekonomik Stratejik Kalkınma Planı”nın TBMM tarafından onaylanması,

1.2. Ülke düzleminde mekan planlama alanında diğer bakanlıklarda mevcut görev üstlenmiş tüm yapılanmaların, Bakanlık bünyesinde oluşturulacak birimler içinde veya Bakanlığa bağlı olarak çalışması,

1.3. Yeni mekan planlama anlayışı çerçevesinde Planlama ve İmar Yasası hazırlanması,

1.4. İstanbul, Ankara, İzmir ve Bursa'nın daha da büyümesini önleyici koşullar getirilmesi ve isteyen kişi ve ailelerin geri dönüş eylemlerine teşviklerin planlanması yönünde nüfus planlama politikalarının geliştirilmesi ve uygulamaya dönük eylem planlarının hazırlanması,

1.5. Söz konusu 4 ilin ülke bütünlüğü yaklaşımıyla değerlendirilerek özel yönetim statülerinin belirlenmesi ve 20 yıl süre ile geçerli olacak aşağıda 3 No'lu başlıkta açıklanan Mekansal Anayasa'larının yapılması,

1.6. Dört büyükşehir dışındaki diğer 26 büyükşehir belediyesi ile diğer 51 ildeki belediyelerinin yasal ve yönetsel statülerinin aynı olacak şekilde yeniden düzenlenmesi.

Planlama kavramına farklı perspektiflerden bakılarak, farklı ölçek ve amaçlarla, farklı içeriklerde planlar yapılabilir. (Taksim meydanı)

2-) BÖLGESEL KALKINMA ÜST KURULU

1992 yılında AB Helsinki zirvesi ile aday üyeliği kabul edilen ülkemizde, uyum süreci çerçevesinde hazırlanan ve 22 Eylül 2002 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanan İBBS (İstatistiki Bölge Birimleri Sınıflandırılması) raporunda Düzey(1) olarak belirlenen 12 bölge ve Düzey(2) olarak belirlenen 26 bölge çalışmalarının yeniden değerlendirilerek Bakanlığa bağlı gerekli sayıda Bölge Kalkınma Üst Kurullarının oluşturulması,

Bölge Üst Kurulu’nun görev özeti: Mevcut Bölge Planlama çalışmaları ve bölge içindeki illerin mevcut 1/25.000 ölçekli çevre düzeni planlarından yararlanılarak, bölgenin yerel güçlerinin de katılımı ile 20 yıl için uygulanacak Ulusal Ekonomik Stratejik Kalkınma Planına uygun “(…) Bölgesi Kalkınma Planı” ve Fizibilite Raporu hazırlanması ve Bakanlık bünyesindeki Ulusal Stratejik Planlama Bilim Kurulunun “uygundur” görüşleriyle Bakanlıkça onaylanması...

3-) KENTİN MEKANSAL ANAYASASI

Her bölgenin planlama alanında bulunan illerin valilikleri bünyesinde “(…) Kenti Planlama Üst Kurulu” oluşturulması.

Üst Kurul’un görev özeti: “(...) Bölge Kalkınma Üst Kurulun”un kararlarına uygun, il içinde bulunan yerel yönetimlerin onaylı 1/5000 ölçekli nazım planlarından yararlanılarak 20 yıl süreyle geçerli olacak 1/10.000 ölçekte bir Mekansal Anayasa’nın rapor ve uygulama koşullarıyla birlikte hazırlanması ve Bölge Kalkınma Üst Kurulu’nun uygun görüşü ile Bakanlıkça onaylanması.

Ancak; söz konusu Mekansal Anayasaların, arsa sahiplerinin talebi ile, minimum ölçülerde de olsa inşaat izni alabilmelerinin koşullarını mutlaka taşımaları gerekir. Örneğin;

a- Bu planların konut alanlarında “(…) m2 büyüklüğü aşmayan parseller veya arazilerde arsa sahiplerinin bina yapılabilmesi koşulları şunlardır...

b- Yukarıda yazılı alan büyüklüğünü aşan parsellerin komşu parseller ile (binalı veya binasız) birleşerek (...)m2 olması halinde 1/1000 veya 1/500 ölçekli kentsel tasarım projelerinin arazi sahiplerinin talebi ile veya ilgili belediyesi tarafından yapılabilmesi koşulları şunlardır...

4- (...) BELEDİYESİ PLANLAMA KOMİTESİ

Belediyelerin imar ve inşaat izni vermelerinde ana ilke; inşaat ruhsatı verileceği zaman kentin mekansal anayasasına uygun kentsel tasarım projeleri veya mimari projelerin yapılmasıdır. Belediyelerde imar müdürü başkanlığında ve uygun göreceği bir teknik personel ile, üç meslek odasının (mimarlar, şehir plancıları ve harita mühendisleri) en az 10 yıllık deneyimli üyelerinden birer kişi görevlendirmesiyle oluşan 5 kişilik bir planlama komitesi kurulması.

Komitenin görev özeti: Arazi sahiplerinin inşaat yapma talebi ile veya belediye başkanlığınca ivedi görülen yerleşim alanlarının yenilenmesi veya onarımı v.b ihtiyacın karşılanması amacıyla, ihale yöntemiyle kısmi 1/1000 veya 1/500 ölçekli kentsel tasarım veya mimari avam projelerinin yaptırılması. Bu projelerin “(...) Kenti Mekansal Anayasası”na uygunluğu Planlama Komitesi tarafından imzalandıktan sonra belediye meclislerinin kabulü, sonra da valilik bünyesindeki Kent Planlama Üst Kurulu tarafından onaylanması.

Yukarıda dört başlıkta açıklanan en üst birimden en alt birime kadar (yatay ve dikey yapılanmada) tüm çalışmaların görev ve yetki hiyerarşisi temelinde sürekli iletişimle sürdürülmesi esastır.

İMAR DEVRİMİ

Yeni planlama anlayışı ve yeniden yapılanma önerilerinin önünü açmak için aşağıdaki iki adım öncelikle gerçekleştirilmelidir:

Adım-1: 1/1000 ölçekli tüm uygulama imar planlarının yürürlükten kaldırılarak, sadece danışma belgeleri olarak hem belediyeler, hem de valilikler tarafından “yararlanılacak belgeler” olarak muhafaza edilmesi,

Adım-2: Tüm belediyelerdeki 18. madde uygulamalarının (plan bütününde parselasyon işlemlerinin tapuya tescili işlemlerinin) derhal durdurulması.

Şehir planlama meslek alanı çerçevesinden bakışla hazırlanan bu metin, planlı kalkınma ve üretim devrimi alanında atılacak adımlara bir açılım olarak görülmelidir.

Sonraki Haber