Yerin 30 metre altında sebze yetiştiriyorlar

İklim krizinin olumsuz sonuçlarına karşı yeni teknolojilerin geliştirilmesi amacıyla Tarım ve Orman Bakanlığı ile özel sektör işbirliğinde İstanbul'da hayata geçirilen dünyanın en derinde kurulu ikinci dikey tarım merkezinde yüzde 95 su tasarrufuyla sebze yetiştiriliyor

İstanbul Kapalı Dikey Tarım Uygulama ve AR-GE Merkezi, Tarım ve Orman Bakanı Prof. Dr. Vahit Kirişci'nin katılımıyla 8 Aralık'ta açıldı. Kağıthane'deki Yeni Kültür Merkezi Kompleksi'nde kurulu alanla, şehrin içinde üretim ve tüketim merkezlerinin yakınlaştırılıp lojistik maliyetlerinin düşürülmesi, ürün zayiatının azaltılması ve kentte yaşayanların taze ve ucuz sebzeye erişiminin sağlanması hedefleniyor.

İstanbul İl Tarım ve Orman Müdürü Ahmet Yavuz Karaca, iklim krizinde en önemli konunun su tasarrufu olduğunu ve dikey tarım merkezinde yüzde 95 su tasarrufuyla üretim yapıldığını belirtti, sebze yetiştirirken hiçbir şekilde ilaç kullanmadıklarını, suyun dışında gübreden de tasarruf ettiklerini bildirdi.

AFET DURUMLARINDA DA KULLANILACAK

Merkezin afet ve savaş durumlarında da kullanılabileceğine dikkati çeken Karaca, "Afet planları yapıyoruz. Deprem, sel gibi felaketler, savaşlar olabilir. Bir sığınak düşünün. İleride böyle bir üretimin olduğu sığınaktan çıkmadan üretip yiyebilirsiniz. Bu alanlar afet zamanlarında değerlendirilebilir." dedi.

Dikey tarım alanını Kağıthane Belediyesi'ne ait bir otoparkta kurduklarını belirten Karaca, "Eksi 30 metre, yani şu anda biz yerin eksi sekizinci katındayız. Bu ne demek? Dünyada kapalı dikey tarım yapılan en derin ikinci noktadayız. Londra'daki üretim alanı 2,5 metre daha derin. Kapalı dikey tarım derken burada toprak yok, güneş yok, bunu özel üretilmiş yapay ışıklarla ve tamamen otomasyonla sağlıyoruz." diye konuştu.

Halihazırda marul, İtalyan fesleğeni ve kırmızı kıvırcık yetiştirdiklerini aktaran Karaca, merkezde yetiştirdikleri ürünlerin üretim parametrelerini ve reçetelerini oluşturmayı da amaçladıklarını dile getirdi.

12 AY BOYUNCA ÜRETİM

Tesisin toplam üretim kapasitesinin 24 bin kök olduğunu kaydeden Karaca, üretim maliyetlerinin geleneksel tarımdaki üretim maliyetleriyle hemen hemen aynı olduğunun, güneş enerjisi sistemlerinin kullanılması durumunda maliyetlerin daha da düşebileceğinin altını çizdi.

Dikey tarım sistemiyle 12 ay boyunca sürekli üretim yapabilmenin büyük bir avantaj olduğuna dikkati çeken Karaca, "Nihai hedefimiz katma değeri yüksek ürünleri, dikey tarım uygulamasıyla bu tür alanlarda yetiştirmek. Özellikle bazı ürünler var ki çok kıymetlidir. Mesela safran." ifadelerini kullandı.

Karaca, sözlerini şöyle tamamladı: "Amacımız burada bir şeyler üretip satmak, para kazanmaktan ziyade bu alanda yerli ve milli teknolojiyi, yerli ve milli AR-GE'yi geliştirip Türkiye'de bu alanın da var olduğunu göstermek.”

Sonraki Haber