Yerli aşının mucidi süreci anlattı

Yerli koronavirüs aşısı TURKOVAC'ı geliştiren Prof. Dr. Aykut Özdarendeli, "ABD'de üç yıl koronavirüs üzerinde çalışmıştım. Pandemi çıkınca en azından tanıdık bir virüs, bunu yenebiliriz diye düşündüm” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, üçüncü fazının ilk uygulaması gerçekleştirilen yerli COVID-19 aşısıyla Türkiye'de artık yeni bir dönemin kapılarının aralandığını söyledi, aşının adının "TURKOVAC" olduğunu açıkladı.

TURKOVAC’ı geliştiren Prof. Dr. Aykut Özdarendeli, “Doktora sonrası ABD’de üç yıl koronavirüs üzerinde çalışmıştım. Pandemi çıkınca en azından tanıdık bir virüs, bunu yenebiliriz diye düşündüm” dedi.

Özdarendeli yerli koronavirüs aşısının serüvenini şöyle anlatıyor:

'TÜRKİYE'DE GÖRÜLEN İLK VAKA SONRASI HEMEN ÇALIŞMAYA BAŞLADIK'

Aşıya çalışmaya ilk doğrulanan korona vakası Türkiye’de çıktıktan hemen sonra başladık. Vaka 11 Mart’ta çıktı. Biz hemen Rektörümüz Prof. Dr. Mustafa Çalış ile bir araya geldik. Aşı konusunu konuştuk. Ben hemen projemi hazırlayıp mart ayı sonunda çalışmalara başladım. Zaten burası 2013 yılında kurulmuş Türkiye’nin ilk aşı merkezidir. Uluslararası standartlarda bir merkez, burada Kırım Kongo çalışmaları da yapıldı.

'AMERİKA'DA 3 YIL KORONAVİRÜS ÜZERİNE ÇALIŞTIM'

Çalışmalarımızın oluşturduğu birikimin üzerine inşa ettik çalışmalarımızı. Bir de ilginç bir tesadüf olabilir. Ben doktora sonrası Amerika’da 3 yıl ‘koronavirüs’ üzerine çalıştım. Aşı üzerine değil ama. Ülkeye 2001’de döndüm. 2003’te Kırım Kongo vakaları çıktı. Bu vakalara yönelik çalışmaları başlattık. TÜBİTAK, Sağlık Bakanlığı ve üniversitenin işbirliğinde bir projemiz vardı. 2010’da o konuda aşı çalışmalarına başladık. 2010’dan itibaren bu aşı çalışmalarımız devam ediyordu. Bu çalışmalardaki tecrübenin çok büyük bir olumlu katkısı oldu.

'TANIDIK BİR VİRÜS , BUNU YENEBİLİRİZ'

Ben 2001’de döndüm Türkiye’ye. Sonrasında SARS ve MERS gördük. Koronavirüsün bu tür salgınlara yol açabileceğini görmüştük. Ama böyle büyük bir pandemi beklemiyorduk. Pandemi çıkınca biraz avantajlı olduğumuzu da düşündük. Kafamdan ‘En azından tanıdık bir virüs, bunu yenebiliriz’ diye geçirdim.

'MAYIS AYINDA FARELER ÜZERİNDE ÇALIŞMAYA BAŞLADIK'

İlk vaka Türkiye’de çıktığında Rektörümüz Prof.Dr. Mustafa Çalış başkanlığında toplandık ve hemen çalışmalara başladık. İlk olarak virüsü izole ederek aşı çalışmalarımıza başladık. Çok da hızlı yaptık bunu. Mart’ın 25’inde biz virüsü konfirme etmiştik. Nisan ayında genetiğini, DNA dizilimi çıkarttık. Mayıs ayında da fareler üzerinde çalışmaya başladık. Çok hızlı bir şekilde işledi bu süreç. Farelerde bu inaktif aşı adayının koruyucu olduğunu 2020’nin ağustos ayında gösterdik. Klinik öncesi çalışmaları ekimde raporladık.

'ÇOK İYİ BİR ORTALAMA YAKALADIĞIMIZI RAHATLIKLA SÖYLEYEBİLİRİM'

Biz burada süreci başından itibaren analitik olarak takip ettiğimiz için böyle iyi sonuçlar bekliyorduk. Faz 3’e geçebilmek için çok ciddi bir prosedür var. Güvenlik, kalite kontrol, üretim gibi konularda. Bunlar ciddi zaman alan süreçler. Bu süreçte sadece Erciyes Üniversitesi değil hem üretici firma hem TÜSEB tarafı çok ciddi emek verdi. Tabii biraz süreç bu anlamda uzadı. Bu insanı geriyor tabi. Fakat benim faz 2’nin iyi sonuçlanacağına dair bir şüphem yoktu. İKUM koordinesinde yürütülen faz 2’ye katılan bütün gönüllülerde antikor oluştu. Antikor miktarı kişiden kişiye fark ediyor. Tam rakam vermeyeyim ama çok iyi bir ortalama yakaladığımızı rahatlıkla söyleyebilirim. Genel ortalama çok iyi.

'20 BİN GÖNÜLLÜ OLACAK'

Çok güçlü bir aşı adayımız var. Cumhurbaşkanımızın dediği gibi son dönemeçteyiz. Bu zamana kadar aşının güvenli olduğu ortaya konuldu. Artık faz 3’te bu aşının sahadaki etkinliğini, gücünü göreceğiz. Faz 3’ün koordinasyonunu ve sponsorluğunu TÜSEB yapıyor. Yanılmıyorsam 20 bin gönüllü olacak. Yurt dışı ayağı da olabilir. O zaman sayı artabilir.

Stresli bir süreç tabi. Bir baskı var, bir sorumluluk var. Bilim yaparken işin farklı boyutlarını da götürmek zorundasınız. Bizim işimiz projenin sonuçlarını resmi muhataplarıyla paylaşmak. Gerekli açıklamaları Rektörlüğümüz ve Bakanlık zaten yapıyordu. Ayrıca ekibimi de hem basından hem de sosyal medyadan korumak gerekiyordu. Yani motivasyonları bozulmasın diye.

'ZAMAN EN ÇOK ZORLANDIĞIMIZ KONU OLDU'

Zamanla yarışıyoruz. En çok zorlandığımız konu o oldu. Türkiye 1998’den beri aşı üretmiyor. Yığılmış bir tecrübe ve üretim altyapısı yok. İnsanlar ölüyor. Bir an önce bir çözüm bulmak gayretindeyiz. Üzerimizde vicdani bir baskı var. Kendi kendimize büyük bir sorumluluk hissediyoruz. Bu bizi zorladı. Bunu itiraf etmem lazım. Onun dışında zaten bizim laboratuvarımız yoğun çalışan bir ünite.

'7 AY İÇİNDE FAZ-3'E GEÇİLDİ'

Bu tür konularda net bir tarih vermek doğru değil. Birçok değişken var. Farklı konularla uğraşıyorsunuz. Sapmalar olabiliyor. Ama 7 ay içinde faz 3’e geçildi. Bunu gerçekten önemsemek lazım. Türkiye tarihinde önemli bir çalışma. Pandemiden dolayı esnetilen bazı kurallar var ama normal şartlarda 5-6 yılda gelinebilecek bir aşamayı yaklaşık 1 yılda tamamladık, bu önemli.

İngiliz varyantına karşı da bir çalışmamız var. Çalışmalarımız sonuçlarına göre İngiliz varyantına karşı tamamen etkili.

Uğur Şahin ve Özlem Türeci ile gurur duyuyoruz. Hiç görüşmedim ama çalışmalarını takip ediyorum. Kanser tedavisine yönelik tecrübelerini aşıya aktardılar ve çok hızlı bir başarı yakaladılar.

'BUGÜN TÜRKİYE'DE BİRÇOK EKİP AŞI İÇİN ÇALIŞIYOR'

Türkiye’de şu an çok hızlı bir aşılama devam ediyor. Hastalıkla mücadele için çok önemli başarı. Bugün Türkiye’de birçok ekip aşı için çalışıyor. Hepsine çok teşekkürler. Çok büyük emek veriyorlar. Aşının stratejik bir ürün olduğunu, Türkiye olarak bazı aşıları mutlaka kendimizin üretmesi gerektiği mesajını aldık diye düşünüyorum. Hiç maliyet hesabı yapmadan kendi aşımızı üretmeliyiz. Ayrıca aşı üzerine çalışan çok genç ekipler var. Bu da bizim için çok büyük bir kazanç.

YERLİ AŞI: TURKOVAC

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Faz 3 çalışmalarına geçilen yerli COVID-19 aşısının adının "TURKOVAC" olduğunu açıklamıştı.

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca da TURKOVAC'ın 3. faz çalışmalarında ilk dozun uygulandığını, 40 Bin 800 gönüllünün yardımına ihtiyaç duyulduğu halde, e-Nabız üzerinden kısa sürede 846 bin 451 başvuru olduğunu duyurmuştu.

Faz-3 çalışmasına katılacak gönüllülerin bir kısmına TURKOVAC uygulanırken, bir kısmına da inaktif aşı yapılacak.

Sonraki Haber