Yeşil Mutabakat dış kaynak için fırsat yaratacak

Uzmanlar, AB kapsamında verilen desteklerin de Yeşil Mutabakat şartlarından etkileneceğini belirtiyorlar. Gümrük Birliği güncellemesi ve vize serbestisi gibi konular ikili ilişkilerde ön planda olsa da Yeşil Mutabakat'ın getireceği şartlar Türk tedarikçileri zorlayabilir.

AVRUPA Birliği (AB) Yeşil Mutabakat ile yeni kriterler getirmeye hazırlanıyor. Avrupa'ya ürün tedariği sağlayan işletmeler söz konusu kriterlere uyum sağlamak üzere çalışmalar yapıyorlar. Ancak Kovid-19 salgını yüzünden bir takım belirsizlikler ortaya çıkmış durumda. Uzmanlar, AB kapsamında verilen desteklerin de Yeşil Mutabakat şartlarından etkileneceğini belirtiyorlar. Gümrük Birliği güncellemesi ve vize serbestisi gibi konular ikili ilişkilerde ön planda olsa da Yeşil Mutabakat'ın getireceği şartlar Türk tedarikçileri zorlayabilir. Özellikle otomotiv sanayisi muafiyetler konusunda Avrupalı otoritelere baskı yapmaya başladı.

FONLAR KONUSUNDA BELİRSİZLİK VAR

Ege İhracatçı Birlikleri'nden hafta içinde verilen bilgiye göre, Avrupa Birliği “Yeşil Mutabakat” ile 2050 yılına kadar karbon salınımını sıfırlayacak imalat sanayi enerji ulaştırmaya kadar tüm sektörleri kapsayan bir dönüşümü hedefliyor. Sanayi 4.0 ve Yeşil Mutabakat işletmeleri ve firmaları doğrudan etkileyecek, iş dünyası ve ticarette belirleyici unsur olacak. Bu yüzden süreci iyi takip edip, firmaların hazırlıklı olmaları gerekiyor. AB fonları yedi senede bir yenileniyor. 2021-2027 dönemi başlayacak. AB, yedi ülkeye 13.5 milyar dolarlık kaynak ayırdı. Hangi ülkeye ne kadarlık fon vereceği şu an belirsizliğini koruyor.

YEŞİLE BİR MİLYAR AVRO BÜTÇE

Ufuk 2020 programının son çağrısı Eylül ayında ve 1 milyar avro bütçeyle Avrupa Yeşil Mutabakatı alanında olacak. Bu çağrı farklı alanlarda yenilik projesi geliştiren herkese açık. Tarımdan gıdaya, ulaşımdan enerjiye, üretimden çevreye, uzay bilimlerinden yenilenebilir enerjiye, bilgi iletişim teknolojilerinden çevreye kadar inovasyon odaklı her alanda destek imkanı/fon sağlayan bir program. 80 milyar avroluk dev finansmanıyla dünyanın en büyük bütçeli araştırma ve inovasyon programı. Yeni dönemde Ufuk Avrupa (Horizon Europe) adı altında devam edecek programın bütçesinin 100 milyar avro olması bekleniyor.

SALGIN SÜRECİNDE FONLARI ARTIRDI

Avrupa Birliği geçtiğimiz aylarda yedi yıllık mali çerçevesini ilan etti. Borçlanma programı kapsamında 1.5 trilyon avroluk fon havuzu oluşturuluyor. Türkiye, Erasmus + ve Ufuk 2021 programlarına kesin katılacak. Dahil olduğumuz fonlar AB ile uyum sürecinin farklı alanlarını oluştururken aynı zamanda bizi uyum sürecine de hazırlıyor ve Türkiye’nin AB’ye üye ülkeler için oluşturulan fon havuzundaki bütçeye ulaşma ihtimalini de artırıyor. Koronavirüsün fonlara bir etkisi olmayacak. Programlar iptal olmadı. Projelerin uygulama süreçleriyle ilgili her türlü kolaylık getirildi. Fonlarla ilgili kesinti değil artış var. Firmalar projelerini dizayn ederken dijital unsurları ilave etmeli. Türkiye 400’e yakın projeyi iletti, bu projelerin 4 milyar avroluk portföyü var.

YALITIMCILAR PROJE YAZDI AMA...

İKTİSADİ Kalkınma Vakfı Başkanı Ayhan Zeytinoğlu, Dünya'dan Didem Eryar Ünlü'ye yaptığı açıklamada, Yeşil Mutabakat kapsamında AB'nin binalarda enerji verimliliği için 60 milyon avro ayırdığını bildirdi. Konuyu Isı Su Ses ve Yangın Yalıtımcıları Derneği İZODER Genel Sekreteri Timur Diz'e sorduk. Diz, “Horizon 2020 programını takip ediyoruz. Ancak henüz oluşturabildiğimiz bir işbirliği ve proje yok. Bu sene eğitim ile ilgili yeni bir AB projesi yazdık ve gönderdik. Aynı zamanda üç farklı projenin de içerisinde yer alıyoruz. Horizon 2020 için de yıl sonuna kadar bir proje yazabilmeyi umuyoruz” dedi

TÜKETİCİDE DE YEŞİLE DUYARLILIK ARTTI

McKinsey & Company'nin yaptığı araştırmaya göre, Kovid -19 süreci tüketicilerin moda endüstrisinde sürdürülebilirlik beklentilerine ivme kazandırdı. Tüketiciler çevre dostu ürünlere yönelmenin yanı sıra daha az ürün satın alıyor ve online/çevrimiçi kanalları daha fazla tercih ediyor. Araştırmaya katılan tüketicilerin üçte ikisi salgın sonrası iklim değişimine dair çalışmaların her zamankinden daha fazla önem taşıdığına inanıyor, yüzde 88’i ise çevre kirliliğinin azaltılması için daha fazla emek verilmesi gerektiğini belirtiyor. Bu durum tüketicilerin satın alma tercihlerine de yansıyor. Tüketicilerin yüzde 67’si sürdürülebilir malzemeden yapılmış ürünleri tercih ederken, yüzde 63’ü de markaların sürdürülebilirlik yaklaşımlarının satın alma kararlarında etkili olduğunu belirtiyor. Kovid-19 krizinin bir sonucu olarak, katılımcıların yüzde 65'i daha dayanıklı moda ürünleri almayı ve yüzde 71'i zaten sahip oldukları eşyaları daha uzun süre saklamayı planlıyor. Ayrıca, katılımcıların yüzde 57'si kullanım süresini uzatmak için eşyalarını tamir etmeye hazır olduklarını belirtiyor. Özellikle genç tüketiciler arasında, Kovid-19 krizinden sonra ikinci el ürünleri satın alma eğilimi arttı.

Sonraki Haber