Yıllar sonra rastlanan 'Batman bantlı çöpçü balığı' korunacak

Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi akademisyenlerinin yaptığı çalışma sonucu 47 yıl aradan sonra yeniden rastlanan ve yurt dışında da yankı uyandıran "Batman bantlı çöpçü balığı"nın (Paraschistura chrysicristinae) korunmasına yönelik çalışmalar yürütülüyor.

Dünya Doğayı ve Doğal Kaynakları Koruma Birliğince kırmızı listeye alınarak neslinin tükendiğine inanılan, Shoal adlı Doğa Koruma Örgütünce dünyanın en çok aranan 10 balık türü arasında yer alan "Batman bantlı çöpçü balığı"nın tespiti için Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi Dekan Yardımcısı Doç. Dr. Cüneyt Kaya ve Araştırma Görevlisi Dr. Münevver Oral'ın çalışması bir süre önce sonuç verdi.

Akademisyenlerin yürüttüğü çalışmalar sonucu Sarım Deresi ve Sason Çayı'ndaki arazi çalışmalarında rastlanılan balığın "Batman bantlı çöpçü balığı" olduğu belirlendi.

Ünlü aktör Leonardo DiCaprio'nun, 47 yıl aradan sonra tespit edilen türe ait haberi sosyal medya hesabından paylaşması ise balığa ilgiyi artırdı.

Doç. Dr. Kaya, Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesinde bulunan "Türkiye'nin en geniş tatlı su balığı müzesi"nde 70'ten fazla tanımlanan türün tip örneklerinin yer aldığını söyledi.

Kaya, 1974 yılında Prof. Dr. Ali Kelle tarafından rastlanan "Batman bantlı çöpçü balığı"na o tarihten itibaren hiç rastlanmadığını belirterek, bu balığın dünyada 300'den fazla kayıp tür arasında ilk 10'da bulunduğunu dile getirdi.

Bölgede 12 yıldır çalıştığını, Dicle Nehri'nin balık faunasının tez çalışması olduğunu anlatan Kaya, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bu türün hep peşindeydik ama türün tıp lokalitesi Batman Barajı'nın altıydı. Batman Barajı, suyun debisini ve yapısını değiştirdiği için aşağı kesimlerde bulamadık. Türün neslinin tükendiği şüpheleri vardı. Barajın üstüne odaklandık. Dokuz günlük arazi planımızın ilk gününde barajın üstündeki Sarım Deresi ve Han Deresi, diğer ismiyle Sason Çayı'nda balıkları bulduk. Artık habitatını ve popülasyonunu biliyoruz. Bundan sonra tehditlerini belirleyip üzerine gitmeye devam edeceğiz."

Dünya üzerinde yalnızca bu bölgede yaşayan "Batman bantlı çöpçü balığı"nın doğal yaşam alanının ciddi tehditler altında olduğunu anlatan Kaya, bunların kuraklık, kirlilik, kanalizasyon atıkları, zirai gübrelerin fazla miktarda uygulanması, plastik atıklar, dere yatağında meydana gelen değişimler, inşaat makineleri, taş ocakları, hayalet avcılık, istilacı türler ve hidroelektrik santralleri şeklinde sıralanabileceğini ifade etti.

Doç. Dr. Kaya, bölgede doğal olarak bulunmayan üç balık türü yer aldığını belirterek, "Bunlardan ikisi yabancı türler, gökkuşağı alabalığı ve adi sazan olup yalnızca havuz balığı olarak adlandırılan İsrail sazanı istilacı özelliğiyle doğal türlerle besin ve habitat rekabetine girerek ekosistem üzerinde baskı yaratmaktadır." dedi.

'İKİNCİ ADIMDA BU TÜRÜ KORUMAK İSTİYORUZ'

Çalışmanın ikinci adımında türü korumak istediklerine işaret eden Kaya, bu konuda çeşitli girişim ve faaliyetlerde bulunduklarını, yerel idari amirlerden ilçe milli eğitim müdürlerine kadar ikili görüşmeler yaptıklarını söyledi.

Kaya, Batman Sason, Diyarbakır Kulp ve Lice ilçelerinde liselerde farkındalık çalışmalarını genişletmek üzere seminerler verdiklerini, gençlerle doğa bilinci üzerine söyleşi gerçekleştirdiklerini, bölgedeki sivil toplum kuruluşlarıyla toplantı yaptıklarını, 80 köyü içeren SARIM-DER ile Diyarbakır Sur'da toplantı organize ettiklerini ifade etti.

İleriye dönük çalışmalar için bakanlıklar ve uluslararası kuruluşlarla iş birliği içinde olduklarını aktaran Kaya, konunun farkındalık çalışmaları genişletilerek bölgedeki tüm paydaşları kapsayıcı hale gelmesini amaçladıklarını dile getirdi.

Bulgular sonrasında dünyanın önde gelen bilim kuruluşlarıyla paylaşımlar yaptıklarını anlatan Kaya, aktör Leonardo DiCaprio'nun uluslararası alandaki haberlerden birini paylaştığını hatırlatarak, "Çok fazla takipçisinin bulunması, ünlü bir aktör ve çevre gönüllüsü olması dolayısıyla çalışmamız geniş kitlelere ulaştı. Türün korunması adına önemli bir eylemdi. Buradan kendisine teşekkür ediyoruz." diye konuştu.

Türün 1974'te rastlanmasının ardından birçok kez yerli ve yabancı araştırmacıların girişimleri olduğunu ancak başarısızlıkla sonuçlandığını ifade eden Kaya, şunları söyledi:

"Balığın bilinen maksimum boyu 3,6 santimetre. Bazı araştırmacılar bu parametreyi dikkate almayıp ağ göz açıklığı geniş kepçe veya ağlarla arama faaliyetleri yaptılarsa balık küçük boyunun avantajıyla bu ağlara takılmadan kaçmış olabilir. Biz 2-3 milimetre ağ göz açıklığına sahip kepçe kullandık ayrıca balık kayıp bir tür olduğu için literatürde biyolojisi ve habitat tercihleri hakkında hiç bilgi yoktu. Bu nedenle balığın nasıl bir su ortamında olabileceği araştırmacılar tarafından yapılan öngörüler dikkate alınarak yapılmıştı. Biz bugünkü bilgiler ışığında türün sığ ve hızlı akıntılı suları tercih ettiğini biliyoruz. Oysa önceki araştırmacılar, türün ilk tanımlandığı lokalite olan Malabadi Köprüsü dolaylarına odaklanmıştı fakat 1986-1999 yılları arasında o bölgedeki suların habitatı değişikliğe uğrayarak derin ve yavaş akıntılı bir hal almıştı."

'LEOPAR SAZANI UZUN YILLARDIR KAYIP'

Doç. Dr. Kaya, kayıp 10 türden ikincisinin de Batman ve Dicle Nehri civarında olduğunu aktararak, "Leopar sazanı uzun yıllardır kayıp. En son 10 yıl önce görüldü. Bununla ilgili çalışma sürdürüyoruz ve umutluyuz. Bazı projelerle gündeme getirip üzerine gidiyoruz. İnşallah ikinci kayıp balık türümüzü de bulacağız." ifadesini kullandı.

Bölgede "hayalet avcılığa" sıklıkla rastlandığını, "tırıvı" ile avlanmanın çok fazla olduğunu belirten Kaya, kopan ağların suda balık ve sucul canlıların toplu ölümlerine yol açtığını söyledi.

Kaya, ağların uzun yıllar doğadan kaybolmadığına dikkati çekerek, şöyle konuştu:

"Ekosistemde zarar verdiğiniz her tür ve birey, zincirden çıkan her halka sistemi bozuyor. Bu nedenle Batman bantlı çöpçü balığı da diğer türler gibi hayalet avcılık, kirlilik, kuraklık, istilacı tür gibi etkenlerden etkilenebiliyor. Leopar sazanı ise büyüyen bir balık, 60-70 santimetreye rahatlıkla ulaşabilen balık. Balıkçı ağlarına takılabiliyor. Bu yüzden balıkçıların bu balığı tanımasını ve çocuklarının, gelecek nesillerin de görmesini istiyorlarsa balıkları tekrar doğaya salmalarını istiyoruz. Zaten kayıp bir balık. Belki balıkçılar rastlıyor, tanımıyor. Bölgede farkındalık çalışmaları yürütmek istiyoruz."

Dr. Münevver Oral ise araştırmanın genetik boyutunu yürüttüğünü belirterek, balığı ilk bulduklarında hemen teşhis edemediklerini kaydetti.

Morfolojik ayrımlarını gerek saha gözlemleri gerek uluslararası uzmanlarla diyaloglar sonrasında netleştirdiklerini anlatan Oral, "Hem genetik hem morfolojik incelemelerimiz bize bu balığın dünya çapında çok fazla aranan Batman bantlı çöpçü balığı olduğunu teyit etti." dedi.

Oral, arazide karlı, soğuk ve suların yükseldiği dönemde çalışmanın zorluklarına değinerek, "Son arazi çalışmasında gerek soğuk gerek kullanılan ekipmanlardan kaynaklı küçük zorluklar meydana geldi ama hepsinin üstesinden geldik. Bölgede farkındalık çalışması yaptık. Bölgedeki yerel halka kadar seminerler düzenledik. Çok güzel sonuçlar aldık. Öğrenciler çok meraklıydı." diye konuştu.

'DNA ÖRNEKLERİNİ GENBANK'A YÜKLEYECEĞİZ'

"Batman bantlı çöpçü balığı"nın ilk tanımlamasının 1974'te yapıldığını hatırlatan Oral, "Günümüz şartları ile değerlendirmemek lazım. O dönemde fotoğraflarla genetik verilerle çalışma yok. PCR henüz keşfedilmemiş. Dolayısıyla bu türe ait elimizdeki tek veri çizimlerde. Biz bugün 21. yüzyılda kullandığımız bütün teknolojik aletlerden, fotoğraflardan, genetik verilerden bahsedebiliriz. Bu anlamda araştırmacılarız, türe ait ilk gen verilerini, DNA dizilimini de GenBank'a yükleyecek. O anlamda çok keyifli ve gururluyuz. Çok yakın zamanda DNA örneklerini GenBank'a yükleyeceğiz." değerlendirmesinde bulundu.

Sonraki Haber