Yine karıştırıldı
“Sapla saman karıştı.” ya da “At izi it izine karıştı.” dedik ya, teşbihte hata olmaz…
Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz bir basın açıklaması yaptılar…
“Tasarruf” diye başladılar ve devam ettiler; Enflasyonu düşürme programı!
Dinledim. Okudum. Yorumlara baktım… Hoş sadece dinlemek de yeterliydi ya insanlık hali işte atladığımız ya da yanlış anladığımız bir durum kalmasın diye…
İddia ediyorum; yedi yaşındaki bir ilkokul birinci sınıf öğrencisine dinletseniz, yorumunu isteseniz, yalın biçimde ve hemen itiraz eder…
“Benim annem, babam kamu görevlisi. Servisle gidiyorlar işlerine. Servis saati belli. Zamanında işlerinde oluyorlar, işlerini en yararlı biçimde yapıyorlar. Eve huzurlu geliyorlar…” der.
Ya da 12 yaşlarındaki ortaokul öğrencisine sorsanız, “Ailemizle haftasonları lokalimize gidiyoruz, makul fiyatlarla yemeklerimizi yiyoruz, ben arkadaşlarımla annemler de dostlarıyla sohbet etme olanağı buluyoruz, buluyorlar… Bize sağlanan bu haklar annemin, babamın ve arkadaşlarının emekleriyle hak edilmiştir…” açıklamasını hemen yapar.
Liseli bir gence sorduğumuzda; “Devletimiz sosyal bir hukuk devletidir. İnsan kaynaklarımız ve yeterli tüm kaynaklarımız vardır. ÜRETEREK, zenginden çok, fakirden az vergi alarak bütçemizi denkleştirebiliriz.” der.
Yaşama atılmış, iş bulmuş, çalışan birine sorsanız; “Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin şu anda bütçesi açıklanan rakamlara göre on bir trilyon… Sözüm ona övünçle açıklanan bu tasarruf (!) programı ile yaklaşık yüz milyar lira katkı sağlanacak. Soralım o zaman; Bu, nasıl tasarruf?” deyiverir.
Tasarruf mu yapmak istiyorsunuz, enflasyonu düşürmek mi istiyorsunuz, ülkenin kalkınmasını ve milletin rahat etmesini mi istiyorsunuz? Güzel! Çözüm var! Hem de çok basit: Üretime öncelik vereceksiniz. Bunun için de;
- “Milletin Efendisi” olan çiftçiye, üreticiye her türlü desteği vereceksiniz,
- Fabrika bacalarının tütmesi için de her türlü desteği vereceksiniz,
- Yurt dışındaki bankalarda başkaları için gelir getiren ve artı değer yaratan ancak ülkemizden kazanılmış olan beş yüz milyar doların ülkemizin kalkınması için kullanılması doğrultusunda kullanılmak üzere yurda getirilmesini sağlayacaksınız,
- Devlet yetkililerinin açıkladığı, bankalarda ve yastık altında bulunan yaklaşık dört yüz milyar dolarlık altının, sahipleri eliyle yurt kalkınmasına hizmet etmesi için yollar bulacaksınız,
- Az kalsın unutuyordum en önemli noktayı, gerçekten tasarruf yapmak istiyorsanız önce İTİBARDAN TASARRUF yapacaksınız, yapacaksınız ki örnek olasınız.
Çiftçinin emeğini, kamu çalışanının haklarını gasp etmenin bu ülkeye hiç mi hiç yararı yoktur ve olmayacaktır! Hatta tam tersine;
- Zaman konusunda kayıplar olacaktır, (Servis için belli zamanlarda duraklarda bekleyen kamu çalışanı, ne zaman geleceği belli olmayan taşımalar için hem erkenden gelecek durağa ve hem de yer bulamayacak oturmak için. Ve cebinden ödeme yapacak! Bu mu tasarruf?)
- Yollarda daha çok taşıt olacak. Daha çok yakıt kullanılacak. Daha çok para harcanacak. Çalışanlar maddi ve manevi olarak olumsuz etkilenecekler…
Bu tasarruf (!) tedbirleri daha çoookkk su çeker… Bu yazıyı şöyle tamamlayalım;
- Gereksiz lüks araçlardan vazgeçelim doğru,
- Gösterişli, bol harcamalı yemeklerden vazgeçelim doğru,
- Tek kişinin birden fazla maaş almasına son verelim doğru,
- Devletin bütçesini millete harcamaya başlayalım,
- ÜRETMEYİ beyin kıvrımlarımıza hiç çıkmamacasına yazalım!
(*) Bu yazı 17 Mayıs’ta İmece gazetesinin internet sitesinde yayımlanmıştır.