Yoksa kadınlar avcı mıydı? Yeni araştırma klişelere meydan okuyor!

Tarih öncesine dair anlatılarda avcı hep erkek gibi gösterilir. Yeni bir araştırma durumun pek de böyle olmadığını ortaya koydu. Çarpıcı çalışmanın sonuçlarına bakılırsa kadınlar yalnızca üst düzey avcılık niteliklerine sahip değil ayrıca avcılığın bazı yönlerinde erkekleri geride de bırakıyor.

Notre Dame Üniversitesi Antropoloji Bölümünden Doçent Cara Ocobock, tarih öncesi cinsiyet rolleri hakkındaki geleneksel kalıplara meydan okuyor. Ocobock, fizyolojik ve arkeolojik kanıtları kullanarak çift yönlü bir çalışma yürüttü. Tarih öncesi kadınlar toplayıcı olarak tasvir edilse de yeni araştırma, kadınların aktif olarak ava katıldıklarını ve fizyolojilerinin onları bu faaliyet için uygun hale getirdiğini gösteriyor.

'ERKEKLERDEN DAHA UYGUN'

Dr. Ocobock'un araştırması, tarih öncesi yaşam tasvirlerinde yaygın olan varsayımlara dair ilgi çekici bilgiler sunarken, "Avcı erkek" ile "toplayıcı kadın" tasvirlerinin ne kadar yaygın olduğunu ve toplumsal cinsiyet rollerini nasıl belirlediğini de gösteriyor. Ancak Ocobock'un çalışmaları bu anlatıya meydan okuyarak tarih öncesi toplumlara dair daha incelikli bir anlayış ortaya koyuyor.

Yapılan fizyolojik çalışma gereğince tarih öncesi kadınların yetenekleri araştırıldı: “Kadınlar yalnızca avlanma yeteneğine sahip değil, aynı zamanda dayanıklılık faaliyetleri için doğaları gereği erkeklerden daha uygun.”

ANAHTAR: ÖSTROJEN

Fransız araştırmacı, kadın vücudunun östrojen ve adiponektin gibi hormonlar tarafından yönlendirilen metabolik avantajlarının, uzun süreli avlanma faaliyetlerini desteklediğini öne sürdü. Ocobock, östrojenin kardiyovasküler ve metabolik sağlık, beyin gelişimi ve yaralanmaların iyileşmesinde çok önemli bir rol oynayan "yaşamın isimsiz kahramanı" olarak önemini vurguladı.

KADINLARIN FİZİKSEL OLARAK AŞAĞI OLDUĞU MİTİ

Araştırmacı ayrıca daha geniş kalçaların daha uzun adımlar atmayı kolaylaştırması ve metabolik verimliliğe katkıda bulunması gibi kadın vücut yapısının avantajlarının da altını çizdi. Bilim insanları, araştırmanın kadınların fiziksel olarak aşağı olduğuna dair mitleri ortadan kaldırarak, tarihsel anlatılar ile ön yargılara meydan okuyabileceğini öne sürüyor.

ÖN YARGILARI YIKABİLİR

Ocobock'un yorumları, toplumsal algıların ve önyargıların yeniden değerlendirilmesinin öneminin altını çiziyor. Toplumsal cinsiyet rollerinin anlaşılmasında bir değişimi savunan Ocobock, tarihsel gerçekliklerin yorumlanmasını sınırlayan ön yargılı kavramların üstesinden gelinmesi gerektiğini vurguluyor. Çalışma, herkesin genelci olarak rol oynadığı tarih öncesi toplumlarda hayatta kalma faaliyetlerinin işbirliğine dayalı doğası hakkında daha geniş bir bakış açısını teşvik ediyor.

Sonraki Haber