Yüksek fiyatların üç nedeni

Küresel gıda fiyatları endeksi zirvede. Uzmanlar yakıt fiyatlarındaki artışta, iklim değişikliği ve küresel salgının etkisinin temel olduğunu söyledi ve ekledi: “Fiyatlarda iyileşme için üretimi artırmamız ve gıda israfının önüne geçmemiz gerek.”

Küresel gıda fiyatları endeksi zirvede. Dünya ölçeğinde enerji ve gıda öncülüğünde fiyatlar artıyor. Enflasyonist dönem kapıyı çaldı. Enflasyonun kalıcılığı tartışmaları, enerji fiyatlarının artışında spekülasyonun etkili olması bir yana özellikle gıda tarafında fiyatların artması yapısal nedenlere dayanıyor. Sorun haline gelen bu yapısal etkenlerde değişim sağlanmazsa gıda krizi tehlikesi bile söz konusu olabilir. Ülkemizde gıda hurafeleri konusunda toplumu bilinçlendirmek için çalışmalar yapan, yabancı yayınları çeviren ve sektörel derneklerde görev alan gıda mühendisi, Mutfak Ürünleri ve Margarin Sanayicileri Derneği (MÜMSAD) Genel Koordinatörü Dr. Ebru Akdağ ile gıda meselesini konuştuk:

İLK ÜÇ NEDENİ SIRALADI

  • Küresel gıda fiyatlarındaki artışın ana nedenlerini saysanız. İlk üçe ne yazabiliriz?

Birleşmiş Milletler (BM) Gıda ve Tarım Örgütü'nün (FAO) aylık küresel gıda fiyatları endeksi raporuna bakılacak olursa, Eylül 2021’de, önceki yılın aynı dönemine kıyasla küresel gıda fiyatlarında yüzde 33’lük ciddi bir artış görülmektedir ve rekor seviyelere ulaşmıştır. Gıda fiyatlarını etkileyen faktörler oldukça girift ve karmaşıktır. Bu bölgelere ve içinde bulunulan dönemlerin getirdiği zorluklara göre değişkenlik gösterir.

Bugünkü duruma bakarsak, küresel gıda fiyatlarındaki artışta ilk üç için yakıt fiyatlarındaki artış, iklimsel değişim ve pandeminin etkilerini sıralayabiliriz. 2020 yılında başlayan petrol fiyatlarındaki artış, gıda üretim ve taşıma maliyetlerini yükselterek FAO endeksindeki tüm gıda ürünlerinin fiyatlarını etkilemiştir.

Kovid-19 pandemisinin oluşan işgücü kıtlığıyla gıda üretimi, hasadı, işlemenmesi ve dağıtımında görev alanların sayısını ve dolayısıyla gıda fiyatlarını artırmıştır.

FAO tarafından “öngörülemeyen” ve “elverişsiz hava koşullarının” hasat beklentilerinin azalmasına”, “hava koşullarından etkilenen hasatlara” ve “üretim azalmasına” neden olduğu rapor edilmiştir.

Zaten ortalama gerçek gıda fiyatları, 2000’lerden bu yana, 1960'larda başlayan düşüş eğiliminin tersine çevrilmesi ile yükselmekteydi. Üzerine günümüzün zorlu koşullarının eklenmesiyle, gıda fiyatları tüm dünyada en yüksek seviyelere ulaşmasına neden oldu.

FİYATLARIN DÜŞMESİ BEKLENİYOR

  • Yükselen enerji maliyetlerinin mevcut gıda enflasyonuna yansımasını bekleyebilir miyiz?

Elbette, bu gıdanın üretiminden, lojistiğine ve bu esnada sağlanması gereken tüm koşulları doğrudan etkileyen bir faktördür.

  • Fiyatların geri gelmesini bekliyor musunuz?

Genel olarak küresel bazda önce artış hızında bir yavaşlama ve ardından da fiyatlarda gerileme beklentisi var. Özellikle güçlü bir ülke olarak, bu toparlanmada Türkiye’nin daha önde yer almasını umuyoruz. Bu dönemde tüm dünyadaki emtia fiyatlarının arttığı malum. Normalleşme İle beraber gıda sektöründeki fiyatların da geriye gelmesini bekliyoruz.

İSRAFI ÖNLEMEK BİLE BİR ÇÖZÜM

  • Yeni bir şok dalgasına karşı neler yapılabilir?

Kısa vadede yeni bir şok dalgasına karşı, şu anda devlet kurumlarımızın yaptığı gibi, ithal hammaddelerde vergi indirimi, üreticilerin desteklenmesi gibi acil durum önlemleri devreye sokulabilir. Ancak bunlar uzun vadede sorunu çözebilecek adımlar değil. Bu adete kalp masajıyla kişiyi hayata döndürmeye benziyor, sonrasında ise iyileşme ve sağlıklı bir yaşam için alınması gereken önlemler, muhtemel bir hayat tarzı değişikliği gerektiriyor.

Tüketiciler ise gıda enflasyonundan ceplerini koruyabilmek için hanelerinde gerçekleşen gıda israfını engellemeye odaklanabilirler. Ülkemizde çok ciddi bir gıda israfı var ve bunun neredeyse yarısının evlerde gerçekleştiği belirtiliyor. Toplamda üretilen meyve sebzenin ve ekmeğin yüzde 50'sinden fazlasının israf edildiği tahmin ediliyor. Burada çöpe giden sadece gıdanın kendisi değil, o gıdayı üretmek için kullanılan su, zaman, enerji, emek de ziyan oluyor.

HAVZA MODELİNE DİKKAT ÇEKTİ

  • Ülkelerin gıda güvenliklerini sağlamaları için önerileriniz var mı?

Biz tarımsal üretim ve jeopolitik konumu açısından güçlü ve şanslı bir ülkeyiz. Potansiyelimizi gerçekleştirmek için gereken adımları atmamız durumunda gıda güvenliğimizi sağlamak adına, başka ülkelere kıyasla daha avantajlıyız. Başta dışa bağımlı olduğumuz alanlar olmak üzere, tarımsal üretimimizi artırmayı hedeflemeli, ekilebilir arazilerden en verimli şekilde faydalanmalıyız.

Buradaki en etkili olabilecek yollardan biri yıllar önce üzerine çalışılan havza modelini, doğru bir şekilde hayata geçirmek olacaktır. Bunun için hangi ürünün hangi havzada en verimli şekilde üretilebileceği ve değişen iklimsel koşullara göre ne kadar zamanla olası kaymaların gerçekleşebileceği tespit edilmelidir. Ardından tarımsal üretim teşviklerinin her başvurana değil, ilgili havzada, doğru ürünü üretecek olanlara verilmesiyle doğru tarımsal üretim haritamızın oluşturulması ve üretimin arttırılması hedeflenmelidir.

RAF FİYATLARI KÜRESEL BİR OLGU

  • Raflardaki pahalılığın sorumlusu tek başına aracılar yani tedarik zinciri mi?

Raflardaki gıdaların pahalılığı, tek bir sorumlu işaret edemeyecek kadar çok değişkene bağlıdır. Tedarik zincirinin neredeyse her aşamasında artan yükler adeta bir kartopundan çığ etkisi yaratmaktadır. Kaldı ki bu durum Türkiye’ye özgü de değil, küresel bir olgudur. Buna ek olarak döviz kurlarındaki artış, ithal edilen hammaddeler ve üretimde kullanılması gereken diğer malzemeler üzerinde çok büyük bir yük getirmektedir.

Dolayısıyla gıda fiyatlarının düşüşe geçebilmesi için hem küresel bazdaki etkenlerin farklılaşması hem de ulusal ölçekte hammadde üretimini artıracak ve maliyetini azaltacak adımlar atılmalıdır.

Sonraki Haber