Yem zamlandı, hayvan azaldı: 'Tarlayı kurtarırsak ahırı da kurtarırız'
Et ve süt ürünleri fiyatı cep yakıyor. Üretici temsilcileri, yem fiyatlarına gelen artışa ve hayvan sayısındaki azalışa dikkat çektiler, ithalatın ise sorunu çözmeyeceği daha da büyüteceği uyarısı yaptılar.
Ramazan ayında bile durmayan et ve süt fiyatları, vatandaşları bezdirdi. Etin kilosu 300 lirayı aştı, süt ise marketlerde 17 ile 21 lira arasında. Peynir de etle yarışıyor; 130-200 lira arasında… Bu anormal fiyat artışını üretici temsilcileriyle konuştuk. Et ve süt fiyatlarındaki artışın, maliyetlerden kaynaklandığı, besicilerin hayvanları kesime verdiği, devletin ciddi tedbir almaması halinde sıkıntının daha da artacağı belirtildi. Üreticiler özet olarak “Tarladaki sorunu çözersek ahırdaki sorunu da çözeriz.” diyor.
HAYVANLAR KESİME GİDİYOR
Çanakkale Ziraat Odaları İl Koordinasyon Başkanı ve Biga Ziraat Odası Başkanı Güray Ergün hayvancılığın durumunu Aydınlık’a şöyle özetledi: “Yem fiyatları anormal arttı. Hayvan üreticisi elindeki hayvanı kesime verdi. Dişi hayvanlar bile kesime gitti. Karkas etin kilosu şu an 160 lira. İki yıldır süt fiyatları da düşük. Şu an sütün kilogramı 10,5 lira. Destek 1 lira. Süt işleme şirketleri sütün alım fiyatını 2 lira düşürdü. Üretici daha da sıkıntıya girdi. Oysa yem fiyatları anormal arttı. 50 kg yem 350-400 lira. 2 yıl önce yem-süt-et dengesi iyiydi. İki yıl önce etin kilosu 65 lira idi. Süt de 7-8 lira civarındaydı. Süt fiyatlarına bakarsanız anormal artış yok. Ette var. Çünkü hayvanlar kasaba gidiyor. Hayvan sayısı düştü. Bu, ileride daha büyük sıkıntı yaratacak. Bir hayvan 37 ayda ancak randımanlı hale geliyor. Maliyetlerin anormal arttığı durumlarda darbeyi hayvancılık yiyor. Bunun önüne geçmek gerekiyor.”
DEVLET POLİTİKASI GÜVEN VERMELİ
Devletin kalıcı ve koruyucu hayvancılık politikası olması gerektiğini belirten Güray Ergün, üreticiye güven verilmesi gerektiğini belirterek şunları söyledi: “Besici anormal fiyat artışlarından korunması gerekiyor ki güvenle hayvancılık yapsın. Hayvan yetiştiriciliği zahmetli iştir. Bir hayvandan ancak 3 yıl sonra randıman alıyorsunuz. Bu süre zarfında da onu beslemek zorundasınız. Bir buzağı 16 aylıkken gebe kalıyor. 9 ay gebelik süresi ediyor 25 ay. Sütün randımana girmesi de 2 ayı buluyor. Yani geçiyor 27 ay. Erkek yavru elde etmesi için de 3 yıl zaman lazım. İşte bu süre içinde hayvan yetiştiricilerini desteklemek ve maliyet artışlarından korumak gerekiyor ki hayvancılığımız mesafe alsın. 2 yıl önce şartlar iyiydi. 2021 sonundaki anormal fiyat artışları dengeleri bozdu.”
GÜNÜ DEĞİL HAYVANCILIĞI KURTARIN
Günü kurtaran politikaların hayvancılığa zarar verdiğini de belirten Günay, bu konuda şunları söyledi: “Fiyatlar biraz yükselince hükümet hemen kırmızı ete müdahale ediyor. Beyaz ete neden etmiyor? Tavuk etinin kilosu 50-60 lirayı buldu. Enflasyonu biz mi düşüreceğiz? Neden onlara müdahale edilmiyor da hep bize işaret ediliyor. Bunlar sorunu çözmüyor. Hayvancı para kazanmadığı için elindeki hayvanı satıyor.
2017-18’de de böyle sıkıntı yaşandı. 3 yıl sonra aynı duruma düştük. Bu işler günlük politikalarla düzelmez. Günü kurtarmak hayvan neslini tüketiyor. Kalıcı ve güven veren politikalara ihtiyaç var. Süt Konseyi var. Orada nedense üretici temsil edilmiyor. Böyle mi sorunları çözeceğiz? Sütte dengeyi sağlamamız gerekiyor. Süt yem paritesi süt fiyatı 12 lira iken 1,6 idi. Şimdi 1,3. Avrupa’da ortalama 1,5’dur. Peynir fiyatlarında da normalin üzerinde yüksek fiyat var. Burada da herkes tutturduğu fiyatı veriyor. Tüketicinin de korunması gerekiyor.”
HAYVANLAR KESİME GİTTİ FİYATLAR UÇTU
Gaziantep Koyun Keçi Yetiştiriciliği Birliği Başkanı Osman Türkman ise daha kötü bir tablo çiziyor:
“Yem fiyatları çok yükseldi. Besici elinde hayvan tutamıyor. 2 ay önceye kadar zarar ediyordu. 2021-2022 yılı döneminde damızlık hayvanlar kesildi. Yavru inekler, koyunlar, keçiler bile kesildi. Hayvana verdiği yemin karşılığını alamıyordu. Süt fiyatları da düşüktü… Tarım Bakanlığı bu durumu anlamadı. Önlem de almadı. Bu dönemde 6,5 milyon ineğin 1,5 milyonu kesildi. 2022 yılında Gaziantep’te 60 bin koyun ve keçi kesildi. Toplam sayının yüzde 20’si. Bir yıl önce damızlık koyunlar kesime gidiyordu. Düşünebiliyor musunuz, 22 liradan koyun kesime gidiyor. Tavuk eti ise 40 lira… Şimdi kasaplar kesim için dana arıyor. Günü kurtarma politikalarıyla geldiğimiz yer burası.
Tarım Bakanlığı ithalat izni vermeye başladı. Ramazan ayı boyunca 8 bin 500 ton karkas et gelecek. 40 bin de kesimlik dana geliyor. Onu da ete vurduğunuz zaman 16 bin ton et ediyor. Toplamda ise 24 bin ton et eder. Bu rakam Türkiye’nin 5 günlük et ihtiyacını karşılar. Yurt dışından 500 bin besilik dana almak üzere izin verildi. Büyük rakam ama sorunu çözmez. Sorunun çözümü, kendi üreticine sahip çıkmaktır. İnsanlar üretimden çekildi. Üretici ağılı yarı kapasiteyle çalışıyor. Fazla üret denirse olur. Dışardan getirmekle sorun çözülmez. Ülkede kapasite var. Üreticiye sahip çıkarsak et ihtiyacını karşılarız. İthalat soruna geçici olarak bir nebze merhem olur. Büyük oranda fiyatlar düşmez. Tek çözüm üretim. Türkiye’nin tarımsal alanları var. Bizde daha iyisi yetişir. Niye kendi ülkemizde yetiştirmiyoruz. Destek vermiyoruz?
İthalatın Türkiye’ye maliyeti 18 milyar lira. Destek miktarının üçte ikisine denk geliyor. Tarladaki sorunu çözersek ahırdaki sorunu da çözeriz. İhtiyaç olan hammadde de burada üretilmiş olacak. Yurt dışında hâlâ arpa buğday alıyoruz. En küçük sıkıntıda hemen ithalat kapısı açılıyor. Bunun doğru olmadığını hep söyledik. İthalat izni verilen iki üç firma köşeyi dönecek. Sorun yine yerinde kalacak.”
SÜT ÜRETİCİSİ DE DERTLİ
Hayvancılığın önemli yan ürünü ise süt. Bunda da benzer sorun var. Bunu da Kiraz İğdeli Süt Kooperatifi Başkanı Süleyman Top ile konuştuk:
“Sütün şu anki litre fiyatı 11 lira 30 kuruş. Devlet desteği örgütsüz üreticiye 30, örgütlü üreticiye ise 50 kuruş. Devlet desteği 1 liraydı o da düştü… Şu an yem fiyatı durgunluk içinde. Tarım Kredi Kooperatifleri nisan ayına kadar fiyatları sabitledi. 50 kiloluk bir çuval yem 350-400 lira arasında. Samanın kilosu 5 lira oldu. Arpa Toprak Mahsulleri Ofisinde 5,5 lira. Kasım ayında samanın kilosu 1,5 liraydı. Bir çuval yem ise zamlardan önce 100-130 liraydı. Bu artışlar hayvancılığı zor duruma soktu.
Hükümetin ağırlığı piyasalarda görülmüyor. Peynirin fiyatı ete yaklaştı. Devletin süt desteği de düşük. Devlet maliyet artışlarının önüne geçemiyor. Üretici, yem fiyatlarının pahalı olması nedeniyle hayvanını elinden çıkarıyor. Bu da üretimi düşürüyor. Çiftçiler eriyor marketçiler büyüyor. Marketler sütü ve peyniri 3 ay vadeli alıyor. Onlar zahmet çekmeden para kazanıyor. Bu ürünleri bir ay vadeli bile alsalar üreticiye büyük destek olur. Fabrikalar ve mandıralar son günlerde süt fiyatını düşürmeye çalışıyorlar. Çanakkale’de süt 12,3 liradan 11,4 liraya düştü. Niye fiyat düşüyor? Sanayicilere sorduğunuzda, tüketim azaldı diye fiyatları düşürüyor. Ayar bozuldu. Üreticiyi mutlu etmeden kalkınma olmaz.”