Yükselen Asya’nın yükselen yıldızları: Busenazlar!

Boks der geçeriz, çoğumuza vahşi bir dövüş sporu görünür, izlemeyi pek düşünmeyiz. Hele bu sporu bir kıza kesinlikle yakıştırmayız. Acaba öyle mi? Cumartesi sabahı itibariyle Türkiye’nin yüzlerce mahallesine binlerce yıldız ışığı düştü. Türkiye Boks Federasyonu’na bağlı kulüplerde bin bir önyargıyla mücadele ederek bin bir eziyetle çalışma çabasındaki genç boksör kızların yüreğindeki zafer ışıklarıyla birleşti Tokyo’dan ulaşan yıldızların ışığı. O ışıkları alan kızlarımızın hepsi birer Busenaz olma yolunda ilerleyecekler.

Tabii bunlar işin boks yanı, o ışıkların daha fazlası şu sözleri duyanların yüreğine düştü. “O yangınları çıkaranlara söylüyorum, bir ölür bin diriliriz!” diye haykırdı Busenaz Sürmeneli... “Ülke olarak hem iç cephede hem dış cephede savaşıyoruz,” dedi Buse Naz Çakıroğlu da... Bu sözler bize, mücadelenin içinde olmakla seyircisi olmak arasındaki farkı gösterdi.

Ülkesinden on bin km. uzaktaki arenada, hayatının en önemli spor organizasyonunda ve milletinin bütün yükü omuzlardayken veriliyordu bu mesajlar. Gerçeği en yalın şekilde gösteriyordu. Klâvye başında veya fon parasıyla serinletilmiş köşelerde ise, verilemediği gibi anlaşılamıyor da…

Busenaz’ların 2019 Dünya Boks Şampiyonası’nın madalya kürsüsünden Barış Pınarı Harekatı’ndaki Mehmetçikleri selâmlamasını da vatan için yapılan mücadelelere katılmadıklarından anlamamışlardı aynı arkadaşlar.

“Her mahallede bir milyoner yaratacağız, Türkiye’yi küçük Amerika yapacağız” sloganını hatırlıyor musunuz? İlk kez 1949’da Başbakan Yardımcısı Nihat Erim’den duymuştuk hani. Bir dönemi müjdeliyordu adeta, 70 sene sürdü o dönem ve bitti. Bugün kimsede heyecan uyandırmadığı kesin artık o sözlerin.

Bambaşka dünyaların peşindeyiz şimdi, yeni ve çağdaş uygarlığın… Yükselen Asya bize yeni Busenaz’lar müjdeliyor. Onların verdiği ilhamla slogan şöyle düzeliyor: “Her mahallede bir şampiyon yaratacağız, Türkiye’yi başı dik yapacağız!”

Yolumuzu açıyorsunuz yükselen Asya’nın kızları, yıldızları… Busenaz Sürmeneli ve Buse Naz Çakıroğlu, helâl olsun size!