Yumuşak, biçimsiz demeyin Ayaş domatesi yiyin! İşareti var pazarı yok

Lezzetini bilmeyenler yumuşak ve biçimsiz olduğundan tercih etmiyor ama bilen de başkasına bakmıyor. Ayaş domatesi, coğrafi işaret olarak tescil edildi, üretici pazarlama sorununun çözülmesini istedi

Ankaralıların vazgeçilmezi, yaz geldi mi ‘çıktı mı?’ diye aradığımız Ayaş domatesi, Avrupa Birliği (AB) nezdinde coğrafi işaret olarak tescil edildi. AB Komisyonu, Türkiye’nin Ayaş domatesinin coğrafi işaret olarak tescil edilmesine ilişkin başvurusunda sürecin tamamlandığını açıkladı, menşe korumalı isim siciline eklenmesini onaylandığını bildirdi.

Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, kararın ardından coğrafi işaret almanın, ürünlere değer kattığın vurgulayarak , “Ankara'mızın gözbebeği ürünü Ayaş domatesi, uluslararası alanda daha tanınır hale gelecek.” ifadesini kullandı. AB'den coğrafi işaret tescili bekleyen ürün sayısının 40 olduğunu aktaran Yumaklı, coğrafi işaretli ürün sayısını artırmak için paydaş kurumlarla yoğun çaba içerisinde olduklarını ifade etti.

TUZLU VE LİMONSU

Ayaş domatesi, yerel ekolojik tür tohum ve fidelerinden yetiştirilen, ince kabuklu ve çok sulu bir domates. 1960'lı yıllardan beri Ankara'da yetiştiriliyor. Bölgenin en önemli geçim kaynaklarından biri. Aromalı ve lezzetli olan Ayaş domatesi, iri ve etli, pembe-kırmızı renge sahip ve dış yüzeyinde hafif çıkıntılar bulunuyor. İkiye bölündüğünde ise etinde beyaz bir leke görülüyor. Domates yüksek asitli olduğundan hafif tuzlu ve limonsu bir lezzete sahip.

Aromasıyla, ata tohumuyla bir tek Ankara’da yetişiyor

‘BİZDEN SONRA EKECEK ÇİFTÇİ YOK’

Ayaşlılar, Ankara’nın başka ilçelerinde de yetişen ama en çok da Ayaş’ta yetişen Ayaş domatesinin özel bir ürün olduğunu belirttiler. Aydınlık’a konuşan üreticiler, domatesin Ayaş’ta önemli bir geçim kaynağı olduğunu kalitesi yönünden de tercih edildiğini ifade ettiler. Üretimin en fazla yapıldığı Akkaya Mahallesinde domates üreticiliği yapan Ali Dursun, Ayaş domatesinin aromasının bol olduğunu ifade etti. Dursun, “Bizim köyümüz yaz aylarında günlük 150 ton domates üretiyor. Üretiyoruz, kazanıyoruz ama sorun var mı dersen çok. Birkaç yıldır girdiler bizi de zorluyor. Fide pahalı, elektrik pahalı, su pahalı, gübre pahalı. En önemli sorunumuz da işçi bulamıyoruz, bizden sonra gelecek çiftçi bulamayacağız. Üretimi teşvik etmemiz lazım ki bu özel ürünümüz yok olmasın.” dedi.

‘PAZARLAMA SORUNU KOOPERATİFLE ÇÖZÜLÜR’

Ayaş domatesi bir tek Ankara’ya pazarlanabiliyor. Yumuşak olduğu için raf ömrü kısa ama lezzeti başka. Ayaşlı üretici Hurşit Varol, domatesin lezzetinden anlayanların vazgeçmediğini ama lezzetini bilmeyenlerin “Yumuşak, ezik, biçimsiz” diyerek tercih etmediğini belirtti. Varol, pazar sorunu çözülürse üretimin bölgede daha da artacağını belirterek şöyle konuştu:

“Ayaş domatesinin pazarı az. Üretim de her geçen yıl düşüyor. Eskiden daha çok üretirdik. İsrail tohumları geldiğinden beri yerli domatesimiz azaldı. Biz, bu domatesi kendi tohumunu çoğaltarak üretiyoruz. Millet şekli düzgün diye İsrail tohumlu olanı tercih ediyor. Hem lezzeti yok hem de yabancı tohum. Ama Ayaş domatesini bilen İstanbul’da bile olsa istiyor. Pazar sorunu çözülsün istiyoruz. Üç günde tüketmek gerekiyor bu domatesi. Raf ömrü az ve yola dayanamadığı için de tercih edilmiyor ama kooperatifler aracılığıyla alınıp sos, menemen yapılabilir, salça fabrikaları alabilir. Biz Ayaş domatesinin yok olmasını istemiyoruz.”

Sonraki Haber