Yunanistan Dışişleri Bakanı Nikos Dendias: Türkiye sahada hiçbir şey yapmıyor
Türkiye’nin Mavi Vatan’a yönelik tezlerini teorik olarak her geçen gün geliştirdiğini belirten Yunanistan Dışişleri Bakanı Dendias, pratikte ise sahada hiçbir şey yapmadığımızı söyledi
Yunanistan Dışişleri Bakanı Nikos Dendias, ANT1 televizyonunda katıldığı Arena adlı programda gazeteci Maria Anastasopoulou'nun sorularını yanıtladı. 21. yüzyılın zorluklarla dolu olduğunu söyleyen Dendias, Silahlı Kuvvetleri de buna uygun olarak yeniden yapılandırdıklarını ve “Yunan tarihindeki en büyük reform programını” uyguladıklarını söyledi.
“Ancak dürüst olmam gerekir ki; biraz gecikmemiz var.” diyen Dendias, “En geç 2027 yılına kadar F-16 Viper uçaklarından oluşan yetenekli bir filo kurmuş olmalıyız. Ama çok daha derin bir şey yapmamız lazım, öncelikle uçak tiplerimizi homojenleştirmemiz gerekiyor. Şu an F-4'ümüz var, Mirage 2000-5'imiz var, F-16 Block 30'umuz var, Block 50'miz var, Block 52'miz var, Viper'ımız var, Rafale'miz var. Bu böyle olmaz.” ifadelerini kullandı.
Sunucunun “Peki bu uçakların bazıları emekli mi olmalı?” sorusunu üzerine Dendias, şöyle devam etti:
“Ya da satılmalı. F-4’ler emekliye ayrılmalı. Mirage 2000-5 son derece yetenekli bir uçak, satılması gerekiyor. Block 30 F-16’ların satılması gerekiyor. Geri kalan tüm uçaklar için F-16’ları Viper seviyesine çıkarmalıyız, Rafale filosunu güçlendirmeliyiz, 24 tane var, onları 30’a çıkarmak iyi olur ve tabii ki F-35’leri de almalıyız, ama hangi F-35’ler? Dördüncü nesil F-35’ler.
“Bu uçakların ne zaman satılacağı, bir alıcı bulunmasına bağlı. Ama F-16'lar var, eski F-16 Blok 30'lar, ki bunlar son derece iyi uçaklar, Mirage 2000-5 de son derece iyi uçaklar, değerlerini korudukları sürece satılabilirler. Bu uçakların maliyetini geri alacağımızı söylemiyorum, değer kaybettiler ama hala yetenekli uçaklar ve bence bunları satmak için potansiyel var. F-4'ler için de bir arayışa gireceğiz ama bu zor. F-4'leri son derece iyi koruduğumuzu düşünüyorum, Vietnam döneminden kalma uçaklar, belki onlar biraz daha zor olacaklar. Ama helikopterlerimizde de yaptığımız gibi homojenleşmek önemli.”
‘TÜRKİYE SAHADA HİÇBİR ŞEY YAPMIYOR’
Dendias, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Güneye yüklenmiş olsaydık, Kıbrıs tamamen bizim olurdu.” sözlerinin ve Türkiye’nin Mavi Vatan tezlerinin hatırlatılması üzerine de şu değerlendirmelerde bulundu:
“Açıkçası, istedikleri şey Yunanistan'ın hava sahasını ve deniz alanlarını 12 deniz miline genişletmemesi. Tüm bu retoriğin arkasında gizli olan şey bu. Burada maalesef bir çelişki var. Sahadaki davranışlar açısından, Türkiye bu süre zarfında gerçekten hiçbir şey yapmıyor ya da egemenlik haklarımızı ihlal eden çok az şey oluyor. Ancak söylem açısından ve özellikle de haklarını analiz etme biçimi açısından bir sertleşme var, geri çekilme yok. Tam tersine, daha ileri revizyonist pozisyonların formülasyonu var ve bunlar Türkiye'de ana bakış açısı haline geliyor. ‘Mavi Vatan’ı bir iddia olarak ilk duyduğum zamanı hatırlıyorum. Yurtdışındaki bir Türk diplomat arkadaşımı aramıştım ve o da ‘Dinleme bunları, bunlar ciddi şeyler değil, bazı aşırı uçlar söylüyor bunları.’ demişti. Bir süre sonra ‘Mavi Vatan’, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın önünde durduğu bir çerçeve oldu. Yarın sabah ‘Uzay Vatan’ da duyabiliriz, bu şey sürekli genişliyor.”
Türkiye’nin kendi geliştirdiği hukuki tezler ile uluslararası hukuk arasındaki makasın gittikçe açıldığını ileri süren Yunan Dışişleri Bakanı, bunun değişeceğine yönelik iyimserliğini ise artık kaybettiğini söyledi.
‘TAMAMEN PROFESYONEL BİR ORDUYA İNANMIYORUZ’
Dendias, “Bundan 5 yıl sonra Yunanistan için nasıl bir ordu öngörüyorsunuz.” sorusuna da şu yanıtı verdi: “İdeolojik olarak size bir prensipten bahsedeceğim:
Yunan toplumunun tamamı Vatandaş Ordusu'na inanıyor. Bu, antik çağlardan beri ülkemizin geleneğidir. Vatandaşlar ülkelerini, ailelerini, evlerini ve haklarını savunurlar. Biz tamamen profesyonel bir orduya inanmıyoruz. Elbette belkemiği her zaman gurur duyduğumuz profesyonel personelimiz olacaktır. Ancak onların yanında üniformalı Yunan vatandaşı duracaktır. Profesyonel olmaması onun amatör olduğu anlamına gelmez. Artık işler değişti, özel eğitim gerekiyor. Şu anda şartların gerektirdiğinden çok daha düşük bir aşamadayız. Dolayısıyla eğitimimizi başka bir seviyeye taşımamız gerekiyor. Diğer ülkeler bunu başardı ve bizim de rezervimizi başka bir seviyeye taşımamız lazım. Yani, görev yapmış olan insanların anavatanlarının savunmasına yardımcı olmak üzere geri çağrılabilmelerini sağlamalıyız. Dolayısıyla yapacağımız şey, yapıyı, eğitimi ve rezervi kökten değiştirmektir.”
‘KADINA ASKERLİK FIRSATINI VERELİM’
-
Dünya Kadınlar Günü'nde, kadınların gönüllü olarak askere alınmasından bahsettiğinizi duydum. Ne zaman başlamayı planlıyorsunuz?
Kadınların çok büyük bir potansiyeli var, bunun kanıtlandığını hepimiz biliyoruz. Nüfusumuzun yarısını görmezden gelemeyiz. Eğer isterse ona hizmet etme imkanı vermeliyiz, çünkü toplumsal örgütlenmemiz bu aşamada bunu empoze etmemize izin vermiyor. Tecrübemiz var çünkü profesyonel yöneticilerimizin yaklaşık yüzde 17'ye yakını kadın. Yani sistemin kendisi kadınların varlığını bünyesinde barındırıyor. Öyleyse neden gönüllü olarak hizmet etmek isteyen bir kadına bu fırsatı vermeyelim. Hem de sadece cephe gerisinde değil, sadece hastanelerde değil, sadece ofislerde değil, Yunan Ordusu'nun vurucu güçlerinde de hizmet etmek için? Bir önceki bakanlık dönemimde Meis'e gittiğimde, Fener Adası’ndaki en önemli garnizonumuzun başında bir kadın teğmen buldum. Yani kadınlar her şeyi yapabilir. Bunu gönüllü olarak başlatacağız, gerekli altyapıyı artıracağız, çünkü onlar için hayatı zorlaştırmak istemiyoruz.”
-
Gönüllü olarak başlayacağını söylüyorsunuz... Zorunlu olma ihtimali var mı?
Buna gelecekteki bir siyasi liderlik, gelecekteki bir parlamento ve gelecekteki bir Yunan toplumu karar verecek. Ancak bunun gelecekte bir seçenek olarak var olması gerektiği kesin. Biz sadece 11 milyonuz ve 100 milyon kişi haklarımıza meydan okuyor. Benim istediğim, Yunan kadınının, Yunan annenin, Yunan eşin, eğer isterse, hayatında bu rolü, anavatandaki asker rolünü ve evini, ailesini, haklarını koruma rolünü oynayabilmesidir. Ve bunun benim dönemimde yapılacağını düşünüyorum. Bence ilgi de olacak.