Yunanistan hukuku Çiğnemekte ısrarcı! 'Gayri askeri statü'deki adalara zırhlı araç

Yunanistan'ın Midilli'ye 23, Sisam'a 18 taktik zırhlı araç sevkıyatı yaptığı görüntülendi. Güvenlik kaynakları olayı saldırganlık olarak niteledi, ‘Asla kabul edilemez’ dedi

1923 Lozan ve 1947 Paris antlaşmalarıyla gayri askeri statüde olması şartıyla Yunanistan'a devredilen 23 adanın tamamı bugün silahlandırıldı.

Yunanistan'ın gayri askeri statüdeki adalara yönelik uluslararası hukuku çiğneyen faaliyetleri görüntülendi.

Güvenlik kaynaklarından alınan bilgiye göre, Adalar Denizi'nde görev uçuşu icra eden Türk Silahlı Kuvvetlerine ait İHA'lar bir hareketlilik tespit ederek, Yunanistan'a ait iki çıkarma gemisinin Midilli ve Sisam'a seyir halinde olduğunu belirledi.

Söz konusu gemilerin gayri askeri statüdeki Midilli'ye 23, Sisam'a ise 18 taktik tekerlekli zırhlı araç sevkiyatı gerçekleştirdiği ortaya çıktı. Zırhlı araçların ABD tarafından Dedeağaç Limanı'na gönderilen araçlardan olması dikkati çekti.

'KABUL EDİLEMEZ'

Güvenlik kaynakları, 18 Eylül ve 21 Eylül'de yaşanan bu olayları Yunanistan'ın Türkiye'ye yakın adaları silahlandırmaya ve gayri askeri statüyü ihlal etmeye devam ettiğinin en açık göstergesi olarak nitelendirdi.

Bu adalara özellikle ABD tarafından hibe edilen silahların yerleştirilmeye çalışıldığını ifade eden kaynaklar, yapılan diyalog ve iyi komşuluk çağrılarına karşı NATO'da müttefik olan Yunanistan'ın uluslararası hukuk ve müttefiklik ruhuna aykırı bu saldırgan eylemlerini "asla kabul edilemez" olarak değerlendirdi.

Yunanistan'ın bu iki adanın statüsünü uzun yıllardır ihlal ettiğini, buralara silah konuşlandırdığını vurgulayan güvenlik kaynakları, bu son sevkiyatlarla da ABD'nin hibe ettiği taktik tekerlekli zırhlı araçlarla bu adalardaki araçların bazılarını değiştirdiğine dikkati çekti.

Türkiye'nin sorunların diyalog ve uluslararası hukuk kapsamında çözüme ulaşmasına yönelik çabalarının yanı sıra çözüm için bir araya gelinmesine yönelik davetlerini hatırlatan kaynaklar, “Yunanistan'ın tüm davetlere karşılık toplantılara dahi katılmaması ve bu tarz provokasyonları yapması tansiyonu kimin artırdığının, kimin uzlaşmaz, saldırgan ve hukuksuz faaliyetler içinde olduğunun açık göstergesidir.” değerlendirmesinde bulundu.

EGEMENLİK TARTIŞMAYA AÇILIR

Türkiye, 16 Temmuz 2021 ve 30 Eylül 2021 tarhilerinde Birleşmiş Milletler'e gönderiği mektuplarda, adaların statüsünün ihlali durumunda egemenliğin tartışma konusu olacağını vurgulamıştı.

30 Eylül tarihli mektupta genel hatlarıyla “Yunanistan’ın egemenliği, bu adaların silahsızlandırılmış olmaları ile bağlantılıdır.”, “Türkiye’nin ilgili ülke olarak Yunanistan’ın yükümlülüklerini yerine getirmesinde ısrar etmeye hakkı vardır.” ve “Yunanistan, antlaşmalara aykırı bir şekilde adaları silahlandırmakla, bu antlaşmalardan kaynaklanan haklarını öne süremez.” değerlendirmesine yer verilmişti.

16 Temmuz tarihli mektupta da, “Eğer Yunanistan, anlaşmalardaki yükümlülüklerini yerine getirmede başarısız olursa, o anlaşmalardan kaynaklı egemenlik haklarını deniz yetki alanlarının belirlenmesi dahil öne süremez.” ifadesi kullanılmıştı.

23 ADANIN TAMAMI

Tartışmaya konu adalar, '1923 Lozan' ve '1947 Paris' antlaşmaları kapsamında gayri askeri statüde olması şartıyla Yunanistan'a devredilen Doğu Ege adaları, Boğazönü adaları, On İki Ada ve Meis Adası’ndan oluşuyor. Buradaki 23 adanın tamamında bugün Yunan Ordusu'nun tahkimatları olduğu görülüyor. Aslında Yunanistan da bu adaları silahlandırdığını inkar etmiyor. Bunu Birleşmiş Milletler Antlaşması'nın 51. maddesindeki “meşru savunma hakkı”na dayandırdığını iddia ediyor. Fakat sözleşmelerle gayri askeri statünün kabul edilmiş olması, devletin egemenliğine getirilen bir kural dışılığın kabulü anlamına geliyor. Çünkü gayri askeri statü (demilitarized), silahsızlandırılmış statüden (disarmed) farklı olarak egemen ülkenin tüm tahkimat olanağını ortadan kaldıran, üç boyutlu devlet ilkesi gereğince hava, kara ve deniz ülkesinde geçerli olan bir rejimi ifade ediyor. 'Silahsızlandırılmış' ifadesinin kullanılması askeri amaçlarla kullanılmayan askeri hava araçlarının uçuşuna ve hatta ikametine müsaade ederken, 'gayri askeri statü' ne uçuşlara, ne transit geçişlere, ne daimi ve geçici konuşlanmalara, ne de insansız deniz ve hava araçlarına izin veriyor.

Londra Antlaşması'nın 5'nci, Atina Antlaşması'nın 15'nci, Lozan Anlaşması'nın 8 ve 13'ncü, Boğazlar Sözleşmesi'nin 4 ve 6'ncı maddesi ile 1947 Paris Antlaşması'nın 14'üncü maddesi ve ilgili ekleri, Yunanistan açısından 'gayri askeri statü'nün tartışmaya mahal vermeyecek şekilde kabulünü içeriyor. Bu sözleşmelerde hava ve deniz ülkesine yönelik özel hükümler getirilmediği için de rejimin en geniş yorumuyla uygulanması gerekiyor. Nitekim Finlandiya’nın güvenliğini gözeterek “1921 tarihli Aaland Adası’nın Tarafsızlaştırılmasını Düzenleyen Sözleşme”de, 'gayri askeri statü' içindeki çeşitli imtiyazların özellikle tanımlandığı görülüyor. Bu bakımdan mevcut rejimde; askeri amaçlarla kullanılan sivil uçakların dahi hava sahasından geçmesine müsaade edilmemesi gerekiyor.

Sonraki Haber